Umarım yeni başlayan webmaster adayları için faydalı olur
AUP: Kabul Edilebilir Kullanım Politikaları. Birçok transit iletişim ağı üzerlerinden geçecek bilgilerin içeriğini kısıtlamaktadır. En çok bilinen örnek NSFNET'in ticari kullanıma izin vermeyen kabul edilebilir kullanım politikalarıdır. AUP yürütmesi ağa göre değişmektedir. National Science Foundation.
Access Mechanism: Erişim Mekanizması. Bir veya birden fazla yazma ve okuma kafasını, istenilen yazma ve okuma konumuna getiren mekanizma. Bu mekanizma, yazma ve okuma kafaları sabit olan sistemlerde veri ortamını hareket ettirmek için kullanılır.
Access Privileges: Dosyalarda değişiklik yapmak ve erişmek için imtiyaz.
Access time: Belleği okumak için gerekli süre.
Access: Depolanmış olduğu yerden bir bilgiye, (data) veya bir cihaza (bir disket okuyucusu gibi) girişi sağlamak, okumak veya yazmak.
ACCUFIND: Adres http//nln.com/Accufind JavaScript motoru NetScape tarayıcınıza yepyeni bir güç ekliyor. Bulmak istediğiniz kaynakların en iyilerini AccuFind'da bulabilir; aradığınız kaynaklara kolayca ulaşabilirsiniz.
Accuracy: Hatadan uzaklık derecesi. Accuracy, Precesion ile karıştırılır. Perecision, herhangi bir ölçme işleminde hassasiyet için kullanılır.
Açılacak Doküman Adı: Web sayfasının sunucu üzerindeki spesifik dosya adını belirtir. Kullanma zorunluluğu yoktur.
ACTV: Klasik televizyonlardan biraz daha iyi resim kalitesi olan HDTV sistemine geçiş olarak kabul edilen TV yayın sistemi.
AD: Yönetsel Alan (Administrative Domain).
Ağ: Bilgisayar ağı değişik yerlerdeki bilgisayar sistemlerini birbirine bağlayan bir veri iletişim sistemidir. Bir ağ WAN ve LAN'ların değişik birleşimlerinden oluşabilir. Yerel Alan Ağı (Local Area Network), Geniş Alan Ağı (Wide Area Network), ağlararası ağ (internet).
Ağ-Ağ Arabirimi: (Network-to-Network Interface/NNI) Frame Relay Servisi veren ağlar arasındaki bağlantıları tanımlar. Bu tanım Frame Relay Servisinin dünya çapında verilmesine olanak sağlar.Frame Relay yüksek hız ihtiyacından dolayı öncelikle LAN-WAN-LAN bağlantısında uygulama alanı bulduğu için LAN bağlantılarına uygun PVC desteğine dayalıdır.Uzlaşmaya varılan bu iki uygulama dışında şu konular üzerinde çalışmalar devam etmektedir
AD/DA Çevirici: Analog ses işaretlerini sayısal işaretlere ya da tersi işlemi aynı şekilde hazırlayan devrelerdir.
A/D-D/A Çeviriciler: Bilgisayarlı müzik sistemlerinde (CD, DAT, HD Recording sistemler) analog bilgileri digital'e ya da bunun tersini yapan elektronik devreler. Bunlar kalitelerine göre fiyatlanırlar. Sistem maliyetlerinde büyük yer tutar. Örneğin, üzerinde bu çeviriciler bulunmadığından Waveboard'ın fiyatı oldukça düşüktür.
Adapter (Adaptör): Direkt olarak birbirlerine uyum sağlamayan iki konnektörün veya cihazın bağlanmasını sağlayan bir aracı cihaz.
Adaptör: Uygunlaştrıcı, çevirici, güçkaynağı.
ADC: Analog sinyalleri karşılığı olan dijital sinyallere dönüştüren bir cihaz.
Address: Verinin saklandığı bellek bölgesi.
Address: Bir kayıdı, bölümü veya bilginin saklı olduğu kısımı ifade eden isim, etiket veya rakamdır.Address (Adres)Internet'te kullanılan üç tip adres vardır. Bunlar e-posta adresi; IP, internet ya da Internet adresi; ve donanım ya da MAC adresidir.
Address (Adres): Bir sistem ya da ağdaki bir cihazda veya diğer veri kaynaklarında bulunan bir dosyanın yeri için ayrılmış özel kod. Bir kullanıcının yerini belirten dizi.
Address resolution: Alfasayısal bir Internet adresine karşılık gelen sayısal fiziksel adrese çevirme işlemi.
Administrative Domain: Yönetsel Alan. Tek yönetim birimi tarafından idare edilen ana sistemler, yönelticiler, ve birbirine bağlı iletişim ağlarının bütünü.
ARPANET: İleri Araştırma Projeleri Ajansı Bilgisayar AğıARPA tarafından finanse edilen ve Internet'e öncülük eden bir uzun mesafe iletişim ağıdır. İletişim konusundaki araştırmalara temel oluşturmuş, Internet'in geliştirilmesi sırasında omurga rolü üstlenmiştir. ARPANET birbirine kiralık hatlar üzerinden bağlı ve paket anahtarlayan bilgisayar sistemlerinden oluşmuştu. Savurma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı (Defence Advanced Research Projects Agency).
Aerial: Anten
A-F: Alçak frekans, odyo frekans, ses frekans.
A/V: Audio/Video (Ses görüntü).
A2Z: Adres http//a2z.Iycos.com/Lycos'(un A2Z klasörü INTERNET'in kalabalık alanında yeni bir yer alıyor. A2Z'de çocuk sayfalarından, dünya film festivallerine, UFO'lardan, sanal fiziğe, her türlü konuyu bulabilirsiniz.
AF: Auto-focus. Kameralarda netliğin otomatik olarak sağlanmasıdır.
AIX: IBM tarafından geliştirilen UNIX tabanlı işletim sistemi.
Aldus Freehand: Programın modüler çalışma özelliği ileri düzeyde. Font menüsünden Windows altında kullandığınız tüm fontları kullanmanız mümkün. Değişik ortamlarda sunum ve grafik özelliği de ileri düzeyde bir program.
Aldus PageMaker: PC'lerde en yaygın kullanılan masaüstü yayıncılık programı olan Aldus PageMaker, grafik yazılımları ve tarayıcıları ile oluşturduğunuz grafikleri kolayca yerleştirip formatlamanıza imkan veren masaüstü yayıncılık programı.
Alfa kanalları: Photoshop'da, dökümanı oluşturan kanalların haricindeki her yeni kanala verilen isim. Seçili alan, Save Selection ile kaydedildiğinde bir alfa kanalı oluşur. Ayrıca Channels paletinde New Channel ile oluşturulan her yeni kanal, aynı zamanda alfa kanalıdır.
Alias: Takma ad. Uzun ve hatırlaması zor bir ismin yerine kullanılan genelde kısa ve hatırlaması kolay isimler.
Aliasing: Bilgisayar grafik şekilerinin kenarlarında bulunan, bazin jaggies diye de adlandırılan bir efekt.
ALL IN ONE: Adres http//www.albany.net/allione/all1www.html/#WWW/Bu adresten Internet dahilindeki tüm arama/tarama servislerine ulaşabilirsiniz.
Alphanumeric: Alfabetik ve nümerik karakterlerden oluşmuş kelime. Rakam, kelime ve özel semboller ihtiva eden karakter seti.
ALTAVISTA: Adres http//altavista.digital.com. Digital Equipment Co. firmasının Alta Vista tarayıcısı 16 milyon Web sayfası içindeki 8 milyar kelimeyi önünüze getiriyor. En büyük Web index'ine de sahip olduğunu iddia eden firma bu index içinde detaylı ya da kalıp halinde bir araştırma yapmanıza izin veriyor.
ALTA VISTA: Digital Equipment Co. firmasına ait olan Alta Vista, popüler Internet tarayıcı servislerinden biridir. Servis amacı; aradığınız bilgiye, web sayfasına veya haber grubuna ufak bir aramadan sonra ulaşabilmenizi sağlamaktır. 16.000.000 web sayfası ve 13.000 haber grubu içinde arama yapabilmektedir. Alta Vista'nın size sunacağı iki arama seçeneği ile mutlaka aradığınız bilgiye ulaşırsınız. Alta Vista'ya http//www.altavista.digital.com adresinden ulaşabilirsiniz.
ANSI: Amerikan Ulusal Standart EnstitüsüBu organizasyon bilgisayar ve iletişim gibi bir çok alanda A.B.D. standartlarını belirlemektedir. Bu organizasyon tarafından onaylanan standartlar ANSI standartları olarak anılmaktadır. (örneğin ANSI C. ANSI tarafından onaylanmış bir C dilidir.). ANSI bir ISO üyesidir.
Analitik: Elektronik devrelerin matematiksel yolla çözümlenmesi.
Analog computer: Analog hesaplayıcı (Analog Bilgisayar).
Analog devre: Lineer devre, girişe verilenin fonksiyonu olarak çıkışı değiştiren devre.
Analog Digital Convertor: Analog sinyali sayısal sinyale dönüştürücü.
Analog Film Recorder: Bilgisayar ekranından alınan bir görüntüyü, alındığı biçimde ve ekrandaki aynı ayrışımda kaydeden bir film alıcısı.
Analog Monitor: Analog bir sinyal kullanan ve birincil renkleri sonsuz sayıda gölgeler ya da gri bir skala halinde gösteren bir ünite. Voltajı devamlı değişir.
Analog: İşlemden geçirilen yada yeniden orjinal bir görüntü veya sesi temsil eden bir elektirk sinyalinin varyasyonu.
ANCHOR: HTML dosyalarında kullanılan "anchor" aktif döküman içinde başka bir bölgeye gitmek veya bambaşka bir sayfaya dallanmak için kullanılır. (Genellikle altı çizili mavi bir metin şeklindedir.)
And: Ve.
ANİMASYON: Animasyon; grafiklerin belli bir senaryo doğrultusunda canlandırılması işlemidir. Hareket her zaman insanların ilgisini çeker ve eğlendirir fakat animasyon işlevi eğlendirmekten ibaret değildir. İçinde yoğun mesajlar taşıyabilir, tasarımı ilginç kılar ve özgün bir nitelik kazandırır. Animasyonun tüm bu görevleri yerine getirebilmesi kullanıldığı yere, miktara ve en önemlisi kalitesine bağlıdır. Teknik Bilgi Multimedya uygulamalarının içinde animasyonlar teknik olarak ikiye ayrılır.
Nesne animasyonu: Herhangi bir değişime uğrayan nesne ve yazıların ekran üzerinde hareketlenmeleri veya yer değiştirmeleridir.
Kare animasyonu: Nesnelere değişik karelerin birbirleri ardına oynatılmaları suretiyle hareket verilmesidir. Bu animasyonlar mevcut filmlerle oynama (kare boyama, morfoz vs.) veya yeni baştan film yapma yoluyla gerçekleştirilebilir. Kare animasyonları iki veya üç boyutlu olabilirler.
Animatic: Videoteyp'de ya da bilgisayar ekranında gösterilen bir video programının görüntüsel dış çizgisi.
Animation (Animasyon): Ekranda görüntü hareketleri yaratmak için tatbik edilen bir işlem. Bazı durumlarda rendering şeklinde de belirtilebilir.2-D Animation (İki boyutlu animasyon)Basit görüntülerle çalışır. İmge yana döndüğü zaman düz çizgiler görülür. İmgelerin birbiri üstüne kompoze edilmesinde kullanılır. 2.5-DÜç boyutlu efektlere sahip iki boyutlu bir grafik.3-D AnimationEkranda perspektif içinde hareket ettirebilmek için, bir nesnenin üç boyutlu bir bilgisayar modelini yaratmak.
Anonim FTP: Anonim FTP kulllanıcıların kullanıcı adı ve şifre belirtmeden Internet üzerindeki herhangi bir yerdeki dökümanlar, dosyalar, programlar ve bunun gibi bir çok arşivlenmiş veriyi bilgisayarınıza aktarmanıza izin verir. Ağ üzerindeki bir kullanıcı "anonymous" kullanıcı adını vererek güvenlik önlemlerini aşar ve sistemdeki genel erişime açık dosyalara erişir. arşiv makinesi (archive site), Dosya Aktarma Protokolü (File Transfer Protocol).
Anonymous FTP (Anonim): Genel Internet kullanımına sunulan dosyalara kullanıcıların ulaşmalarını sağlayan yöntem.
ANSI: Amerika Birleşik Devletleri menşeli audio visüel (visual) ve bilgisayar cihazlarında kullanılan standartlardan sorumlu olan organizasyon.
Anti aliasing: Photoshop'un alanların eğilimli hatlarını oluşturmak için kullandığı, alan rengi ile alan kenarındaki renk arasında geçişi sağlayan farklı tonlarda pikseller.
Anti-alising: Grafik görüntüde alising ortaya çıkmasını azaltan bir görüntü-işlem tekniği. Köşelerin keskinliğini azaltarak, daha yumuşak görünmelerini sağlar.
Antialias: Bilgisayarlardaki her resim piksellerden oluştuğu için, eğik kenarlarda genellikle çirkin sivri uçlu merdiven basamakları oluşur. Antialias bu kenarları güzleştirmek için kullanılan bir metoddur.Bu esnada kenarlar biraz silinmesine rağmen, göze subjektif olarak daha keskin ve düz görünür. Ayrıca bu düzleştirme işlemi de daha çok hesaplama süresi gerektirir.
AOL: AOL, America On Line'ın kısaltılmasından oluşmuştur. Sadece Amerikada 4.5 milyon kullanıcısı olan America On Line her ne kadar ev kullanıcılarına hizmet veren bir sistem olsa da Internet erişimi de sağlamaktadır. Maalesef Türkiye'de AOL bağlantısı sağlayan bir kuruluş yoktur. Amnerica On Line hakkında daha çok bilgiye sahip olmak için http//www.aol.com adresine bir göz atın.
Appletalk: Apple bilgisayar ürünleri ve diğer bilgisayarlar arasında iletişimi sağlamak amacıyla geliştirilmiş bir iletişim protokolüdür. Şu anda 235Kb/s hızında çalışan Localtalk ve 10Mb/s hızında çalışan Ethertalk gibi uygulamaları vardır.
Application: UygulamaDoğrudan kullanıcı için bir işlevi yerine getiren program. FTP, mail ve telnet kullanıcı programları iletişim ağı uygulamalarına örnek oluştururlar.
Archie: Internet üzerindeki bilgileri otomatik olarak derleyen, düzenleyen ve kullanıma sunan bir sistem. Archie'nin ilk uygulamaları sadece Internet üzerindeki tüm FTP arşivlerini tarayıp index oluşturmakta, aradığınız dosyaların Internet üzerindeki hangi makine ve dizinlerde olduğunu listelemekteydi. Daha sonraki uyarlamaları diğer bilgi türlerini de sağlamaktadır. Arşiv makinesi (archive site), Gopher, Geniş Alan Bilgi Hizmet Birimleri (Wide Area Information Servers).
ARCHIE: Sayısı, binleri aşan ftp sitelerinden, istediğiniz dosyaları bulabilmeniz için gerekli olan bir veritabanı araştırma aygıtıdır. Archie'yi kullanarak istediğiniz dosyayı, isme, konuya ya da anahtar sözcüğe göre aratabilirsiniz. Bu günlerde Web siteleri de bu tip özellikler kazandığı için Archie'lerin kullanımı gittikçe azalmaktadır.
Archie: Genel kullanıma açık anonymous FTP dosyalarını aramak için kullanılan bir araç.
ARPANET: İleri Araştırma Projeleri Ajansı Bilgisayar Ağı (Advanced Research Projects Agency Network). Internet ağı konusunda ilk çalışmalar yapılırken o ağa verilen ad. Bugünkü Internet'in temeli.
ASCII: Birçok bilgisayarın kullandığı standart 8 bitlik haberleşme kodudur.
Aspect Ratio: Bilgisayarlı grafik işlemlerinde, bir çerçevenin veya bir görüntünün yatay ölçülerinin, dikey ölçülerine göre oranı. Bu oranın korunması veya kontrol edilmesi, bir görüntünün sağlanması veya baskıya geçirlmesi için önemlidir.
Assemble Editing: Video görüntü sekansları playbek bir VCR'den bir VCR alıcısına, edit control cihazından, pre-roll veya yumuşak edit sağlayan diğer imkanlardan faydalanmaksızın direkt olarak geçirilmesi. edit olarak da bilinir.
Assembler: Makine dilinde program üreterek bilgisayar tarafından doğrudan işletilebilmesini sağlayan bilgisayar programıdır.
Assembly language: Assembler dili.
ATM: Frame Relay Servisi'nin daha yüksek hızlara (45 Mbps) çıkmasını sağlayacak ATM teknolojisi üzerinden verilmesini kapsamaktadır.
ATTRIBUTE: HTML sayfalarında kullanılan kontrollerin (TAG) aldığı parametrelerdir. Herbir parametre kontrole yeni bir özellik ekler. Bazı parametreler değer alır, bazıları ise olduğu gibi kullanılır.
Audio Mixing: Mic-Mikser veya diğer bir ses miks cihazı kullanılarak değişik kaynaklardan bir audio trak yaratılması.
Audio Mixing: Mic-Mikser veya diğer bir ses miks cihazı kullanılarak değişik bir audio direkt olarak orijinalinin üstüne kaydedilir.
Audio Track: Audio sinyallerini taşıyan video teybin bir bölümü.
Audiospace (Audio alan): Sesin özel bir etki yapabilmesi için çeşitlendirilmesi.
Authentication: Doğrulama
Authorware: Çok medyalı gösteriler yaratmak için kullanılanı ortaya çıkaran ve dahil edilmesi gereken video ve audio elemanlarının belirten geliştirilmiş yazılım programları.
AutoCAD 12-13: Çizim ve tasarım işlerinin ana kaynağı olma özelliğini bu yeni versiyonunda da koruyor. İşlevselliği daha da artırılarak, kullanım kolaylığında önemli mesafe alınmıştır.
Autorec sonser: Ses kaydını en doğru seviyesinde gerçekleştiren algılayıcı. Bu düğmeye basıldığnda müzik kaynağı 7 saniye kadar incelenir ve en doğru kayıt seviyesi belirlenir.
Aux: Yardımcı elemanlar; müzik setine TV, kompackt disk, video ya da bir başka müzik kaynağının bağlanabildiği soket.
AVC: Otomatik volum kontrolu (Volum= alçak frekans sinyalinin büyüklüğü).
AVI: Ses ve Video özelliklerinin bir arada kullanılabildiği dosyalar. Window's un Medya Aygıtı öğesi üzerinden ulaşılabilir.
AWK: Unix'in özelliklerini de taşıyan oldukça güçlü bir "yığın dilidir." Awk, Unix kabuğunun dosya işleme arabirimlerine, "C" benzeri yapısal programlama gibi bir çok ilave getirir.
Axis: Uzunluğu ölçümü veya konumların tesbiti için başvurulan sabit bir hat.
BACKBONE: Büyük veri kapasitesine sahip bir ağı besleyen hızlı bir hat veya bir seri bağlantıdır. Omurga
Back up: 1- Data disketlerinin 2. kopyası veya tahrip olma, kaybolma olasılıklarına karşı yapılan yedekleme işlemi.2- Esas elemanın işlemi tamamlayamaması halinde işlemi tamamlamak için kullanılan yedekleme.
Background: Fon, zemin, geri plan, görüntünün arka planı.
Backlight Correction: Video kamerada arkadan gelen ışığı ayaralayacak objenin karanlık görünmesini önleyen sistem.
BACKLINKING: Backlinking, Lycos tarama servisi tarafından düşünülmüş zekice bir özelliktir. Hiçbir Web servisi sizi başka servislere bağlayıp sonra unutumak istemez. Bu yüzden Lycos, sizi başka bir servise bağladıktan sonra geri dönebilmenizi sağlayan bir sistem geliştirmiştir.
BACKGROUND: HTML özgün Web sayfaları hazırlamanız için beğendiğiniz resimleri arkafon olarak kullanmanıza izin verir. HTML 3.0'ı destekleyen tüm Web tarayıcıları sayfanızın arka fonuna koyduğunuz resmi görüntüleyebilir. Bunu yapmak için BODY tanımının hemen yanına BACKGROUND tag'ını eklemelisiniz. Mesela "duvar1.gif" isimli bir resmi arka fon yapmak için aşağıdaki satır yazılmalıdır
Bağlantı noktası: Sisteme dışarıdan gelen bilgi paketlerinin her birinde hangi bağlantı noktasına gideceği bilgisi vardır. Sistem dahilindeki bağlantı noktalarının herbirinde bir iletişim yazılımı çalışmaktadır. Gelen paket işlem yapılmak üzere bu bağlantı noktasına, dolayısıyla ilgili uygulamaya aktarılır. Aktarma Kontrol Protokolü (Transmission Control Protocol).
BANDWIDTH: Bandwidth bir aygıtın algılayabileceği elektrik frekans alanıdır. Bu terim, iletişim teknolojisinde bir taşıma ölçüsü olarak kullanılır. Bu terim Internet'teki anlamı ise, belirli bir sürede ne kadar bilgi akışı sağlandığıyla ilgilidir.
Bandwidth: Bir kanalın ya da devrenin veri iletme oranı veya iletişim kapasitesi ölçüsü.
Bant genişliği: Belli aralıklardaki en büyük ve en küçük değer arısındaki fark.
Barkovizyon: Video dahil, bilgisayardan aldığı tüm sinyalleri perdeye yansıtabilen bir projeksiyon sistemidir. Görüntü kalitesi LCD'lere oranla daha yüksektir. Prezantasyon büyük bir salonda geniş bir kitleye verilecekse kullanılır. Tasarımın içinde video yer alıyorsa ve büyük perdede kaliteli bir görüntü isteniyorsa barkovizyon kullanmak gereklidir.
BASIC: Kelimelerinin ilk harflerinden oluşan, ilk defa DARMOUNTH kolejinde geliştirilen en basit bilgisayar programlama dili.
Battery pack: Bakınız Power pack.
Baud Rate: Bilgisayar kontrollu sistemlerde seri hatlar üzerindeki bilgi akış hızı birimi.
Baud: Bilgi işleme hızı birimi. Bir saniyede gelen bilgi sinyallerinin değeri baud olarak hızı verir. Tipik baud değerleri 110, 300, 1.200, 2.400, 4.800, 9.400, 14.400, 28.800, 36.400.
BBS: Kullanıcıların mesaj bırakabildikleri elektronik bülten panosu. Modem aracılığıyla bağlanılarak bilgi alışverişinde bulunulan on-line sistemlerin genel adı. Bilgisayarlı Bilgi Servisi olarak Türkçeleştirilmiştir. Bazı BBS'ler üyelik üzerine kurulmuşlardır.
BCNU: (Be Seein You) Görüşürüz.
Beta: A 1/2 inçlik video kaset ölçüsü. VHS'ye uymamaktadır.
Beyaz sayfalar: Internet kullanıcılar hakkında temel bilgiler içeren bazı veri tabanlarını desteklemektedir. Bu veritabanlarında kişiler hakkında sorgulama yapmak mümkündür. Telefon defterine benzer bir işlev yerine getirdikleri için bunlara "beyaz sayfalar" (white pages) adı da verilmektedir. Knowbot, WHOIS. Bezier curves Manuel ortamda pistole cetveli ile oluşturabileceğiniz düzgün eğilimli hatların, bilgisayar ortamında oluşturulmasını sağlayan ve eğilimli noktalardan meydana gelen çizgiler.
Binary: İkili düzen, örneğin 11001001.
Binary File: (*.BIN) Makina koduna dönüştürülmüş dosya. Bir kaynak dosyanın, bir yüksek düzeyli dil derleyicisi (PMA, COBOL, FTN, PRG gibi) tarafından makina koduna dönüştürülmüş biçimi. Bu tip dosyalar, yükleyicinin giriş formatına uygun olarak düzenlenirler. Makina koduna dönüştürülmüş dosyalar olarak da isimlendirilirler.
Binary system: 2 tabanına göre sayı sistemi veya ikili sayı sistemi.
Binary: 1- İki ihtimalli bir durumla karşı karşıya kalmak. 2- 10 tabanı verinin 2 sayısını taban olarak alan sayı sistemi. Binary sistemde sayılar yalnızca 0 ve 1 rakamlarından oluşur.
Bit Map: Bir video ekranındaki her pixel, yoğunluk ve rengi oluşturan bit'leri tarafından kontrol edilir Pixel'ler gridi ile tam bir video ekranına bir bit map denilebilir.
Bit: Binary rakamlardan biri. Bir bit, sıfır ya da bir değerini taşır. Bilgisayarın tanıdığı en küçük haberleşme birimidir.
Bit: İletilebilen bilginin en küçük miktarı. Bir alfabetik karaketri, bir sayısal rakamı belirten ya da sinyallemeyi ve diğer fonksiyonları değiştiren bir kombinasyonu.
Bit: 0 veya 1 rakamlarından oluşan tek bir sayısal birim.
Bitmap: Sadece Siyah ve Beyaz'ın bulunduğu renk modu olan Bitmap'de, ara tonlar (%42 Siyah) olmaz. Bitmap modda kaydedilen dökümanlarda, beyaz piksel bilgisi kaydedilmediği için hem az yer kaplar, hem de resmin çağrıldığını programda beyazlar şeffaftır.
Blend: Geçişme. Bir renkten diğerine, bir efektten diğerine, bir şekilden bir başka şekle vb. çeşitli geçiş metodlardır.
Blur: Netsizlik. Gözleri arazalı olan bir insanın, gözlüksüz baktığında görebileceği ortam.
BMP: Grafik formatı. Windows Paintbrush öğesi üzerinden ulaşılabilen dosya uzantısı.
BNC: Sürgülü video fiş ve priz sistemi. Pin adı verilen fiş uçlarının sayısı önemlidir. Buna dikkat etmek gerekir. Ayrıca televizyonun arkasında bulunan prizler, kolay bağlantı yapılmasına imkan vermeyebilir. Evlerimizdeki TV'ler çoğunlukla kütüphane raflarına konulduğundan arkaya ulaşmak bazen imkansız olabilir. Bu nedenle bağlantı yerleri ön panelde olan TV cihazlarını tercih etmelisiniz.
Boca M144EE: Her ortamda yüksek performans gösteriyor ve 14.400 bps faks hızı sunan Boca modem, iyi bir fiyat/performans oranıyla dikkat çekiyor.
BODY: HTML sayfalarında kullanılır. HTML sayfalarını oluşturan kodları barındıran "Başlık" ile "Son" arasındaki bölümdür.
Bolean: İkili sayı sitemini bulan matematikçi.
Booster: Güçlendirici televizyon sinyalini güçlendirmek görüntünün ve sesin daha kaliteli alınabilmesini sağlayan araç.
Boot: Sistemin istenilen seviyeden işleme başlamasını sağlayan makine prosedürü. İlk birkaç talimat, bir giriş cihazından gelir ve bunlarla sistemin tamamının yüklenebilmesi sağlanır.
BOT: Sohbet amaçlı bir IRC kanalı üzerinde dinleme ve cevaplama programları için oraya özgü (o kanalın jargonuna ait) terim.
Bounce: Geri dönmeTeslimattaki bir hata yüzünden gönderilen postanın bir kısmının geri dönmesi.
Boşluk şarjı: Anoda gerilim uygulanmadığında ve fleman ısıtıldığında katod etrafında biriken elektronların oluşturduğu küme.
BPS: Bit per second (saniyedeki bit sayısı)
Broadcast: Radyo ve TV yayınları (Yayın kalitesi).
Browser: Bir ağ üzerinde, bilgiyi aramak, bulmak, görmek ve işlemek için grafik etkileşimli arabirime sahip uygulama yazılımı. Tarayıcı.
BROWSER: World Wide Web üzerinde dökümanların transfer edilip görüntülenmesini sağlayan programlara "browser" adı verilir. Sakın Web tarayıcıların Netscape, MS, Internet, Explorer ve Mosaic'le sınırlı olduğunu sanmayın. http//www.browserwatch.com adresinde bir göz atın. İstemediğiniz kadar çok ve çeşitli tarayıcıyı bir arada bulacaksınız.
Built-in: Cihazın içine yerleştirilmiş olan sistem veya başka bir cihaz.
BBS: İlan Tahtası SistemleriElektronik mesaj hizmetleri veren, dosya arşivleri sunan, sistemi çalıştıranın ilgi alınına giren diğer hizmet ve aktiviteleri sağlayan bilgisayar ve üzerinde çalışan yazılıma BBS denir. BBS'ler şimdiye kadar hobi olarak kullanılıyordu. Fakat Internet'e bağlı BBS'lerin sayısı hızla artmakta ve şu anda bir çok BBS devlet, eğitim ve araştırma kurumları tarafından işletilmektedir. Elektronik Posta (Electronic Mail), Internet, Usenet.
Byte: Sekiz data biti+bir parti bitten meydana gelen bir alfabetik veya özel karakterdir. Genelde ASCII kodludur.
Bytes: Genelde 8'bit'ten oluşan dikey ve yatay olarak ekranda gösterilen pixel'lerin sayısının temsil eden bir bit grubu. Data'resolution'u ile bu iki faktör görüntünün kalitesini tesbit ederler. Daha çok sayıda pixel'i görüntülemek için, daha fazla hafıza ve fazladan 'peripheral'lar gerekir.
CA/CG: Computer Animation Computer Graphics için İngilizce'sinden kısaltma.
CAD: Grafik işlerinin mimari ve mühendislik sistemleri için çizim ve planların bilgisayarda üretilmesi.
