ABD Temsilciler Meclisi Sözde Soykırımı Onayladı

ABD Temsilciler Meclisi Sözde Ermeni Soykırımını onayladı. Sanırım bundan sonra senatoya gelecek? 21'e 27 ile onaylamış. Böle birşeye hiç olanak vermiyorum ABD bu kadarda ileri gidemez Türkiye'yi gözden çıkarmış olamaz diyordum. Sadece buradan geçmiş olması bile İlişkileri zedeleyecektir bir sonraki aşamayı geçemese bile.
Eğer diğer meclisdende geçerse heralde büyük bir ABD boykotu olacaktır. tabi bunun kime zararı dokunacaktır tartışılır.

Senatör büyük ihtimal onaylayacaktır.Çünkü büyük bir ermeni oy kitlesi mevcut.

Türkiye'ye gelince bence yine hiç birşey yapamayacaktır.Sanırım biz borçlarımız olduğu sürece göz göre göre haksızlıklara göz yumacağız.Bu daha önce çok yaşandı.Hep aynı söylentiler Türkiye boykot uygulayacak filan deniliyor.Sonra bide bakmışsınız suni gündemlerle unutulup gitmiş...

Şimdi bazı arkadaşlar diyecektir iktidar masaya yumruğunu vurup meydan okusun.Peki ya sonra?Borsa,döviz vb. ülke adına karar vermek gerçekten kolay değil.Verdiğiniz kararın birçok yan etkisi olacaktır.Türkiye borçsuz yani bağımsız olmadığı sürece bu tarz olaylara çok göz yumacaktır.

Bağımsızlık içinde mücadele vermek gerekir, gerekiyorsa 10 sene 20 sene aç yaşarım kardeşim, vurulması gerekiyorsa vurulsun masaya hatta kırılıp parça parça edilsin, katillerin kalkıpta benim soylu vatanıma, soylu milletime dil uzatması dahamı iyi? Katil yahu onlar bas baya katil.

Bu konuda daha fazla direnmeyi pek anlamlı bulmuyorum. Zira sözde ermeni soykırımı yasasının diğer devletler tarafından kabul seyrine bakarsanız zaten kabul eden ülke sayısının hızla arttığını, uluslararası arenada sadece bir etkisi olmayan cacık devletlerin bizim yanımızda olduğunu görürsünüz.
soykırım yasası zaten sonradan kabul edildiği ve uluslararası hukukta sonradan yer bulduğu için Türkiye'nin hukuki olarak soykırımla suçlanması, tazminata mahkum edilmesi falan filan hukuken imkansız. Ki zaten bu yasa çok eski suçları kapsamıyor. Dolayısıyla ısrarla "yapmadık" demeyi anlamsız buluyorum. Yaygara koparmayı da anlamsız buluyorum. Bir nevi ermenilere jest yapıyorlar; hiç bir sonuca ulaşmayacak bir dava için oy avcılığına soyunuyorlar. Bu tamamen onların iç politikasıyla alakalı bir konu. Uluslarası arenada bir bağlayıcılığı yok. O yüzden iplemeyin gitsin.

Insan haklari mahkemesine giderek bizi agir yukler altina sokabilirler, daha once bizi mahkemeye vererek turkiyeden yuklu miktarlarda tazminat aldilar. Bizimkilerde bunun farkinda oldugu icin "sana göre YAYGARA"yi kopariyorlar. Amerika lehimize karar vermezse bizde rest cekmek zorunda kalacagiz. Amerikanin Turkiye uzerindeki ustlerine kalkin gidin baska kapiya demek durumunda kalacagiz. Umarim bi yolunu bulup bunlari asariz, amerikaya rest cekmek zorunda kalmamiz bizi ekonomik olarak güc bir durumda birakacaktir, Turkiye henuz buna hazir degil, daha yeni toparlanmaya basladik zaten..

Loi' Alıntı:

Insan haklari mahkemesine giderek bizi agir yukler altina sokabilirler,

Genişletmek için tıkla ...

