Miami Heat'in 2008 draftında ikinci sırada seçtiği Michael Beasley, Orlando'da düzenlenen yaz ligindeki ilk maçında Chicago Bulls'a karşı forma giydi. Sakatlığına rağmen rakip potaya 28 sayı bırakan Beasley, draftın 1 numarası Derrick Rose'a göz dağı verdi.
2008 draftının tamamlanmasıyla birlikte NBA'de gözler transferlere ve takaslara çevrildi. Aslında draftta en çok merak edilen konu Beasley'nin mi yoksa Rose'un mu ilk sırada seçileceğiydi; ancak en büyük sürpriz Joey Dorsey ve Chris Douglas-Roberts gibi isimlerin ikinci turda seçilmeleri oldu.
Memphis Tigers'ın yıldızı Derrick Rose'un ilk sırada seçilmesi kimseyi şaşırtmadı; ama benim dikkat çekmek istediğim daha farklı bir nokta var. NCAA final-four'a kadar otoritelerin büyük bir bölümü Beasley'nin ilk sırada seçileceğinden emindi.
Beasley'nin Kansas State'te sergilediği bireysel performans adeta herkesi büyülemişti ve başka bir oyuncunun ilk sırada seçilmesine ihtimal verilmiyordu. Rose, final-four'da özellikle UCLA maçında sergilediği performansla liderlik özelliğini ön plana çıkardı ve Kansas Jayhawks'a karşı oynadıkları final maçının son bölümünde en kritik serbest atışları kaçırmasına rağmen bütün basketbolseverlerin aklını çelmeyi başardı.
NCAA'de final-four karşılaşmaları başlamadan önce Dwane Wade'in Derrick Rose'u takımda görmek istediği yönünde haberler çıkmaya başladı ve ligin en kötü galibiyet yüzdesine sahip olan takımı Miami Heat'in büyük bir olasılıkla draftta ilk sırada oyuncu seçme hakkını elde etmesi bekleniyordu. Fakat, hesaplar tutmadı ve ilk sırada oyuncu seçme hakkını Chicago Bulls'un kazanmasıyla birlikte bir satranç maçına dönüşen draft, daha da karmaşık bir hal aldı.
Ben bu noktada Miami Heat'in kurt ismi Pat Riley'nin çok başarılı olduğunu düşünüyorum. Florida temsilcisinin ilk hedefinin zaten Beasley olduğu kanaatindeyim. Riley önderliğindeki Heat yönetimi, draftta ilk sırayı elde edememe olasılığına karşın Beasley'nin daha alt sıralara kalabilmesi için kendi çabalarıyla Rose'u gündemde tutmaya çalıştı. Memphis Tigers'ın yıldızının da Chicagolu olması ekmeklerine yağ sürdü diyebiliriz.
2008 draftına çok kısa bir süre kala basında Miami Heat'in Beasley'i kesinlikle istemediği, Rose'un ilk sırada seçilmesi durumunda draft hakkını takasta kullanabileceği yönünde haberler çıktı. Bu haberlerin ardında da takas dedikoduları tabii ki.
Ben Bulls'un bu tuzağa düştüğünü düşünüyorum. Miami, Rose'u gündemde tutarak Beasley'nin ikinci planda kalmasını sağladı ve başarılı bir masa başı oyunu ile rakibini şah-mat etti.
Bu tüz masa başı oyunlarının yaşanıp yaşanmadığından emin olmamızın maalesef imkanı yok, bunlar benim düşüncelerim; ancak Orlando'da düzenlenen yaz liginde yeni takımlarının formalarıyla ilk kez karşı karşıya gelen Rose ve Beasley'nin savaşından galip ayrılanın rakip potaya tam 28 sayı bırakan Beasley olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Oyuncuları bir maça göre değerlendirmek elbette doğru olmaz. Beasley, Miami Heat'in resmi internet sitesinde yer alan röportajında drafttaki en iyi oyuncu olduğunu herkese kanıtlamak istediğini söylemişti. Şu anda Rose'dan bir adım önde olduğunu söylemek mümkün. Ancak, kimin daha iyi olduğunu ve hangi takımın doğru tercihi yaptığını önümüzdeki günlerde göreceğiz.