CADD: Bilgisayar destekli Taslak ve Dizayn üretimi.
CAM: Bilgisayar Destekli Üretim.
Camcorder: Camera+recorder.
CWIS: Kampüs Çapında Bilgi SistemiKampüs çapında bilgi sistemleri bilgi ve hizmetleri iletişim ağları ve etkileşimli bilgisayar uygulamalarıyla kampüstekilere sunar. Genel kapsamı telefon ve adres rehberi, takvimler, ilan tahtaları, veritabanları gibi hizmetlerdir.
CAND: Bilgisayar Destekli Taslak ve Dizayn üretimi.
CANLANDIRMA: Yakın zamana kadar sadece sinema endüstrisinin bir etkinliği olan animasyonun dilimizdeki karşılığı canlandırma'dır. Teknik olarak baktığımızda animasyon, hareketli görüntü demektir. Bugün pazardaki pek çok ürün, masaüstü bir kişisel bilgisayarlarda animasyon yapmaya olanak sağlamaktadır. Elle çizilmeyen, özel donanım yardımıyla bilgisayar ortamına aktarılmış sabit resimlerdir.
Canon BJ200: Saniyede 86 karakter basım hızı ve kaliteli çıktı alma imkanı ile beğeni kazanan Canon BJ200, fiyatı ile de ilgi çekti. Tonlama yeteneği ve uzun süreli kulanıma olan yatkınlığıyla da dikkat çekici bir ürün olma özelliğini taşıyan yazıcı çeşidi.
CD-I (Interaktive-CD): Duran görnütler, audio, grafik ve bilgisayar bilgileri verebilen interaktif bir ürün için kullanılan deyim
CD-ROM XA: CD-I gibi, bu depo edici disk bilgisayar metin ve grafiklerini, ve durağan görüntülü video bilgileri ve yüksek kaliteli audio ile kombine eder.
CD-ROM: Herhangi bir dijital bilgiyi bir kompakt diskte toplamak için geliştirilmiş biçimsel bir standart.
CD-ROM: Yazılımların depolanmasında, arşivlenmesinde ve multimedya uygulamalarında kullanılan dünya standartıdır.
CD-ROM: CD-ROM, kişisel bilgisayar ortamlarında harici bir CD-ROM okuyucu yoluyla kullanılan CD'lerdir. Bilginin CD-ROM üzerine kaydediliş şekli hangi işletim sisteminde kullanılacağını belirler. CD-ROM okuyucular ise böyle bir ayrıma tabi değildir. Macintosh ve IBM uyumlu bilgisayarlar aynı CD-ROM okuyucusunu kullanabilirler.
CD-ROM okuyucuların fiyat farklılıklarını belirleyen, bilgi erişim hızlarıdır. Bu hız, ortalama 31 milisaniye ile 120 ms arasında değişir. CD-ROM 'ların bilgi erişim hızı her geçen gün artmakta fiyatları ise düşmektedir.CD-ROM okuyucusu bilgisayara harici olarak veya disket sürücü gibi ana gövdeye de takılabilir. Tüm CD-Audio'ları bu okuyucular okuyabilir.CD-DOM'un bilgi kayıt formatı Sarı Kitap adı verilen teknik spesifikasyonla standartlaştırılmıştır.
CD-ROM Sürücünün Denetlenmesi: Bilgisayar bir CD sürücüsünü kontrol ederek, bir CD'deki depolanmış müziği okutabilir.
CD-Audio: Müzik CD'lerinin yayımlandığı medyadır ve tüm CD okuyucularında çalışabilme özelliğine sahiptir. CD-Audio'nun bilgi kayıt formatı Kırmızı Kitap adı verilen teknik spesifikasyonla standartlaştırılmıştır.
CDD: Işığı hassas bir elektronik levha veya kamera çeşidi.
CDI (intevaktive): İçinde müzik, grafik, ve videoyu etkileşimli bir şekilde bulundurabilen bir CD formatıdır. Sadece CDI formatını okuyabilen cihazlar mevcuttur. Bilgisayar ortamında CDI oynatmak için ek bir yazılım gerekmektedir.
CD-I: CD-Interactive, tüketici pazarına yönelik üretilen ve televizyonla birlikte kullanılan bir CD çalar aygıtı için geliştirilmiş bir formattır. Üzerine 19 saatlik mono ses, veya 72 dakikalık tam ekran video veya 5000 adet fotoğraf kaydedilebilmektedir. Bunların farklı oranlarda kombinasyonları mümkündür. Tüm detayları Yeşil kitapla standartlaşmıştır. CD-I okuyucunun diğer okuyuculardan temel farklılığı kullanımı için yalnızca bir TV'nin yeterli olmasıdır. Okuyucu, uzaktan kumanda bir fare, veya kablolu bir fare ile kullanılmaktadır. Ayrıca, tüm CD-Audio disklerini de okuyabilmektedir.
CD-XA: Bu format Sony'nin getirdiği bir standart olup fazla yaygınlık kazanmamıştır. Temelde CD-ROM formatının daha iyi görsel bilgi aktarabilmesi için geliştirilmiş bir ara çözümdür. Yine bilgisayarlara takılan özel bir okuyucu tarafından okunabilmektedir. Bilgi kayıt formatı Sarı kitapta standartlaştırılmıştır.
CD-Bridge: En yaygın kullanımında olan CD-ROM formatı ile yeni gelmesine rağmen hızla yaygınlaşan CD-I formatlarının bir anlamıyla bileşiminden çıkan bir formattır. Bu formatta kayıt yapılan disk hem CD-I okuyucuda hem de CD-ROM okuyucuda kullanılabilmektedir. Daha fazla, yazılım üreticilerinin yeni gelişen pazarlara CD-ROM ürünlerini aktarmaları için geliştirilmiştir.Özel bir okuyucusu yoktur.
CD TERMİNOLOJİSİ: CD'ler multimedya programlarının en yaygın kayıt ve kullanım ortamı haline gelmektedir. Bu gelişmenin nedeni, CD'lerin geniş hafıza kapasitesinden kaynaklanmaktadır. Bir CD, 650 MB hafıza kapasitesiyle 450 adet 1.4 MB hafızalı bilgisayar disketine eşdeğerdir. Bu özellikleriyle CD'ler doğal olarak bol miktarda hafıza gerektiren görsel işitsel veriler için en uygun ortamı sağlamaktadır.
Cel: Bir animasyon içindeki tek bir çizim veya çerçeve.
Cel Animation: Bir görüntünün ufak kısımlarının animasyonu.
PC Tools: PC Tools, temel disk yönetimi, dosya işlemleri gibi alanlarda, işletim sistemi tasarımcılarının unuttuğu işlevleri kullanıcılara erişilebilir kılan kullanışlı bir yazılım.
CGA (Color Graphics Adapter): 320x200 çözünürlükte 4 renk gösterebilir.
CGA: IBM PC'leri ve eş değerde cihazlar için konulan ilk video interface standardı
CGI: Bir Web hizmet birimi üzerinde arka planda çalışan uygulamalar yazan programcılar için bir arabirim.
CGI: Web tarayıcılarının Web Hizmetçileri ile iletişim kurmasını sağlayan arabirimdir. Web taraycıları CGI aracılığıyla, HTML içindeki formları ve döküman kaynaklı sorgulayıcıları Web hizmetçilerinin anlayabileceği hale sokarlar.
Channel (Kanal): Bir ağdaki iki yer arasında, belirli iletim hızına sahip bir iletişim hattı.
Character (karakter): Bilgisayar tarafınrdan yazılıp okunabilen ve depolanan herhangi bir tek alfabetik, nümerik, noktalama veya değer işaretlerinden biri.
Chat: Gerçek zamanlı görüşmeyi tanımlamak için kullanılan bir terimdir. IRC, WebChat, gibi bir arabirim.
Check: CD player'de yapılan programın kontrol edilmesi.
Checksum: Sağlama toplamıBir veri paketinin içeriğinden yararlanarak hesaplanan değer. Bu değer paketle beraber aktarılır, alıcı sistem aldığı verilerden yararlanarak bu değeri yeniden hesaplar ve paketle gelen değerler karşılaştırır. İki değer aynıysa alıcı veriyi hatasız olarak aldığından emin olur.
Chip: İnce kesilmiş silisyum dilimi.
Chroma: Video sinyalinde ölçülen, hue'lerin miktarları ve izafi parlaklıkları. Bu sinyal olmaksızın alınan video görüntüsü siyah-beyaz olurdu.
Chromakey: Video görüntülerini ikinci bir video kaynağındaki seçilmiş bir renk üzerine bir özel efekt yaratıcı sistemi veya bilgisayar kullanarak geçirmek.
CLICKABLE MAP: HTML'nin bu özelliğini kullanarak bir resmin değişik yerlerine tıklandığında kullanıcıyı bambaşka adreslere taşımasını sağlayabilirsiniz.
CLIENT: Internet üzerindeki bir sunucuya bağlanmış olan "istemci" makinaya "aclient" ismi verilir.
Client: KullanıcıBir başka bilgisayar sistemini ya da programın hizmetini talep eden bilgisayar sistemi ya da programa verilen ad. Dosya dağıtıcısından (file server) herhangi bir dosyanın içeriğini isteyen diğer bilgisayar o dağıtıcının kullanıcısıdır. kullanıcı-dağıtıcı modeli (client-server model), hizmet birimi (server).
Client-server model: Kullanıcı-dağıtıcı modeliBir çok iletişim ağı protokolünün çalışma şeklini tanımlayan bir model. Bu modelde aynı ağ üzerinde bir dağıtıcı program (server), ve bu dağıtıcıdan bilgi talebinde bulunan kullanıcı programları (client) vardır. Örneğin bir çok yerel iletişim ağlarında bir dosya dağıtıcısı (file server) ve ondan gerektiğinde dosya talep eden kullanıcılar (client) vardır. Bu modelin en büyük avantajı işlem yükünün makineler arasında paylaşılmalıdır. Kullanıcı (client), dağıtıcı (server), anasistem-terminal modeli.
Client: Bir ağ servisini kullanan kullanıcı veya kullanıcıya hizmet eden program.
Clock: Saat sinyali.
CMS (Color Management System): Renk Yönetim Sistemi. Ekranların RGB, ofset baskı tekniğinin CMYK olmasından dolayı meydana gelen renk kayıplarını gidermek için kullanılan renk yönetim programları. EfiColor, KPCMS gibi..
CMYK: Cyan, Magenta, Yellow, Black renklerinden oluşan ve ofset baskı tekniğinde kullanılan renk dünyası. CMYK'da renkler birleştikçe (üstüste geldikçe) koyulaşır. Bu yüzden Subractive Colour (Çıkarılan Renkler) olarak isimlendirilir.
COAXİAL: Dış ortamdaki parazit gürültülerden etkilenmeyen dışı örgülü 75 W Ohm'luk kablo cinsi ve standardı.
COBOL: Komplike iş uygulamaları ile ilgili program yazmaya uygun bilgisayar programlama dili. COBOL, US savunma bakanlığı kuruluşu olan CODASYL ile çeşitli bilgisayar imalatçıları ve bilgi işlem cihazları kullanıcıları tarafından geliştirilmiştir.
Code (kod): 1- Bilgisayar sistemleri için talimat yazmak. 2- Uygun tabloya göre bilgilerin sınıflandırılması 3- Makine dilini kullanmak. 4- Program yapmak.
Colorization (Renklendirme): Siyah-beyaz bir görüntüye renk katmak veya renkli bir görüntünün rengini değiştirmek.
Colour Bars: Herhangi bir video cihazı içindeki renk dengesini ayarlayan standart renk tablosu
Column Chart: Dikey kolonlardan oluşan bir tablo.
Command (komut): Bilgisayara başlamasını, durmasını veya devam etmesini söyleyen bir pals, sinyal, kelime veya harf dizisi. Command, çok sık olarak instruction (talimat) ile karıştırılır.
Command İnterpreter: Komut Analizörü. Bir Turbo DOS'ta komutu inceleyip de yapması gerektiğini saptayan bölüm S.R. Ranganathan tarafından geliştirilmiş yüzeysel bir sınıflandırma düzeni.
Communication Link (İletişim Hattı): İki kullanıcıyı birbirine bağlayan donanım ve yazılımdan oluşan sistem.
Compact disc: Kompakt disk Laser ile okunan ses ve görüntü disklerdir. Yapımı foğtoğraf filimlerinin basımına benzemektedir. Önce müziğin üzerine işlendiği bir uzman disk hazırlanır. Bu diskten negatif çıkarılır ve negatife göre seri disk imaline geçilir. Laser disk üzerine depolanmış dijital müzik bilgilerini okur. Disk yüzeyinde yaklaşık olarak 5 milyar nokta bulunur. Her nokta sesin dijital bir sinyalini temsil eder.
Bir saniyed 44 bin 100 nokta okunur. Böylece analog ses okuma sistemlerinin avantajları yakaklanmış olur. Disk yüzeyinde mekanik bir temas olmadığndan aşınma da olmaz. Diske müzik kaydetmek için yüksek güçlü bir laser kullanılır. Okunma sırasında düşük güçlü laser kaynağı eterli olmaktadıdr. Disk üzerindeki izlerin toplam uzunluğu 2.5mil kadardır. İz genişliği ise 0.5 mikrondur.Comparator Karşılaştırıcı.
Compiler: Derleyici.
Compiler: Herhangi bir programlama dili ile yazılmış bir bilgisayar programını, bilgisayarın kendi diline çeviren program (Derleme)
Composite (Kompozit): Yayın amacı ile üç ayrı renk sinyali (kırmızı, yeşil ve mavi) artı zamanlama ve senkronizasyon sinyallerini hava dalgaları veya tek bir kablo yoluyla nakledilebilir. Bir kompozit içine kombine edilebilmesi. Kompozit videolar ve televizyon setlerinde VCR'lerde ve diğer alt fiyat grubundaki video techizatında kullanırlar.
Composite Sync: Yatay ve dikey scan kontrolleri olan toplu bir senkronizasyon sistemi.
Compression/Decompression: Depolama ve iletişim araçlarının taşıyabileceğinden daha fazla bilgiyi saklamamızı ya da iletmemizi sağlayan sıkıştırma ve açma yöntemidir.
COMPUSERVE: Compuserve'de America On Line gibi, dünyanın en büyük on-line servislerinden biridir. Aradaki fark Compuserve'ün daha çok iş dünyasına yönelik olmasıdır. Compuserve'den Internet'in birçok servisine metin-tabanlı bağlanabilirsiniz. Compuserve aynı zamanda Spry Inc firmasının da sahibidir. Bu yüzden Spry Inc'e ait olan Mosaic web tarayıcısının promosyonlarını gerçekleştirmektedir.
Compuserve, yakında kendisi dışında Internet'e ayrı bir tarayıcıyla bağlanmak istemeyenler için Microsoft Internet tarayıcısının özel bir sürümünü destekleyecektir. Compuserve hakkında Internet üzerinden bilgi almak için http//www.compuserve.com ve http//www.spry.com adreslerine bağlanabilirsiniz.
Compuskip: Banttan bulunduğu durumdan ileride veya geride belli sayıda seçilmiş konumu arayıp bulan sistem.
Computer Simulation: Bir bilgisayar programı içindeki fiziksel işlemlerin simülasyonu
CONFERECING (KONFERANS): Web üzerinde, iki ya da daha fazla bilgisayar aracılığıyla, yüzyüze, görsel ve sesli iletişimdir. Günümüzde hatların elverişsiz olması nedeniyle eş-zamanlı bir görüşme sağlamak olanaksızdır. Web'ler bu tip iletişimi sağlamak açısından BBS'lerden daha elverişlidir. http//webnotes.ostech.com adresinde bu konu hakkında bir demo bulabilirsiniz.
Configuration (konfigürasyon): Hardware için, sistemi oluşturan bir grup araç. (device) software için toplam software grubunun arasında kurulan ilişki.
Configuration: Bir bilgisayar sisteminin dizaynı cihazların birbirine uyumunu sağlayan arajman işlemi.
Congestion: TıkanıklıkVeri iletişim ağının kapasitesinden fazla yüklenmesi sonucu oluşan durum.Connection (Bağlantı)Bir noktadan diğer bir noktaya adanmış veya anahtarlanmış iletişim yolu.
Continue: CD player'de seçilmemiş bölümlerin çalınmasına devam edilmesini sağlayan özellik.
Contrast (Kontras): Bir görüntünün beyaz bölgelerinin siyah bölgelere oranının farkı.
Contrast Ratio (Kontras Oranı): Bir görüntünün mümkün olan en parlak bölgesinin, mümkün olan en karanlık bölgesine olan parlaklık oranı.
Contrast: Bir görüntünün beyaz bölgelerinin siyah bölgelere oranla ne denli parlak olduğu
Control unit: Bilgisayarda işlemleri organize ve kontrol eden bölüm.
Controller: Bir işlem veya makinenin işlemini kontrol eden aygıt.
Coprocessor: Mikroişlemci ile birlikte çalıştırılan ve mikro işlemcinin özel bazı hesaplamalarını daha hızlı yapabilmesini sağlayan mikroişlemci cihazı.
CorelIDRAW 7.0: Eski yavaşlığını yenerek karşımıza çıkan Coreldraw 7.0, vektör grafiğe dayalı, metin işleme olanakları ve 22.000 ClipArt, 825 tane font ve 100 tane High-Resolution olanakları ile beğeni kazanan bir program.
Counter: Sayaç. Mekanik ya da elektronik olarak çalışır. Kafa önünden geçen band uzunluğunu inç cinsinden verir.
CPU: Central Processing Unit. Merkezi İşlem Birimi. Bilgisayarın işlemlerinin yapıldığı ve transistörlerin bulunduğu küçük çip.
Cracker: Sistem kırıcıSistem kırıcı yetkisi olmayan bilgisayar sistemlerine girmeye çalışan kişilere verilen isimdir. Bu kişiler bilgisayar hastalarının (hekers) tersine kötü niyetlidir ve kırdıkları sistemlerden bir çok menfaat elde ederler. bilgisayar hastası (heker), Truva atı (Trojan Horse), virüs (virus), solucan (worm). vb.
Cracker: Sisteme giriş yetkisi olmayan sistem kırıcı kişilere verilen isim. heker'ların tersine kötü niyetli kişiler olup, menfaat elde etme amacı güderler.
Crawis: Ekranda gözüken credit'lerin veya diğer grafik malzeimelerinin haraketleri
Cursor (imleç): Bilgisayar ekranında göz kırpan çizgi veya kutu. Bir sonraki data girişinin nereye yapılacağını gösteren işaret.
Cut: Bir yapım içinde bir sekans ile diğer bir sekans arasında ani bir geçiş aynı zamanda bir video edit'i için de kullanılır (kesme).
CWIS: Campus Wide Information system
Cyan: Camgöbeği rengi.
Cyberspace (Siberuzay): Ünlü bilim kurgu yazarı William Gibson tarafından Neuromancer isimli romanında kullanılan terimdir. Bilgisayarlardan oluşan ve toplumun bu bilgisayarların etrafında oluştuğu bir dünyayı ifade etmektedir. İlk kez ünlü bilim kurgu yazarı William Gibson'un "Neuromancer" adlı romanında kullandığı, bilgisayar destekli iletişimin, insan beyni ve bilgisayar ağı ile tanımladığı bölge.
DA (Display Adapter): Görüntü adaptörü.
DA/Converter: Bilgisayar tarafından kullanılan dijital sinyalleri, analog sinyallere çeviren bir cihaz
DAC: Dijital ses kasedi
DARPA: Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı (Defense Advanced Research Projects Agency)
DAT: Dönel kafa prensibi ile sayısal yazan ve okuyan kesinlikle dip gürültüsü olmayan kayıt cihazları. Bunlar 44.1 ya da 48, KHz sampling rate kullanarak CD kalitesinde ya da daha yüksek kalitede kayıtlar gerçekleştirir. Bunların CD'ye çıkışları sayısal olarak yapılacaksa mutlaka 44.1 olarak kaydedilmelidir.
DAT: (Digital Audio Tape) Özel formatta kaseti üzerine 16 bit 44.1 ya da 48 KHz. sampling rate kullanarak digital ve dönel kafa prensibi ile çok kaliteli kayıt yapan teyp sistemi.
DAT: Digital Audio Tape günümüzde Master banda olarak standartlara yerleşmiş Teyp sistemi. Dönel kafa sistemi ile çalışmakta. CD ya da üzerinde kayıt yapan teyp sistemi.
DAT: Digital Audio Tape tamamıyla sayısal kayıt formatları ile kendine özgü kaseti üzerine video recorder prensibi gibi dönel kafa ile kayıt yapan teyp aygıtı.
Data (Bilgi-veri): Bilgisayar tarafından üretilen ve işlenebilen bilgi elemanı için kullanılan genel terim.
Database Veri tabanı: Bir bilgisayar sistemi içinde saklı ve erişilebilir verilerin tümü. Bunlar değişik kullanıcıların aynı bilgilere erişebilmesi ve gereksiz tekrar ve fazlalıkları önlemek amacıyla büyük bir kütük şeklinde hazırlanabilir. Bu düzen veri saklama alanında daha az yer kapladığı gibi erişim süresini de hızlandırır. İzni olmayan kişilerin kullanmasını ve başkalarına ait verilerle karışımı veya bunların bozulmasını önlemek için bu kütüğe parolalar ve kullanıcı alanları konulabilir.
Data bus: Veri hattı.
Database (Veritabanı): Bilginin çok sayıda kullanıcının yararlanacağı şekilde saklanması.
DBS: Uydu televizyon yayınları televizyon sinyallerini uydulardan direkt olarak evlerdeki antenlere gönderen uydu yayın sisitemi.
Decimal: Onlu.
Decoder: Kod çözücü. Bazı uydu yayınları elektronik olarak kodlanmakta ve kod çözücü olmadan izlenmemektedir. Sadece abonelere dağıtılan bu kod çözücüler, sinyalleri izlenebilir hale getirir. Ancak rekabet nedeniyle pek çok kuruluş kodlama sisteminden vazgeçmek zorunda kalmıştır.
Decoder / Encoder: Bir decoder kompozit bir video sinyalini ayrı ayrı RGB sinyallerine çevirir. Bir encoder ise, bu RGB sinyallerini tek bir kompozit sinyale çevirir.
Dedicated Line: Bir iletişim şirketinden kiralanan özel hat.
Default route: Varsayılan rotaSevk tablosunda adresi bulunamayan paketlerin gönderileceği rota.
Default: Bilgisayarın otomatik olarak geçerli saydığı ve aksi belirtilene kadar geçerliliğini koruyan işlem veya değer.
DARPA: Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri AjansıAskeriye tarafından kullanılmak üzere yeni teknolojiler üretmekle sorumlu A.B.D. Savunma Bakanlığı Ajansı. DARPA (daha önce ARPA olarak bilinmekteydi) bugünkü Internet'in geliştirilmesinden sorumluydu ve Berkeley UNIX ve TCP/IP'yi de içeren bir çok geliştirme projesini finanse etti.
DDN NIC: Savunma Bakanlığı Bilgisayar Ağı için Ağ Danışma MerkeziGenelde "The NIC" olarak bilinen bu yerin en önemli sorumlulukları arasında Internet ağ adreslerini ve özerk sistem numaralarının dağıtılması, hiyerarşideki en üst alanın yöntemi, ve DDN için danışma ve destek hizmetleri vermesi gibi konular sayılabilir. Burası ayrıca RFC'ler için birincil başvuru kaynağıdır. Ağ adresi (network address), Ağ Danışma Merkezi (Network Information Center), Yorumlar İçin Rica (Request For Comments).
Definiton: Bir görüntünün kesinlikği veya ayrışımı.
Defringe: Photoshop'da, A zeminindeki bir B alanını kopyalayıp, bir C alanı üzerine yapıştırdığınızda, B alanın kenarlarında oluşan ve A zeminine ait olan pikseller. Bu piksellerdeki renk, C ile uyumsuz ise çok çirkin bir görüntü oluşur.
Degrade: Bir rengin bir başka renge dönüşmesi esnasında oluşan renk geçişi. Koyudan açığı gibi..
DEJANEWS: Adres http//www.dejanews.com/DejaNews aradığınız konuyu UseNet haber grupları aracılığıyla bulur. Bulunan bilgiler ise yazdığınız kelime tutarlılık derecesine göre sıralanır.
Dekuplaj: İstenmeyen sinyallerin şaseye iletilmesi.
Dekuple: Bir sonraki kata iletilmeyen, şaseye aktarılan
Delete: CD playerde diskin istenmeyen bölümlerinin çalınmamasını sağlayan özelik (veya silme tuşu).
Delimiter: Bir depolama bölgesinde bilginin başlangıç ve bitişini işaretleyen karakter.Bu işlem için genellikle virgül, iki nokta üst üste, space kullanılır.
Desaturate: Solgunluk. Bir rengin veya bir alandaki renklerin, olduğundan daha cansız, tram değeri düşük görünmesi.
Device: Özel bir işlem yapabilen hardware parçası. Printer, bir device örneğidir.
Deşarj: Boşalma, üzerindeki yükü atma.
Dial-up: İki makine arasında telefon hattı üzerinden arama yapılarak sağlanan geçici bağlantıya verilen isim.
Difüzyon: Dağılma, yayılma, püskürtme.
Digital (Sayısal): Ses, görüntü, bilgisayar verisi ya da diğer bilgiler için işlemleri yapmak veya ikilik (sıfır veya bir) sinyalleri iletmek için voltaj, frekans, genlik, zaman vb. ayrık değişkenleri kullanan bir yöntem.
Digital Analog Converter: Sayısal analog dönüştürücü.
Dijital/Anolog Çevirme: Bilsayarın hafızasında herhangi bir şekilde depolanmış örnekler sayısal olarak işlenip, analog sinyallere çevrilir. Bu sinyallerinde uygun bir cihaza iletilmesiyle hafızadaki o verinin temsil ettiği sesi duyarız.
Digital Audio: Sesi daha yüksek kalite sağlmak amacıyla bir sayısal dizi şeklinde kodlayarak saklanan bir ses alma tekniği.
Digital Computer: Sayısal bilgisayar.
Digital Date: Bilgisayarda kullanılan ve işlemi yapılan sayısal bilgiler
Digital: Sayısal.
Digitize: Bir audio veya video sinyalini analog halinde, bilgisayar cinsi dijital kod numaralarına dönüştürmek.
Digitizer: Analog bir video görüntüsünü dijital bilgisayar grafiğine dönüştüren bir cihaz.
DA Conversion: Bilsayarın hafızasında herhangi bir şekilde depolanmış örnekler sayısal olarak işlenip analog sinyallere çevrilir. Bu sinyallerinde uygun bir cihaza iletilmesiyle hafızadaki o verinin temsil ettiği sesi duyarız.Sentezleme yoluBilgisayar ses kartına veya içerdiği ses düzeneğine nota bilgisini yollar. O düzenekte bu bilgiye analog sinyaller üretir.
En uygun iki tür sentezleme metodu FM ve dalga tablosu sentezlemeleridir. MIDI Yardımıyla Nota bilgisi, bir midi aracısıyla, midi standartını destekleyen müzik aletlerine bilgisayardan yollanır. Bu müzik aletleri de gelen bilgiye göre müzik üretir. Burada gerçekleşen olay kısaca şudur Bilgisayar çeşitli müzik aletleriyle belli bir aracı sayesinde iletişim kurabilmektedir.
CD-ROM Sürücünün Denetlenmesi Bilgisayar bir CD sürücüsünü kontrol ederek, bir CD'deki depolanmış müziği okutabilir.Ses kartlarının bilgisayar dünyasında anlayabileceği sayılar dijital halinde ifade etmenin temelinde analog/dijital çevirme işlemi bulunmaktadır. Örneklemenin kalitesi alınan örneklerin ne kadar sıklıkla alındığı ve her bir örneğin ne kadar bit'le anlatıldığıyla doğru orantılıdır. Örnek olarak, l6 bitlik, 44 Khz.lik bir örneklemenin anlamı bir doğal sesi, bir/44000 sinyalde, bir değerini ölçmek ve elde edilen değeri 2 üzeri l6 değerden birisine (2^16) eşitlemektedir.
Günümüzde l6 bitlik örneklemeler yaygındır. Fakat değişik çözünürlüklerde vardır.Adlib Gold l000, l2 bitlik Genoa Audiobahn l0 bitlik örnekleme kullanılır. ADPCM PCM`in değişik bir çeşidi olup daha çok sıkıştırma olanağı sağlar. Bunun bedeli de ses kalitesinin PCM de olduğundan daha az olmasıyla ödenir.FM Sentezleme Yukarıda bahsedilen bu sentezleme metodunda ses verisi: dalga şekli üretebilen işlemciler tarafından yaratılır. Bunu da bazı basit dalga şekillerini kullanarak, bunları çeşitli şekilde belirleştirerek yapmaya çalışırlar.
Temel olarak Sinüs kare, üçgün, testere dişi şeklindeki bazı basit dalga şekillerini birleştirip ezip büzüp gerçek bir ses datasına yaklaşmaya çalışırlar. Bu tabi ki çok zordur. Etrafımızda duyduğumuz doğal sesleri yapısında o kadar fazla Sinüs dalgası vardır ki bunlar sayı olarak taklit edilmesi bile şekil olarak taklit edilmeleri imkansıza yakındır. FM sentezleme yoluyla gerçekci sesler elde etmek zordur. Zaten FM sentezleme ile elde edilmiş sesleri dinlerken, elektronik devreleri bu işte bir parmağı olduğu hissine kapılırız.
