Toplumun büyük bir kısmı için ortak bir sosyal durumunu temsil etmektedir. Çoğumuzu korkutan ama en yakınımıza bile sormaya çekindiğimiz ağız kokusu nedir nasıl tedavi edilir?
Ağızda oluşan ve çoğunlukla çevrenin de hissettiği kötü koku(HALİTOZİS) ağız kokusudur.Ağız kokusu tek başına hastalık değildir. Çoğunlukla bir hastalığın bulgusudur.Son yıllarda ağız kokusu sınıflandırılması şöyledir:
Ağız kokusu olmadığı halde ağzı koktuğuna inananlar:Her türlü kontrolden sonra koku olmadığı söylense de ağız kokusu hissederler ki psikolojik bir durumdur.Bu kişlerin psikolojik destek alması gerekebilmektedir.
İkinci grup kişiler ağız kokusu olduğu halde bunu kabul etmeyen red eden kişilerdir.
Üçüncü grup sosyal olarak da fark edilen ağız kokusuna sahip olan gruptur.
Ağız kokusu oluşumu iki grup olarak belirlenir ve bazen ikisi bir arada olabilir:
FİZYOLOJİK AĞIZ KOKUSU;
Bu grupta çoğunlukla kokulu gıdaların,alkol sigaranın kullanımının yaratığı kokulardır. Akşam yenilen özellikle soğan sarımsak gibi kokulu gıdalar sindirim sistemindeki gazları sebebiyle kötü kokuya sebep olur.Kişi sabah kalktığında ağızda kötü tat ve koku vardır. Bu durumda özellikle uzun süren diş fırçalama ,kokuya yönelik çinko içeren gargara kullanımı ve dil yüzeyinin çok iyi temizlenmesi etkili olur. Yine de bu gıdaların gazları yaklaşık 72 saat boyunca sindirim sistemin de kalır.aynı şekilde içki ve sigara da koku sebebidir. Bu durum hastalık değildir ama sosyal ortamlar için büyük sıkıntı yaratır. Doğru macun ve gargaralar işe yarayabilir.Kadınların mensturasyon dönemlerindeki hormonal değişiklikler de ağız kokusu yapabilir. Bu durumda da özellikle fırçalama ve uygun gargaralar etkilidir.
PATOLOJİK AĞIZ KOKUSU;
%80_90 oranında sebep ağız kaynaklıdır.Bu durumları sıralamak gerekirse;Diş eti hastalıkları,diş çürükleri,implant çevresi iltihaplar, kırık diş ve kökler, eski kırık ve bozulmuş dolgular, kenarları açılmış diş eti çekilmiş köprüler, eski protezler, yarısı gömülü yirmi yaş dişleri, apseler, ağız yaraları ve tükürük azlığı.
Ağız dışında kalan sebepler;
İlk sırada yer alan organ burundur. Burun solunumu,tercih edilen solunumdur. Eğer burun tıkalı ise ağız solunumu olur bu koku için bir sebeptir. Burun deviasyonları, geniz akıntısı, farenjit, larenjit, burun apseleri ve kanserleri, üst solunum yolu enfeksiyonları kokuya sebep olmaktadır. Eğer sebep diş değilse ilk olarak hasta Kulak burun boğaz uzmanı doktora yönlendirilir.
Bunun dışında alt solunum yolu enfeksiyonlerı, akciğer apsesi,pnömoni, mide bağırsak sorunları, karaciğer hastalıkları, diabet, böbrek hastalıkları da kokuya sebep olabilir.
Ağız kokusu nedeniyle bireyleri dışlamak yerine onları uyarmak ve tedaviye yöneltmek gereklidir.
Ağız Kokusunun Tedavisi
Ağız kokusu çoğunlukla ağız kaynaklı olduğu için diş hekimine başvurmak doğru olanıdır.
Ağız içi problemler tedavi olduktan sonra koku olmaması hastanın ağız bakımını doğru ve düzenli yapması ile sağlanır. Diş hekiminin tedavisi çoğunlukla kokuyu iyileştirir.