2008 draftının tamamlanmasıyla birlikte NBA'de gözler transferlere ve takaslara çevrildi. Aslında draftta en çok merak edilen konu Beasley'nin mi yoksa Rose'un mu ilk sırada seçileceğiydi; ancak en büyük sürpriz Joey Dorsey ve Chris Douglas-Roberts gibi isimlerin ikinci turda seçilmeleri oldu.
Memphis Tigers'ın yıldızı Derrick Rose'un ilk sırada seçilmesi kimseyi şaşırtmadı; ama benim dikkat çekmek istediğim daha farklı bir nokta var. NCAA final-four'a kadar otoritelerin büyük bir bölümü Beasley'nin ilk sırada seçileceğinden emindi.
Beasley'nin Kansas State'te sergilediği bireysel performans adeta herkesi büyülemişti ve başka bir oyuncunun ilk sırada seçilmesine ihtimal verilmiyordu. Rose, final-four'da özellikle UCLA maçında sergilediği performansla liderlik özelliğini ön plana çıkardı ve Kansas Jayhawks'a karşı oynadıkları final maçının son bölümünde en kritik serbest atışları kaçırmasına rağmen bütün basketbolseverlerin aklını çelmeyi başardı.
NCAA'de final-four karşılaşmaları başlamadan önce Dwane Wade'in Derrick Rose'u takımda görmek istediği yönünde haberler çıkmaya başladı ve ligin en kötü galibiyet yüzdesine sahip olan takımı Miami Heat'in büyük bir olasılıkla draftta ilk sırada oyuncu seçme hakkını elde etmesi bekleniyordu. Fakat, hesaplar tutmadı ve ilk sırada oyuncu seçme hakkını Chicago Bulls'un kazanmasıyla birlikte bir satranç maçına dönüşen draft, daha da karmaşık bir hal aldı.
Ben bu noktada Miami Heat'in kurt ismi Pat Riley'nin çok başarılı olduğunu düşünüyorum. Florida temsilcisinin ilk hedefinin zaten Beasley olduğu kanaatindeyim. Riley önderliğindeki Heat yönetimi, draftta ilk sırayı elde edememe olasılığına karşın Beasley'nin daha alt sıralara kalabilmesi için kendi çabalarıyla Rose'u gündemde tutmaya çalıştı. Memphis Tigers'ın yıldızının da Chicagolu olması ekmeklerine yağ sürdü diyebiliriz.
2008 draftına çok kısa bir süre kala basında Miami Heat'in Beasley'i kesinlikle istemediği, Rose'un ilk sırada seçilmesi durumunda draft hakkını takasta kullanabileceği yönünde haberler çıktı. Bu haberlerin ardında da takas dedikoduları tabii ki.
Ben Bulls'un bu tuzağa düştüğünü düşünüyorum. Miami, Rose'u gündemde tutarak Beasley'nin ikinci planda kalmasını sağladı ve başarılı bir masa başı oyunu ile rakibini şah-mat etti.
Bu tüz masa başı oyunlarının yaşanıp yaşanmadığından emin olmamızın maalesef imkanı yok, bunlar benim düşüncelerim; ancak Orlando'da düzenlenen yaz liginde yeni takımlarının formalarıyla ilk kez karşı karşıya gelen Rose ve Beasley'nin savaşından galip ayrılanın rakip potaya tam 28 sayı bırakan Beasley olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Oyuncuları bir maça göre değerlendirmek elbette doğru olmaz. Beasley, Miami Heat'in resmi internet sitesinde yer alan röportajında drafttaki en iyi oyuncu olduğunu herkese kanıtlamak istediğini söylemişti. Şu anda Rose'dan bir adım önde olduğunu söylemek mümkün. Ancak, kimin daha iyi olduğunu ve hangi takımın doğru tercihi yaptığını önümüzdeki günlerde göreceğiz.