Gerçek sese yaklaşmak için gelişigüzel dalga birimlerinin de kullanıldığı olur. Fakat daha çok işlemci kullanmak kaliteli ses elde etmek için daha uygun bir yöntemdir. Adlib FM sentezlemeyi kullanan ilk kartı. Bu kart'da iki işlemcili bir yamaha YM 3812 FM çipi bu görevi üstlenmişdir. Bir çok Adlip uyumlu kartlarda FM sentezlemeyi kullanırlar. FM sentezleme yapan daha yeni kartlar yamaha SBPro daha mantıklı bir seçim olacaktır.
Directory (dizin): Depolama bölümü için her dosyaya ait adı, yeri, boyutu, yazılım veya son düzeltme tarihini veren tablo.
Disket: Software veya data kaydetmeye yarayan, düz, eğilebilir, magnetik materyal ile kaplı ve koruyucu zarf içindeki çevre birimi.
Display size: Bir monitörde, kullanıcının çalışabileceği gerçek ekran alanı
Display: Bir görüntünün elektriksel işaretlerden optik işaretlere çevrildiği düzen.
DCE: Dağıtılmış İşlem OrtamıStandart programlama arabirimleri, yöntemleri ve hizmet birimi işlevlerinden oluşan ve aynı uygulama programlarını değişik mimariye sahip bilgisayarlar üzerinde kullanabilmeye olanak sağlayan mimari. Digital, IBM ve Hewlet Packard tarafından öncülük edilen Açık Yazılım Kurumu (OSF-Open Software Foundation) tarafından desteklenmekte ve gelişmeler kontrol edilmektedir.
Distorsiyon: Bozulma, değişikliğe uğrama, girişe uygulanan ya da üretilen sinyalin orijinal dalga şeklinde bulunmayan özelliklerin çıkışta meydana gelmesi. Distorsiyon, haberleşme sistemlerinde önemli bir problemdir. Arzu edilmez. Çeşitleri: Genlik, Atenüasyon, Geçiş, Gecikme, Sapma, Harmonik, İçmodülasyon, Lineer olmayan, Faz, Optiksel, Aralık distorsiyonlarıdır.
Distorsiyon: Orijinal sinyalin faz, frekans, genlik ve dalga şekli bakımından bozulmaya uğraması.
Distortion: Bir devrede giriş karakteristiğinin çıkışta tam olarak yeniden elde edilmemesi, şekil bozukluğu, deformasyon, distorsiyon, sesin güçlendirilmesi sırasında oluşan bozulma miktarı. Oran, yüzde 1'den küçük olmalıdır. Müzik seti alırken broşüründe bu oranın düşük olmasına dikkat etmek gerekir.
Distributed database: Dağıtılmış veritabanıKullanıcıya tek bir veritabanı gibi gözüken fakat ayrı yerlerdeki veritabanlarından oluşan veritabanı. Buna iyi bir örnek olarak Alan Adı Sistemi'ni (DNS-Domain Name System) verebiliriz.
Dizüstü bilgisayarlar: Multimedya tasarımı bir dizüstü bilgisayarın sabit diskine kopyalanır ve mevcut ekranından gösterilir. Prezantasyon birebir veya birkaç kişiye yapılacaksa kullanılır.
DNS: Alan İsmi Sistemi (Domain Name Server).
DNS: Bağlanılan sunucu ismini açık Internet adresine çevirmek için kullanılan bir mekanizmadır. Internet üzerinde aynı adlı iki veya daha fazla sunucu isminin olmaması da yine DNS sistemi sayesinde gerçekleşmiştir.
DNS: Internet alfanümerik adreslerini sayısal adreslere (IP numarası) çeviren yöntem.
DOCUMENT: Bir HTML dosyasının tüm içeriğine birden döküman denir. DOL: Dinamik seslerin fizyolojik düzeltimi.
Domain: Alanterimi Internet'te oldukça fazla kullanılmaktadır. Bu terim Yönetimsel Alan mevzusunda ve Alan İsmi mevzusunda geçmektedir. Yönetsel Alan (Administrative Domain), Alan İsmi Sistemi (Domain Name System).
DOMAIN NAME: Internet sitesini tanımlayan isimdir. Bir "Domain Name" noktalarla ayrılan iki ya da daha çok parçadan oluşmak zorundadır. Bir makinenin birden çok ismi olabilir, fakat bu adreslerin hepsi aynı makineyi işaret eder. Ortada, gerçek bir bilgisayar olmamasına karşın bir "domain name" olabilir. Bu, Internet'te bir Web sayfası olmasını isteyen firmalar tarafından sıklıkla kullanıllan bir yöntemdir. Bu erişimi sağlayan firmalar genellikle "Internet Erişim Sağlayıcılarıdır. Web sayfasına gelen postalar öncelikle ana makina tarafından alınıp, sonradan sanal "domain name"e sahip makinaya iletilir.
Domain Name System: Alan Adı SistemiDNS genel amaçlı dağıtılmış (distributed), kopyalanmış (replicated) veri sorgulama (data query) hizmetidir. Temel kullanımı bir sistem ismi vererek bu sistemin IP adresini bulunmaktır. Internet üzerinde kulllanılan sistem isimleri alan adı (domain name) olarak anılmaktadır, çünkü yazım şekilleri DNS tarzına uygundur. Bazı önemli alanlar arasında .COM (ticari-commercial), .EDU (eğitim-educational), .NET (ağ işletimi-network commercial), .GOV (hükümet), ve .MIL (askeri-military) alanlarını sayabiliriz. Ayrıca bir çok ülkenin kendine ait alan adı vardır; .TR Türkiye, .AU Avustralya gibi. Alan Adı Sistemi STD 13, RFCs 1034 and 1035'te tanımlanmıştır. Tam Tanımlı Alan İsmi (Fully Qualified Domain Name).
Domain: Bir Internet adresinde kullanıcı adının sağındaki kısım. Mesela; cc.İTÜ.edu.tr
DOS: Bilgisayarın bilgi girişi ve depolama işlemleri için hazır hale gelmesini sağlayan işlemler topluluğu. Dos İşletim Sistemi.
DOSKEY: Komut isteminde girilen komutları tekrar kullanmak için bazı klavye kısa yol tuşlarını kullanır. Yukarı ok tuşunu kullanarak bilgisayarı açtıktan sonra girdiğiniz komutları yeniden çağırabilirsiniz.
Dot address (dotted decimal notation): Noktalı adres (noktalı sayısal gösterim) Nokta adres terimi A.B.C.D gibi gösterilen IP adreslerini nitelemek için kullanılır, her biri harf toplam dört byte'lık IP adresinin onluk düzende gösterilen bir byte'lık kısmını oluşturur.
DOT Pitch: Monitör ekranında beliren beneklerin arasındaki mesafenin ölçüsü.
Double density: Standart tek yoğunluklu disketlere göre iki katı depolama kapasitesi olan disket çeşidi.
Double precission: Her sayıyı ifade etmek için iki bilgisayar kelimesi kullanma işlemi. Hesaplama işlemlerinde fazladan hassasiyet gerektiğinde bu teknik normal durumun iki katı hane sayısı kullanılır.
Double sided: Her iki yüzüne de bilgi yazılabilen disket çeşidi.
Dove: DOS ve WİNDOWS ortamları için harici ve dahili faks/modem cihazları
Downlink: Uydudan dünyaya sinyal nakli
Download: Program ve / veya bilgilerin dosyalarını bir bilgisayarndan bir başka cihaz veya bilgisayara geçirmek.
Download: Bir bilgisayardan, ona bağlı diğer bir cihaza (genellikle bir hizmet biriminden bir PC'ye) program ya da veri aktarmak.
Downsampling: Photoshop'da, bir resmin boyutlarının, piksel atılarak küçültülmesi.
DPI: Dot per Inches. Film çıkış cihazlarının, bir inç karelik alana (2.5 cm x 2.5 cm.) pozlayabildiği nokta sayısını belirtir. Bir döküman çıkışa gönderilirken, Dpi değeri, Lpi değerinin en az 16 katı olmalıdır. Daha fazla da olabilir.
Drag and Drop: Bir ekran nesnesini (ikon) seçip işaretleyerek, bir başka ekran nesnesinin içine koymak anlamında kullanılan bir GUI deyimi.
Drain (dreyn): FET transistörün taşıyıcıları toplayan, bipolar transistördeki kollektör elektrodunun karşılığıdır.
Drift: Sürüklenmek, yığılmak, birikmek, tıkanmak,
Drive: Magnetik elemanları yazıp okuyabilen ve CPU'nun işlem yapabilmesini sağlayan araç. (sürücü)
Driver: Harici teçhizatı kontrol etmek veya diğer programları yürütmek için kullanılan bilgisayar programı.
DSP: Sayısal sinyal işleme.
Dual: İkili, çift.
Düğüm: Bilgisayar ağına bağlı, ve adresi verilerek erişilebilen cihaza verilen isim. anasistem (host), yöneltici (router).
Dump: Bir bilgisayarın hafızasının içeriğini görüntülemek, yazmak veya depolamak
Duotone: Bir resmin, bir veya dört ayrı spot renk ile basılmasını sağlayan, eskinin dubleks tekniğinde efekt üretmemizi sağlayan mod.
E-mail (E-posta)
: Elektronik mektup. Internet üzerinde kişisel mektupların bir noktadan bir diğerine yollanması için kullanılan yöntem.
E-MAIL: Internet'e bağlı makineler birbirlerine elektronik-posta atmak suretiyle haberleşebilirler. Elektronik-postalar'a tarih, saat, gönderen kişi, postayı alması gereken kişi ve postanın konusu mutlaka yazılmalı, sade ve anlaşılır bir dil kullanılmalıdır.
E-posta adresi: Belirli bir hedefe elektronik posta göndermek için kullanılan alan adı tabanlı adres ya da UUCP adresi. Örneğin: İlhami net. com.com gibi.ünlemli makine adresi (bang path), Unix'ten Unix'e Kopya (UNIX-to-UNIX CoPy).
E-zine (Electronic magazine): Internet üzerinde periyodik sürelerle yayınlanan dergiler. Bazıları ücretli olup değişik ilgi alanlarında çıkar.
EARN: Avrupa Akademi ve Araştırma Kurumları Arası Bilgisayar Ağı (European Academic and Research Network)
Echo: Yankı
EDTV: İngiltere'de IBM (Independent Broadcasting Auttorih) tarafından geliştirilen televizyon sistemi, Ekranın yükseklik ve en oranı HDTV ile aynıdır (16.9). Ancak satır sayısı yine 625'tir.
EEPROM: Elektriksel olarak sürekli silinip, yazılabilen EPROM denilebilir. Silme işlemi ultraviole ışık yerine, elektrik akımıyla yapılmaktadır.
EFF: Electronic Frontier Foundation
EFFECT PROCESSOR: Stüdyoda eko, derinlik ve değişik dinleme hacimlerinin etkilerini yaratan sistemler.
EHT: Ekstra (fazladan) yüksek gerilim.
ELA: Amerika Birleşik Devletlerinde öngörülen audio ve video standartlarının tespit eden kuruluş.
Elapsed time: CD'de çalınan bölümlerin süresine gösteren hane.
Electronic Editing: Program bölümlerini video bandına fiziki anlamda kesilmeden yerleştirmek ya da monte etmek.
EFF: Bilgisayar kullanımının, dolayısıyla iletişim ve bilgi dağılımının gitgide artamasının toplumda yarattığı sosyal ve hukuksal etkileri saptamak için oluşturulmuş bir kurum.
Electronic Mail (email): Elektronik Posta (e-posta)Bir bilgisayar kullanıcısının aralarındaki iletişim ağı vasıtasıyla diğer bilgisayar kullanıcıları ya da kullanıcı grupları ile mesaj alışverişi yapıtığı sistem. Elektronik posta Internet'in en popüler kullanım alanlarından birini oluşturmaktadır.
Electronic: Elektronik: Elektronun hareketini boşlukta ve yarı iletkende kontrol eden bilim dalı.
ELEKTRONİK YAYINCILIK: Multimedyanın ana kullanım alanlarından biridir. İletişim teknolojisinin ulaştığı son nokta multimedya ve Internet'dir. Bu nedenle medya kavramını oluşturan tüm birimlerin (Televizyon, ansiklopedi, katalog, kitap, dergi, gazete vs.) yüksek teknolojiyi kullanarak daha iyi hizmet vermek ve bu yolla rakiplerini de teşvik etmek ve bir yerde toplumsal sorumlulukları altına girmektedir.
Günümüzde ekonomik olanaksızlıklar nedeniyle multimedya, medyanın tüm işlevlerini yerine getirememektedir. Bu ekonomik olanaksızlıklar sebebiyle multimedya henüz alternatif bir yayıncılık olarak uygulanmaktadır. CD-ROM kullanabilme imkanı olmayan kesim gözönünde bulundurularak, genellikle yazılı metaryalin ekinde gönderilmektedir.Avantajları:Birden fazla ansiklopedi bir CD-ROM içinde yer alabilir.
CD-ROM içindeki bilgiler ve sesler, fotoğraflar ve filmlerle desteklenebilir. CD-ROM baskı maliyeti kağıt baskı maliyetinden çok daha düşük olduğu gibi, iyi korunduğu takdirde 100 yıl kullanılması mümkündür. On ciltlik bir ansiklopedi yerine 100gr.'lık bir CD-ROM'un dağıtımı çok daha kolay ve ekonomiktir. CD-ROM'un güncelleştirilmesi daha basit ve az maliyetlidir. Etkileşim faktörü son kullanıcıya büyük zaman ve kullanım kolaylığı kazandırır.
Emisyon: Katı, sıvı yüzeyden ya da genellikle bir metalden elektronların elektromanyetik radyasyon yoluyla veya elektronların ısı yoluyla açığa çıkarılması.
Encoder: Kodlayıcı.
Enhance: Temel bir imgeyi, daha iyi dizayn standartlarına ve görüntüsel anlatma ulaştırma için yapılan işlemler.
Entegre devre: Bir çok devrenin veya devre kısımlarının bir muhafaza içinde bir araya getirilmesi (toplayıcı).
EP: Video veya kamerada hızın düşürülerek bant kapasitesinin iki misline çıkarılması
EPS: (Encapsulated PostScript) Sınırlandırılmış PostScript diyebiliriz. Bir dökümanın PostScript dilinde kaydedilmesi.
EQUALIZATION: Ton kontrol (Bas-orta-Tiz) seslerin işlenmesi, düzeylendirilmesi ve bu prensiplere verilen isim.
Equalize: Videoda görüntü sinyallerinin karakteristiklerini kontrollü bir şekilde değiştirmek.
Erase: Magnetik bir bilgiyi yenilemek veya silmek.
Error mesajı: Hardware veya software uygulamalarında uygun olmayan bir data girişinin yapıldığını belirten görülebilir veya duyulabilir uyarı.
Ethernet: Başlangıçta Xerox tarafından geliştirilen, daha sonra Digital, Intel ve Xerox (DIX) tarafından düzenlenen 10Mb/s iletişim ağı standardı. Eşmerkezli (coaxial) bir kabloya bağlanan tüm sistemler kabloyu kullanmak için (CSMA/CD denilen bir yönteme göre mücadele ederler. Yerel Alan (Local Area Network).
EXCITE: Adres: http://www.excite.com/Gerçekten ne istediğinizi bulamıyorsanız, Excite'ın gelişmiş yardımcı teknolojisi sayesinde ne istediğinizi bulabilirsiniz.Her hafta yenilenen 11.5 milyon tam text sayfası, Konularında oldukça bilgili olan yazarlar ve makaleleri, Use Net haber grupları, saatlik haberler, yorumlar ve INTERNET üzerindeki ilk interaktif çizgi film gösterisi.
Extension: Dosya adından sonra yazılan üç karaktere kadar ek. Extension, dosya adının belirleyicisi veya ayırıcısı olarak görev yapar. Dosya adından (.) ile ayrılır. .DOS, .AVI, .WRI, .BAS vb.
Exterpolation: Bilinen iki noktanın dışındaki bilinmeyen üçüncü noktanın bulunmasına dayalı matematiksel işlem türü. Tersi, İnterpolasyon'dur.
Fade in/out: Görüntünün yavaş yavaş açılması/kararması, Video kamerada fader düğmesine basıldığı zaman devrye girer. Görüntünün karanlıktan yavaş yavaş belirmesini istiyorsanız objektin yandaki FADER düğmesine basarsanız kayıt düğmesini kapatıp kaydı bitirirdiğinizde görüntü yavaş yavaş kararacaktır. Eğer fader düğmesine iki kez basarsanız görüntü mozaik biçimi kararıp kaybolacaktır. Bu özellik de monitör ekranından görülebilir. Görüntünün normal açılıp kapanmasında FADER yazısı, mozaik kararma ise M.FADER yazısı görülür. Bu özelliği kullanmaktan vazgeçtiyseniz tekrar FADER düğmesine basınız. Ekrandaki yazı da silinecektir.
FAQ: Sıkça Sorulan Sorular (SSS).
Fast motion: Hızlı hareket.
Feasibility Study: Olurluk İncelemesi (Fizibilite etüdü)Bu terimin bir başka söylenişi de ön-incelemedir ve aşağıdaki üç alan ile ilgilidir: 1- Mevcut sistemin veya sistemin içinde işlediği çevrenin karakteristikleri ve özellikleri, 2- Yeni bir sistemin geliştirilmesinin mi yoksa mevcut sistemin gözden geçirilerek düzenlenmesinin mi uygun olacağının incelenmesi, 3- Önerilen sistemin, incelemeyi yaptıran kuruluş veya organizasyon için gerçekleştirilebilir olup olmadığının incelenmesi.
Feather: Erime. Select, Feather.
FCC: İletişim ve yayıncılıkta hava dalgalarının kullanılmasını kontrol eden hükümet dairesi.
Feding: Alıcıda ses dalgalarının hava ve coğrafi şartalara göre değişmesi olayı.
Feedbck: Bir mikrofonun kendi Hoparlörlerinden çıkan ses vasıtasıyla yeniden ses yaratma işlemi. Zil sesi ya da diğer tiz sesleri gibi.
Fetch: Bilgisayarda emirlerin getirilmesi.
Fidelite: Kalite
Field: Belirli kategorideki datalar için ayrılmış kayıt bölümleri.
Filcker: Televizyon ekranıda ışık kırpışması.
File protection: Depolama cihazında, mesela diskette; beklenmedik data silinmelerini önlemek için kullanılan işlem veya cihaz.
File Server (Dosya Hizmet Birimi): Uzaktaki kullanıcılar (istek birimleri) için dosyalara erişim sağlayan bilgisayar.
File system: Dosya sistemi.
File transfer: Dosya aktarmaBir bilgisayardan diğer bir bilgisayara dosya aktarma işlemi Dosya Aktarma Protokolü (File Transfer Protocol), Kermit.
File Transfer Protocol (FTP): Dosya Aktarma ProtokolüBir sistemdeki kullanıcının iletişim ağı üzerinden diğer bir sisteme erişme-sini ve oradaki dosyaları kendine veya kendi dosyalarını oraya aktarmasını sağlayan protokol. Ayrıca, FTP kullanıcıların bu protokolü kullanmalırını sağlayan programa verilen isimdir. Protokolün tanımı STD 9 ve RFC 959'da yapılmıştır. anonim FTP (anonymous FTP).
File: Bilgisayar tarafından bir bütün olarak kabul edilen, birbirleri ile ilgili data gruplarının toplandığı program.Filitre: Süzgeç, süzme
Fill Pattern: Yazılımda bulunan esas renk ve dizayn. Bir tablo ya da çizimin bölümlerine biçim vermek için kullanılır.
Film strip: Yatay pozisyonu 18mm x 24mm'lik bir görüntü olan bir devamlı film bandında durağan imgeler.
Filter: Bir audio veya video sinyalinin frekansında bant veya disk hızına oranla görülen ani değişim.
Finger: Belirli bir kullanıcı hakkında bilgi veren programdır, ayrıca kendi sisteminizde veya uzak sistemde giriş yapmış kullanıcıları listelemek için de kullanılır. Genelde kullanıcının tam adını, ne kadar zamandır işlem yapmadan beklediğini, hangi terminal hattından bağlandığını, ve terminalin yerini gösterir. Bunlara ilaveten eğer mevcutsa kullanıcıya ait .plan ve .project dosyalarını görüntüler.
Finger: Sizin bağlı bulunduğunuz ağdaki kullanıcılar hakkında bilgileri bulmanızı sağlayan bir protokol. Bazı ağlar dışarıdaki sistemlerden arama yapılmasına izin vermez, bazıları ağ içinden de izin vermez.
Fixed disk: Data depolaması için kullanılan, çevre etkilerinden korunmak için sıkı kalıplara alınmış hard disk.
Flame: (Hiddetten dolayı) parlama. Elektronik posta mesajında bir şey hakkında sert eleştiri ve düşüncelerin tahrik edici bir şekilde ifade edilmesi. Kişiler birbirlerine parlamamaları gerektiği konusunda parlamaya başlarsa parlama savaşları ya da bir başka deyişle parlama festivalleri oluşur. Elektronik Posta (Electronic Mail).
Flame War: Canlı olarak yapılan, zaman zaman nezaket kurallarının unutulduğu hararetli ve heyecanlı tartışma.
FLC,FLI: Animasyon formatı. İlk olarak Autodesk tarafından kullnılmaya başlanılan bu format günümüzde bir çok grafik yazılımında kullanılmaktadır.
FLI/FLC: FLI ve buna bağlı olarak sonradan çıkan FLC formatı, PC'deki animasyonlar için standardı belirliyorlar. Autodesk tarafından Autodesk-Anima-tor ile birlikte geliştirildi ve bir süre sonra da FLC formatı ve Animator Pro olarak genişletildi. FLI, 320X200 çözünürlüğünü, FLC ise 256 renk 1024X768'e kadar olan tüm çözünürlükleri destekliyor. FLI/FLC formatının değişik mutasyonları 15/16/24 bit renk derinliği sunuyorlar, ancak bunlar standarttan sapıyorlar ve özel bir Player gerektiriyorlar.
Floating point aritmetic: Programın radix noktası (virgülün bulunduğu yer) otomatik olarak hesaplayıp kaydettiği hesaplama çeşididir. Programlayıcı, bunu hesaplamaya uğraşmaz.
Flowchart: Programdaki işlemi grafik metodla gösterme.
Focal Blur: Raytracing ile hesaplanan resimlerde önden arkaya kadar her şey tam olarak keskin değil. Bu ise hiçbir şekilde görme alışkanlıklarına uygun değil. Çok yakında duran bir cisme bakıldığında arkadaki her şey keskin görünmez. Bazı Raytracerlar bu efekti simüle ediyorlar ve böylece resimler çok daha doğal görünüyor.
Font: Romen, italik, Helvetica vs. cinsinden yazı karakterleri.
FOOTER: HTML dökümanının "dip" bölümüdür. Bu bölümde genellikle tarih, yapımcı ve döküman hakkında bilgiler bulunur.
For Your Information (FYI): Bilginiz İçinRFC'lerin TCP/IP ve Internet konusunda bilgi veren, teknik standartlar ve protokol tanımları içermeyen, bir alt grubudur. Request For Comments, STD.
Fore front Venüs: 486DX2/66 tabanlı, aktif matris renkli ekrana sahip güçlü bir notebook. Bellek 8,12 ve 20MB'a yükseltilebiliyor. Ayrıca harici disk sürücü, PCMCIA yuvasına takılan Faks/Modem ve harici batarya şarj cihazı takılabiliyor (ve şimdi de Pentiumlara uyumlu).
FORM: HTML sayfalarında Web servisine bağlanan kullanıcıdan Web tarayıcısı sayesinde bilgi almak için kullanılır. Daha sonra bu bilgiler sunucu makinede kurulu olan özel bir programla değerlendirilir. Web sayfaları üzerinde formlar yaratmak için CGI programlamayı bilmek gerekir. CGI hakkında daha çok bilgi edinmek için http://the-inter.net/www/future21/html.html sayfasına bir göz atabilirsiniz. Bu adreste Web sayfası yaratmak ve CGI ile formlar yaratmak hakkında güzel bilgiler bulacaksınız.
FPU: (Floating Point Unit. Kayan Nokta Ünitesi.) CPU üzerinde bulunan ve çok hassas işlemlerin yapılmasında görev alan ünite.
FQDN: Tam Tanımlanmış Alan İsmi (Fully Qualified Domain Name).
Freenet: Ücretsiz ağE-posta bilgi hizmetleri, etkileşimli iletişim ve konferans gibi işlevleri olan halke açık sistemlere verilen isim. Freenet'ler kişiler ve gönüllüler tarafından finanse edilir. A.B.D. freenet'leri bilgisayarla iletişimi halka açık kütüphaneler gibi yaygın hale getirmeye çalışan NPTN (National Public Telecomputing Network) üyesidirler.
Freeware: Ücretsiz kullanılabilen yazılım. Bu programları hiçbir ödeme yapmadan kullanmak mümkündür. Programın satılması ise ancak izin verilmiş ise mümkündür. Dağıtılması ise serbesttir.
FTP (File Transfer Protocol): Sadece bir protokol değildir, bu protokol Internet üzerinde veri yollamanın ve almanın en çok kullanılan biçimidir. FTP kullanılarak başka bir Internet sitesine "login" olunur ve buradaki dosyalara "site sorumlusu"nun hak tanıdığı kadar erişim sağlanır.
FTP: Dosya Aktarma Protokolü (File Transfer Protocol).
FTP (File Transfer Protocol): Çeşitli sistemler arasında dosya aktarımı yapılmasını sağlamak için kullanılan bir protokol.
Full-Motion Video: Gerekli sayıda imge (saniyede 30 Frame) yarattıkları için televizyonda görülenleri envüle eden video sekansları.
FQDN: Tam Tanımlanmış Alan Adı:FQDN bir sistemin tüm alan adını içeren adresine denir. Örneğin asiyan bir sistem adıdır, asiyan.cc.boun.edu.tr FQDN'dir anasistem (hostname), Alan İsmi Sistemi (Domain Name System).
Function keys: Keybord üzerindeki belirli tuşlardır ve basıldığında bilgisayara belli bir işi yapma talimatı verir. Fonksiyon tuşları, kullanılan uygulama programına bağlı olarak belirlenebilir.
Function: Özel talimatlar aracılığı ile belirlenen bilgisayar işlemidir. (Alt) Bazı GWBASIC fonksiyonlar COS, EOF, LEFTS, TAN
Galley View: Nota yazımının daha seri bir şekilde yapılması için düzenlenen sayfa.
GAME LAN: Adres: http://www.gamelan.com/Bu günlerde popüler olan Java uygulamalarından bir derleme. katigorilere göre sıralanmış.
GAMES DOMAIN: Adres: http://www.gamesdomain.com/Favori oyununuz hakkında arama yapmanıza olanak sağlayan bu sayfa oyun meraklıları için tasarlanmış.
Gamma (Düzeltme): Dijital resimlerin kaydedilmesi sırasında (256 renkten daha az içeren resimler dışında) resmin aydınlığı (ışığı) 256 basamakta kaydedilir. 255 maksimum aydınlık, 0 ise minimum aydınlığa (ışığa) karşılık gelir (siyah). Aydınlık ='dan 255'e doğru doğrusal olarak artar.Bilgisayar monitörü, renkleri, elektronlar tarafından uyarılan ve böylece aydınlanan fosforlarla gösterir. İdeal duruma karşılık fosforun aydınlatma eğilimi doğrusal değildir. Piksel değerinin monitördeki gerçek aydınlıktan sapan faktörü de hesaba katılmalıdır. Bu değere Gamma değeri denir.
Gamma: Orta tonlar. Ekranınızın Gamma ayarını, Photoshop klasöründeki Goodies'de bulunan Calibration'daki Gamma'yı Sistem Klasörü'ne atarak yapabilirsiniz. Standardı 1.8'dir. Renk sapmalarını Balance'daki RGB sürgülerle giderebilirsiniz.
Gamut: Tarayıcıların, film çıkış cihazlarının vb. kabul ettiği renk sınırlama, tanıma limiti.
GATEWAY: Gateway, teknik olarak aynı türden olmayan iki protokol'ün anlaşılmasını sağlayan donanım ya da yazılım anlamına gelir. Örneğin Compuserve'ün kendi mesaj formatı ile Internet "e-mail" formatı arasında değişimi sağlayan bir "geçiş kapısı" vardır.Ama bu terim Internet üzerinde genellikle, bir sistemden diğer bir sisteme geçiş sağlayan bir mekanizmayı anlatır.
Gateway: GeçitAynı işlevlere sahip fakat farklı yapılardaki ağlar arasında verileri aktaran cihaz ya da programlara verilen isim. mail gateway, router, protocol converter.
Gateway: İki ağ arasındaki geçit. Bu şekilde bir ağdan diğerine veri iletimi yapılır.
GCC: GCC ürün grubunda postscript laser yazıcıların yanısıra ColorFast Digital Film Kayıt cihazı ile ColorTone Dye-Sublimation renkli fotorealistik yazıcı üniteleri yer almaktadır.
GCR: Gray Component Replacement. Orta tonlardan faydalanarak Siyah'ın üretilmesini sağlayan bir teknik. GCR'de koyu bölgelerde, her renkte de tram vardır.
Ghost: Ekranda gölge, kayma, görüntünün çift görünmesi (=double image).
GIF: Grafik dosyalarını sıkıştırmak ve böylece veri aktarma zamanından tasarruf etmek amacıyla Compuserve tarafından yaratılmış birer grafik formatıdır. Web dokümanlarında sık sık kullanılır.
