MUHABİR HANIM SURİYE’DE KAN GÖSTERİP ‘PATRON BÖYLE İSTİYOR’ DEDİ
-Suriye’den gelen haberlerde de benzer bir içerik göze çarpıyor değil mi?
-Biliyorsun biz geçen yaz başında Şam Üniversitesi’nden tarih profesörü Mehmet Yuva’nın başında bulunduğu Türkiye-Suriye Dostluk Grubu’nun davetiyle Suriye’ye gittik... Saadet Partisi, CHP ve MHP, İP gibi partilerden isimler, siyasiler, gazeteciler de vardı heyette. Medya yalanları boyutunu gözlerimizle gördük. Hama’ya geldiğimizde namaz vakti gelmişti ve gruptan eski Adalet Bakanı İsmail Müftüoğlu Bey, bombalarla yıkılmış yapılardan birinin girişinde namaz kılmak istedi. Çok kısa süre sonra İsmail Bey, sinir içinde geldi. Gruptaki Habertürk muhabiri hanım, İsmail Bey’in namaz kıldığı yerin önünde canlı yayına bağlanmış “burası kan gölü gibi. Binlerce kişi sokaklara dökülmüş durumda. Bombalar havada uçuşuyor” mealinde yayın yapmış. İsmail Bey namazı bırakıp “kızım Allah’tan kork. Biz sabahtan beri buradayız böyle bir durum görmedik hiç. Bunları nasıl uyduruyorsun” diye çıkışınca da “patronum böyle istiyor” diye yanıtlamış. Benim de tanıklarından biri olduğum bu gibi birçok hadise her yerde anlatıldı. Suriye konusu haber tarihinde medya operasyonu olarak kayda geçecektir. Uluslararası medya ve Türkiye’deki uzantıları müthiş bir yalan operasyonu üzerinden bir olayı pişirmeye başladılar. Arabiya, El Cezire, BBC CNN, dünya medya devleri Suriye’de terörü ilk başlatanlar olarak medya tarihine geçti.
‘LANETLİ BİR COĞRAFYADAYIZ, ÇOK DİKKATLİ OLMALIYIZ’
-Bu yalan operasyonuna karşı insanlar ne yapabilirler size göre?
-İnsanlarımız şimdi “zaten akşama kadar cinnet içinde yaşıyoruz, akşam eve gelince rahatlamak adına Hürrem’i, Survivor’ı, maçları, moda, izdivaç vs programlarını izliyoruz..” diyorlar. Tüm dünya medyalarını bir anda saran ve aptallaştırıcı etkisi gözle görülür olan tv programlarının küresel boyutu yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Survivor formatının sahipleriyle ilgili bir yazım var. Okusunlar, arkasında nasıl bir ağ var görsünler. Güle oynaya bir adaya giden bir grup arkadaş, 3 ayın sonunda birbirinden nefret eder, birbirinin kuyusunu kazar hale getiriliyor... Arkadaşına ihanet etmek, dedikodu yapmak kendini kurtarmak için başkasına çukur açmak olağanlaştırılıyor. Ödüllerde kazanan New York’a ya batı kültürüne özendirecek bir sahne gösterisine götürülüyor. Bu insanları kendi bireysel çıkarları için arkadaşlarını harcamayı, yok etmeyi öne çıkaran bir formatlama. Açlıkla terbiye edilen ve ‘ben ben ben’ diyen bir ego savaşı özendiriliyor. Doğu toplumlarında ‘ben arkadaşım için canımı veririm’ anlayışı vardır. Birisi açsa sen burada oturduğun zaman vicdan azabı duyarsın. Biz başka türlü değerlerle yetişmiş bir toplumuz. İşte tüm bu değerler Survivor ya da benzeri birçok programla, bilgisayar oyunlarıyla, filmlerle müzikle vs erozyona uğruyor. ‘Eğlenmeyecek miyiz!’ diye itiraz edenlere sözüm şu: Zehir en kolay, lezzetli bir yiyecek içinde takdim edilir.