Kişinin ağız kokusunu farketmesi, bununla yüzleşmesi zordur. Burada eşlere, aileye yakın dostlara da görev düşer. Psikolojik durumu düşünerek sorunu belli etmek ve paylaşmak çözüm için şarttır
Ağızda oluşan ve çoğunlukla çevrenin de hissettiği kötü koku(HALİTOZİS) ağız kokusudur.Ağız kokusu tek başına hastalık değildir. Çoğunlukla bir hastalığın bulgusudur.Son yıllarda ağız kokusu sınıflandırılması şöyledir:
Ağız kokusu olmadığı halde ağzı koktuğuna inananlar:Her türlü kontrolden sonra koku olmadığı söylense de ağız kokusu hissederler ki psikolojik bir durumdur.Bu kişlerin psikolojik destek alması gerekebilmektedir.
İkinci grup kişiler ağız kokusu olduğu halde bunu kabul etmeyen red eden kişilerdir.
Üçüncü grup sosyal olarak da fark edilen ağız kokusuna sahip olan gruptur.
Ağız kokusu oluşumu iki grup olarak belirlenir ve bazen ikisi bir arada olabilir:
FİZYOLOJİK AĞIZ KOKUSU;
Bu grupta çoğunlukla kokulu gıdaların,alkol sigaranın kullanımının yaratığı kokulardır. Akşam yenilen özellikle soğan sarımsak gibi kokulu gıdalar sindirim sistemindeki gazları sebebiyle kötü kokuya sebep olur.Kişi sabah kalktığında ağızda kötü tat ve koku vardır. Bu durumda özellikle uzun süren diş fırçalama ,kokuya yönelik çinko içeren gargara kullanımı ve dil yüzeyinin çok iyi temizlenmesi etkili olur. Yine de bu gıdaların gazları yaklaşık 72 saat boyunca sindirim sistemin de kalır.aynı şekilde içki ve sigara da koku sebebidir. Bu durum hastalık değildir ama sosyal ortamlar için büyük sıkıntı yaratır. Doğru macun ve gargaralar işe yarayabilir.Kadınların mensturasyon dönemlerindeki hormonal değişiklikler de ağız kokusu yapabilir. Bu durumda da özellikle fırçalama ve uygun gargaralar etkilidir.
PATOLOJİK AĞIZ KOKUSU;
%80_90 oranında sebep ağız kaynaklıdır.Bu durumları sıralamak gerekirse;Diş eti hastalıkları,diş çürükleri,implant çevresi iltihaplar, kırık diş ve kökler, eski kırık ve bozulmuş dolgular, kenarları açılmış diş eti çekilmiş köprüler, eski protezler, yarısı gömülü yirmi yaş dişleri, apseler, ağız yaraları ve tükürük azlığı.
Ağız dışında kalan sebepler;
İlk sırada yer alan organ burundur. Burun solunumu,tercih edilen solunumdur. Eğer burun tıkalı ise ağız solunumu olur bu koku için bir sebeptir. Burun deviasyonları, geniz akıntısı, farenjit, larenjit, burun apseleri ve kanserleri, üst solunum yolu enfeksiyonları kokuya sebep olmaktadır. Eğer sebep diş değilse ilk olarak hasta Kulak burun boğaz uzmanı doktora yönlendirilir.
Bunun dışında alt solunum yolu enfeksiyonlerı, akciğer apsesi,pnömoni, mide bağırsak sorunları, karaciğer hastalıkları, diabet, böbrek hastalıkları da kokuya sebep olabilir.
Ağız kokusu nedeniyle bireyleri dışlamak yerine onları uyarmak ve tedaviye yöneltmek gereklidir.
Ağız Kokusunun Tedavisi
Ağız kokusu çoğunlukla ağız kaynaklı olduğu için diş hekimine başvurmak doğru olanıdır.
Ağız içi problemler tedavi olduktan sonra koku olmaması hastanın ağız bakımını doğru ve düzenli yapması ile sağlanır. Diş hekiminin tedavisi çoğunlukla kokuyu iyileştirir.
Kişinin ağız kokusunu farketmesi, bununla yüzleşmesi zordur. Burada eşlere, aileye yakın dostlara da görev düşer. Psikolojik durumu düşünerek sorunu belli etmek ve paylaşmak çözüm için şarttır