Bunu yapamazlar zira söz konusu yasa eski suçları kapsamıyor. Gerçi bunlar da değiştirilebilir şeyler lakin yine de Türkiye'nin tazminat ödemeye mahkum olacağını sanmıyorum. Esasında bu yasanın eski suçları kapsamamasının altında yatan gerçek; avrupa ülkelerinin tarihlerinde de soykırımların olması. Kendilerini güvence altına almak için eski suçları dikkate almıyorlar. O riski göze alacaklarını da sanmam.
Elbette bir takım girişimlerde bulunulmalı; lakin sonuç alınamasa da o kadar üzerinde durulmamalı bence. Oy avcılığı için yapılan şeyler bunlar. Her seçim öncesi gündeme gelir. Adettendir.

Ermenıler bızden daha baskıcılar ve 50 yıldır ugrasıyorlar bız ıse yumurta kapıya gelınce hayır dıyoruz adamlar tabıkı onaylayacaklar bız sadece yılda bı kez bı ermenı haberı duyuyoruz daha sonra bırkac acıklama ve suskunluk adamlar durmaksızı calısıyor + sunu bılıyorsunuzdur ermenısten cok fakır bır ulke ve ermenı nufusunun %50 sınden fazlası amerıkada yasıyor buda bır etken tabıkı

Bu tamamen bizim kendi problemimiz, derdimizi dışarıya anlatamadık hiçbir zaman. Bırak dışarıya içe de anlatamadık, çünkü cahil cühela bir halkımız var. E böyle halkın içinden de farklı statüde bir adam çıkıp yönetmeyecek, bizi yönetenler de bizim gibi. Bütün iş bitmiş gibi herkes Ermeniler'le uğraşıyor. Sanki Amerika Japonya'ya attığı iki bombanın, bitmiş Almanya'nın üzerine yaptığı Dresden Bombardımanı'nda öldürdüğü 100.000 sivilin, Sırplar Kosova'da yaptıklarının, Fransa Kuzey Afrika'da yaptığının hesabını vermiş gibi birileri bize hesap soruyor. ve evet buna söylenecek tek şey yönetim gitsin yumruğunu vursun. Vursun tabi, döviz çıkmayacak borsa öksürmeyecek diye her geçen gün verebileceğiniz tavizlerin sayısı ve gurursal boyutu artacak. Bu bütün konularda geçerli, 15-20 sene önce konuşsanız sokakta yuhlanacağınız bir çok şey bugün büyük maharet gibi konuşuluyor. 15-20 sene sonra neler olabileceğini de tahmin edemiyorum. Yine de buna kolay yolu seçerek, aman fani dünya bırakın geçsinler nasıl olsa 50 seneye kıyamet kopar diye bakabiliriz, bir şekilde şu an içinde bulunduğumuz muz cumhuriyetinde yaşayan kör maymunları oynamaya devam edebiliriz, birileri bize muz sağladığı sürece kafesimizin içinde ne olup bittiğini umursamayabiliriz. Çünkü biz buyuz, bu şekilde yaşamayı seviyoruz. Ya o değilde ne olacak Fenerbahçe'nin hali muhabbeti hepimiz için daha eğlenceli. Bir ülkenin önüne vizyon ve hedef koymazsanız o ülke ancak bugününü düşünür, o zaman da önüne yıllar boyu serilen oyunlara karşı günlük politikalarla karşı koymaya çalışır, böyle haksız yere rezil duruma düşer. Ha bunca bölünmüşlüğün çilekeşliğin içinde biz bir ulus olmayı bile beceremiyorken, kişisel olarak Amerika'da bunun kabul edilmesi umurumda mı, hayır değil. Biz birbirimizle bile konuşamıyorken dış dünyaya ne anlatacağız, bilmiyorum girin bakın youtube'a, o foruma bu foruma, bizden başka her girilen tartışmada bir anda birbirinin anasına babasına küfreden, okumadan etmeden birbiriyle karşıt gruplaşan çeteleşen başka bir millet var mı. Ben ermeni soykırımını bilmem, Türkiye'de Türk soykırımı var onu biliyorum. Türk olmak, haksızlığa karşı susmak, düşmanlığı cevapsız bırakmak, Türk olduğundan utanır hale gelmek olmuş.