GIF: WWW üzerindeki görüntü dosyaları için kullanılan standart bir format. GIF dosya formatı, dosya büyüklüğünü azaltan bir sıkıştırma yöntemi kullandığı için oldukça popülerdir. Gigabyte (G veya GB): Bir milyar bayt.
Global search: Bir değişkeni referans alarak, (karakter veya komut olabilir) text içerisindeki her türlü görünümünü vererek araştırma şekli.
GNN SELECT: Adres: http://gnn.com/gnn/wic/wics/index.html INTERNET'in size sunabileceği en iyi servisler. Eğlenceden ulaşım'a her şey GNN'de var.
GOPHER: Internet üzerinde hypertext kullanmadan değişik menölerdeki materyallere ulaşmayı sağlar.
Gopher: Internet üzerindeki bilgilere hiyerarşik menöler halinde erişimi sağlayan dağıtılmış bilgi hizmetidir. Gopher kullanıcının bir kullanıcı programı (client) kullanarak tüm gopher dağıtıcılarındaki (servers) bilgilere ulaşmasını sağlar. Tüm dağıtıcılardaki bilgilerin toplamı gopher uzayı oluşturur. Kullanıcı ve dağıtıcı programları Internet üzerinde ücretsiz olarak mevcuttur. Archie, arşiv makinesi (archive site), Geniş Alan Bilgi Hizmet Birimi (Wide Area Information Servers).
Grab Utilitiy: Herhangi bir programdan bir ekran görüntüsünü kapatarak bir diğer program vasıtasıyla imgeleme veya yapım maksadıyla bir diğer file veya çıkışa nakleden küçük bir RAM- Dayanıklık programı.
GRAFİK: İletişim; kelimelere bağımlı kalmaktansa değişik şekiller, boyutlar ve renkler kullanılarak zenginleştirilmektedir. Multimedya grafik kavramının içinde tanıdığımız iki unsur bulunur. Bunlardan birincisi fotoğraf, ikincisi resimdir. Bu iki unsur multimedyaya anlaşılırlık ve görsel zevk katarlar. Yerinde kullanılan nitelikli bir grafik, yazı veya sözle verilebilecek mesajlar taşıyabilir.
Teknik Bilgi:
Çözünürlük: Grafiğin ekranda hangi büyüklükte ve ne kadar net görüneceğini belirler. Grafik ne oranda büyütülürse veya aynı büyüklükte ne kadar daha net gösterilmek istenirse diskte kaplayacağı yerde o kadar büyük olur.
Renk bilgisi: Bir grafiğin içinde bulundurduğu renk sayısını belirler. Gerekli yöntemler doğru olarak uygulanırsa genelde 256 renk yeterli olur. Grafikler binlerce veya milyonlarca renkten oluşursa diskte kapladıkları yer çok daha büyük olur.
GRAFİKLER: Daha büyük olmaları ve yavaş yüklenmelerine rağmen grafiklerin görsel çekiciliği her zaman web servislerini onları bolca kullanmaya itmiştir. Günümüzde Internet üzerinde sıkça kullanılan ve güçlü sıkıştırma algoritmalarına sahip iki grafik formatı vardır: GIF ve JPEG. Grafikler hakkında ipuçları istiyorsanız bir UseNet haber grubu olan comp.infosystems. www.authoring.images adresine bağlanabilirsiniz.
Graph Area: X veya Y yayları arasında bilinen bir grafiğin yaratıldığı alan.
Graphic Adapter: Bir bilgisayarda bütün görüntü yaratan fonksiyonları yürüten devreler.
Graphic: Objelerin kelimeler olarak değil de resim olarak görüntülenebilmesini sağlayan hardware/software özelliği. Bu işlemlerde çizgi çizebilme ve çeşitli işlemleri uygulayabilme özellikleri vardır.
Graphics Display: İş dünyasında kullanılan grafikleri görüntülemek gibi özel durumlar için dizayn edilmiş yüksek performanslı bir gösterim terminali.
Grayscale: Beyaz ve siyah arasındaki gri tonların eşitliği
Grayscale: Siyah/Beyaz dökümanları tarama modu.
GROFPWARE: Aynı bilgiler üzerinde çalışan, aynı binada, odada veya ağ üzerinde çalışan bir grup insan için tasarlanan programlara denir.
GUI (Graphical User Interface): Grafik Kullanıcı Arabirimi.
GUI: Karaktere dayalı bilgisayar ınterface'leri ve DOS için kullanıcıya kolaylık sağlayan bir alternatif. Kullanıcıya karakterlere dayalı bir kumanda klavyesinde yazmak yerine bir dizi kumanda seçeneğinden istediğini vurgulama imkanı verir.
heker: Bilgisayar hastasıBilgisayar sistemleri ve iletişim ağlarının yapısını derinlemesine anlamaktan zevk duyan kişi. Bu terim bazen yanlışlıkla cracker yerine kullanılır. Sistem kırıcı (cracker). Ham: Odyo frekans sistemlerinde bulunan gürültü, kalın sesli vızıltı.
Hardware: Bilgisayar sisteminin sahip olduğu cihazların tümü (Donanımı).
Head: Kafa, video cihazında bandı okuyan ya da kayıt yapan ve bir tambur içine gizlenmiş hareketli parça iki üç ya da dört adet olur.
HEADING (BAŞLIK): HTML dökümanlarında genellikle yazının başlığının ve genel tanımların bulunduğu bölgedir. < head > ve < /head > takıları arasına yazılır.
Hexadecimal: Taban olarak 16'yı kabul eden sayı sistemi. Bu sistemde, 0-9 arası sayılara ilave olarak A, B, C, D, E ve F harfleri sayı olarak kullanılır.
Hidden file: Normal directory araştırmasında görülemeyen dosyalar. Normal DOS komutları ile bu tür dosyalar üzerinde işlem yapılamaz.
High grade: Yüksek manyetik özelliğe sahip video bant.
Hiss: Teypte band hışırtısı.
Histem adı: Bir bilgisayara verilen isim. Tam Tanımlı Alan İsmi (Fully Qualified Domain Name).
Holl: Oyuk, boşluk.
Home Page: Bir Web hizmet biriminin kimlik ve içindekiler bilgilerini içeren başlangıç sayfası. Ana sayfa.
Horizantal Resolution: Ekran üzerinde yatay olarak bulunan pixel'lerin sayısını belirtir.
Horizontal Resolution: Ekran üzerinde yatay olarak bulunan pixelerin sayısını belirtir.
Horizontal Scan Rate: Elektron ışın scanlarının bir CRT'nin ekranındaki hızını belirtir. Horizontal Scan Rate:Elektron ışın scanlarının bir CRT'nin ekranındaki hızını belirtir.
Host: Grafik teminatını kontrol eden video sinyalini bilgisayar veya diğer kaynağı.
Host number: Sistem numarası
Host: İletişim ana sistemiKullanıcıların diğer iletişim ana sistemleriyle haberleşmesini sağlayan bilgisayar. Kişiler haberleşmeyi elektronik posta, telnet ve FTP gibi programlar vasıtasıyla yaparlar.
Hostname: Internet bağlantısı olan bir bilgisayara verilen isim.
Hot Line: Sıcak Hat.Sadece iki telefon abonesine hizmet eden özel bir hat. Bu hatta bağlı bir abone ahizesini kaldırınca diğer abonenin zili otomatik çalmaya başlar.
HOTJAVA: Sun MicroSystems tarafından tasarlanmış Mosaic-tipi web tarayıcılarına alternatif olarak tasarlanan yeni bir Java destekli web tarayıcısıdır. Özellikle "etkileşimli" web sayfaları geliştirmek isteyenler için tasarlanan bu tarayıcının yapımı henüz bitmemiştir.
Howtek: Tarayıcı ürün gruplarından ilki olan Howtek'de A4 ve A3 değişik çözünürlüklerde flatbed tarayıcılar yer almaktadır. Ayrıca 400 dpi'lık durum scanner da mevcuttur.
HP DeskJet 320: Notebook PC'ler için tasarlanan HP DeskJet 320, notebook bilgisayarın yarısı oranında ve renkli ve siyah/beyaz baskı olanağı sunuyor. 2kg'lık ağırlığı ile ev ve büro dışında rahatlıkla kullanılabiliyor.
HP LaserJet 4L (Lazer Yazıcı): Kullanımının kolay, hafif ve ekonomik oluşu ile dikkat çeken HP LaserJet 4L, dakikada 4 sayfa basma özelliğine sahip ve 300 dpi olmasına karşın, çözünürlük iyileştirme teknolojisi sayesinde çıktı kalitesi oldukça yüksek.
HP Vectra XU 5/90C: Yüksek performansı, gömme Ethernet desteği ve kolay sökülüp takılabilmesi özellikleri ile diğer Pentium işlemcili bilgisayarlar arasında dikkat çekiyor. Ayrıca, bakımı kolaylaştıran kolay sökülebilmesi özelliğiyle iyi bir tasarıma sahip.
HR (High Resolution): Yüksek çözümlü bant.
HSL: (Hue, Saturation and Lightness) En geniş renk spektrumudur. Hem RGB, hem de CMYK renk dünyasını içine alır.
HTML: Web sayfalarının düzenlediği ve Web bilgilerinin dağıtıldığı ortam için kullanılan bir kısaltma. Bir birleşik döküman formatı.
HHTP: Internet üzerinde HTML sayfalarının aktarılması için "Hyper Text Transport Protocol" isimli standart bir protokol kullanılır. Hiç şüphe yok ki World Wide Web üzerinde en çok kullanılan (ve en önemli) protokoldür.
HTR: Yüksek ısıya dayanıklı direnç.
HTTP: Servis sağlayan bilgisayardan döküman aktarmak için kullanılan bir yöntem. Kullanıcılar ve tarayıcılar için hizmet veren servis biriminin adı.
Hyperlink: Bir bilgi parçası ile diğeri arasındaki bağlantı.
HYPERMEDIA: Az kullanılan bir terimdir. metin, grafik, ses, hareketli görüntü gibi Internet üzerinde iletişimi mümkün olan her türlü medyayı ifade eder.
HYPERTEXT: HyperText, dökümanları biçimlendirmek, resim ekleme, bağlantılar yaratmak için kullanılan metotdur.
HYPERLINK: HTML sayfasında bir takı (tag) kullanılarak başka bir dosya ile oluşturulan bağlantıdır.
Hypertext: Anında etkileşimli sorgulama fonksiyonuna sahip bir metin dosyası tipini tanımlamak için kullanılır. Metin içine yerleştirilmiş kelime ve kelime gruplarının kullanıcı tarafından (fare tıklamasıyla) seçilmesiyle bağlantı kurarak, ilişkili olduğu bilgi ve multimedya malzemesinin anında görüntülenmesini sağlar.
IBM Lexmark 2381 Plus: Yüksek hızı, Win Word ve grafik uygulamalarındaki kaliteli baskı özelliği, yine dört yerleşik fontu, barkot basabilme özelliği ile 94 yılının dikkat çeken ürünleri arasına girmiştir.
IBM ThinkPad 755C: Güçlü Intel DX4 ve DX2 işlemcileri ile çifte taramalı renkli ekranlar kullanılıyor. CD Rom sürücüsü, ses kartı ve iki speaker sayesinde Multimedya olanaklarından rahatlıkla faydalanma imkanını sağlıyor.
Icon: Kullanıcını istediği fonksiyonu yerine getirebilmesi için seçtiği yazılım; işlemlerini sembolik imgeleri.
IFF: Standard dosyalama formatları.
İletim Kontrol Protokolü: Gönderilen paketlerin hedefe eksiksiz varmasını sağlayan bir protokol.
IMAGEMAP: Imagemap birçok bağlantı barındıran bir grafiktir. Bu grafik değişik yerlerine basıldığında sizi farklı URL adreslerine veya bağlantılarına götürecek biçimde bölümlerine ayrılmıştır. Böyle bir tekniği gerçekleştirmek için öncelikle ilgili GIF dosyasını yaratmalı sonra da "harita dosyasını" yaratmak için http://www.boutell.com. mapedit/ adresinden bulabileceğiniz MapEdit gibi bir program kullanmalısınız. bu tip programlar CGI dilini kullanarak görüntünün içine değişik bağlantılar yerleştirir.
IN-Band Signaling: Bant içi işaret gönderme.Normal olarak ses iletimi için kullanılan bir taşıyıcı kanal içinde bulunan bir frekans veya frekanslarda işaretleşme bilgilerinin iletilmesi.
İn-Point: Edit'in başladığı yer. Ayrıca start ponit deyimi de kullanılır.
Input Form: Bir iş yönetimi grafiği programında kullanıcının programa data vermek ve bir tablo ortaya çıkarmak amacıyla cevaplandırması gereken sorunlar gurubu.
Input/Output: Bilgisayarlar ile haberleşme yapan cihazlar için kullanılan genel terim. Bu terim için I/O kısaltması kullanılır.
Input: Merkezi bir işlem ünitesine veya ünitesinde bilgi transferi için gerekli işlemler.
Insert Editing: Audio veya videounun önceden kaydedilmiş malzemeye sanki beraber alınmış gibi geçirildiği video edit tekniği. Hem kaynak hemde master video bandında control track'i veya zaman kodu gerektirir.
Instruction: Bilgisayara bir sonraki işlemde ne yapacağını söyleyen program adımıdır. Instruction, sık sık command (komut) ile karıştırılır.
Integer: Tam büyüklük. Bölüntüsü olmayan, doğal sayıların tamamı. Örnek olarak 60 bir integer (tamsayı)'dır. 60,5 ise değildir.
Interactive: Etkileşimli televizyon ekranda resim izlenirken bir köşede kayıt tarihi band uzunluğu program süresi vs. gibi bilglerin yeralması. (Seyircinin Aktif olarak Televizyona müdahale edebilmesi).
Interface (ara birim): Bilgisayarın bir bölümünden başka bir bilgisayara veya harici bir cihaza (printer, monitör veya modem gibi) bilgi iletişiminin kanalize edildiği yer. (ara birim)
Interlaca: Titreşimleri azaltmalk için her 'frame'in iki komple şebeke gurubuna bölündüğü, bir tarama metodu...Veya elektron ışığının her geçişinde ekranın sadece yarısının tazelendiği bir monitör tipi.
Interlaced Fields: Görüntü ekranındaki kamaşmayı en aza indirmek için testler scan gösterim sitemlerinde bulunan bir teknik.
INTERLACED GIF'LER: Normal bir GIF resmi HTML sayfası yüklenirken yukarıdan aşağıya doğru yüklenir. Eğer GIF veya JPEG formatındaki resminiz "Interlaced" özelliğine sahipse. HTML sayfanız yüklenirken kademe kademe, çözünürlüğü gittikçe artarak görülecektir. Böyle GIF dosyaları kullanıcıya, dosya daha hızlı yükleniyormuş hissi verir. (Aslında daha hızlı yüklenmez, sadece bir göz yanılmasına neden olurlar.) GIF'lerinizi bu formatta kaydetmeniz aynı zamanda kullanıcıya nasıl bir resmin yükleneceğini önceden bilme şansı verir.
Interlock: Bir cihazın yalnız önceden belirlenmiş şartlarda çalışabilmesine imkan veren güvenlik tertibatı.
Internet address: Internet adresiInternet üzerindeki bir düğümü ifade eden adres. ağ (internet), Internet, IP adresi (IP address).
Internet Aktarmalı Sohbet: Kişilerin gerçek zamanda birbiriyle konuşmalarını sağlayan dünya çapında "parti hattı" protokolü. Dünya üzerindeki IRC hizmet birimleri (IRC Servers) kendi aralarında bir ağ oluştururlar, ve IRC kullanıcı programlarının (client) bağlantı taleplerini kabul ederler.
INTERNET nedir ?: Internet, dünya üzerindeki bilgisayar ağlarının birbirleri ile bağlanması sonucu ortaya çıkmış olan,herhangi bir sınırlaması ve yöneticisi olmayan "International" bir bilgisayar ve bilgi iletişim ağıdır. Günümüzde Internet üzerinde yaklaşık olarak 5.000.000 Bilgisayar ('host'yani ana sistem olarak) fakat kişisel olarak 100 miliyonu geçmektedir.
Bu kadar büyük bir ağın başlangıcı nasıl ortaya çıktı diye düşünecek olursak, ilk olarak Amerikan ordusunun birimleri arasında iletişimi sağlamak için düşünülmüş olan ARPANET gösteriliyor.Günümüz internetine göre daha yavaş ve basit bir altyapıya sahip olan Arpanet 1969'da ilk kurulduğunda işlerin bu kadar büyüyeceği kimsenin aklına gelmemişti. Ancak Ordunun bilgisayar merkezleri arasındaki iletişimi bu kadar kolaylaştıran sistem bir sistemin uzun zaman sadece orduya bağlı çalışmayacağı anlaşılıp ihtiyaç duyulunca çok kısa sürede bu sistemin alt yapısını genişletilerek Hükümet ve Eğitim kurumları da bilgi paylaşımı için bu ağ sistemini kullanmaya başladılar.
Üzerindeki bilgi yoğunluğa veya yüke uzun süre dayanamayan Arpanet, bir süre sonra ikiye bölünmek zorunda kaldı. Bir bölümü ordu adına MİLNET işlendi diğer bölümü de Arpanet olarak bir süre devam etti. Sonra büyük firmalar ve şirketle, belli bir katkı payıları ile Arpanet'e üye olarak altyapısını geliştirerek ve şirketler çoğalarak Amerika'yı bir baştan bir başa Ağ sistemi ile donatmaya başladılar. Ve hemen hemen Amerika'nın her kesimine girmeye başlandı.
Tam bu sırada İletişim Protokolllerinde bir devrim olayı yaşandı. Ve ARPANET üzerinden TCP/IP protokolüne geçiş başlandı. Bu protokol Hem çok daha esnek bir protokol hem de bilgi paylaşımında değişik metodların bir arada kullanmasına imkan tanıyordu.UNIX Sisteminin ağlar üzerinde popülerliğinin artması ile Arpanet'in Abone sayısı bir anda beklenmeyen ilgiç sayılara ulaştı. Ve doğal olarakta, ikinci Arpanet de belli bir süre sonra şişmeye ve üzerinden yapılan bağlantıların yükünü taşımamaya başladı.
Amerikalıların TÜBİTAK'ı NSF bu şişmeye (doluluğa) karşı önlem alarak daha geniş bant kapasiteli bir global ağ sistemi olan NSFNET'i geliştirdi. Arpanet'e yapılan bağlantılar kısa sürede NSFNET üzerinden transfer edilmeye başlandı ve Arpanet bitmiş oldu. Böylece büyük Bilgisayar Firmaları kendi global ağlarını kurmaya başlayarak daha geniş bantlara sahip oldular. Kulanıcı, server ve biribirine bağlı ağ sayısı bir anda katlanan rakamlarla büyümeye başladı.
Bir ara sadece E- MAİL (Elekronik- POSTA) iletişimi FTP dosya Transferi kullanılan İnternet üzerinde uygulamalar bir anda değişik alanlara kaymaya başladı. TCP/IP protokolünün esnek olması, ortaya internet üzerinde bilgi paylaşımında bir devrim olan WWW (World Wide Web) oluşumunu çıkardı. Ve Internet bir anda Bilgisayar Gruplarından'evdeki vatandaşın kullanabileceği bir sistem olma yoluna girdi.
Basitlik anlaşılabilirlik ve kullanım kolaylığı Internet'i popülerliğini artırdıkça arttırdı ve böylece 2000'li yıllara doğru kendini hazırlamış oldu. Artık İNTERNET'e "Bilgi Otobanı" da diyoruz.Günümüzde bilgi paylaşımın en kolay, en pratik ve en hızlı yolu da İNTERNET'ten geçmektedir. İnternet üç bölümden oluşuyor. Internet Kullanıcıları, İnternet üzerinde kullanıma hazır olan sayısal bilgi ve İnternet'i oluşturan Server, ağlar, Bilgisayarlar vb. gibi altyapılar diyebiliriz. Kısaca dünyanın en ücra köşesinde ulaşmak istediğimiz bir bilgiye en kısa sürede ve en kısa yol'dan İNTERNET Sistemiyle ulaşabiliyoruz.
IP (Internet Protocol): Sistemler arasında bilgi birimleri geçişini tanımlayan Internet protokolü.
IP: 1. Internet Protocol- Internet'in temel işletme protokolüdür. 2. Internet Provider- ya da Internet Access Provider. Kendi servisleri üzerinden başka kullanıcıları Internet'e bağlayan, genellikle ticari amaçlı kuruluşlardır. IP adress Internet üzerindeki her makine sadece bir tane IP numarasına sahip olabilir. Buna karşılık kullanıcıların servis isimlerini daha rahat hatırlamaları için makinelere bir ya da daha fazla "Domain Name" atanabilir. IP adresi noktalarla bölünmüş 4 sayıdan oluşur. (Örnek: 194.762.183.106)
Internet Protocol (IP): Internet ProtokolüBir bilgisayardan diğerine veri paketi aktarma işlemiyle ilgili bir protokol. Tanımı STD 5 ve RFC 791'de bulunabilir. Yorumlar İçin Rica (Request For Comments), TCP/IP Protokol Ailesi (TCP/IP Protocol Suite).
Interpolation: Bilinen iki nokta arasındaki bilinmeyen üçüncü noktanın bulunması tekniği, matematiksel işlem türü.
Interpreter: Bir bilgisayar dili ile yazılmış programı okuyan, tercüme eden ve işleten program. Öte taraftan COMPILER, programı okuyup işletiminden önce tercüme eden programdır.
INTERRUPT: Bir G/4 (1/10) cihazından veya bir yonga'dan MPU'ya gönderilen ve hizmet isteyen bir işaret. Kabul edildiği zaman, kesilme işareti MPU'nun mevcut durumunu (program sayacı, dahili rejisterler vb.) korumasını sağlar ve uygun bir işlem birimine dallanması temin eder. Kesilme işareti çalıştırıldıktan ve istenen hizmet tamamlandıktan sonra korunmuş olan duruma yeniden dönülür ve çalışması kesilen programın icrasına devam edilir. Birden fazla sayıda kesilmelerin sözkonusu olması halinde ise bunların öncelik sıraları belirlenmelidir.
IP address: IP adresiInternet Protokolü tarafından tanımlanmış 32 bit'lik adres, STD 5 ve RFC 791'de tanımlanmış olup genelde noktalı gösterimde ifade edilir. Örneğin 128.45.67.255 gibi. noktalı adres (dot address), Internet adresi (internet address), Internet Protokolü (Internet Protocol), ağ adresi (network address), sistem adresi (host address).
IP Address: Bir hizmet birimine atanmış 32 bit'lik Internet protokol adresi. IP adresi bir ağ bileşeni ve bir servis birimi bileşenine sahiptir.
IRC: Internet Bağlantılı Sohbet (Internet Relay Chat)
IRC (Internet Relay Chat): Kişilerin gerçek zamanda birbiriyle konuşmasını sağlayan, dünya çapında bir sohbet hattı protokolü.
ISDN: Tümleşik dijitak şebeke hizmetleri. Dijital ses, data ve video sinyallerinin aynı devreler üzerinde taşınmasına imkan verir.
ISDN: Eşzamanlı ses, veri ve görüntü bilgisinin birkaç kanal üzerinden yüksek hızlı iletimi
IVIA: Çok yönlü video Sanayicileri Birliği.
Jaggies: Şekillerin bilgisayar grafiğindeki köşeleri. Aynı zamanda "Alasing" diye de adlandırılır.
Jamming: Bir işletim sistemini istenemeyen sinyallerle kasten bozma.
JAVA: Sun Microsystems'in yarattığı kolay kullanılır, güvenli, nesneye yönelik ve güçlü bir programlama dilidir. HTML dilinin eksiklerini kapamaya yöneliktir. Bu dil Netscape 4.0 veya Sun Microsystems'in HotJava web tarayıcısıla görüntülenebilir. Ayrıca bir derleyiciye gerek yoktur. Dil hakkında daha çok bilgi ve örnekler için http://java.sun.com adresin
Kamera: Görüntüyü elektriksel işaretlere çeviren sistem.
Kermit: Kolombiya Üniversitesi tarafından geliştirilmiş popüler bir dosya aktarma protokolü. Kermit bir çok işletim sisteminde çalıştığı ve kullanımı kolay olduğu için oldukça yaygınlaşmıştır. Kermit FTP ile aynı değildir. Dosya Aktarma Protokolü (File Transfer Protocol).
Key (Anahtar): Video imgesinde bir delik açarak (elektronik olarak) bir görütü veya bir renk eklemek suretiyle elde edilen özel bir efekt. Anahtar deliği bir video kameranın veya bir CG'nin sinyalleri ile elde edilebilir. Sonuç süper empozisyona yakın, hatta daha temiz ve parlatılır. Anahtar genellikle "title'ler (jenerik) için kullanılırlar.
Key Frame: Cel animasyonunda bir sekansın başlangıcını ya da sonunu belirten görüntü.
Keyer: Bilgisayar grafiklerinin görüntüsünü, video görüntüsünün üstüne almak için kullanılan bir cihaz. Genelde bir genlock parçasıdır.
Kilobyte (K veya Kb): 1.024 Bayt.
Kilohertz (kHz): 1000 hertz.
KİOSK: Kiosk bir PC ve dokunmatik ekrandan oluşan bir sistemdir. Kullanıcı klavye ve fare kullanmadığı gibi bilgisayar da görebileceği zarar ve estetik nedenlerden ötürü bir kutu içinde saklanır. Küçük bir yazıcı ekiyle kioskların yazılı materyal verebilen mekanizmalar şeklinde kullanılmaları da mümkündür.
Basit bir PC ve dokunmatik ekrandan oluşan bu sistemin kullanım alanlarına her geçen gün bir yenisi eklenmektedir. Firmalar kioskları satış ve pazarlama desteği, tüketici enformasyon merkezi, araştırma merkezi olarak veya reklam amaçlı kullanabilirler. Kiosklar; tüketicinin, herhangi bir faaliyete bilet alma, rezervasyon yapma hatta sipariş verme gibi isteklerine cevap veren sistemler olarak da kullanılmaktadır.
Kolay taşınabilmesi, düşük kurulma bedelleri ve kapladığı alanın küçüklüğü nedeniyle istenilen yere (alışveriş merkezi, süpermarket, tiyatro, otel vs.) konulabilir. Kioskların bu iletişim ağı aracılığıyla birbirleriyle haberleşmesi mümkün olduğu gibi, şirket bünyesinde kurulan bir merkez birim aracılığı ile istenilen aralıklarla bilginin güncelleştirilmesi de mümkündür.
Enformasyon veriminin yanısıra, kullanıcıya sordukları sorularla kiosklar birer data toplama merkezi olarakta kullanılabilir. Toplanan bilgiler yine bir ağ aracılığıyla ana merkeze aktarılabilir ve analiz programları sayesinde istenilen çerçevede raporlar alınabilir.
Knowbot: Deneme safhasında bir rehber hizmeti. beyaz sayfalar (white pages), WHOIS.
Kodlama: Gizleme işlemini yapma.
Kullanıcı-Ağ Arabirimi: (User-to-Network Interface/UNI) fiziksel bağlantı tanımları, veri transferi, tıkanıklık yönetimi ile PVC'lerin (kalıcı sanal devre) yönetimini kapsamaktadır.
Kurta: CAD/CAM kullanıcıları veya yoğun olarak grafik ağırlıklı uygulamaları kullananlar için digizer tabletler.
LAN: Yerel Alan Ağı (Local Area Network).
LAN: PC'lerin terminallerin, ara Frame'lerin ve periferal cihazların enterkonekte edip bilgi dosyaları alışverişinde kullanımlarını sağlayan bir cihaz.
LAN: Yerel bilgisayar ağı.
LCD: Sıvı kristal ekran. Kristal uygulanan elektrik akımında değişme prensibine göre çalışır. Akım görme kristal açık veya opak olabilir. Kendi kendine ışık üretmediğinden iyi aydınlatılmış bir ortamda kullanılabilir. Dizi ekranlı (Fat screen) göstergesidir.
LCD Paneli: Bir PC'den alınan metin veya grafik bilgilerini, ışık kaynağı olarak standart bir transmissif tipi projeksiyon cihazı kullanarak büyük bir ekrana veya duvara yansıtmayı yaratan bir panel. Büyük insan gruplarının bilgisayar gösterimi ve imgelerini bir karede izlemelerini sağlar.
LCD: (Liquid Crystal Display) sıvı kristal ekran. Her ekran noktası bir matriksle yöneltir. Kesişme noktalarında piksel aydınlanır.
LCD: Bilgisayara kablo ile bağlanarak aldığı görüntüyü perdeye yansıtan bir projeksiyon aletidir. Bilgisayardan gelen video sinyalini sağlıklı bir şekilde yansıtamaz. Geniş bir topluluğa yapılacak, içinde video bulunmayan basit prezantasyonlar bir LCD yardımıyla perdeye yansıtılabilir.
LD-ROM: Bilgisayardan alınan talimatların, 12 inçlik diske video ve audio trackleri olarak kayıt edilmelerini sağlayan yeni bir kompact disk.
Lexmark Winwriter Ailesi: Yılın sonuna doğru çok yeni tanıdığımız ürün ailesi; Winwriter 200, Winwrite 400, Winwriter 400 ürünlerinden oluşuyor. Yazıcının en önemli özelliği üzerinde Mikrosoft logosu bulunan ilk yazıcılar olması. "Mikrosoft at work" anlayışından yola çıkılarak hazırlanmış Windows Printing System yazılımı sayesinde, bilgisayarın yazıcının yükünü paylaşması ve basım süresini benzerlerinin yarı zamanında gerçekleştiriyor.
