17 Ağustos 1999 | 10 Yıl geçti üzerinden

bir konu göremedim iyinet'de bu onuyla iligli, ben dünyanın öbür ucundan unuttmuyorum...

17 Ağustos 1999 10 yıl geçti, hiç bir şey yapılmadı... 10 bin can gitti anca birbirini yedi tüm partiler yazıklar olsun.. Onlar unuttu sizde mi unuttunuz gençler?

Ölen vatandaşlarımızı saygı ve rahmetle anıyorum...

Kimse 17 Ağustos 1999 depremini unutmadı.

Biz millet olarak kötüyü hatırlamamakta ısrarcıyız! Herkese olur bize olmaz havasındayız...

Allah böyle afetleri başımıza vermesin inşallah!

Rabbim o günleri birdaha Türk milletine yaşatmasın.

Hatırlasak ne olacak unutsak ne olacak? Bayındırlık bakanlığının, sözde "vatandaşın magdur olmaması için" çıkardıgı tonla kararın ardından ağır hasarlı ve kesinlikle yıkılması gereken binların bile süslenip püslendiğini gözümle gördüğüm için diyecek çok şey bulamıyorum. Belediyelerin sokak sokak gezerek kırmızı X işareti ile belirlediği binalar o dönemki kanunlara göre 5 yıl içinde (yanlış hatılamıyorsam) yıkılması eğer yıkılırsa yerinede park-bahçe yapılmasını öngürüyordu. Ancak 2002 de gelen yeni yönetimimiz sağolsun tüm bunların güçlendirme çalışmasına izin verdi. Şu an sokaklarda gördüğümüz o güzel süslü binaların büyük çoğunluğu yıkılması gerekirken onarıldı. Krizden yeni çıkan bir ülkenin yeni yönetimiyle birlikte göze hoş görünmesi gerektiği bir dönemde katrilyonların devlet bütçesinden çıkarak yapı işlerine fon ayrılması sanırım yeni yönetimi başarısız olarak nitelerdi. Çünkü hazinedeki para yapı fonu olarak kullanılırsa geri dönüşümü çok ağır olacaktı. Nitekimde öyle oldu. Ayrılması gereken fonlar sıcak para olarak sanal piyasaya dağıldı ve peşinden ekonomi canlandı. vs.vs.vs.

Yani bunu tercih eden bizler değiliz. Başımızdaki yönetimdir.

Koyun can derdinde kasap et derdinde. (SEO.)

Yine yeniden bir deprem olur, bu uğurda canlar veririz...
Bazılarımız kalır, bazılarımız gider...
Gene forumda bir konu açılır, gene böyle yazılar yazılır.
Olan yine giden canlara olur.

Bir Türkiye gerçeği...

bilgi' Alıntı:

atay' Alıntı:

Koyun can derdinde kasap et derdinde. (SEO.)

Genişletmek için tıkla ...

Hadi benim derdimi uydurdun, ya senin derdin ne?

http://forum.iyinet.com/guncel-konu...s-1999-10-yil-gecti-uzerinden.html#post823945

Genişletmek için tıkla ...

Ben size pm atmadım, bizzat buradan sordum. Bu sebeple derdimide buradan açıklayayım. Sakarya, Akyazı'lıyım ve deprem sizin için seo anlamına gelebilir, bizler için gelemiyor malesef. Umuyorum bu kadar yeterlidir.

Bu konudan da kişisel tartışma çıkartıyorsun ve bunu genele yaymaya çabalıyorsun!
Aferin size, aferin!
Böyle devam edin...

"Evet, seo yaptım, herkes o linke tıklayacak, google indexleyecek, bir ton ziyaretçi gelecek, reklamlara tıklayacak, o tıklamalarla servet kazanacağım" dememi mi bekliyorsun yada böyle birşey olacağını mı?

Senin koyununu, canını merak ettim, benim etim SEO imiş. (Haa buldum senin koyununu da canını da, Bkz. buradaki konu, ne güzel değil mi? )

Siz devam edin...

geçmişte yaşanılan acılardan gereken dersleri çıkarmış olsaydık, bu ülke bu vaziyetlere hiç gelmezdi!!!

bilgi' Alıntı:

Bu konudan da kişisel tartışma çıkartıyorsun ve bunu genele yaymaya çabalıyorsun!
Aferin size, aferin!
Böyle devam edin...

"Evet, seo yaptım, herkes o linke tıklayacak, google indexleyecek, bir ton ziyaretçi gelecek, reklamlara tıklayacak, o tıklamalarla servet kazanacağım" dememi mi bekliyorsun yada böyle birşey olacağını mı?

Senin koyununu, canını merak ettim, benim etim SEO imiş. (Haa buldum senin koyununu da canını da, Bkz. buradaki konu, ne güzel değil mi? )

Siz devam edin...

Genişletmek için tıkla ...

Özel mesaj atarak kişiselleştiren sizsiniz. Kaynağı burası olduğu için ve burada yanıtladığım için kişiselleştirmişsem veya genele yaymışsam bilemiyorum.

17 Ağustos 1999 depremi yaptığınız gibi "küçük" linkler vererek ufak hesaplar yapılabilecek bir niteliğe sahip değildir. Bu ülkede birçok kişinin eşi, anası, babası bu felakette vefat etmiştir.

Benzeri mesajlarınızda sürekli linklerle olayınızı pekiştirdiğiniz için, bu konuda ki mesajınızıda sadece bilgi verme amaçlı, iyi niyetli bir davranışmış gibi göremedim.

http://forum.iyinet.com/816710-post7.html

İlgili vefat konusundada atalarımızın deyimiyle "kıssadan hisse" yapmayı başardınız.