Kararın hukuken bir geçerliliği yok

GİDEN GİTMİŞTİR;

GİTTİĞİ ZAMAN BİTMİŞTİR.

BEN GİDENİ DEĞİL,

GİDEN BENİ KAYBETMİŞTİR..!!!






--------------------------------------------------------------------------------




Yer: Azerbaycan, Hocali 26/02/1992

Elleri bir agaca arkadan baglanan hamile bir kadinin basina dikilmis
olan iki Ermeni yazi tura atiyordu. Bu kanli qumari yaklasIk 100 yil
önce Anadolu topraginda Kars'ta Agri'da Van'da Erzurum'da da atalari
oynamisti.Onlardan duymuslardi. Karni burnunda çaresiz bir Azeri
kadinin dogumu oldukça yakin görünüyordu. Çaresiz kadin bir hazan
yapragi gibi titriyordu. Elbiseleri yirtik, ayaklari
çiplakti...Ermenilerin uzun boylu olani elindeki AK-47 model Rus
yapimi otomatik tüfeginin namlusuna monte edilen seyyar kasaturayi
çikartirken, digeri elindeki demir parayi havaya atti

:-Akçik, manç?..
(Kizmi, oglan mi?)

-Akçik...
(Kiz)

Bu cevap üzerine 'oglan' diyerek bahse giren Ermeni, elindeki kasatura
ile hamile kadinin karnini bir hamlede yarip çocugu çikartti.Kan b!
ürülügözleri bebegin kasIklarina kilitlendi.

-Tun sahetsar,inger...
(Sen kazandin, yoldas)

-Yes sahetsapayts ays bubriki inç bes bidigisdana...
(Ben kazandim ama bu bebek nasil beslenecek?)

-Mayrigi bedge gisdatsine.
(Annesi besleyecek elbette)

Bunun üzerine daha kisa boylu olan Ermeni, bir hamlede kasaturaya
geçirdigi bebegi annesinin gögsüne yapistirdi:

-Mayrig yerahayin zizdur.
(Çocuga meme ver)

Ayni dakikalarda Hocali'nin baska bir semtinde tek kale futbol maçi
hazirligi vardi. Iki kesIk Azeri kadin basini kale diregi yapmislar,
top arayisina girmislerdi.Basi tirasli bir çocuk bulup getirdiklerinde
ise Ermeni çeteci sevinçle bagirdi:

-Asixn ma/,çimi yev bizdige, aveg gindirnadabidi. Gidiresek...
(Bu hem saçsiz hem de küçük, iyi yuvarlanir. Kopartin...)

Ayni anda çocugun gövdesi bir tarafa,basi da orta yere düsmüstü...

Ermeniler zafer naralari! atarak, kanli postallari ile kesIk çocuk
basina vurarak kanli bir kaleye gol atmaya çalisiyordu.

Bu iki olay Hocali'da bundan çok degil yalnizca 14 yil önce yasandi.
Her iki olay da ermeni çetecilerin katliamlarina bizzat sahit olan
görgü taniklarinin anlatimlaridir.

Ne yazik ki 26 Subat 1992 günü binlerce Azeri türlü yöntemlerle
vahsice katledilmistir. Ajanslar,katliam haberini bütün dünyaya hizla
geçerken, arsi titreten agir bir vahset yasanan Hocali halkindan geri
kalanlar ise çaresizlik içinde kivraniyordu.

Türkiye'de büyük bir dehset uyandiran katliama iliskin ilk görüntüler
ise TRT araciligi ile duyurulmustu. Bütün olanlari batili gazeteciler,
özellikle de New York Times belgeledi.

26 Subat'ta güçlü silahlarla donatilmis Ermenistan silahli kuvvetleri
ile Hankendi'nde konuslanmis bulunan Albay Zarvigarov komutasindaki
366'nci Rus Motorize Alayi, Hocali'ya saldirarak tarihin en vahsî
katliamlarindan birini yaptilar.

26 Subat! gecesi Rus motorize alayinin tanklarindan açilan top ve
roket saldirilari ile Hocali Havaalani kullanilamaz hâle getirilerek
kentin dis dünya ile iliskisi de tamamen kesildi.