Light Source Shading: Bilgisayar grafiklerinde, bir 3-d nesnesinin üstüne vuran bir ya da daha fazla ışığın efektleri.
Line Chart: Birbirine bağlanan data noktalarından oluşur.
Line Drawing: Bir nesnenin imgesini yüzeylerin çizgilerine girerek göstermek.
Line Drawing, 2-D: Düz bir imge üstünde çizim yapılmasından oluşan gösterim metodu. (bir yapının zemin planı veya çift yaylı bir grafik gibi) Derinlik öngörülmemektedir.
Line Drawing, 3-D: Üç boyutlu bir nesnenin iki boyutlu bir görüntü düzeyinde projeksiyonunu açıklar. Gerçek bir nesnenin bir lensten geçerek bir kameranın düz camına projeksiyonuna benzeyen, perspektif projeksiyon teknikleri uygulanmaktadır.
Line trafo: Hat trnasformatoru.
Lineer: Doğrusal, çizgisel.
LINK (BAĞLANTI): HTML bağlantıları döküman içinde sizi başka bir konuma, aynı serviste başka bir dosyaya veya bambaşka bir servise yollayabilir. Not: Bağlantılar genellikle mavi ve altı çizili metinden oluşur.
Link: CD'den teybe kayıtta kalan boş sürenin değerlendirilmesine imkan veren özellik.
Link: Bir haberleşme kanalı veya devresini diğer kanal ya da devrelere bağlamada kullanılan sistemdir. Otomatik anahtarlamalı merkez kontrol sisteminin iki anahtarı arasındaki geçişi sağlayan sistemdir. Bağlantı.
Link: Yayınlanacak işareti asıl vericiye gönderen küçük güçlü yüksek frekanslı verici.
List-Serv: E-posta listelerindeki dosyaların otomatik olarak dağıtımı ve yönetimi için kullanılan ücretsiz yazılım programıdır. Çok değişik konularda mektuplaşmak için listeler vardır. Bazı listeler "açık", bazıları ise "kapalı"dır. Açık listenin anlamı, herhangi bir kişi, listedeki herkese bir mesaj gönderebilir. Kapalı listelerde ise belirli kişiler birbirleriyle mesajlaşabilir.
LISTSERV: Çok kullanılan bir e-mail programıdır. Kullanıcılara posta listelerine abone olma, katkıda bulunma ve çıkma şansı verir.
Listserv: Bitnet/EARN iletişim ağı için tasarlanmış bir otomatik posta listelerine dağıtım sistemi. Avrupa Akademik ve Araştırma Kurumları Arası Bilgisayar Ağı (European Acadamic Research Network), posta listesi (mailing list).
Loop: Track üzerine yazılmış icranın kopya ile bellek kullanılmadan tekrar track üzerinde geri dönmesini sağlar.
Loop: Devamlı olarak bir dizi bilgisayar instructionu (talimatı)'nı tekrarlayan ve bu işlemi belli bir sonuç elde edilene veya önceden belirlenen bir şart gerçekleşene kadar sürdüren program bölümü.
Lotus Notes: Lotus Notes, rakiplerinin olanca ataklarına rağmen, bu kadar çok değişik platformda, bu denli ayrık çalışma tarzlarına sahip kişiler arasında çalışma sırasında görüşme ve fikir alışverişi sağlama adına şimdilik daha gelişen program.
LYCOS: Altavista tarafından zirvedeki yeri tehdit edilen Lycos, popüler web tarama ilk servislerinden biridir. Lycos "backlinking (bkz. backlinking)", Java animasyon desteği, 8 milyon URL adresi ve her ay eklenen 700.000 yeni adres ile çok güçlü bir veritabanı oluşturmaktadır. Siteye http://www.lycos.com adresinden ulaşabilirsiniz.
LYCOS: Adres: http://a2z.lycos.com/Bu karşılaştırmalı katalog, INTERNET üzerinde ne ararsanız saniyeler içinde karşınıza getirir. Text, grafik, ses, video... Lycos, PC Magazine magazin tarafından ilk 11 Web servisi arasına girmeye hak kazanmıştır.
MAC: Renk, aydınlık, ses ve eşzamanlama işaretlerinin sıkıştırılarak bir satır boyunca ayrı ayrı zamanlarda gönderildiği yeni TV yayın sistemi.
Machine language: Makine dili.
Mailing List: Elektronik mektuplaşma listesi. Aynı ilgi alanındaki kişilerin bilgisayar ağı üzerinden mektuplaştıkları ortak tartışma listesi servisleri.
Mainframe (Ana Frame): Ölçüleri ve kapasitesi itibarı ile büyük bir bilgisayar.
MAJORDOMO: En çok kullanılan listeleme ve e-mail programıdır. Kullanıcılara posta listelerine abone olma, katkıda bulunma ve çıkma şansı verir.
MAP: Web tasarımında kullanılan, yüklenen grafiğin belirli bölgelerine basıldığında değişik bağlantıları çağırmak için kullanılan sistemdir.
Map Chart (Harita): Belirli bir coğrafi bölgenin yerlerini gösteren bir grafik.
Markers Window: Performer programının en kullanışlı pencerelerinden biri de Markers Windowdur. Burada parça üzerinde sık dönüş yapılacak ya da defalarca dinlenip karşılaştırma yapılacaksa, üzeri belli ölçüde ya da yerlere etiket konulup listelenir. Liste yanında bulunan sürgülü işaret, önüne getirildiği yerden çalmaya devam eder.
MARKUP LANGUAGE: Internet üzerinde dökümanlara biçim kazandırmak üzere hazırlanmış mark-up karakterlerini deşifre eden dile denir. Bilgisayara okunan dosyanın ekranda nasıl biçim alması gerektiğini anlatır? HTML Web sayfaları hazırlamak için geliştirilmiş bir mark-up dildir.
Mass memory: Yığın bellek.
Mass Storage: Büyük kapasiteli (megabayt, gigabayt) ikinci depolama sistemleri. Tipik büyük depolama cihazları ise kayıt bantları ve manyetik disklerdir.
MASTER KEYBOARD: Bilgisayar tabanlı sequencer programlarında step ya da realtime olarak müzikal icraların girilmesi için kullanılan klavyeli ve MIDI OUT portu olan enstürman.
Master: Bir kayıt işlemindeki esas kopya. (ana kayıt)
Matrox MGA VLB/4: 4MB belleğe sahip ve bu bellek miktarı ile mümkün olan yüksek çözünürlük ve renk sayılarındaki ekran modlarını titreşimsiz ekran tazelemesinde destekliyor. Auto CAD sürücüsünün sağladığı özel pencerede geçek-zamanda pan ve zoom yapmanız mümkün kılan görüntü kartı.
MBS: Karşılıklı radyo yayın sistemi.
MCGA: Çok renkli grafik adaptörü.
MDS: (Microprocesor Devellopment System): Mikro İşlem Birimi, mikro işlem birimi sistemleri için program geliştirme ve donanım arızalarını bulma işlemlerini sağlayan donanım ve yazılımı araçları ile donatılmış bir mikrobilgisayar.
Media: Bilgi saklama ve dağıtma ortamı (video kaset, disket, optik disk, vb.). İnsanlığın iletişimde bulunduğu her ortam.
Megabyte (MB): Bir milyon bayt.
Megahertz (MHz): Bir saniyede milyonlarca saykıl.
Memo: Bakınız. (Memory-Hafıza)
Memory scan: Tunerlerde hafıza taraması, önceden seçilip hafızaya alınmış istasyonların bir buçuk saniye süreyle dinlenmesine imkan veren sistem.
Memory Window: Kullanılmakta olan ve kalan belleği gösterir.
Memory: Bilgisayarda, bilginin depo edildiği, kopyalandığı ve yeniden kullanıldığı yüksek erişim hızına sahip bölüm. (RAM-ROM vb.)
Menu (Menü): Programlanmış bir seçenekler listesi. Genelde ekranda görüntülenir. Kullanıcı bilgisayarın yapmasını istediği işlemleri bu listeden seçebilir.
MENUCOLOR: Çıkacak menünün renklerini saptamak için kullanılır.
MENUITEM: Menüde kullanılacak seçenekleri belirtmek için kullanılır.
Message format: Bildiri biçimi. Bir bildirinin başlık, adres, metin, metin sonu işareti ve hata bulma bit'lerinin nasıl yerleştirileceğini tanımlayan kurallar.
Metaballs/Blobs: "Damla formu". Bu çizimler sabit bir büyüklüğe sahip değildir, zira dinamik olarak kendilerini değiştirirler. Tek tek elemanlar bu sırada birbirlerini karşılıklı olarak etkilerler. Bloblar organik-yuvarlak formlar için çok uygundur.
METACHARACTER: HTML dosyası içinde özel bir durumu gerçekleştirmek için kullanılan karakterlerdir. Bu karakterler parantez "()", ve "&", diyez "#" ve noktalı virgüldür ";".
METACRAWLER: Adres: http://metacrawler.cs.washington.edu:8080/Coğrafik bölgelere ayırarak tarama yapan, tarama sırasında ne kadar beklemek istediğinizi belirttiğiniz bir tarama sayfası.
MHz (Megahertz): MHz. Megahertz. 1 Milyon Hz.
Mic (Mik): Çeşitli mikrofonlardan veya diğer audio kaynaklarından alınan sesleri mono veya stereo olarak kayıt etmek için kullanılan cihaz.
Mic level: Mikrofona gelen sesin seviyesi.
Micro Code: Mikro Kod.Merkez işlem veya kontrol birimindeki PROM veya RAM yongaları (chip) üzerinde bulunan çeviri dili tipinde bir sabit program. Bu program CPU komutunun (veya kontrol birimi fonksiyonunun) alt elemanları olan bir dizi yordamlardan oluşur. Örneğin, bir bilgisayar komutunun kodu kontrol birimi tarafından o şekilde çözülür ki her komut, kendini uygulayacak olan mikro kodun başlangıç yerini tayin eder. Böylece bir CPU komutunu, bu komutların kullanıcı programındaki bir işlemi uyguladığı biçimde yerine getirmek için bir dizi mikro kod komutları kullanılır. Bir mikrokod komutu CPU'da 64 bit genişliğinde bir yer işgal eder.
Micro processor: Mikro işlemci.Microcomputer: Mikro bilgisayar.
Microphone: Mikrofon, ses enerjisini elektrik enerjisine çevirin araç. Ses dalgalarının havada oluşturduğu basınç değişikliklerine uyabilen esnek bir diyafram içerir. Bu diyafram ya doğrudan basınçla ya da basınç değişikliği ile çalışır. Mikrofonlar, yapılarına göre, karbonlu (kömürlü), Kristal (seramik), elektrodinamik, band ve kondansatörlü olabilirler. Karakteristliklerine göre ise şu şekilde sıralanırlar: Yönsüz mikrofonlar (omnidirectional), tek yönlü mikrofonlar (unidirectional), çift yönlü mikrofonlar (bidirectional), Frekans dizilere (freguency response) 20Hz-20KHz ve empedansları 150 ohm civarında olur. Kutup düzenleri (polor pattern), tek yönlü (unidirectional-cardioid) ve çok yönlü (omnidirectional) olabilirler.
WORD: Gerçekten yılın en dikkat çeken yazılımların başında gelen Word 6.0, kullanım kolaylığı ve profesyonel kullanıcılara sunduğu işlevsel özellikleriyle de oldukça beğeni kazandı. Bununla birlikte kısa zamanda çok sayıda kullanıcıya ulaştı. Günümüzde yerini Word 7.0'ye bırakmıştır.
Microwave: Mikrodalga. Frekansı 500MHz'den yüksek olan dalgalar.
Midi: (Musical Instruments Digital Interface) elektronik müzik enstrümanlarının birbirleri arasında bilgi gönderebilmeleri amacı ile geliştirilmiş bir ara birim.
MIDI Configuration Window: Bu bölüm de, birlikte kullanılan MIDI'li enstürmanların kanal, port ve ses listelerinin girildiği tanımlama bölümüdür. Gerekirse SYSEX formatında bilgiler girilebilir.
MIDI IN: Gelen MIDI mesajlarını almak içindir. MIDI KANALLARI:Midi alışverişi bağımsız 16 kanaldan oluşur. Kanaldan maksat bilgilerin gönderilebileceği ve alınabileceği elektriksel yollardır. Ve bu 16 kanal 16 tane bilgi yolunun birbirinin trafiğini engellemeden aynı anda çalışmasını sağlar. Gönderilen veya alınan bilgiler meyanında, mikro işlemcisine göre, 1000 kanala kadar çıkar.
MIDI MODLARI: OMNI-POLY-MONOMULTİ olarak bugün için dört tanedir. OMNI MODE kısaca bir synthesizercının bir kaç aletle birden aynı melodiyi çalmasıdır. Aslında bir aleti çalıyordur da sanki birkaç alet aynı melodiyi çalıyor gibi olur. "UNISON çalış "POLY MODE, Birkaç müzik aletiyle değişik melodiler çalmasını sağlar bu da Stüdyo kayıtlarında kolaylık yaratır.MONO MODE, Bu mode da MULTI-TIMBRAL (aynı anda birkaç sesi çıkarabilmek) bir müzik aletinin her sesine ayrı bir midi kanalı verir ki bu mode bugün kullanılmıyor. MULTI MODE, En önemli özelliği Multi-Tımbral çalışmasında tek bir kanal hizmeti verir ayrı ayrı MIDI Kanalları gerekmez. Bu en iyi bağlantı MODE'u dur.
MIDI Monitor Window: MIDI portlarından giren ve çıkan bilgileri gösterir. Bu da programa işaretin girdiğini ya da çıktığını kullanıcıya belirterek herhangi bir arıza halinde ya da seslerin duyulmaması durumunda standart Hata bilgisayarda mı? Ses modülünde mi? sorusunu yanıtlamaya yardımcı olur.Bunlar Performer'ın ana kontrol menüleridir. Diğer menüler de EDIT menüleri olarak geçer. Bunlar Audio, Score, Step, Grid, List Edit menüleridir. Bu editörlerin biri ya da birkaçı, diğer sequencer programlarında da mevcut olmasına karşın, Performer'ın kendi pencere düzeni ve olanakları bir hayli farklıdır. Cubase yazımızda bu editör şekillerine değindiğimiz için bir kere daha anlatmak istemiyoruz. Bunun yerine programın, diğer sequencer programlarından ayrılmasını sağlayan profesyonel bölümlerinden sözedeceğiz. Örneğin Performer üzerinde accelerendo ve ritardando yapmak çok konforlu. Tempo ve zaman ölçülerinin not edildiği "Conductor Track" her zaman track ve window üzerinde yatay olarak görülmekte. Change menüsü üzerindeki "change tempo" penceresi üzerinde ölçü sınırları, başlangıç ve bitiş metronom değerleri verilip arada alacağı değerleri ve hızlanma şeklini bilgisayara hesaplatmak olasıdır.
MIDI OUT: Giden MIDI mesajlarını vermek içindir.
Midi Patch-Bay: Arada başka bir Midi arabirimi de almak koşuluyla Midi'li enstürmanları sequencer ya da bilgisayara giriş çıkış olarak bağlayan cihaz.
Midi Processor: Midi işaretleri üzerindeki her türlü bilgiye ayrı ayrı erişebilen, değiştirebilen, midi kanallarını arttırabilen kendi mikro işlemcisine sahip ünite.
MIDI THR: Birkaç aletin birbirine bağlanması için gerekli komut.
MIME: (Multipurpose Internet Mail Extensions) Internet üzerinde postalara grafik, sıkıştırılmış dosya gibi dökümanların iliştirilmesini sağlayan standarda verilen addır. MIME sayesinde bir postaya eklenen metin tabanlı olmayan (örneğin sıkıştırılmış bir dosya) bir dosya, ilişkisi bulunan program vasıtasıyla görüntülenir.
MIME: Çok Amaçlı Internet Posta Uzantıları (Multipurpose Internet Mail Extensions).
MiroCRYSTAL 32S: Titreşimsiz modda yüksek ekran tazeleme frekansları ve 4 MB VRAM belleğe sahip MicroCRYSTAL 32S'in 1024x768 çözünürlüğüne 16M renk görüntüleyebilmesi dikkatinizi çekecektir.
Mirror (Ayna): Bir işlemin yansıtılması için ortaya çıkarılması efekti. Orijinal (özgün) imgenin baştan aşağı çizimi.
Mixer: Ses karıştırıcı cihaz. Genelde 4 kanallı olur. Birinci ve ikinci kanallar mikrofon, mono cihazlar gibi tek sesli (mono) girişlerde üçüncü ve dördüncü kanallar da stereo girişlerde kullanılır. Bu kanallara da pikaplar, deck'ler ve CD cihazları bağlanır. Üçüncü ve dördüncü kanallar arasında çift pikap kullanılarak "fade in" ve "fade out" ile bir parçadan diğerine yumuşak geçişler yapılabilir (Bilgisayarla da 1000 kanala kadar çıkarılabilir).
Mixing: Karıştırma.
MMS: Teypte önceden belirlenen şarkılar arasında istenen parçayı arayıp bulabilen bilgisayarlı seçici sistem.
MODE: Müzik setinin mono ve stereo konumu. Varsa bunlara "quadrophonic" (dörtlü ses) ve yankı (reverberation) konumları da eklenebilir.Modem (MODülator-DEModülator):Telefon hatları gibi analog iletim hatları üzerinden iletilen sayısal verileri alan arabirim donanımı. Bilgisayarın telefon hatları vasıtasıyla başka bilgisayarlarla iletişimde bulunmasını sağlayan cihaz. Bilgilerin sese dönüştürülmesi işlemini ve tersini yapar.
Modem: Modilatör - Demodülatörun kısa yazılışı. Bilgisayardan gelen sinyalleri analog sinyal haline dönüştürerek telefon hattı üzerinden nakledilebilmesini mümkün kılar veya bu yolla gelen sinyalleri bilgisayarın kullanabileceği hale dönüştürür.
Monitor (Monitör): Video dilinde, video girdileri olan bir televizyon. Bir bilgisayar monitörü ise, genelde bileşik algılama yerine RGB kabul eder.
Monitör: Geniş bir topluluğa hitap etmeyecek prezantasyonları kendi toplantı odanızdaki bir bilgisayarın monitöründen yapabilirsiniz. Özel prezantasyonlar bu yolla çok daha ayrıntılı ve etkileyici bir şekilde gerçekleştirilebilir. Yapılan tasarım bilgisayara yükleneceğinden prezantasyon defalarca masrafsız bir şekilde gerçekleştirilebilir.
Mono: Tek.
Monoaural: Tek ses.
Monocroma: Siyah/beyaz, renksiz.
Montage (Montaj): Editing.
Morphing/Morfen: (Kesintisiz Dönüşüm): Bilgisayar animasyonunda Morphing (metamorfozdan geliyor, dönüştürmek demek), iki obje arasındaki akıcı ve dikişsiz geçiş olarak tanımlanır. Burada 2D ve 3D objeler birbirlerinden ayırdedilmelidir.2D metamorfozlar iki resmi dönüştürürler, 3-D varyasyonu ise bir animasyondaki iki üç boyutlu (3D) objeyi dönüştürür. Terminatör 2'deki efektlerin 2D ve 3D dönüşümleridir. Çoğu 3-D program sadece aynı nokta ve üçgen sayısına sahip objeleri dönüştürebiliyor.
MOSAIC: NCSA tarafından tasarlanan Machintosh, Windows ve Unix ortamlarının tümünde birden çalışabilen ilk Web tarayıcısıdır.
Mosaic screen display: Görüntünün ekranda mozaik biçimi gösterilmesi. Video kameralarda "fade out/in" işlevi mozaik görüntü ile de yapılabilir.
Motion Blur: Hareket keskinliği video kamera sahibi olan ve bir video kaydın tek tek resimlerini inceleyen biri, hızlı hareket eden objelerin (eller, ayaklar, oyundaki top) silinmiş olduğunu görecektir. İnsan algılamasına uygun olan bu efekt (göz de hızlı hareketleri sadece silinmiş olarak algılıyor) iyi animasyon programları tarafından simüle edilebiliyor. Sonuç animasyonda gerçek gibi görünen hareketler oluyor.
Motion JPEG/MPEG: Motion JPEG hareketli resimler için geliştirilmiş videolar için bir JPEG sıkıştırma metodudur (Windows için Video tarafından kullanılır)Bu sadece JPEG formatıyla ilgili bir kompozisyonu olduğu için, başka bir uzmanlar grubu Motion Picture Expert Group (MPEG), başka bir metod buldu, bu metod ek olarak film sahneleri sıkıştırabiliyordu. MPEG1'den MPEG4'e kadar birçok basamak vardır, bunlar da değişik görev ve hedeflere sahiptir.
Motion Morf: Hareketteki dönüşüm. Normal olarak dönüşüm için bir başlangıç ve bitiş resmi kullanılır; ama uygun bir yazılımla mesela yürüyen bir insanı, yürüyen bir maymuna dönüştürmek mümkündür.
Motorbot: Alçak frekanslı gürültü.
Move: Track'lerin sıralamada yerlerini değiştirir (taşıma modu).
MPEG: Hareketli görüntüleri 200:1 oranına kadar sıkıştırmaya yarayan oldukça etkili bir grafik formatıdır. Format sadece bir sonraki karedeki değişen pixelleri gözlemlediğinden sıkıştırma oranı durağan görüntülerde daha da artmaktadır. Motion Picture Experts Group tarafından geliştirilen format PC'lerde oldukça çok kullanılmaktadır.
MPEG: Hareketli görüntüleri sıkıştırmada kullanılan standart bir yöntem.
MS-DOS: Microsoft disk işletim sistemi
MSSS: Çok yönlü ses sistemi, çift hoparlör bağlantı terminalleri.
MTBF: Bir cihazın bozulmadan önceki ortalama kullanılma süresi.
MUD: Çok Kullanıcılı Oyun (Multi-User Dungeon).
MUD: Çok Kullanıcılı Ortam. Internet üzerindeki çok kullanıcılı macera oyunları ve simülasyonlara verilen isim.
Multi - İmage: Programlanmış bir gösterim esnasında bir veya daha fazla slayt projeksiyonu kullanılan bir slayt gösterisi.
Multi Disc program: Tek disk alabilen CD player'larda çoklu disk programı yapma. Diskleri teker teker takıp çıkararak istenen şarkılardan bir konbinasyon yapılabilir.
Multi standard: Videonun PAL/SECAM/NTSC standartlarını bünyesinde bulundurma özelliği.
Multi strobe: Aşamalı görüntü. Ekran dokuz eşit bölgeye ayrılır. Merkezdeki orijinal görüntü sesli olarak izlenebilir. Bu görüntülerin 0.1-1.0 saniye aralıklarla birbirini izleyen 8 aşaması, dondurulmuş resimler halinde merkezdeki görünütüyü çevreler.
Multi-Screen: Çeşitli imge alanlarına imgelerin projeksiyonu işlemi.
Multi-Tasking: Aynı zamanda birden fazla iş yapabilen bir operasyon sistemi.
Multi-User Dungeon (MUD): Çok Kullanıcılı OyunInternet üzerindeki macera, rol yapma oyunları ve simülasyonlara verilen isim. Bu oyunlar oynayanlar tarafından "metin tabanlı sanal gerçeklik" olarak nitelenmektedir. Oyunlarda hayali savaşlar, tuzaklar, büyüler vardır. Oyuncular gerçek zamanda oynarlar ve oyundaki "dünyayı" değiştirebilir. Çoğu MUD telnet protokolüyle çalışır. Telnet.
Multiprotocol Interconnect: Frame Relay üzerinden başka protokollerin taşınması için düzenlemeleri kapsamaktadır.
MIME: Çok Amaçlı Internet Posta UzantılarıInternet e-postasının grafik, ses, fax gibi metin olmayan bilgileri de gönde-rebilen genişletilmiş hali.
Multiscan Monitor: Bir çok frekansta tarama yapma yeteneği olan, aynı zamanda kullanıcıya çeşitli grafik adaptörleri imkân sağlayan bir monitör.
MULTITIMRAL: Birden fazla enstürman sesini aynı anda farklı MIDI kanallarından gelen mesajlarla değerlendiren enstürman.
NCSA: Mosaic web tarayıcısının yaratıldığı akademik bir kuruluş olan national Center for Supercomputer Applications'un kısaltılmışıdır.
NCSA: Ağ görgü kuralları, NETwork (ağ) ve etlQUETTE (görgü kuralı) kelimelerinin birleştirilmesiyle türetilen bu kelimeyle, bir ağ üzerinde uyulması gereken davranış kuralları ifade edilmektedir.
NEC Multisync 5FGe: Sonsuz sayıda renk gösterebilen, maksimum çözünürlüğü 1024x768 Non-Interlaced ve bant genişliği 80 MHz olan MultiSync 5FGe düşük enerji maliyeti ile de dikkat çeken bir Monitör çeşidi.
NERD WORLD: Adres: http://www.nerdworld.com/Gerçekten bulmak istediğiniz Web sayfalarına ya da haber gruplarına kolayca ulaşın. Kendi-Indexinizi-Yaratın özelliğine bir göz atın.Netiquette:Ağ görgü kuralı Network (ağ) ve etiquette (görgü kuralı) kelimelerinin birleştirilmesiyle türetilen bu kelime ağ üzerinde davranılması gereken biçimi ifade etmektedir.
NETSCAPE: Netscape firmasının bir ürünü olan Netscape Navigator NCSA tarafından geliştirien Mosaic'in temeleri üzerine kurulmuştur. Şu günlerde 32 Bit sürümündeki Java eklemesiyle ve her sürümünde gelen yeniliklerle en çok aranan Web tarayıcısı durumuna gelmiştir. Mosiac'in asıl yaratıcısı olan Mark Andreessen NCSA firması tarafından kiralanarak Netscape'i yarattı. Firma ismini Netscape Communications Co. olarak değiştirip halka açıldı ve her biri milyarder oldu. Firma aynı zamanda Web sunucusu olmak isteyenler için de yazılım pazarlıyor. NCSA'ya bağlanıp Netscape'in son sürümünü edinmek için http://home.netscape.com/ adresine bağlanın.
NIC: Ağ Danışma MerkeziAğ danışma merkezi (NIC) ağ kullanıcılarına bilgi, yardım ve diğer hizmetleri sunan yerdir.
NNTP: Ağ Haberleri Aktarma ProtokolüAğ Haberlerinin dağıtılması, incelenmesi, elde edilmesi, postalanması işlemleri için oluşturulmuş protokole verilen isim. Tanımı RFC 977'de bulunabilir (Usenet).
Network: Bilgisayar ağı. Birçok bilgisayarın çeşitli yöntemlerle birbirine bağlanarak bazı bilgileri paylaşabilmelerini sağlar.NewgenA3 ve A4 ebatlarında baskı yapan postscript multiplatform yazıcılar.
NIC.DDN.MIL: Savunma Bakanlığı İletişim Ağı (DDN) Ağ Bilgi Merkezi'nin (NIC) alan ismi. Savunma Bakanlığı Bilgisayar Ağı için Ağ Danışma Merkezi, Alan İsmi Sistemi, Ağ Danışma Merkezi.
NNTP: Ağ Haberleri Aktarma Protokolü (Network News Transfer Protocol).
Node: Bilgisayar ağına bağlı ve adresi verilerek erişilebilen cihazlara verilen isim. Düğüm.
Node: DüğümBir örgünün topolojik tanımında düğüm (halkaların) bir bağlantı noktasıdır. sözcük veri örgüleri kapsamında özellikle paket hat değiştirmede bir hat değiştirme merkezi olarak da kullanılagelmiştir.
Noise (Parazit): Audio sitemlerinde bir elektirk karışıklığı ya da istenmeyen bir ses. Videoda elektrik enerjisinin "random spruts" veya karşılığı denir. Çok parazit snow (karlanma) da denilmektedir.
NOISE REDUCTION: Stüdyoda mevcut dip gürültüyü bastıran ya da kaybetmeye çalışan cihaz.Noise reduction: Bandın ses kanalındaki parazitleri gideren sistem.
Noise Temperature: Gürültü Sıcaklığı. Bir sistemde işarete eklenen gürültünün miktarını göstermek üzere kullanılan eşdeğer sıcaklık. Gürültü sıcaklığı ne kadar az ise eklenen gürültü o kadar azdır.
Noise: Gürültü. Rasgele değişen bozucu işaretler. Gürültü seste hışırtı halinde, resimde ise karlanma olarak ortaya çıkar.
NoNoise: Sonic Solitions adlı firmanın Apple Macintosh bilgisayarlarında çalışan digital audio sisteminin önemli fonksiyonlarından biridir. Müzikal yapı altındaki her türlü gürültü (Noise) parazit ve çıtırdıyı filtreleyen özel sistem.
Novell Netware 3.12: Novell NetWare, hem küçük hem de orta boy iletişim ağları için mükemmel bir çözüm sunmaya devam ediyor. Yine, dosya ve yazıcı paylaşımı, hız, güvenlik ve çoğu işletim sistemi için iletişim.
NR (Noise Redictor): Düşük seviyeli yüksek frekans sinyalindeki parazitleri otomatik olarak azaltan sistem (=Dolby)
NRC: İnorganik maddelerden yapılan ve pikabı istenmeyen vibrasyonlara, akusik beslemelere karşı koruyan devre.
NTSC: ABD'nin kullanıldığı renkli yayın standardı. 525 satır ve 60 Hz frekans kullanır. Renkli yayını ilk deneyen ülke ABD olmuştur. Bunun sonucu olarak ABD'ye özgü bir renk sistemi ortaya çıkmıştır. Japonya, Kanada ve Meksika'da bu sistemi kullanır.
