Ayasofya aç, ibadete, duaya, ağlayan bir çift göze aç..
Zaman gazetesinden Ahmet Dönmez'in haberine göre, AK Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sultanahmet'in dolması halinde Ayasofya'yı ibadete açabileceklerini söyledi ve ekledi: “Şu anda Sultanahmet Camii çok boş. Hemen Ayasofya’nın karşısında. Orası bile dolmuyor. Sultanahmet dolarsa Ayasofya’yı da gündeme alabiliriz.”
Fethin sembolü Ayasofya Camii (şimdilerin Ayasofya Müzesi) yıllardır ibadete kapalı. İbadete diyorum çünkü ne fetih öncesi hıristiyan ayinleri ne de fetih sonrası yankılanan ezanları ve ruha işleyen kur'an sedalarını duyabiliyorsunuz. Bu muhteşem yapının yapılış sebebine muhalif hareket, bilmem ki, onun hakkında vasiyette bulunan büyük kumandanların kalplerini kırıp, yattıkları kabirde hüzünlendiriyor mudur?
Gelelim açılma koşuluna. Bir ibadethanenin tekrar hizmete açılması için illa dolabilmesi mi lazım. Bir iki inanmış gönül, yoldan geçen, evi barkı olmayıp temiz bir yerde namazını kılmak isteyen veya o ortamın kokusunu ve manevi atmosferini almak isteyen bir garib yetmez mi açılması için?
Bir de denklemi tersten işletelim. Ayasofya'nın dolma ihtimali olduğunda açılması gündeme gelecekse, dolmayan ibadethane ve camiileri kapatalım gitsin mi? Bu durum mevzu yasakpara olduğunda yüzlerce camiiden bahsetmek zorunda kalabilir miyiz acaba?
Keşke daha tutarlı sebeblerle açılsa veya kapalı tutulsa.. Mesela; "Yıkılma tehlikesi var." veya "Damı su sızdırıyor." dense. Veyahut "Anahtarı evde unuttuk."
Ayasofya'yı misyonuna uygun bir halde görmek bize nasip olmayacak böyle giderse. Ama ben kötümser değilim. Bir gün mutlaka Ayasofya'nın kapısında "Hak'la beraberken, halkla ilişkini kes" diye bir yazı asılıp, içerisinde gürül gürül Kur'an okunacak.
Ahmet Alp Altay
Zaman gazetesinden Ahmet Dönmez'in haberine göre, AK Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sultanahmet'in dolması halinde Ayasofya'yı ibadete açabileceklerini söyledi ve ekledi: “Şu anda Sultanahmet Camii çok boş. Hemen Ayasofya’nın karşısında. Orası bile dolmuyor. Sultanahmet dolarsa Ayasofya’yı da gündeme alabiliriz.”
Fethin sembolü Ayasofya Camii (şimdilerin Ayasofya Müzesi) yıllardır ibadete kapalı. İbadete diyorum çünkü ne fetih öncesi hıristiyan ayinleri ne de fetih sonrası yankılanan ezanları ve ruha işleyen kur'an sedalarını duyabiliyorsunuz. Bu muhteşem yapının yapılış sebebine muhalif hareket, bilmem ki, onun hakkında vasiyette bulunan büyük kumandanların kalplerini kırıp, yattıkları kabirde hüzünlendiriyor mudur?
Gelelim açılma koşuluna. Bir ibadethanenin tekrar hizmete açılması için illa dolabilmesi mi lazım. Bir iki inanmış gönül, yoldan geçen, evi barkı olmayıp temiz bir yerde namazını kılmak isteyen veya o ortamın kokusunu ve manevi atmosferini almak isteyen bir garib yetmez mi açılması için?
Bir de denklemi tersten işletelim. Ayasofya'nın dolma ihtimali olduğunda açılması gündeme gelecekse, dolmayan ibadethane ve camiileri kapatalım gitsin mi? Bu durum mevzu yasakpara olduğunda yüzlerce camiiden bahsetmek zorunda kalabilir miyiz acaba?
Keşke daha tutarlı sebeblerle açılsa veya kapalı tutulsa.. Mesela; "Yıkılma tehlikesi var." veya "Damı su sızdırıyor." dense. Veyahut "Anahtarı evde unuttuk."
Ayasofya'yı misyonuna uygun bir halde görmek bize nasip olmayacak böyle giderse. Ama ben kötümser değilim. Bir gün mutlaka Ayasofya'nın kapısında "Hak'la beraberken, halkla ilişkini kes" diye bir yazı asılıp, içerisinde gürül gürül Kur'an okunacak.
Ahmet Alp Altay