Gümrük ve araba ile alakalı konu ile bu mesajları nasıl bağdaştırdığınız hakkında ise hiçbir fikir yürütemedim.

Ben 17 Ağustos 1999 depremini yaşamadım ama unutmadığımı gösterdim ve denk gelip de sitemde gezen olursa onlar da bir türlü faydalanacak...

Verdiğin link Michael Jackson vefat etti bir kaç haftada albümleri milyonlar sattı, senin mantığınla bu kişiler dükkanlarını kapatmalı, satış yapmamalıydı.

Yazına göre vergisiz algısız "3bin€'ya 2000 model 316i getiremezsem ölürüm kahrımdan" cümlesi sonucuna göre ölürmüşsün kahrından, derdin bu imiş ve bunun haricinde sadece muhalefetsin!

Saygı duyduğum bir kişi idin, sıradanlaştın...

Edit: Kötü bir niyetin olmadığını düşünüyorum, benim de kötü bir niyetim olmadığını bil!

Depremi yaşamamış birisi için hatırlamak çok duygusal olabilir ama ben hatırlamak istemiyorum. Allah rahmet eylesin buyrun bir yasin okuyun .

Ben 316 getirmek istemekle depreme duyarlılık konusunun nasıl bağdaştığını anlamadım. Beni alakadar etmez de gerizekali miyim acaba 2-3 kere okudum da, yani 316 getirmek istemek, bir duyarsızlık mı ülkeye karşı filan?

Bence Atay böyle bir tepki vermezdi, ama depremi yakından yaşayan birisi olduğu için biraz duygusal anına denk geldi. Böyle bir konu altında kimsenin art niyetli olabileceğini düşünmüyorum.

Allah C.C ölenlere rahmet eylesin.bizim 4 katlı binamız(babanemin) , iki dükkanımız depremde yıkılmıştı.

yakından akrabalara birşey olmadı,ama tanıdığımız çoğu kişi can verdi.Allah tekrar yaşatmasın inşaAllah.

04:20 - 05:05'deki görüntüler konuyu özetliyor sanırım... Bu sahne beni çok etkiliyor.

http://video.google.com/videoplay?docid=8954556722410432686&hl=en

Valla arkadaşlar deprem bir çok kişiye göre can sıkıcı bir konuydu. Bunu burada konuşurken bari menfaatleri ön planda tutmayalım. Ben 17 Ağustosu Avcılarda yaşadım, bir kaç arkadaşım ve onlarca tanıdıgım insan öldü. Evden nasıl çıktıgımı sabah hava aydınlandıgı zaman anladım. 3 ay sonrada memleketim Düzce'de deprem meydana geldi. Allahtan orada bir kayıp yaşamadım ama etkisi çok uzun sürdü.

Anlatmak istediğim biraz insani duygularınız olsun. Kandil konularında hadislerden betikler yaymakla olmaz bu işler. Burada en azından benim gibi 3-5 kişi var depremden zarar gören ve canı yanan. Bize saygınız olsun bari. Klavye ile yüksek derecede gösterdiğiniz imanınızı en azından bizim gibi gerçekten canı yanan insanlar üzerinde eylemlerinizle gösterin. Üç kuruşluk link için bu durumlarada düşmeyin.

Bende avcılardaydım dayımların binası yıkıldı. Allah'tan ölen olmadı. İş arkadaşım ve kardeşi vefat etti. İlla neler yaşadığımızımı yazmamız lazım. Bir hafta sokakta yattık. Gerçi bu evdekilerin tercihiydi bizde uyduk.

Not : siteye link kasmak gibi bir derdimde yok giren ya sübhanekeyi okur yada yasin i.

Bizde çınarcıktaydık. Bizim bulunduğumuz evlerde birşey olmadı ama o anı yaşamak, sevdiklerinden uzak olmak oldukça kötüydük. Hele bu acıyı daha kötü birşekilde yaşamış olanları düşünemiyorum bile.

herzamaki gibi gece 1-2 gibi eve girmiştik. Şans bu ya o gece aramızda ilginç bir konu vardı. Uzaylılar vs... Yattıktan kısa bir süre sonra ne olduğu anlamadan uyandık, afallamıştık. Yer ayaklarının arasından kayıyordu ama anlam veremiyordun. O an ilk aklıma gelen uzaylılardı. Uyku sersemliği işte. Deprem oluyor diyorlardı ama anlayamıyordum. Gerçekten çok kotkutucuydu.

Hiç unutamadığım birşey daha vardı. Hertaraf zifiri bir karanlık, biz dışarda bahçede... Her yerde bir ses yankılanıyordu... O da MARMARA FM... Bir adam arkaya bir fon müziği almış ( ama öyle bir müzikti ki gerilim müziği ) orası yıkıldı, burası yıkıldı, her tarafta ambulans sensleri yankılanıyor diyordu. Birtekte o kanal yayın yapıyordu. Dolayısıyla her taraftan onun sesi geliyordu.

Birde o yıkılan yerlerde ailelerimizin olduğu yerlerin ismini geçiriyordu. Avcılar, küçükçekmece diye...

Ne zaman radyoları gezsem o kanala gelince direk es geçerim.

Allah bu acıyı bir daha tattırmasın dicem ama önlemler alınmadıktan sonra bunun bir anlamı olmadığını da biliyorum.

Depremi İzmit'te, evimin 7. katında yaşadım. Açıkçası bir patlama oldu, çatıya uçak düştü gibi şeyler geldi aklıma. Ev şangır şungur herşey dökülüp kırılıyordu. Dışarısı kırmızı gözüküyordu.

Şükürler olsun ki ne can, ne mal kaybımız oldu. Allah bir daha böyle bir afet göstermesin...