OCR: (Optik karekter tanıma)Yazılı veya basılı karakterlerin makina tarafından ve foto-elektrik transuderlerden gelen girdilere dayanarak tanıması. Bu tür programlara örnek vermek gerekirse RECOGNITA firmasının GO-CR, Caere firmasının Omni Page programları gösterilebilir.
OEM: Az da olsa, yeniden dizayn edilmiş teçhizatı satan bir üretici. Her alıcı bu teçhizata kendi adını koyarak, kendi markası gibi satar.
On-Screen Silde: Direkt olarak bilgisayar terminalinden projeksiyonu yapılan bir grafik imgesi.
On: Kapalı devre.(Anahtar olarak), ışık olarak açık.
Online Editing: Master bandın orijinal yapımdan monte edildiği on edit safhası. Opcode: İşlem kodu.
Open Look (Açık Bakış): Çok hedefli ve çok açılım sağlayan bir grafik 'interface'i.
OPEN TEXT INDEX: Adres: http://www.opentext.com/omw/f-omw.html.Open Text Index, firmanın eline geçen Web sayfalarındaki tüm kelimeleri (21 Milyar civarında) taramanıza olanak sunuyor. Firma en büyük arşivlerden birine sahip olduğu ileri sürüyor. Sadece aramaya nasıl başlayacağınıza (Uzunluğa ve konuya göre de olabilir) karar verin. Gerisi kolay...
Operand: Bir işleme katılan data çeşidi veya büyüklük, çokluk anlamına kullanılır. Operand genellikle bir instructionun adres bölümü için kullanılır. Fakat bir sonuç veya parametre, işletilecek bir sonraki instruction için adres veya isim göstergesi olabilir.
Operasyonel: İşlemsel.
Operate: Çalıştırma tuşu (=on)
Operating System: Bir bilgisayarın yeteneklerini yöneten bir yazılım. İşlem tablosu, dosyalama ve hafıza yönetimi ve kumanda yorumu gibi fonksiyonları vardır.
Operator: Bir işlemi gösteren semboldür ve kendisi, işlemin nesnesidir, yapılan işlemi gösterir. Örneğin (+), toplama; (-), çıkarma operatörüdür.
OCR: OCR (Optik karekter tanıma)Yazılı veya basılı karakterlerin makina tarafından ve foto-elektrik transuderlerden gelen girdilere dayanarak tanıması. Bu tür programlara örnek vermek gerekirse RECOGNITA firmasının GO-CR, Caere firmasının Omni Page programları gösterilebilir.
Optical Disc: Laser ışını kullanarak dijital bilgi kaydeden ve tekrar üreten bir video disk kopylama cihazı. (Bkz. CD-ROM;DVI).
Optik Hafıza Devrimi: Muazzam miktarda bilgi, optik disklere, bir başka deyişle müzikseverlerin yakından tanıdığı kompakt disklere (CD) sığdırılabilmektedir. Ciltler dolusu ansiklopedik bilgi (örneğin Britannica, Comptons vb.) küçük bir diskte yalnızca yazılı bilgi olarak değil, video, animasyon, grafik ve ses unsurlarıyla işlenmekte, yerleştirilmektedir.
Optıbase: JGEB sıkıştırma ve hızlandırma kartları.
OS/2 Warp 3: Warp 3, yeni eklenen fonksiyonları ve beraber çalışma özelliğinde performansıyla da dikkat çeken ve home pazarına sunulan ürün oldu. Nesne yönelimli ve kritik uygulamalardaki başarısıyla, bu pazardaki şansının oldukça yüksek olacağı gerçek bir işletim sistemi.
OS/2: Windows için bir ağabey ve Mikrosoft firmasının UNIX sistemine bir cevabı. 'Jirtuel'hafızalı bir çok hedefli operasyon sistemi. 'Network (şebeke)'çalıştırmak
OSD (On Screen display): Televizyon veya video ile ilgili komutların ekranda belirmesi. Ses, ışık, kontrast ve ışık ayarları bir grafik halinde ekranda gösterilebilir.
OSF/MOTIF: Geniş bir bilgisayar çerçevesi içinde standartlar sağlayan bir grafik kullanıcı 'interface'. X Windows sistemi ile uyuşan herhangi bir platforma taşınabilir.
OTR: Tek tuşla kayıt yapan sistem.Out-Point: Bir edit işleminin sona ermesi. 'End Point'(son nokta) olarak da adlandırılır.
Output: Bilgisayar sonucu veya işlenmiş data.
Overload: Aşırı yüklenme.
AUP: Kabul Edilebilir Kullanım Politikaları. Birçok transit iletişim ağı üzerlerinden geçecek bilgilerin içeriğini kısıtlamaktadır. En çok bilinen örnek NSFNET'in ticari kullanıma izin vermeyen kabul edilebilir kullanım politikalarıdır. AUP yürütmesi ağa göre değişmektedir. National Science Foundation.
Access Mechanism: Erişim Mekanizması. Bir veya birden fazla yazma ve okuma kafasını, istenilen yazma ve okuma konumuna getiren mekanizma. Bu mekanizma, yazma ve okuma kafaları sabit olan sistemlerde veri ortamını hareket ettirmek için kullanılır.
Access Privileges: Dosyalarda değişiklik yapmak ve erişmek için imtiyaz.
Access time: Belleği okumak için gerekli süre.
Access: Depolanmış olduğu yerden bir bilgiye, (data) veya bir cihaza (bir disket okuyucusu gibi) girişi sağlamak, okumak veya yazmak.
ACCUFIND: Adres http//nln.com/Accufind JavaScript motoru NetScape tarayıcınıza yepyeni bir güç ekliyor. Bulmak istediğiniz kaynakların en iyilerini AccuFind'da bulabilir; aradığınız kaynaklara kolayca ulaşabilirsiniz.
Accuracy: Hatadan uzaklık derecesi. Accuracy, Precesion ile karıştırılır. Perecision, herhangi bir ölçme işleminde hassasiyet için kullanılır.
Açılacak Doküman Adı: Web sayfasının sunucu üzerindeki spesifik dosya adını belirtir. Kullanma zorunluluğu yoktur.
ACTV: Klasik televizyonlardan biraz daha iyi resim kalitesi olan HDTV sistemine geçiş olarak kabul edilen TV yayın sistemi.
AD: Yönetsel Alan (Administrative Domain).
Ağ: Bilgisayar ağı değişik yerlerdeki bilgisayar sistemlerini birbirine bağlayan bir veri iletişim sistemidir. Bir ağ WAN ve LAN'ların değişik birleşimlerinden oluşabilir. Yerel Alan Ağı (Local Area Network), Geniş Alan Ağı (Wide Area Network), ağlararası ağ (internet).
Ağ-Ağ Arabirimi: (Network-to-Network Interface/NNI) Frame Relay Servisi veren ağlar arasındaki bağlantıları tanımlar. Bu tanım Frame Relay Servisinin dünya çapında verilmesine olanak sağlar.Frame Relay yüksek hız ihtiyacından dolayı öncelikle LAN-WAN-LAN bağlantısında uygulama alanı bulduğu için LAN bağlantılarına uygun PVC desteğine dayalıdır.Uzlaşmaya varılan bu iki uygulama dışında şu konular üzerinde çalışmalar devam etmektedir
AD/DA Çevirici: Analog ses işaretlerini sayısal işaretlere ya da tersi işlemi aynı şekilde hazırlayan devrelerdir.
A/D-D/A Çeviriciler: Bilgisayarlı müzik sistemlerinde (CD, DAT, HD Recording sistemler) analog bilgileri digital'e ya da bunun tersini yapan elektronik devreler. Bunlar kalitelerine göre fiyatlanırlar. Sistem maliyetlerinde büyük yer tutar. Örneğin, üzerinde bu çeviriciler bulunmadığından Waveboard'ın fiyatı oldukça düşüktür.
Adapter (Adaptör): Direkt olarak birbirlerine uyum sağlamayan iki konnektörün veya cihazın bağlanmasını sağlayan bir aracı cihaz.
Adaptör: Uygunlaştrıcı, çevirici, güçkaynağı.
ADC: Analog sinyalleri karşılığı olan dijital sinyallere dönüştüren bir cihaz.
Address: Verinin saklandığı bellek bölgesi.
Address: Bir kayıdı, bölümü veya bilginin saklı olduğu kısımı ifade eden isim, etiket veya rakamdır.Address (Adres)Internet'te kullanılan üç tip adres vardır. Bunlar e-posta adresi; IP, internet ya da Internet adresi; ve donanım ya da MAC adresidir.
Address (Adres): Bir sistem ya da ağdaki bir cihazda veya diğer veri kaynaklarında bulunan bir dosyanın yeri için ayrılmış özel kod. Bir kullanıcının yerini belirten dizi.
Address resolution: Alfasayısal bir Internet adresine karşılık gelen sayısal fiziksel adrese çevirme işlemi.
Administrative Domain: Yönetsel Alan. Tek yönetim birimi tarafından idare edilen ana sistemler, yönelticiler, ve birbirine bağlı iletişim ağlarının bütünü.
ARPANET: İleri Araştırma Projeleri Ajansı Bilgisayar AğıARPA tarafından finanse edilen ve Internet'e öncülük eden bir uzun mesafe iletişim ağıdır. İletişim konusundaki araştırmalara temel oluşturmuş, Internet'in geliştirilmesi sırasında omurga rolü üstlenmiştir. ARPANET birbirine kiralık hatlar üzerinden bağlı ve paket anahtarlayan bilgisayar sistemlerinden oluşmuştu. Savurma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı (Defence Advanced Research Projects Agency).
Aerial: Anten
A-F: Alçak frekans, odyo frekans, ses frekans.
A/V: Audio/Video (Ses görüntü).
A2Z: Adres http//a2z.Iycos.com/Lycos'(un A2Z klasörü INTERNET'in kalabalık alanında yeni bir yer alıyor. A2Z'de çocuk sayfalarından, dünya film festivallerine, UFO'lardan, sanal fiziğe, her türlü konuyu bulabilirsiniz.
AF: Auto-focus. Kameralarda netliğin otomatik olarak sağlanmasıdır.
AIX: IBM tarafından geliştirilen UNIX tabanlı işletim sistemi.
Aldus Freehand: Programın modüler çalışma özelliği ileri düzeyde. Font menüsünden Windows altında kullandığınız tüm fontları kullanmanız mümkün. Değişik ortamlarda sunum ve grafik özelliği de ileri düzeyde bir program.
Aldus PageMaker: PC'lerde en yaygın kullanılan masaüstü yayıncılık programı olan Aldus PageMaker, grafik yazılımları ve tarayıcıları ile oluşturduğunuz grafikleri kolayca yerleştirip formatlamanıza imkan veren masaüstü yayıncılık programı.
Alfa kanalları: Photoshop'da, dökümanı oluşturan kanalların haricindeki her yeni kanala verilen isim. Seçili alan, Save Selection ile kaydedildiğinde bir alfa kanalı oluşur. Ayrıca Channels paletinde New Channel ile oluşturulan her yeni kanal, aynı zamanda alfa kanalıdır.
Alias: Takma ad. Uzun ve hatırlaması zor bir ismin yerine kullanılan genelde kısa ve hatırlaması kolay isimler.
Aliasing: Bilgisayar grafik şekilerinin kenarlarında bulunan, bazin jaggies diye de adlandırılan bir efekt.
ALL IN ONE: Adres http//www.albany.net/allione/all1www.html/#WWW/Bu adresten Internet dahilindeki tüm arama/tarama servislerine ulaşabilirsiniz.
Alphanumeric: Alfabetik ve nümerik karakterlerden oluşmuş kelime. Rakam, kelime ve özel semboller ihtiva eden karakter seti.
ALTAVISTA: Adres http//altavista.digital.com. Digital Equipment Co. firmasının Alta Vista tarayıcısı 16 milyon Web sayfası içindeki 8 milyar kelimeyi önünüze getiriyor. En büyük Web index'ine de sahip olduğunu iddia eden firma bu index içinde detaylı ya da kalıp halinde bir araştırma yapmanıza izin veriyor.
ALTA VISTA: Digital Equipment Co. firmasına ait olan Alta Vista, popüler Internet tarayıcı servislerinden biridir. Servis amacı; aradığınız bilgiye, web sayfasına veya haber grubuna ufak bir aramadan sonra ulaşabilmenizi sağlamaktır. 16.000.000 web sayfası ve 13.000 haber grubu içinde arama yapabilmektedir. Alta Vista'nın size sunacağı iki arama seçeneği ile mutlaka aradığınız bilgiye ulaşırsınız. Alta Vista'ya http//www.altavista.digital.com adresinden ulaşabilirsiniz.
ANSI: Amerikan Ulusal Standart EnstitüsüBu organizasyon bilgisayar ve iletişim gibi bir çok alanda A.B.D. standartlarını belirlemektedir. Bu organizasyon tarafından onaylanan standartlar ANSI standartları olarak anılmaktadır. (örneğin ANSI C. ANSI tarafından onaylanmış bir C dilidir.). ANSI bir ISO üyesidir.
Analitik: Elektronik devrelerin matematiksel yolla çözümlenmesi.
Analog computer: Analog hesaplayıcı (Analog Bilgisayar).
Analog devre: Lineer devre, girişe verilenin fonksiyonu olarak çıkışı değiştiren devre.
Analog Digital Convertor: Analog sinyali sayısal sinyale dönüştürücü.
Analog Film Recorder: Bilgisayar ekranından alınan bir görüntüyü, alındığı biçimde ve ekrandaki aynı ayrışımda kaydeden bir film alıcısı.
Analog Monitor: Analog bir sinyal kullanan ve birincil renkleri sonsuz sayıda gölgeler ya da gri bir skala halinde gösteren bir ünite. Voltajı devamlı değişir.
Analog: İşlemden geçirilen yada yeniden orjinal bir görüntü veya sesi temsil eden bir elektirk sinyalinin varyasyonu.
ANCHOR: HTML dosyalarında kullanılan "anchor" aktif döküman içinde başka bir bölgeye gitmek veya bambaşka bir sayfaya dallanmak için kullanılır. (Genellikle altı çizili mavi bir metin şeklindedir.)
And: Ve.
ANİMASYON: Animasyon; grafiklerin belli bir senaryo doğrultusunda canlandırılması işlemidir. Hareket her zaman insanların ilgisini çeker ve eğlendirir fakat animasyon işlevi eğlendirmekten ibaret değildir. İçinde yoğun mesajlar taşıyabilir, tasarımı ilginç kılar ve özgün bir nitelik kazandırır. Animasyonun tüm bu görevleri yerine getirebilmesi kullanıldığı yere, miktara ve en önemlisi kalitesine bağlıdır. Teknik Bilgi Multimedya uygulamalarının içinde animasyonlar teknik olarak ikiye ayrılır.
Nesne animasyonu: Herhangi bir değişime uğrayan nesne ve yazıların ekran üzerinde hareketlenmeleri veya yer değiştirmeleridir.
Kare animasyonu: Nesnelere değişik karelerin birbirleri ardına oynatılmaları suretiyle hareket verilmesidir. Bu animasyonlar mevcut filmlerle oynama (kare boyama, morfoz vs.) veya yeni baştan film yapma yoluyla gerçekleştirilebilir. Kare animasyonları iki veya üç boyutlu olabilirler.
Animatic: Videoteyp'de ya da bilgisayar ekranında gösterilen bir video programının görüntüsel dış çizgisi.
Animation (Animasyon): Ekranda görüntü hareketleri yaratmak için tatbik edilen bir işlem. Bazı durumlarda rendering şeklinde de belirtilebilir.2-D Animation (İki boyutlu animasyon)Basit görüntülerle çalışır. İmge yana döndüğü zaman düz çizgiler görülür. İmgelerin birbiri üstüne kompoze edilmesinde kullanılır. 2.5-DÜç boyutlu efektlere sahip iki boyutlu bir grafik.3-D AnimationEkranda perspektif içinde hareket ettirebilmek için, bir nesnenin üç boyutlu bir bilgisayar modelini yaratmak.
Anonim FTP: Anonim FTP kulllanıcıların kullanıcı adı ve şifre belirtmeden Internet üzerindeki herhangi bir yerdeki dökümanlar, dosyalar, programlar ve bunun gibi bir çok arşivlenmiş veriyi bilgisayarınıza aktarmanıza izin verir. Ağ üzerindeki bir kullanıcı "anonymous" kullanıcı adını vererek güvenlik önlemlerini aşar ve sistemdeki genel erişime açık dosyalara erişir. arşiv makinesi (archive site), Dosya Aktarma Protokolü (File Transfer Protocol).
Anonymous FTP (Anonim): Genel Internet kullanımına sunulan dosyalara kullanıcıların ulaşmalarını sağlayan yöntem.
ANSI: Amerika Birleşik Devletleri menşeli audio visüel (visual) ve bilgisayar cihazlarında kullanılan standartlardan sorumlu olan organizasyon.
Anti aliasing: Photoshop'un alanların eğilimli hatlarını oluşturmak için kullandığı, alan rengi ile alan kenarındaki renk arasında geçişi sağlayan farklı tonlarda pikseller.
Anti-alising: Grafik görüntüde alising ortaya çıkmasını azaltan bir görüntü-işlem tekniği. Köşelerin keskinliğini azaltarak, daha yumuşak görünmelerini sağlar.
Antialias: Bilgisayarlardaki her resim piksellerden oluştuğu için, eğik kenarlarda genellikle çirkin sivri uçlu merdiven basamakları oluşur. Antialias bu kenarları güzleştirmek için kullanılan bir metoddur.Bu esnada kenarlar biraz silinmesine rağmen, göze subjektif olarak daha keskin ve düz görünür. Ayrıca bu düzleştirme işlemi de daha çok hesaplama süresi gerektirir.
AOL: AOL, America On Line'ın kısaltılmasından oluşmuştur. Sadece Amerikada 4.5 milyon kullanıcısı olan America On Line her ne kadar ev kullanıcılarına hizmet veren bir sistem olsa da Internet erişimi de sağlamaktadır. Maalesef Türkiye'de AOL bağlantısı sağlayan bir kuruluş yoktur. Amnerica On Line hakkında daha çok bilgiye sahip olmak için http//www.aol.com adresine bir göz atın.
Appletalk: Apple bilgisayar ürünleri ve diğer bilgisayarlar arasında iletişimi sağlamak amacıyla geliştirilmiş bir iletişim protokolüdür. Şu anda 235Kb/s hızında çalışan Localtalk ve 10Mb/s hızında çalışan Ethertalk gibi uygulamaları vardır.
Application: UygulamaDoğrudan kullanıcı için bir işlevi yerine getiren program. FTP, mail ve telnet kullanıcı programları iletişim ağı uygulamalarına örnek oluştururlar.
Archie: Internet üzerindeki bilgileri otomatik olarak derleyen, düzenleyen ve kullanıma sunan bir sistem. Archie'nin ilk uygulamaları sadece Internet üzerindeki tüm FTP arşivlerini tarayıp index oluşturmakta, aradığınız dosyaların Internet üzerindeki hangi makine ve dizinlerde olduğunu listelemekteydi. Daha sonraki uyarlamaları diğer bilgi türlerini de sağlamaktadır. Arşiv makinesi (archive site), Gopher, Geniş Alan Bilgi Hizmet Birimleri (Wide Area Information Servers).
ARCHIE: Sayısı, binleri aşan ftp sitelerinden, istediğiniz dosyaları bulabilmeniz için gerekli olan bir veritabanı araştırma aygıtıdır. Archie'yi kullanarak istediğiniz dosyayı, isme, konuya ya da anahtar sözcüğe göre aratabilirsiniz. Bu günlerde Web siteleri de bu tip özellikler kazandığı için Archie'lerin kullanımı gittikçe azalmaktadır.
Archie: Genel kullanıma açık anonymous FTP dosyalarını aramak için kullanılan bir araç.
ARPANET: İleri Araştırma Projeleri Ajansı Bilgisayar Ağı (Advanced Research Projects Agency Network). Internet ağı konusunda ilk çalışmalar yapılırken o ağa verilen ad. Bugünkü Internet'in temeli.
ASCII: Birçok bilgisayarın kullandığı standart 8 bitlik haberleşme kodudur.
Aspect Ratio: Bilgisayarlı grafik işlemlerinde, bir çerçevenin veya bir görüntünün yatay ölçülerinin, dikey ölçülerine göre oranı. Bu oranın korunması veya kontrol edilmesi, bir görüntünün sağlanması veya baskıya geçirlmesi için önemlidir.
Assemble Editing: Video görüntü sekansları playbek bir VCR'den bir VCR alıcısına, edit control cihazından, pre-roll veya yumuşak edit sağlayan diğer imkanlardan faydalanmaksızın direkt olarak geçirilmesi. edit olarak da bilinir.
Assembler: Makine dilinde program üreterek bilgisayar tarafından doğrudan işletilebilmesini sağlayan bilgisayar programıdır.
Assembly language: Assembler dili.
ATM: Frame Relay Servisi'nin daha yüksek hızlara (45 Mbps) çıkmasını sağlayacak ATM teknolojisi üzerinden verilmesini kapsamaktadır.
ATTRIBUTE: HTML sayfalarında kullanılan kontrollerin (TAG) aldığı parametrelerdir. Herbir parametre kontrole yeni bir özellik ekler. Bazı parametreler değer alır, bazıları ise olduğu gibi kullanılır.
Audio Mixing: Mic-Mikser veya diğer bir ses miks cihazı kullanılarak değişik kaynaklardan bir audio trak yaratılması.
Audio Mixing: Mic-Mikser veya diğer bir ses miks cihazı kullanılarak değişik bir audio direkt olarak orijinalinin üstüne kaydedilir.
Audio Track: Audio sinyallerini taşıyan video teybin bir bölümü.
Audiospace (Audio alan): Sesin özel bir etki yapabilmesi için çeşitlendirilmesi.
Authentication: Doğrulama
Authorware: Çok medyalı gösteriler yaratmak için kullanılanı ortaya çıkaran ve dahil edilmesi gereken video ve audio elemanlarının belirten geliştirilmiş yazılım programları.
AutoCAD 12-13: Çizim ve tasarım işlerinin ana kaynağı olma özelliğini bu yeni versiyonunda da koruyor. İşlevselliği daha da artırılarak, kullanım kolaylığında önemli mesafe alınmıştır.
Autorec sonser: Ses kaydını en doğru seviyesinde gerçekleştiren algılayıcı. Bu düğmeye basıldığnda müzik kaynağı 7 saniye kadar incelenir ve en doğru kayıt seviyesi belirlenir.
Aux: Yardımcı elemanlar; müzik setine TV, kompackt disk, video ya da bir başka müzik kaynağının bağlanabildiği soket.
AVC: Otomatik volum kontrolu (Volum= alçak frekans sinyalinin büyüklüğü).
AVI: Ses ve Video özelliklerinin bir arada kullanılabildiği dosyalar. Window's un Medya Aygıtı öğesi üzerinden ulaşılabilir.
AWK: Unix'in özelliklerini de taşıyan oldukça güçlü bir "yığın dilidir." Awk, Unix kabuğunun dosya işleme arabirimlerine, "C" benzeri yapısal programlama gibi bir çok ilave getirir.
Axis: Uzunluğu ölçümü veya konumların tesbiti için başvurulan sabit bir hat.
BACKBONE: Büyük veri kapasitesine sahip bir ağı besleyen hızlı bir hat veya bir seri bağlantıdır. Omurga
Back up: 1- Data disketlerinin 2. kopyası veya tahrip olma, kaybolma olasılıklarına karşı yapılan yedekleme işlemi.2- Esas elemanın işlemi tamamlayamaması halinde işlemi tamamlamak için kullanılan yedekleme.
Background: Fon, zemin, geri plan, görüntünün arka planı.
Backlight Correction: Video kamerada arkadan gelen ışığı ayaralayacak objenin karanlık görünmesini önleyen sistem.
BACKLINKING: Backlinking, Lycos tarama servisi tarafından düşünülmüş zekice bir özelliktir. Hiçbir Web servisi sizi başka servislere bağlayıp sonra unutumak istemez. Bu yüzden Lycos, sizi başka bir servise bağladıktan sonra geri dönebilmenizi sağlayan bir sistem geliştirmiştir.
BACKGROUND: HTML özgün Web sayfaları hazırlamanız için beğendiğiniz resimleri arkafon olarak kullanmanıza izin verir. HTML 3.0'ı destekleyen tüm Web tarayıcıları sayfanızın arka fonuna koyduğunuz resmi görüntüleyebilir. Bunu yapmak için BODY tanımının hemen yanına BACKGROUND tag'ını eklemelisiniz. Mesela "duvar1.gif" isimli bir resmi arka fon yapmak için aşağıdaki satır yazılmalıdır
Bağlantı noktası: Sisteme dışarıdan gelen bilgi paketlerinin her birinde hangi bağlantı noktasına gideceği bilgisi vardır. Sistem dahilindeki bağlantı noktalarının herbirinde bir iletişim yazılımı çalışmaktadır. Gelen paket işlem yapılmak üzere bu bağlantı noktasına, dolayısıyla ilgili uygulamaya aktarılır. Aktarma Kontrol Protokolü (Transmission Control Protocol).
BANDWIDTH: Bandwidth bir aygıtın algılayabileceği elektrik frekans alanıdır. Bu terim, iletişim teknolojisinde bir taşıma ölçüsü olarak kullanılır. Bu terim Internet'teki anlamı ise, belirli bir sürede ne kadar bilgi akışı sağlandığıyla ilgilidir.
Bandwidth: Bir kanalın ya da devrenin veri iletme oranı veya iletişim kapasitesi ölçüsü.
Bant genişliği: Belli aralıklardaki en büyük ve en küçük değer arısındaki fark.
Barkovizyon: Video dahil, bilgisayardan aldığı tüm sinyalleri perdeye yansıtabilen bir projeksiyon sistemidir. Görüntü kalitesi LCD'lere oranla daha yüksektir. Prezantasyon büyük bir salonda geniş bir kitleye verilecekse kullanılır. Tasarımın içinde video yer alıyorsa ve büyük perdede kaliteli bir görüntü isteniyorsa barkovizyon kullanmak gereklidir.
BASIC: Kelimelerinin ilk harflerinden oluşan, ilk defa DARMOUNTH kolejinde geliştirilen en basit bilgisayar programlama dili.
Battery pack: Bakınız Power pack.
Baud Rate: Bilgisayar kontrollu sistemlerde seri hatlar üzerindeki bilgi akış hızı birimi.
Baud: Bilgi işleme hızı birimi. Bir saniyede gelen bilgi sinyallerinin değeri baud olarak hızı verir. Tipik baud değerleri 110, 300, 1.200, 2.400, 4.800, 9.400, 14.400, 28.800, 36.400.
BBS: Kullanıcıların mesaj bırakabildikleri elektronik bülten panosu. Modem aracılığıyla bağlanılarak bilgi alışverişinde bulunulan on-line sistemlerin genel adı. Bilgisayarlı Bilgi Servisi olarak Türkçeleştirilmiştir. Bazı BBS'ler üyelik üzerine kurulmuşlardır.
BCNU: (Be Seein You) Görüşürüz.
Beta: A 1/2 inçlik video kaset ölçüsü. VHS'ye uymamaktadır.
Beyaz sayfalar: Internet kullanıcılar hakkında temel bilgiler içeren bazı veri tabanlarını desteklemektedir. Bu veritabanlarında kişiler hakkında sorgulama yapmak mümkündür. Telefon defterine benzer bir işlev yerine getirdikleri için bunlara "beyaz sayfalar" (white pages) adı da verilmektedir. Knowbot, WHOIS. Bezier curves Manuel ortamda pistole cetveli ile oluşturabileceğiniz düzgün eğilimli hatların, bilgisayar ortamında oluşturulmasını sağlayan ve eğilimli noktalardan meydana gelen çizgiler.
Binary: İkili düzen, örneğin 11001001.
Binary File: (*.BIN) Makina koduna dönüştürülmüş dosya. Bir kaynak dosyanın, bir yüksek düzeyli dil derleyicisi (PMA, COBOL, FTN, PRG gibi) tarafından makina koduna dönüştürülmüş biçimi. Bu tip dosyalar, yükleyicinin giriş formatına uygun olarak düzenlenirler. Makina koduna dönüştürülmüş dosyalar olarak da isimlendirilirler.
Binary system: 2 tabanına göre sayı sistemi veya ikili sayı sistemi.
Binary: 1- İki ihtimalli bir durumla karşı karşıya kalmak. 2- 10 tabanı verinin 2 sayısını taban olarak alan sayı sistemi. Binary sistemde sayılar yalnızca 0 ve 1 rakamlarından oluşur.
Bit Map: Bir video ekranındaki her pixel, yoğunluk ve rengi oluşturan bit'leri tarafından kontrol edilir Pixel'ler gridi ile tam bir video ekranına bir bit map denilebilir.
Bit: Binary rakamlardan biri. Bir bit, sıfır ya da bir değerini taşır. Bilgisayarın tanıdığı en küçük haberleşme birimidir.
Bit: İletilebilen bilginin en küçük miktarı. Bir alfabetik karaketri, bir sayısal rakamı belirten ya da sinyallemeyi ve diğer fonksiyonları değiştiren bir kombinasyonu.
Bit: 0 veya 1 rakamlarından oluşan tek bir sayısal birim.