Savunmasiz kalan kente giren Rus destekli Ermeni askerleri, çocuk,
yasli, kadin, bebek demeden birçok insanimizi vahsîce katlettiler.
ermenilerin isgal ettikleri Hocali'da dehset verici olaylar yasandi.

Canli canli insanlarin kafa derilerini yüzdüler,

Sag olarak ele geçirdiklerini ise sistematik bir iskenceye ve tibbî
deneylere tâbi tutarak, insanlik disi muamelelere maruz biraktilar.

Hizar ve testereler ile diri diri insanlarin kol ve bacaklarini
kestiler.

Genç kizlarin önce saçlarini,sonra da kafa derilerini yüzdüler.

Babanin gözü önünde evladini, evladin gözü önünde babayi kursunlara
dizdiler.

KesIk kafalari sepetlere doldurdular.

Peki neydi bu düsmanlik?

Ermenistan'daki okul duvarlarinda asilan haritalarda Türkiye'nin 12
ili yer almaktayken, Ermenistan'in bayraginda Türkiye hudutlari
içindeki Agri Dagi'nin resmi varken, Ermenistan Millî Marsi'nda
'Topraklarimiz isgal altinda, bu topraklari azat etmek için
ölün,öldürün' denmekteyken, baskaca bir neden aramaya zaten gerek yok
sanirim.

Daglik Karabag Bölgesi'nde bulunan Hocali'ya, eski Sovyet Ittifaki
Silahli kuvvetleri'ne ait 366.Alay'in destegi ile Ermeni Silahli
Kuvvetleri tarafindan düzenlenen saldirilar sonucu 613 Azerbaycan
Türk'ünün hayatini kaybettigi resmî olarak açiklandi. Ancak kayip
sayisinin bu rakamlarin çok çok üstünde oldugu bilinmektedir.

56 hamile kadin karni yarilmis durumda bulunmustur.

Bu alçak saldirida 487 kisi agir yaralanirken, 1275 kisi ise rehin
alinmis,geri kalan nüfus da bin bir zorlukla canini kurtarmis ancak bu
olayin tahribatindan ruhlari ve hafizalari asla bir daha
kurtulamamistir.

Sahitlerin anlattiklarini dinleyenler önce kulaklarina inanamadi.!

Fakat katliam sonrasi Hocali'ya girdiklerinde ise, görgü taniklarinin
abartmadigini kisa sürede anladilar. Hocali'da katliam bölgesini gezen
Fransiz gazeteci Jean-Yves Junet'nin gördükleri karsisinda
söyledikleri, katliamin boyutunu da anlatiyordu:

'Pek çok savas hikâyesi dinledim. Fasistlerin zulmünü isittim,ama
Hocali'daki gibi bir vahsete umarim kimse tanik olmaz' Peki 26 Subat
1992 günü yasanan bu katliamin emrini kim vermisti; Ermenistan Devlet
Baskani sifatini tasiyan Robert Koçaryan denilen kirli katilden
baskasi degildi. Yaptigi terör faaliyetlerinin orani nispetinde terfi
eden Tasnaksutyun örgütü liderlerinden Robert Koçaryan, 20 Mart
1996'da Ermenistan Basbakani oldu.

Karabag'da baris istedigi için asiri milliyetçilerin tepkisine daha
fazla direnemeyen Levon Ter Petrosyan istifa edince de 30 Mart 1998
yilinda ondan bosalan Devlet Baskanligi koltuguna,'Hocali Katlia! mi'
bas sorumlusu olan azili terörist Robert Koçaryan oturdu.

Ermeniler Türk hamile kadinlarina tecavüz edip karnini hamile oldugu
halde tas ile doldurup öldürmüsler ve küçük Türk kizlarina tecavüz
edip öldürmüslerdi.

Ulkemizde sadece 1 Ermeni öldürüldü diye yürüyüs yaptilar ve o kadar
arastirdilar ama hiç bir insan kalkip ta bu masum insanlara iskence
edilip öldürüldükleri için yürüyüs yapmadi..............

Yaziklar olsun ......

Not: Alıntıdır. Bana e-mail ile ulaştı.