İhtimal o ki bu incelemeyi okuyanların bir çoğu ne yazık ki Bastion adını daha önce duymamış kişiler olabilir. Eğer siz, Bastionın ne olduğunu bilen kitleye dahilseniz, yine de ne yazık! Çünkü bu eşsiz oyunu bir kere deneyimlemişsiniz ve sıfırdan oynamanın keyfini alamayacaksınız. Ne diyeyim, şansınıza küsün.
Lafı fazla uzatmadan daha önce Bastion adını duymamış kişiler için oyunu kısaca açıklayayım..
Oyunun Tanıtımı
Bastion en temelinde fantezi bir dünyada geçen 2 boyutlu bir aksiyon-rol yapma oyunudur. Fakat bu tanım oyuna gereken hakkı vermeye yetmiyor. Bana Bastionı tanımla derseniz daha farklı anlatırım. Bastion daha çok bir yolculuğa benzer, hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığınız bir dünyaya yolculuğa Yolda topladığınız insanları da tanımıyorsunuzdur, hatta oyun sonuna kadar ve belki de ondan sonra dahi tanıyamayacaksınızdır. Neyi neden yaptığınızı tam anlamıyla bilmezseniz, tamam önünüze düşman çıkar ve o düşmanları yenersiniz de, o düşman neden düşmandır ya da neden dünya bu şekildedir kavrayamazsınız. Bir hikaye anlatır yaşlı amcamız da, kime anlatır, neden anlatır, bilmeyiz; o sadece anlatır. Üstüne bir de neden çekiç taşıyan bir çocuksunuzdur ki? Hele ki adınız nedir? Çocuk diye hitap ederler size, fakat etrafınız yetişkinlerle dolu iken tüm işi siz yaparsınız. Çoğunlukla anlamsızdır Bastion, ya da biz öyle sanarız dikkat etmeden. Aslında her şeyin bir nedeni vardır da, biz farkında değilizdir. Yavaş yavaş, parça parça öğreniriz olayları, dünyanın neden böyle olduğunu, neden düşmanlara sahip olduğumuzu ve neden savaştığımızı. Keşfettikçe hem dünyaya hem de karakterlere bağlanırız. Hele öyle bağlanırız ki, son seçenek karşımıza çıktığında ne yapacağımızı bilemeyiz. Öylece ekrana baka kalırız, bir tarafta umutun küçük bir akisinin arkasında saklanmış bir karanlık diğer tarafta ise karanlığın arkasında saklanmış bir umut parçası vardır. Zordur birinde karar kılmak ve karar kıldığımızda da kuşkuya düşeriz, kapanış jeneriği girene kadar.
Herhalde Bastiona yazabileceğim en hakkını veren açıklama bu olurdu. Çünkü gerçekten de klasik kalıplara göre anlatacak olursak oyunu, Bastionın tüm güzelliğini bir kenera koymuş oluruz. Haksızlık ederiz o Çocuka, o hikaye anlatan amcamıza.
Müzikler ve Sesler
Açıkçası oyunun müzikleri ve karakter seslendirmeleri hakkında paragraflarca yazı yazabilirim ama böyle bir yazıyı ne siz okursunuz ne de ben yazının hakkını verebilirim. O yüzden fazla detaya girmeden müziklerin çok başarılı olduğunu söyleyebilirim.
Oyunun Kurgusu
Değinmem gereken önemli bir nokta ise oyunun kurgusu. Bastion, en temeline inersek kurgu bakımından bayağı basit, fakat asıl önemli olan kurgunun basitliği değil. Asıl önemli olan bu hikayenin bize nasıl sunulduğu. Şunu kendimden emin bir şekilde söylebilirim ki, Bastionın hikayesinin sunuluşu gelmiş geçmiş en kendine özgün şey değil! Yakınından bile geçemez. Yine de klasik hikaye anlatımının oldukça başarılı bir hali. Benim bu anlatım konusunda yaşadığım tek sıkıntı, hikayenin bir şeyi öldürmeye çalışırken ya da rastgele gelen mermilerden kaçarken de anlatılmaya devam etmesi. Haliyle, hem hikayeye dikkat etmek hem de oyunu oynamak bazen zor bir iş olabiliyor. Yine de emin olun, Bastionı bitirdiğinizde o hikayeci amcayı özleyeceksiniz.
Grafikler
Grafik konusunu ele alırsak, 2 boyutlu grafiklerin bu tür oyunlarda her zaman bir cazibesi olduğunu Bastion da kanıtlamış durumda. Bölüm dizaynları, karakterler ve dünya tam bir ahenk içinde adeta ve bu, oyunun kendisine özgü, hoş bir atmosferi olmasını sağlıyor. Bence bu tarz bir oyuna başka bir şey pek de gitmezdi zaten. Bu yüzden, 2 boyutlu oyun sevmiyorsanız diyebileceğim bir şey yok ama oyunun grafikleri kesinlikle saygıyı hak ediyor.
Oynanış
Gel gelelim, en son noktaya; oynanışa. Oynanış bakımından Bastion, oyunu en eksik bulduğum kısım. Sıkıcı diyemem, çünkü kendine has bir yanı var ve sunduğu çeşitlilik sayesinde kolay kolay pek tekrara düşmüyor, en azından kullanılan silahlar bakımından. Yine de karşınıza çıkan canavarlar bir yerden sonra kendini az biraz tekrar etmeye başlıyor. Bir de nasıl desem, bir eskiklik var oynanışta. Hani, bazı anlar olur; yediğiniz bir şey kötü değildir ama olmamış bir noktası vardır da siz bunun tam olarak ne olduğunuzu bilemezsiniz, belki tuzu eksiktir belki de fazla pişmiştir ama siz bunu açıklayamazsınız ya, tam da böyle bir hisse kapılmıştım ben Bastionı oynarken.
Son sözlerimi söylemeden küçük bir noktaya da değinmek istiyorum. Bastion, bu türe ait başka oyunlar gibi oynanışını satış noktası olarak sunmuyor. Bu yüzden eğer Oyuna gireyim, düşmanları temizleyeyim, başka şeyler pek umrumda değil. mantığında biriyseniz, bu oyunun size göre olmadığını söylemeliyim. İkinci bir uyarım da oyunun oynanış süresi konusunda; benim oyunu bitirmem toplamda 6.4 saat aldı. Bu bayağı kısa, bunun farkındayım fakat bu tarz bir oyunda daha fazlasını beklemek sürekli kendini tekrar eden canavarlarla karşılaşmak anlamına geliyor. Yine de bu kadar kısa bir oyuna para ya da vakit harcamak istemeyenleri anlarım. Bir de, bu uyarıları yapıyorum ama denemekte yine de serbestsiniz, ben böyle dedim diye oyuna küsmeyin hemen. Ha, küçük bir başka nokta da oyunun Türkçe çevirisinin internette bulunması. Bu yüzden İngilizcesi pek iyi olmayan arkadaşların endişelenmesine gerek yok.
Fiyat
Bastion oyunu şuan steam üzerinde 24.00 TL yani pek de pahalı değil. Yine de steam indirimlerini beklerseniz daha ucuza alabilmenizde mümkün.
Bu incelemede değinmek istediğim noktaların bir çoğuna değindim. Bu nedenle, lafı fazla uzatmadan herkese iyi eğlenceler dileyeceğim. Başka bir incelemede görüşmek üzere..
Kaynak: Bastion İncelemesi - Yazarbaz.com