Bitmap: Sadece Siyah ve Beyaz'ın bulunduğu renk modu olan Bitmap'de, ara tonlar (%42 Siyah) olmaz. Bitmap modda kaydedilen dökümanlarda, beyaz piksel bilgisi kaydedilmediği için hem az yer kaplar, hem de resmin çağrıldığını programda beyazlar şeffaftır.
Blend: Geçişme. Bir renkten diğerine, bir efektten diğerine, bir şekilden bir başka şekle vb. çeşitli geçiş metodlardır.
Blur: Netsizlik. Gözleri arazalı olan bir insanın, gözlüksüz baktığında görebileceği ortam.
BMP: Grafik formatı. Windows Paintbrush öğesi üzerinden ulaşılabilen dosya uzantısı.
BNC: Sürgülü video fiş ve priz sistemi. Pin adı verilen fiş uçlarının sayısı önemlidir. Buna dikkat etmek gerekir. Ayrıca televizyonun arkasında bulunan prizler, kolay bağlantı yapılmasına imkan vermeyebilir. Evlerimizdeki TV'ler çoğunlukla kütüphane raflarına konulduğundan arkaya ulaşmak bazen imkansız olabilir. Bu nedenle bağlantı yerleri ön panelde olan TV cihazlarını tercih etmelisiniz.
Boca M144EE: Her ortamda yüksek performans gösteriyor ve 14.400 bps faks hızı sunan Boca modem, iyi bir fiyat/performans oranıyla dikkat çekiyor.
BODY: HTML sayfalarında kullanılır. HTML sayfalarını oluşturan kodları barındıran "Başlık" ile "Son" arasındaki bölümdür.
Bolean: İkili sayı sitemini bulan matematikçi.
Booster: Güçlendirici televizyon sinyalini güçlendirmek görüntünün ve sesin daha kaliteli alınabilmesini sağlayan araç.
Boot: Sistemin istenilen seviyeden işleme başlamasını sağlayan makine prosedürü. İlk birkaç talimat, bir giriş cihazından gelir ve bunlarla sistemin tamamının yüklenebilmesi sağlanır.
BOT: Sohbet amaçlı bir IRC kanalı üzerinde dinleme ve cevaplama programları için oraya özgü (o kanalın jargonuna ait) terim.
Bounce: Geri dönmeTeslimattaki bir hata yüzünden gönderilen postanın bir kısmının geri dönmesi.
Boşluk şarjı: Anoda gerilim uygulanmadığında ve fleman ısıtıldığında katod etrafında biriken elektronların oluşturduğu küme.
BPS: Bit per second (saniyedeki bit sayısı)
Broadcast: Radyo ve TV yayınları (Yayın kalitesi).
Browser: Bir ağ üzerinde, bilgiyi aramak, bulmak, görmek ve işlemek için grafik etkileşimli arabirime sahip uygulama yazılımı. Tarayıcı.
BROWSER: World Wide Web üzerinde dökümanların transfer edilip görüntülenmesini sağlayan programlara "browser" adı verilir. Sakın Web tarayıcıların Netscape, MS, Internet, Explorer ve Mosaic'le sınırlı olduğunu sanmayın. http//www.browserwatch.com adresinde bir göz atın. İstemediğiniz kadar çok ve çeşitli tarayıcıyı bir arada bulacaksınız.
Built-in: Cihazın içine yerleştirilmiş olan sistem veya başka bir cihaz.
BBS: İlan Tahtası SistemleriElektronik mesaj hizmetleri veren, dosya arşivleri sunan, sistemi çalıştıranın ilgi alınına giren diğer hizmet ve aktiviteleri sağlayan bilgisayar ve üzerinde çalışan yazılıma BBS denir. BBS'ler şimdiye kadar hobi olarak kullanılıyordu. Fakat Internet'e bağlı BBS'lerin sayısı hızla artmakta ve şu anda bir çok BBS devlet, eğitim ve araştırma kurumları tarafından işletilmektedir. Elektronik Posta (Electronic Mail), Internet, Usenet.
Byte: Sekiz data biti+bir parti bitten meydana gelen bir alfabetik veya özel karakterdir. Genelde ASCII kodludur.
Bytes: Genelde 8'bit'ten oluşan dikey ve yatay olarak ekranda gösterilen pixel'lerin sayısının temsil eden bir bit grubu. Data'resolution'u ile bu iki faktör görüntünün kalitesini tesbit ederler. Daha çok sayıda pixel'i görüntülemek için, daha fazla hafıza ve fazladan 'peripheral'lar gerekir.
CA/CG: Computer Animation Computer Graphics için İngilizce'sinden kısaltma.
CAD: Grafik işlerinin mimari ve mühendislik sistemleri için çizim ve planların bilgisayarda üretilmesi.
CADD: Bilgisayar destekli Taslak ve Dizayn üretimi.
CAM: Bilgisayar Destekli Üretim.
Camcorder: Camera+recorder.
CWIS: Kampüs Çapında Bilgi SistemiKampüs çapında bilgi sistemleri bilgi ve hizmetleri iletişim ağları ve etkileşimli bilgisayar uygulamalarıyla kampüstekilere sunar. Genel kapsamı telefon ve adres rehberi, takvimler, ilan tahtaları, veritabanları gibi hizmetlerdir.
CAND: Bilgisayar Destekli Taslak ve Dizayn üretimi.
CANLANDIRMA: Yakın zamana kadar sadece sinema endüstrisinin bir etkinliği olan animasyonun dilimizdeki karşılığı canlandırma'dır. Teknik olarak baktığımızda animasyon, hareketli görüntü demektir. Bugün pazardaki pek çok ürün, masaüstü bir kişisel bilgisayarlarda animasyon yapmaya olanak sağlamaktadır. Elle çizilmeyen, özel donanım yardımıyla bilgisayar ortamına aktarılmış sabit resimlerdir.
Canon BJ200: Saniyede 86 karakter basım hızı ve kaliteli çıktı alma imkanı ile beğeni kazanan Canon BJ200, fiyatı ile de ilgi çekti. Tonlama yeteneği ve uzun süreli kulanıma olan yatkınlığıyla da dikkat çekici bir ürün olma özelliğini taşıyan yazıcı çeşidi.
CD-I (Interaktive-CD): Duran görnütler, audio, grafik ve bilgisayar bilgileri verebilen interaktif bir ürün için kullanılan deyim
CD-ROM XA: CD-I gibi, bu depo edici disk bilgisayar metin ve grafiklerini, ve durağan görüntülü video bilgileri ve yüksek kaliteli audio ile kombine eder.
CD-ROM: Herhangi bir dijital bilgiyi bir kompakt diskte toplamak için geliştirilmiş biçimsel bir standart.
CD-ROM: Yazılımların depolanmasında, arşivlenmesinde ve multimedya uygulamalarında kullanılan dünya standartıdır.
CD-ROM: CD-ROM, kişisel bilgisayar ortamlarında harici bir CD-ROM okuyucu yoluyla kullanılan CD'lerdir. Bilginin CD-ROM üzerine kaydediliş şekli hangi işletim sisteminde kullanılacağını belirler. CD-ROM okuyucular ise böyle bir ayrıma tabi değildir. Macintosh ve IBM uyumlu bilgisayarlar aynı CD-ROM okuyucusunu kullanabilirler.
CD-ROM okuyucuların fiyat farklılıklarını belirleyen, bilgi erişim hızlarıdır. Bu hız, ortalama 31 milisaniye ile 120 ms arasında değişir. CD-ROM 'ların bilgi erişim hızı her geçen gün artmakta fiyatları ise düşmektedir.CD-ROM okuyucusu bilgisayara harici olarak veya disket sürücü gibi ana gövdeye de takılabilir. Tüm CD-Audio'ları bu okuyucular okuyabilir.CD-DOM'un bilgi kayıt formatı Sarı Kitap adı verilen teknik spesifikasyonla standartlaştırılmıştır.
CD-ROM Sürücünün Denetlenmesi: Bilgisayar bir CD sürücüsünü kontrol ederek, bir CD'deki depolanmış müziği okutabilir.
CD-Audio: Müzik CD'lerinin yayımlandığı medyadır ve tüm CD okuyucularında çalışabilme özelliğine sahiptir. CD-Audio'nun bilgi kayıt formatı Kırmızı Kitap adı verilen teknik spesifikasyonla standartlaştırılmıştır.
CDD: Işığı hassas bir elektronik levha veya kamera çeşidi.
CDI (intevaktive): İçinde müzik, grafik, ve videoyu etkileşimli bir şekilde bulundurabilen bir CD formatıdır. Sadece CDI formatını okuyabilen cihazlar mevcuttur. Bilgisayar ortamında CDI oynatmak için ek bir yazılım gerekmektedir.
CD-I: CD-Interactive, tüketici pazarına yönelik üretilen ve televizyonla birlikte kullanılan bir CD çalar aygıtı için geliştirilmiş bir formattır. Üzerine 19 saatlik mono ses, veya 72 dakikalık tam ekran video veya 5000 adet fotoğraf kaydedilebilmektedir. Bunların farklı oranlarda kombinasyonları mümkündür. Tüm detayları Yeşil kitapla standartlaşmıştır. CD-I okuyucunun diğer okuyuculardan temel farklılığı kullanımı için yalnızca bir TV'nin yeterli olmasıdır. Okuyucu, uzaktan kumanda bir fare, veya kablolu bir fare ile kullanılmaktadır. Ayrıca, tüm CD-Audio disklerini de okuyabilmektedir.
CD-XA: Bu format Sony'nin getirdiği bir standart olup fazla yaygınlık kazanmamıştır. Temelde CD-ROM formatının daha iyi görsel bilgi aktarabilmesi için geliştirilmiş bir ara çözümdür. Yine bilgisayarlara takılan özel bir okuyucu tarafından okunabilmektedir. Bilgi kayıt formatı Sarı kitapta standartlaştırılmıştır.
CD-Bridge: En yaygın kullanımında olan CD-ROM formatı ile yeni gelmesine rağmen hızla yaygınlaşan CD-I formatlarının bir anlamıyla bileşiminden çıkan bir formattır. Bu formatta kayıt yapılan disk hem CD-I okuyucuda hem de CD-ROM okuyucuda kullanılabilmektedir. Daha fazla, yazılım üreticilerinin yeni gelişen pazarlara CD-ROM ürünlerini aktarmaları için geliştirilmiştir.Özel bir okuyucusu yoktur.
CD TERMİNOLOJİSİ: CD'ler multimedya programlarının en yaygın kayıt ve kullanım ortamı haline gelmektedir. Bu gelişmenin nedeni, CD'lerin geniş hafıza kapasitesinden kaynaklanmaktadır. Bir CD, 650 MB hafıza kapasitesiyle 450 adet 1.4 MB hafızalı bilgisayar disketine eşdeğerdir. Bu özellikleriyle CD'ler doğal olarak bol miktarda hafıza gerektiren görsel işitsel veriler için en uygun ortamı sağlamaktadır.
Cel: Bir animasyon içindeki tek bir çizim veya çerçeve.
Cel Animation: Bir görüntünün ufak kısımlarının animasyonu.
PC Tools: PC Tools, temel disk yönetimi, dosya işlemleri gibi alanlarda, işletim sistemi tasarımcılarının unuttuğu işlevleri kullanıcılara erişilebilir kılan kullanışlı bir yazılım.
CGA (Color Graphics Adapter): 320x200 çözünürlükte 4 renk gösterebilir.
CGA: IBM PC'leri ve eş değerde cihazlar için konulan ilk video interface standardı
CGI: Bir Web hizmet birimi üzerinde arka planda çalışan uygulamalar yazan programcılar için bir arabirim.
CGI: Web tarayıcılarının Web Hizmetçileri ile iletişim kurmasını sağlayan arabirimdir. Web taraycıları CGI aracılığıyla, HTML içindeki formları ve döküman kaynaklı sorgulayıcıları Web hizmetçilerinin anlayabileceği hale sokarlar.
Channel (Kanal): Bir ağdaki iki yer arasında, belirli iletim hızına sahip bir iletişim hattı.
Character (karakter): Bilgisayar tarafınrdan yazılıp okunabilen ve depolanan herhangi bir tek alfabetik, nümerik, noktalama veya değer işaretlerinden biri.
Chat: Gerçek zamanlı görüşmeyi tanımlamak için kullanılan bir terimdir. IRC, WebChat, gibi bir arabirim.
Check: CD player'de yapılan programın kontrol edilmesi.
Checksum: Sağlama toplamıBir veri paketinin içeriğinden yararlanarak hesaplanan değer. Bu değer paketle beraber aktarılır, alıcı sistem aldığı verilerden yararlanarak bu değeri yeniden hesaplar ve paketle gelen değerler karşılaştırır. İki değer aynıysa alıcı veriyi hatasız olarak aldığından emin olur.
Chip: İnce kesilmiş silisyum dilimi.
Chroma: Video sinyalinde ölçülen, hue'lerin miktarları ve izafi parlaklıkları. Bu sinyal olmaksızın alınan video görüntüsü siyah-beyaz olurdu.
Chromakey: Video görüntülerini ikinci bir video kaynağındaki seçilmiş bir renk üzerine bir özel efekt yaratıcı sistemi veya bilgisayar kullanarak geçirmek.
CLICKABLE MAP: HTML'nin bu özelliğini kullanarak bir resmin değişik yerlerine tıklandığında kullanıcıyı bambaşka adreslere taşımasını sağlayabilirsiniz.
CLIENT: Internet üzerindeki bir sunucuya bağlanmış olan "istemci" makinaya "aclient" ismi verilir.
Client: KullanıcıBir başka bilgisayar sistemini ya da programın hizmetini talep eden bilgisayar sistemi ya da programa verilen ad. Dosya dağıtıcısından (file server) herhangi bir dosyanın içeriğini isteyen diğer bilgisayar o dağıtıcının kullanıcısıdır. kullanıcı-dağıtıcı modeli (client-server model), hizmet birimi (server).
Client-server model: Kullanıcı-dağıtıcı modeliBir çok iletişim ağı protokolünün çalışma şeklini tanımlayan bir model. Bu modelde aynı ağ üzerinde bir dağıtıcı program (server), ve bu dağıtıcıdan bilgi talebinde bulunan kullanıcı programları (client) vardır. Örneğin bir çok yerel iletişim ağlarında bir dosya dağıtıcısı (file server) ve ondan gerektiğinde dosya talep eden kullanıcılar (client) vardır. Bu modelin en büyük avantajı işlem yükünün makineler arasında paylaşılmalıdır. Kullanıcı (client), dağıtıcı (server), anasistem-terminal modeli.
Client: Bir ağ servisini kullanan kullanıcı veya kullanıcıya hizmet eden program.
Clock: Saat sinyali.
CMS (Color Management System): Renk Yönetim Sistemi. Ekranların RGB, ofset baskı tekniğinin CMYK olmasından dolayı meydana gelen renk kayıplarını gidermek için kullanılan renk yönetim programları. EfiColor, KPCMS gibi..
CMYK: Cyan, Magenta, Yellow, Black renklerinden oluşan ve ofset baskı tekniğinde kullanılan renk dünyası. CMYK'da renkler birleştikçe (üstüste geldikçe) koyulaşır. Bu yüzden Subractive Colour (Çıkarılan Renkler) olarak isimlendirilir.
COAXİAL: Dış ortamdaki parazit gürültülerden etkilenmeyen dışı örgülü 75 W Ohm'luk kablo cinsi ve standardı.
COBOL: Komplike iş uygulamaları ile ilgili program yazmaya uygun bilgisayar programlama dili. COBOL, US savunma bakanlığı kuruluşu olan CODASYL ile çeşitli bilgisayar imalatçıları ve bilgi işlem cihazları kullanıcıları tarafından geliştirilmiştir.
Code (kod): 1- Bilgisayar sistemleri için talimat yazmak. 2- Uygun tabloya göre bilgilerin sınıflandırılması 3- Makine dilini kullanmak. 4- Program yapmak.
Colorization (Renklendirme): Siyah-beyaz bir görüntüye renk katmak veya renkli bir görüntünün rengini değiştirmek.
Colour Bars: Herhangi bir video cihazı içindeki renk dengesini ayarlayan standart renk tablosu
Column Chart: Dikey kolonlardan oluşan bir tablo.
Command (komut): Bilgisayara başlamasını, durmasını veya devam etmesini söyleyen bir pals, sinyal, kelime veya harf dizisi. Command, çok sık olarak instruction (talimat) ile karıştırılır.
Command İnterpreter: Komut Analizörü. Bir Turbo DOS'ta komutu inceleyip de yapması gerektiğini saptayan bölüm S.R. Ranganathan tarafından geliştirilmiş yüzeysel bir sınıflandırma düzeni.
Communication Link (İletişim Hattı): İki kullanıcıyı birbirine bağlayan donanım ve yazılımdan oluşan sistem.
Compact disc: Kompakt disk Laser ile okunan ses ve görüntü disklerdir. Yapımı foğtoğraf filimlerinin basımına benzemektedir. Önce müziğin üzerine işlendiği bir uzman disk hazırlanır. Bu diskten negatif çıkarılır ve negatife göre seri disk imaline geçilir. Laser disk üzerine depolanmış dijital müzik bilgilerini okur. Disk yüzeyinde yaklaşık olarak 5 milyar nokta bulunur. Her nokta sesin dijital bir sinyalini temsil eder.
Bir saniyed 44 bin 100 nokta okunur. Böylece analog ses okuma sistemlerinin avantajları yakaklanmış olur. Disk yüzeyinde mekanik bir temas olmadığndan aşınma da olmaz. Diske müzik kaydetmek için yüksek güçlü bir laser kullanılır. Okunma sırasında düşük güçlü laser kaynağı eterli olmaktadıdr. Disk üzerindeki izlerin toplam uzunluğu 2.5mil kadardır. İz genişliği ise 0.5 mikrondur.Comparator Karşılaştırıcı.
Compiler: Derleyici.
Compiler: Herhangi bir programlama dili ile yazılmış bir bilgisayar programını, bilgisayarın kendi diline çeviren program (Derleme)
Composite (Kompozit): Yayın amacı ile üç ayrı renk sinyali (kırmızı, yeşil ve mavi) artı zamanlama ve senkronizasyon sinyallerini hava dalgaları veya tek bir kablo yoluyla nakledilebilir. Bir kompozit içine kombine edilebilmesi. Kompozit videolar ve televizyon setlerinde VCR'lerde ve diğer alt fiyat grubundaki video techizatında kullanırlar.
Composite Sync: Yatay ve dikey scan kontrolleri olan toplu bir senkronizasyon sistemi.
Compression/Decompression: Depolama ve iletişim araçlarının taşıyabileceğinden daha fazla bilgiyi saklamamızı ya da iletmemizi sağlayan sıkıştırma ve açma yöntemidir.
COMPUSERVE: Compuserve'de America On Line gibi, dünyanın en büyük on-line servislerinden biridir. Aradaki fark Compuserve'ün daha çok iş dünyasına yönelik olmasıdır. Compuserve'den Internet'in birçok servisine metin-tabanlı bağlanabilirsiniz. Compuserve aynı zamanda Spry Inc firmasının da sahibidir. Bu yüzden Spry Inc'e ait olan Mosaic web tarayıcısının promosyonlarını gerçekleştirmektedir.
Compuserve, yakında kendisi dışında Internet'e ayrı bir tarayıcıyla bağlanmak istemeyenler için Microsoft Internet tarayıcısının özel bir sürümünü destekleyecektir. Compuserve hakkında Internet üzerinden bilgi almak için http//www.compuserve.com ve http//www.spry.com adreslerine bağlanabilirsiniz.
Compuskip: Banttan bulunduğu durumdan ileride veya geride belli sayıda seçilmiş konumu arayıp bulan sistem.
Computer Simulation: Bir bilgisayar programı içindeki fiziksel işlemlerin simülasyonu
CONFERECING (KONFERANS): Web üzerinde, iki ya da daha fazla bilgisayar aracılığıyla, yüzyüze, görsel ve sesli iletişimdir. Günümüzde hatların elverişsiz olması nedeniyle eş-zamanlı bir görüşme sağlamak olanaksızdır. Web'ler bu tip iletişimi sağlamak açısından BBS'lerden daha elverişlidir. http//webnotes.ostech.com adresinde bu konu hakkında bir demo bulabilirsiniz.
Configuration (konfigürasyon): Hardware için, sistemi oluşturan bir grup araç. (device) software için toplam software grubunun arasında kurulan ilişki.
Configuration: Bir bilgisayar sisteminin dizaynı cihazların birbirine uyumunu sağlayan arajman işlemi.
Congestion: TıkanıklıkVeri iletişim ağının kapasitesinden fazla yüklenmesi sonucu oluşan durum.Connection (Bağlantı)Bir noktadan diğer bir noktaya adanmış veya anahtarlanmış iletişim yolu.
Continue: CD player'de seçilmemiş bölümlerin çalınmasına devam edilmesini sağlayan özellik.
Contrast (Kontras): Bir görüntünün beyaz bölgelerinin siyah bölgelere oranının farkı.
Contrast Ratio (Kontras Oranı): Bir görüntünün mümkün olan en parlak bölgesinin, mümkün olan en karanlık bölgesine olan parlaklık oranı.
Contrast: Bir görüntünün beyaz bölgelerinin siyah bölgelere oranla ne denli parlak olduğu
Control unit: Bilgisayarda işlemleri organize ve kontrol eden bölüm.
Controller: Bir işlem veya makinenin işlemini kontrol eden aygıt.
Coprocessor: Mikroişlemci ile birlikte çalıştırılan ve mikro işlemcinin özel bazı hesaplamalarını daha hızlı yapabilmesini sağlayan mikroişlemci cihazı.
CorelIDRAW 7.0: Eski yavaşlığını yenerek karşımıza çıkan Coreldraw 7.0, vektör grafiğe dayalı, metin işleme olanakları ve 22.000 ClipArt, 825 tane font ve 100 tane High-Resolution olanakları ile beğeni kazanan bir program.
Counter: Sayaç. Mekanik ya da elektronik olarak çalışır. Kafa önünden geçen band uzunluğunu inç cinsinden verir.
CPU: Central Processing Unit. Merkezi İşlem Birimi. Bilgisayarın işlemlerinin yapıldığı ve transistörlerin bulunduğu küçük çip.
Cracker: Sistem kırıcıSistem kırıcı yetkisi olmayan bilgisayar sistemlerine girmeye çalışan kişilere verilen isimdir. Bu kişiler bilgisayar hastalarının (hekers) tersine kötü niyetlidir ve kırdıkları sistemlerden bir çok menfaat elde ederler. bilgisayar hastası (heker), Truva atı (Trojan Horse), virüs (virus), solucan (worm). vb.
Cracker: Sisteme giriş yetkisi olmayan sistem kırıcı kişilere verilen isim. heker'ların tersine kötü niyetli kişiler olup, menfaat elde etme amacı güderler.
Crawis: Ekranda gözüken credit'lerin veya diğer grafik malzeimelerinin haraketleri
Cursor (imleç): Bilgisayar ekranında göz kırpan çizgi veya kutu. Bir sonraki data girişinin nereye yapılacağını gösteren işaret.
Cut: Bir yapım içinde bir sekans ile diğer bir sekans arasında ani bir geçiş aynı zamanda bir video edit'i için de kullanılır (kesme).
CWIS: Campus Wide Information system
Cyan: Camgöbeği rengi.
Cyberspace (Siberuzay): Ünlü bilim kurgu yazarı William Gibson tarafından Neuromancer isimli romanında kullanılan terimdir. Bilgisayarlardan oluşan ve toplumun bu bilgisayarların etrafında oluştuğu bir dünyayı ifade etmektedir. İlk kez ünlü bilim kurgu yazarı William Gibson'un "Neuromancer" adlı romanında kullandığı, bilgisayar destekli iletişimin, insan beyni ve bilgisayar ağı ile tanımladığı bölge.
DA (Display Adapter): Görüntü adaptörü.
DA/Converter: Bilgisayar tarafından kullanılan dijital sinyalleri, analog sinyallere çeviren bir cihaz
DAC: Dijital ses kasedi
DARPA: Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı (Defense Advanced Research Projects Agency)
DAT: Dönel kafa prensibi ile sayısal yazan ve okuyan kesinlikle dip gürültüsü olmayan kayıt cihazları. Bunlar 44.1 ya da 48, KHz sampling rate kullanarak CD kalitesinde ya da daha yüksek kalitede kayıtlar gerçekleştirir. Bunların CD'ye çıkışları sayısal olarak yapılacaksa mutlaka 44.1 olarak kaydedilmelidir.
DAT: (Digital Audio Tape) Özel formatta kaseti üzerine 16 bit 44.1 ya da 48 KHz. sampling rate kullanarak digital ve dönel kafa prensibi ile çok kaliteli kayıt yapan teyp sistemi.
DAT: Digital Audio Tape günümüzde Master banda olarak standartlara yerleşmiş Teyp sistemi. Dönel kafa sistemi ile çalışmakta. CD ya da üzerinde kayıt yapan teyp sistemi.
DAT: Digital Audio Tape tamamıyla sayısal kayıt formatları ile kendine özgü kaseti üzerine video recorder prensibi gibi dönel kafa ile kayıt yapan teyp aygıtı.
Data (Bilgi-veri): Bilgisayar tarafından üretilen ve işlenebilen bilgi elemanı için kullanılan genel terim.
Database Veri tabanı: Bir bilgisayar sistemi içinde saklı ve erişilebilir verilerin tümü. Bunlar değişik kullanıcıların aynı bilgilere erişebilmesi ve gereksiz tekrar ve fazlalıkları önlemek amacıyla büyük bir kütük şeklinde hazırlanabilir. Bu düzen veri saklama alanında daha az yer kapladığı gibi erişim süresini de hızlandırır. İzni olmayan kişilerin kullanmasını ve başkalarına ait verilerle karışımı veya bunların bozulmasını önlemek için bu kütüğe parolalar ve kullanıcı alanları konulabilir.
Data bus: Veri hattı.
Database (Veritabanı): Bilginin çok sayıda kullanıcının yararlanacağı şekilde saklanması.
DBS: Uydu televizyon yayınları televizyon sinyallerini uydulardan direkt olarak evlerdeki antenlere gönderen uydu yayın sisitemi.
Decimal: Onlu.
Decoder: Kod çözücü. Bazı uydu yayınları elektronik olarak kodlanmakta ve kod çözücü olmadan izlenmemektedir. Sadece abonelere dağıtılan bu kod çözücüler, sinyalleri izlenebilir hale getirir. Ancak rekabet nedeniyle pek çok kuruluş kodlama sisteminden vazgeçmek zorunda kalmıştır.
Decoder / Encoder: Bir decoder kompozit bir video sinyalini ayrı ayrı RGB sinyallerine çevirir. Bir encoder ise, bu RGB sinyallerini tek bir kompozit sinyale çevirir.
Dedicated Line: Bir iletişim şirketinden kiralanan özel hat.
Default route: Varsayılan rotaSevk tablosunda adresi bulunamayan paketlerin gönderileceği rota.
Default: Bilgisayarın otomatik olarak geçerli saydığı ve aksi belirtilene kadar geçerliliğini koruyan işlem veya değer.
DARPA: Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri AjansıAskeriye tarafından kullanılmak üzere yeni teknolojiler üretmekle sorumlu A.B.D. Savunma Bakanlığı Ajansı. DARPA (daha önce ARPA olarak bilinmekteydi) bugünkü Internet'in geliştirilmesinden sorumluydu ve Berkeley UNIX ve TCP/IP'yi de içeren bir çok geliştirme projesini finanse etti.
DDN NIC: Savunma Bakanlığı Bilgisayar Ağı için Ağ Danışma MerkeziGenelde "The NIC" olarak bilinen bu yerin en önemli sorumlulukları arasında Internet ağ adreslerini ve özerk sistem numaralarının dağıtılması, hiyerarşideki en üst alanın yöntemi, ve DDN için danışma ve destek hizmetleri vermesi gibi konular sayılabilir. Burası ayrıca RFC'ler için birincil başvuru kaynağıdır. Ağ adresi (network address), Ağ Danışma Merkezi (Network Information Center), Yorumlar İçin Rica (Request For Comments).
Definiton: Bir görüntünün kesinlikği veya ayrışımı.
Defringe: Photoshop'da, A zeminindeki bir B alanını kopyalayıp, bir C alanı üzerine yapıştırdığınızda, B alanın kenarlarında oluşan ve A zeminine ait olan pikseller. Bu piksellerdeki renk, C ile uyumsuz ise çok çirkin bir görüntü oluşur.
Degrade: Bir rengin bir başka renge dönüşmesi esnasında oluşan renk geçişi. Koyudan açığı gibi..
DEJANEWS: Adres http//www.dejanews.com/DejaNews aradığınız konuyu UseNet haber grupları aracılığıyla bulur. Bulunan bilgiler ise yazdığınız kelime tutarlılık derecesine göre sıralanır.
Dekuplaj: İstenmeyen sinyallerin şaseye iletilmesi.
Dekuple: Bir sonraki kata iletilmeyen, şaseye aktarılan
Delete: CD playerde diskin istenmeyen bölümlerinin çalınmamasını sağlayan özelik (veya silme tuşu).
Delimiter: Bir depolama bölgesinde bilginin başlangıç ve bitişini işaretleyen karakter.Bu işlem için genellikle virgül, iki nokta üst üste, space kullanılır.
Desaturate: Solgunluk. Bir rengin veya bir alandaki renklerin, olduğundan daha cansız, tram değeri düşük görünmesi.
Device: Özel bir işlem yapabilen hardware parçası. Printer, bir device örneğidir.
Deşarj: Boşalma, üzerindeki yükü atma.