Söylşinin tamamını okumak istyenler için : http://www.acikistihbarat.com/haberdetay.aspx?id=10073
-Suriye’den gelen haberlerde de benzer bir içerik göze çarpıyor değil mi?
-Biliyorsun biz geçen yaz başında Şam Üniversitesi’nden tarih profesörü Mehmet Yuva’nın başında bulunduğu Türkiye-Suriye Dostluk Grubu’nun davetiyle Suriye’ye gittik... Saadet Partisi, CHP ve MHP, İP gibi partilerden isimler, siyasiler, gazeteciler de vardı heyette. Medya yalanları boyutunu gözlerimizle gördük. Hama’ya geldiğimizde namaz vakti gelmişti ve gruptan eski Adalet Bakanı İsmail Müftüoğlu Bey, bombalarla yıkılmış yapılardan birinin girişinde namaz kılmak istedi. Çok kısa süre sonra İsmail Bey, sinir içinde geldi. Gruptaki Habertürk muhabiri hanım, İsmail Bey’in namaz kıldığı yerin önünde canlı yayına bağlanmış “burası kan gölü gibi. Binlerce kişi sokaklara dökülmüş durumda. Bombalar havada uçuşuyor” mealinde yayın yapmış. İsmail Bey namazı bırakıp “kızım Allah’tan kork. Biz sabahtan beri buradayız böyle bir durum görmedik hiç. Bunları nasıl uyduruyorsun” diye çıkışınca da “patronum böyle istiyor” diye yanıtlamış. Benim de tanıklarından biri olduğum bu gibi birçok hadise her yerde anlatıldı. Suriye konusu haber tarihinde medya operasyonu olarak kayda geçecektir. Uluslararası medya ve Türkiye’deki uzantıları müthiş bir yalan operasyonu üzerinden bir olayı pişirmeye başladılar. Arabiya, El Cezire, BBC CNN, dünya medya devleri Suriye’de terörü ilk başlatanlar olarak medya tarihine geçti.
‘LANETLİ BİR COĞRAFYADAYIZ, ÇOK DİKKATLİ OLMALIYIZ’
-Bu yalan operasyonuna karşı insanlar ne yapabilirler size göre?
-İnsanlarımız şimdi “zaten akşama kadar cinnet içinde yaşıyoruz, akşam eve gelince rahatlamak adına Hürrem’i, Survivor’ı, maçları, moda, izdivaç vs programlarını izliyoruz..” diyorlar. Tüm dünya medyalarını bir anda saran ve aptallaştırıcı etkisi gözle görülür olan tv programlarının küresel boyutu yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Survivor formatının sahipleriyle ilgili bir yazım var. Okusunlar, arkasında nasıl bir ağ var görsünler. Güle oynaya bir adaya giden bir grup arkadaş, 3 ayın sonunda birbirinden nefret eder, birbirinin kuyusunu kazar hale getiriliyor... Arkadaşına ihanet etmek, dedikodu yapmak kendini kurtarmak için başkasına çukur açmak olağanlaştırılıyor. Ödüllerde kazanan New York’a ya batı kültürüne özendirecek bir sahne gösterisine götürülüyor. Bu insanları kendi bireysel çıkarları için arkadaşlarını harcamayı, yok etmeyi öne çıkaran bir formatlama. Açlıkla terbiye edilen ve ‘ben ben ben’ diyen bir ego savaşı özendiriliyor. Doğu toplumlarında ‘ben arkadaşım için canımı veririm’ anlayışı vardır. Birisi açsa sen burada oturduğun zaman vicdan azabı duyarsın. Biz başka türlü değerlerle yetişmiş bir toplumuz. İşte tüm bu değerler Survivor ya da benzeri birçok programla, bilgisayar oyunlarıyla, filmlerle müzikle vs erozyona uğruyor. ‘Eğlenmeyecek miyiz!’ diye itiraz edenlere sözüm şu: Zehir en kolay, lezzetli bir yiyecek içinde takdim edilir.
Söylşinin tamamını okumak istyenler için : http://www.acikistihbarat.com/haberdetay.aspx?id=10073