Dial-up: İki makine arasında telefon hattı üzerinden arama yapılarak sağlanan geçici bağlantıya verilen isim.
Difüzyon: Dağılma, yayılma, püskürtme.
Digital (Sayısal): Ses, görüntü, bilgisayar verisi ya da diğer bilgiler için işlemleri yapmak veya ikilik (sıfır veya bir) sinyalleri iletmek için voltaj, frekans, genlik, zaman vb. ayrık değişkenleri kullanan bir yöntem.
Digital Analog Converter: Sayısal analog dönüştürücü.
Dijital/Anolog Çevirme: Bilsayarın hafızasında herhangi bir şekilde depolanmış örnekler sayısal olarak işlenip, analog sinyallere çevrilir. Bu sinyallerinde uygun bir cihaza iletilmesiyle hafızadaki o verinin temsil ettiği sesi duyarız.
Digital Audio: Sesi daha yüksek kalite sağlmak amacıyla bir sayısal dizi şeklinde kodlayarak saklanan bir ses alma tekniği.
Digital Computer: Sayısal bilgisayar.
Digital Date: Bilgisayarda kullanılan ve işlemi yapılan sayısal bilgiler
Digital: Sayısal.
Digitize: Bir audio veya video sinyalini analog halinde, bilgisayar cinsi dijital kod numaralarına dönüştürmek.
Digitizer: Analog bir video görüntüsünü dijital bilgisayar grafiğine dönüştüren bir cihaz.
DA Conversion: Bilsayarın hafızasında herhangi bir şekilde depolanmış örnekler sayısal olarak işlenip analog sinyallere çevrilir. Bu sinyallerinde uygun bir cihaza iletilmesiyle hafızadaki o verinin temsil ettiği sesi duyarız.Sentezleme yoluBilgisayar ses kartına veya içerdiği ses düzeneğine nota bilgisini yollar. O düzenekte bu bilgiye analog sinyaller üretir.
En uygun iki tür sentezleme metodu FM ve dalga tablosu sentezlemeleridir. MIDI Yardımıyla Nota bilgisi, bir midi aracısıyla, midi standartını destekleyen müzik aletlerine bilgisayardan yollanır. Bu müzik aletleri de gelen bilgiye göre müzik üretir. Burada gerçekleşen olay kısaca şudur Bilgisayar çeşitli müzik aletleriyle belli bir aracı sayesinde iletişim kurabilmektedir.
CD-ROM Sürücünün Denetlenmesi Bilgisayar bir CD sürücüsünü kontrol ederek, bir CD'deki depolanmış müziği okutabilir.Ses kartlarının bilgisayar dünyasında anlayabileceği sayılar dijital halinde ifade etmenin temelinde analog/dijital çevirme işlemi bulunmaktadır. Örneklemenin kalitesi alınan örneklerin ne kadar sıklıkla alındığı ve her bir örneğin ne kadar bit'le anlatıldığıyla doğru orantılıdır. Örnek olarak, l6 bitlik, 44 Khz.lik bir örneklemenin anlamı bir doğal sesi, bir/44000 sinyalde, bir değerini ölçmek ve elde edilen değeri 2 üzeri l6 değerden birisine (2^16) eşitlemektedir.
Günümüzde l6 bitlik örneklemeler yaygındır. Fakat değişik çözünürlüklerde vardır.Adlib Gold l000, l2 bitlik Genoa Audiobahn l0 bitlik örnekleme kullanılır. ADPCM PCM`in değişik bir çeşidi olup daha çok sıkıştırma olanağı sağlar. Bunun bedeli de ses kalitesinin PCM de olduğundan daha az olmasıyla ödenir.FM Sentezleme Yukarıda bahsedilen bu sentezleme metodunda ses verisi: dalga şekli üretebilen işlemciler tarafından yaratılır. Bunu da bazı basit dalga şekillerini kullanarak, bunları çeşitli şekilde belirleştirerek yapmaya çalışırlar.
Temel olarak Sinüs kare, üçgün, testere dişi şeklindeki bazı basit dalga şekillerini birleştirip ezip büzüp gerçek bir ses datasına yaklaşmaya çalışırlar. Bu tabi ki çok zordur. Etrafımızda duyduğumuz doğal sesleri yapısında o kadar fazla Sinüs dalgası vardır ki bunlar sayı olarak taklit edilmesi bile şekil olarak taklit edilmeleri imkansıza yakındır. FM sentezleme yoluyla gerçekci sesler elde etmek zordur. Zaten FM sentezleme ile elde edilmiş sesleri dinlerken, elektronik devreleri bu işte bir parmağı olduğu hissine kapılırız.
Gerçek sese yaklaşmak için gelişigüzel dalga birimlerinin de kullanıldığı olur. Fakat daha çok işlemci kullanmak kaliteli ses elde etmek için daha uygun bir yöntemdir. Adlib FM sentezlemeyi kullanan ilk kartı. Bu kart'da iki işlemcili bir yamaha YM 3812 FM çipi bu görevi üstlenmişdir. Bir çok Adlip uyumlu kartlarda FM sentezlemeyi kullanırlar. FM sentezleme yapan daha yeni kartlar yamaha SBPro daha mantıklı bir seçim olacaktır.
Directory (dizin): Depolama bölümü için her dosyaya ait adı, yeri, boyutu, yazılım veya son düzeltme tarihini veren tablo.
Disket: Software veya data kaydetmeye yarayan, düz, eğilebilir, magnetik materyal ile kaplı ve koruyucu zarf içindeki çevre birimi.
Display size: Bir monitörde, kullanıcının çalışabileceği gerçek ekran alanı
Display: Bir görüntünün elektriksel işaretlerden optik işaretlere çevrildiği düzen.
DCE: Dağıtılmış İşlem OrtamıStandart programlama arabirimleri, yöntemleri ve hizmet birimi işlevlerinden oluşan ve aynı uygulama programlarını değişik mimariye sahip bilgisayarlar üzerinde kullanabilmeye olanak sağlayan mimari. Digital, IBM ve Hewlet Packard tarafından öncülük edilen Açık Yazılım Kurumu (OSF-Open Software Foundation) tarafından desteklenmekte ve gelişmeler kontrol edilmektedir.
Distorsiyon: Bozulma, değişikliğe uğrama, girişe uygulanan ya da üretilen sinyalin orijinal dalga şeklinde bulunmayan özelliklerin çıkışta meydana gelmesi. Distorsiyon, haberleşme sistemlerinde önemli bir problemdir. Arzu edilmez. Çeşitleri: Genlik, Atenüasyon, Geçiş, Gecikme, Sapma, Harmonik, İçmodülasyon, Lineer olmayan, Faz, Optiksel, Aralık distorsiyonlarıdır.
Distorsiyon: Orijinal sinyalin faz, frekans, genlik ve dalga şekli bakımından bozulmaya uğraması.
Distortion: Bir devrede giriş karakteristiğinin çıkışta tam olarak yeniden elde edilmemesi, şekil bozukluğu, deformasyon, distorsiyon, sesin güçlendirilmesi sırasında oluşan bozulma miktarı. Oran, yüzde 1'den küçük olmalıdır. Müzik seti alırken broşüründe bu oranın düşük olmasına dikkat etmek gerekir.
Distributed database: Dağıtılmış veritabanıKullanıcıya tek bir veritabanı gibi gözüken fakat ayrı yerlerdeki veritabanlarından oluşan veritabanı. Buna iyi bir örnek olarak Alan Adı Sistemi'ni (DNS-Domain Name System) verebiliriz.
Dizüstü bilgisayarlar: Multimedya tasarımı bir dizüstü bilgisayarın sabit diskine kopyalanır ve mevcut ekranından gösterilir. Prezantasyon birebir veya birkaç kişiye yapılacaksa kullanılır.
DNS: Alan İsmi Sistemi (Domain Name Server).
DNS: Bağlanılan sunucu ismini açık Internet adresine çevirmek için kullanılan bir mekanizmadır. Internet üzerinde aynı adlı iki veya daha fazla sunucu isminin olmaması da yine DNS sistemi sayesinde gerçekleşmiştir.
DNS: Internet alfanümerik adreslerini sayısal adreslere (IP numarası) çeviren yöntem.
DOCUMENT: Bir HTML dosyasının tüm içeriğine birden döküman denir. DOL: Dinamik seslerin fizyolojik düzeltimi.
Domain: Alanterimi Internet'te oldukça fazla kullanılmaktadır. Bu terim Yönetimsel Alan mevzusunda ve Alan İsmi mevzusunda geçmektedir. Yönetsel Alan (Administrative Domain), Alan İsmi Sistemi (Domain Name System).
DOMAIN NAME: Internet sitesini tanımlayan isimdir. Bir "Domain Name" noktalarla ayrılan iki ya da daha çok parçadan oluşmak zorundadır. Bir makinenin birden çok ismi olabilir, fakat bu adreslerin hepsi aynı makineyi işaret eder. Ortada, gerçek bir bilgisayar olmamasına karşın bir "domain name" olabilir. Bu, Internet'te bir Web sayfası olmasını isteyen firmalar tarafından sıklıkla kullanıllan bir yöntemdir. Bu erişimi sağlayan firmalar genellikle "Internet Erişim Sağlayıcılarıdır. Web sayfasına gelen postalar öncelikle ana makina tarafından alınıp, sonradan sanal "domain name"e sahip makinaya iletilir.
Domain Name System: Alan Adı SistemiDNS genel amaçlı dağıtılmış (distributed), kopyalanmış (replicated) veri sorgulama (data query) hizmetidir. Temel kullanımı bir sistem ismi vererek bu sistemin IP adresini bulunmaktır. Internet üzerinde kulllanılan sistem isimleri alan adı (domain name) olarak anılmaktadır, çünkü yazım şekilleri DNS tarzına uygundur. Bazı önemli alanlar arasında .COM (ticari-commercial), .EDU (eğitim-educational), .NET (ağ işletimi-network commercial), .GOV (hükümet), ve .MIL (askeri-military) alanlarını sayabiliriz. Ayrıca bir çok ülkenin kendine ait alan adı vardır; .TR Türkiye, .AU Avustralya gibi. Alan Adı Sistemi STD 13, RFCs 1034 and 1035'te tanımlanmıştır. Tam Tanımlı Alan İsmi (Fully Qualified Domain Name).
Domain: Bir Internet adresinde kullanıcı adının sağındaki kısım. Mesela; cc.İTÜ.edu.tr
DOS: Bilgisayarın bilgi girişi ve depolama işlemleri için hazır hale gelmesini sağlayan işlemler topluluğu. Dos İşletim Sistemi.
DOSKEY: Komut isteminde girilen komutları tekrar kullanmak için bazı klavye kısa yol tuşlarını kullanır. Yukarı ok tuşunu kullanarak bilgisayarı açtıktan sonra girdiğiniz komutları yeniden çağırabilirsiniz.
Dot address (dotted decimal notation): Noktalı adres (noktalı sayısal gösterim) Nokta adres terimi A.B.C.D gibi gösterilen IP adreslerini nitelemek için kullanılır, her biri harf toplam dört byte'lık IP adresinin onluk düzende gösterilen bir byte'lık kısmını oluşturur.
DOT Pitch: Monitör ekranında beliren beneklerin arasındaki mesafenin ölçüsü.
Double density: Standart tek yoğunluklu disketlere göre iki katı depolama kapasitesi olan disket çeşidi.
Double precission: Her sayıyı ifade etmek için iki bilgisayar kelimesi kullanma işlemi. Hesaplama işlemlerinde fazladan hassasiyet gerektiğinde bu teknik normal durumun iki katı hane sayısı kullanılır.
Double sided: Her iki yüzüne de bilgi yazılabilen disket çeşidi.
Dove: DOS ve WİNDOWS ortamları için harici ve dahili faks/modem cihazları
Downlink: Uydudan dünyaya sinyal nakli
Download: Program ve / veya bilgilerin dosyalarını bir bilgisayarndan bir başka cihaz veya bilgisayara geçirmek.
Download: Bir bilgisayardan, ona bağlı diğer bir cihaza (genellikle bir hizmet biriminden bir PC'ye) program ya da veri aktarmak.
Downsampling: Photoshop'da, bir resmin boyutlarının, piksel atılarak küçültülmesi.
DPI: Dot per Inches. Film çıkış cihazlarının, bir inç karelik alana (2.5 cm x 2.5 cm.) pozlayabildiği nokta sayısını belirtir. Bir döküman çıkışa gönderilirken, Dpi değeri, Lpi değerinin en az 16 katı olmalıdır. Daha fazla da olabilir.
Drag and Drop: Bir ekran nesnesini (ikon) seçip işaretleyerek, bir başka ekran nesnesinin içine koymak anlamında kullanılan bir GUI deyimi.
Drain (dreyn): FET transistörün taşıyıcıları toplayan, bipolar transistördeki kollektör elektrodunun karşılığıdır.
Drift: Sürüklenmek, yığılmak, birikmek, tıkanmak,
Drive: Magnetik elemanları yazıp okuyabilen ve CPU'nun işlem yapabilmesini sağlayan araç. (sürücü)
Driver: Harici teçhizatı kontrol etmek veya diğer programları yürütmek için kullanılan bilgisayar programı.
DSP: Sayısal sinyal işleme.
Dual: İkili, çift.
Düğüm: Bilgisayar ağına bağlı, ve adresi verilerek erişilebilen cihaza verilen isim. anasistem (host), yöneltici (router).
Dump: Bir bilgisayarın hafızasının içeriğini görüntülemek, yazmak veya depolamak
Duotone: Bir resmin, bir veya dört ayrı spot renk ile basılmasını sağlayan, eskinin dubleks tekniğinde efekt üretmemizi sağlayan mod.
E-mail (E-posta)
: Elektronik mektup. Internet üzerinde kişisel mektupların bir noktadan bir diğerine yollanması için kullanılan yöntem.
E-MAIL: Internet'e bağlı makineler birbirlerine elektronik-posta atmak suretiyle haberleşebilirler. Elektronik-postalar'a tarih, saat, gönderen kişi, postayı alması gereken kişi ve postanın konusu mutlaka yazılmalı, sade ve anlaşılır bir dil kullanılmalıdır.
E-posta adresi: Belirli bir hedefe elektronik posta göndermek için kullanılan alan adı tabanlı adres ya da UUCP adresi. Örneğin: İlhami net. com.com gibi.ünlemli makine adresi (bang path), Unix'ten Unix'e Kopya (UNIX-to-UNIX CoPy).
E-zine (Electronic magazine): Internet üzerinde periyodik sürelerle yayınlanan dergiler. Bazıları ücretli olup değişik ilgi alanlarında çıkar.
EARN: Avrupa Akademi ve Araştırma Kurumları Arası Bilgisayar Ağı (European Academic and Research Network)
Echo: Yankı
EDTV: İngiltere'de IBM (Independent Broadcasting Auttorih) tarafından geliştirilen televizyon sistemi, Ekranın yükseklik ve en oranı HDTV ile aynıdır (16.9). Ancak satır sayısı yine 625'tir.
EEPROM: Elektriksel olarak sürekli silinip, yazılabilen EPROM denilebilir. Silme işlemi ultraviole ışık yerine, elektrik akımıyla yapılmaktadır.
EFF: Electronic Frontier Foundation
EFFECT PROCESSOR: Stüdyoda eko, derinlik ve değişik dinleme hacimlerinin etkilerini yaratan sistemler.
EHT: Ekstra (fazladan) yüksek gerilim.
ELA: Amerika Birleşik Devletlerinde öngörülen audio ve video standartlarının tespit eden kuruluş.
Elapsed time: CD'de çalınan bölümlerin süresine gösteren hane.
Electronic Editing: Program bölümlerini video bandına fiziki anlamda kesilmeden yerleştirmek ya da monte etmek.
EFF: Bilgisayar kullanımının, dolayısıyla iletişim ve bilgi dağılımının gitgide artamasının toplumda yarattığı sosyal ve hukuksal etkileri saptamak için oluşturulmuş bir kurum.
Electronic Mail (email): Elektronik Posta (e-posta)Bir bilgisayar kullanıcısının aralarındaki iletişim ağı vasıtasıyla diğer bilgisayar kullanıcıları ya da kullanıcı grupları ile mesaj alışverişi yapıtığı sistem. Elektronik posta Internet'in en popüler kullanım alanlarından birini oluşturmaktadır.
Electronic: Elektronik: Elektronun hareketini boşlukta ve yarı iletkende kontrol eden bilim dalı.
ELEKTRONİK YAYINCILIK: Multimedyanın ana kullanım alanlarından biridir. İletişim teknolojisinin ulaştığı son nokta multimedya ve Internet'dir. Bu nedenle medya kavramını oluşturan tüm birimlerin (Televizyon, ansiklopedi, katalog, kitap, dergi, gazete vs.) yüksek teknolojiyi kullanarak daha iyi hizmet vermek ve bu yolla rakiplerini de teşvik etmek ve bir yerde toplumsal sorumlulukları altına girmektedir.
Günümüzde ekonomik olanaksızlıklar nedeniyle multimedya, medyanın tüm işlevlerini yerine getirememektedir. Bu ekonomik olanaksızlıklar sebebiyle multimedya henüz alternatif bir yayıncılık olarak uygulanmaktadır. CD-ROM kullanabilme imkanı olmayan kesim gözönünde bulundurularak, genellikle yazılı metaryalin ekinde gönderilmektedir.Avantajları:Birden fazla ansiklopedi bir CD-ROM içinde yer alabilir.
CD-ROM içindeki bilgiler ve sesler, fotoğraflar ve filmlerle desteklenebilir. CD-ROM baskı maliyeti kağıt baskı maliyetinden çok daha düşük olduğu gibi, iyi korunduğu takdirde 100 yıl kullanılması mümkündür. On ciltlik bir ansiklopedi yerine 100gr.'lık bir CD-ROM'un dağıtımı çok daha kolay ve ekonomiktir. CD-ROM'un güncelleştirilmesi daha basit ve az maliyetlidir. Etkileşim faktörü son kullanıcıya büyük zaman ve kullanım kolaylığı kazandırır.
Emisyon: Katı, sıvı yüzeyden ya da genellikle bir metalden elektronların elektromanyetik radyasyon yoluyla veya elektronların ısı yoluyla açığa çıkarılması.
Encoder: Kodlayıcı.
Enhance: Temel bir imgeyi, daha iyi dizayn standartlarına ve görüntüsel anlatma ulaştırma için yapılan işlemler.
Entegre devre: Bir çok devrenin veya devre kısımlarının bir muhafaza içinde bir araya getirilmesi (toplayıcı).
EP: Video veya kamerada hızın düşürülerek bant kapasitesinin iki misline çıkarılması
EPS: (Encapsulated PostScript) Sınırlandırılmış PostScript diyebiliriz. Bir dökümanın PostScript dilinde kaydedilmesi.
EQUALIZATION: Ton kontrol (Bas-orta-Tiz) seslerin işlenmesi, düzeylendirilmesi ve bu prensiplere verilen isim.
Equalize: Videoda görüntü sinyallerinin karakteristiklerini kontrollü bir şekilde değiştirmek.
Erase: Magnetik bir bilgiyi yenilemek veya silmek.
Error mesajı: Hardware veya software uygulamalarında uygun olmayan bir data girişinin yapıldığını belirten görülebilir veya duyulabilir uyarı.
Ethernet: Başlangıçta Xerox tarafından geliştirilen, daha sonra Digital, Intel ve Xerox (DIX) tarafından düzenlenen 10Mb/s iletişim ağı standardı. Eşmerkezli (coaxial) bir kabloya bağlanan tüm sistemler kabloyu kullanmak için (CSMA/CD denilen bir yönteme göre mücadele ederler. Yerel Alan (Local Area Network).
EXCITE: Adres: http://www.excite.com/Gerçekten ne istediğinizi bulamıyorsanız, Excite'ın gelişmiş yardımcı teknolojisi sayesinde ne istediğinizi bulabilirsiniz.Her hafta yenilenen 11.5 milyon tam text sayfası, Konularında oldukça bilgili olan yazarlar ve makaleleri, Use Net haber grupları, saatlik haberler, yorumlar ve INTERNET üzerindeki ilk interaktif çizgi film gösterisi.
Extension: Dosya adından sonra yazılan üç karaktere kadar ek. Extension, dosya adının belirleyicisi veya ayırıcısı olarak görev yapar. Dosya adından (.) ile ayrılır. .DOS, .AVI, .WRI, .BAS vb.
Exterpolation: Bilinen iki noktanın dışındaki bilinmeyen üçüncü noktanın bulunmasına dayalı matematiksel işlem türü. Tersi, İnterpolasyon'dur.
Fade in/out: Görüntünün yavaş yavaş açılması/kararması, Video kamerada fader düğmesine basıldığı zaman devrye girer. Görüntünün karanlıktan yavaş yavaş belirmesini istiyorsanız objektin yandaki FADER düğmesine basarsanız kayıt düğmesini kapatıp kaydı bitirirdiğinizde görüntü yavaş yavaş kararacaktır. Eğer fader düğmesine iki kez basarsanız görüntü mozaik biçimi kararıp kaybolacaktır. Bu özellik de monitör ekranından görülebilir. Görüntünün normal açılıp kapanmasında FADER yazısı, mozaik kararma ise M.FADER yazısı görülür. Bu özelliği kullanmaktan vazgeçtiyseniz tekrar FADER düğmesine basınız. Ekrandaki yazı da silinecektir.
FAQ: Sıkça Sorulan Sorular (SSS).
Fast motion: Hızlı hareket.
Feasibility Study: Olurluk İncelemesi (Fizibilite etüdü)Bu terimin bir başka söylenişi de ön-incelemedir ve aşağıdaki üç alan ile ilgilidir: 1- Mevcut sistemin veya sistemin içinde işlediği çevrenin karakteristikleri ve özellikleri, 2- Yeni bir sistemin geliştirilmesinin mi yoksa mevcut sistemin gözden geçirilerek düzenlenmesinin mi uygun olacağının incelenmesi, 3- Önerilen sistemin, incelemeyi yaptıran kuruluş veya organizasyon için gerçekleştirilebilir olup olmadığının incelenmesi.
Feather: Erime. Select, Feather.
FCC: İletişim ve yayıncılıkta hava dalgalarının kullanılmasını kontrol eden hükümet dairesi.
Feding: Alıcıda ses dalgalarının hava ve coğrafi şartalara göre değişmesi olayı.
Feedbck: Bir mikrofonun kendi Hoparlörlerinden çıkan ses vasıtasıyla yeniden ses yaratma işlemi. Zil sesi ya da diğer tiz sesleri gibi.
Fetch: Bilgisayarda emirlerin getirilmesi.
Fidelite: Kalite
Field: Belirli kategorideki datalar için ayrılmış kayıt bölümleri.
Filcker: Televizyon ekranıda ışık kırpışması.
File protection: Depolama cihazında, mesela diskette; beklenmedik data silinmelerini önlemek için kullanılan işlem veya cihaz.
File Server (Dosya Hizmet Birimi): Uzaktaki kullanıcılar (istek birimleri) için dosyalara erişim sağlayan bilgisayar.
File system: Dosya sistemi.
File transfer: Dosya aktarmaBir bilgisayardan diğer bir bilgisayara dosya aktarma işlemi Dosya Aktarma Protokolü (File Transfer Protocol), Kermit.
File Transfer Protocol (FTP): Dosya Aktarma ProtokolüBir sistemdeki kullanıcının iletişim ağı üzerinden diğer bir sisteme erişme-sini ve oradaki dosyaları kendine veya kendi dosyalarını oraya aktarmasını sağlayan protokol. Ayrıca, FTP kullanıcıların bu protokolü kullanmalırını sağlayan programa verilen isimdir. Protokolün tanımı STD 9 ve RFC 959'da yapılmıştır. anonim FTP (anonymous FTP).
File: Bilgisayar tarafından bir bütün olarak kabul edilen, birbirleri ile ilgili data gruplarının toplandığı program.Filitre: Süzgeç, süzme
Fill Pattern: Yazılımda bulunan esas renk ve dizayn. Bir tablo ya da çizimin bölümlerine biçim vermek için kullanılır.
Film strip: Yatay pozisyonu 18mm x 24mm'lik bir görüntü olan bir devamlı film bandında durağan imgeler.
Filter: Bir audio veya video sinyalinin frekansında bant veya disk hızına oranla görülen ani değişim.
Finger: Belirli bir kullanıcı hakkında bilgi veren programdır, ayrıca kendi sisteminizde veya uzak sistemde giriş yapmış kullanıcıları listelemek için de kullanılır. Genelde kullanıcının tam adını, ne kadar zamandır işlem yapmadan beklediğini, hangi terminal hattından bağlandığını, ve terminalin yerini gösterir. Bunlara ilaveten eğer mevcutsa kullanıcıya ait .plan ve .project dosyalarını görüntüler.
Finger: Sizin bağlı bulunduğunuz ağdaki kullanıcılar hakkında bilgileri bulmanızı sağlayan bir protokol. Bazı ağlar dışarıdaki sistemlerden arama yapılmasına izin vermez, bazıları ağ içinden de izin vermez.
Fixed disk: Data depolaması için kullanılan, çevre etkilerinden korunmak için sıkı kalıplara alınmış hard disk.
Flame: (Hiddetten dolayı) parlama. Elektronik posta mesajında bir şey hakkında sert eleştiri ve düşüncelerin tahrik edici bir şekilde ifade edilmesi. Kişiler birbirlerine parlamamaları gerektiği konusunda parlamaya başlarsa parlama savaşları ya da bir başka deyişle parlama festivalleri oluşur. Elektronik Posta (Electronic Mail).
Flame War: Canlı olarak yapılan, zaman zaman nezaket kurallarının unutulduğu hararetli ve heyecanlı tartışma.
FLC,FLI: Animasyon formatı. İlk olarak Autodesk tarafından kullnılmaya başlanılan bu format günümüzde bir çok grafik yazılımında kullanılmaktadır.
FLI/FLC: FLI ve buna bağlı olarak sonradan çıkan FLC formatı, PC'deki animasyonlar için standardı belirliyorlar. Autodesk tarafından Autodesk-Anima-tor ile birlikte geliştirildi ve bir süre sonra da FLC formatı ve Animator Pro olarak genişletildi. FLI, 320X200 çözünürlüğünü, FLC ise 256 renk 1024X768'e kadar olan tüm çözünürlükleri destekliyor. FLI/FLC formatının değişik mutasyonları 15/16/24 bit renk derinliği sunuyorlar, ancak bunlar standarttan sapıyorlar ve özel bir Player gerektiriyorlar.
Floating point aritmetic: Programın radix noktası (virgülün bulunduğu yer) otomatik olarak hesaplayıp kaydettiği hesaplama çeşididir. Programlayıcı, bunu hesaplamaya uğraşmaz.
Flowchart: Programdaki işlemi grafik metodla gösterme.
Focal Blur: Raytracing ile hesaplanan resimlerde önden arkaya kadar her şey tam olarak keskin değil. Bu ise hiçbir şekilde görme alışkanlıklarına uygun değil. Çok yakında duran bir cisme bakıldığında arkadaki her şey keskin görünmez. Bazı Raytracerlar bu efekti simüle ediyorlar ve böylece resimler çok daha doğal görünüyor.
Font: Romen, italik, Helvetica vs. cinsinden yazı karakterleri.
FOOTER: HTML dökümanının "dip" bölümüdür. Bu bölümde genellikle tarih, yapımcı ve döküman hakkında bilgiler bulunur.
For Your Information (FYI): Bilginiz İçinRFC'lerin TCP/IP ve Internet konusunda bilgi veren, teknik standartlar ve protokol tanımları içermeyen, bir alt grubudur. Request For Comments, STD.
Fore front Venüs: 486DX2/66 tabanlı, aktif matris renkli ekrana sahip güçlü bir notebook. Bellek 8,12 ve 20MB'a yükseltilebiliyor. Ayrıca harici disk sürücü, PCMCIA yuvasına takılan Faks/Modem ve harici batarya şarj cihazı takılabiliyor (ve şimdi de Pentiumlara uyumlu).
FORM: HTML sayfalarında Web servisine bağlanan kullanıcıdan Web tarayıcısı sayesinde bilgi almak için kullanılır. Daha sonra bu bilgiler sunucu makinede kurulu olan özel bir programla değerlendirilir. Web sayfaları üzerinde formlar yaratmak için CGI programlamayı bilmek gerekir. CGI hakkında daha çok bilgi edinmek için http://the-inter.net/www/future21/html.html sayfasına bir göz atabilirsiniz. Bu adreste Web sayfası yaratmak ve CGI ile formlar yaratmak hakkında güzel bilgiler bulacaksınız.
FPU: (Floating Point Unit. Kayan Nokta Ünitesi.) CPU üzerinde bulunan ve çok hassas işlemlerin yapılmasında görev alan ünite.
FQDN: Tam Tanımlanmış Alan İsmi (Fully Qualified Domain Name).
Freenet: Ücretsiz ağE-posta bilgi hizmetleri, etkileşimli iletişim ve konferans gibi işlevleri olan halke açık sistemlere verilen isim. Freenet'ler kişiler ve gönüllüler tarafından finanse edilir. A.B.D. freenet'leri bilgisayarla iletişimi halka açık kütüphaneler gibi yaygın hale getirmeye çalışan NPTN (National Public Telecomputing Network) üyesidirler.
Freeware: Ücretsiz kullanılabilen yazılım. Bu programları hiçbir ödeme yapmadan kullanmak mümkündür. Programın satılması ise ancak izin verilmiş ise mümkündür. Dağıtılması ise serbesttir.
FTP (File Transfer Protocol): Sadece bir protokol değildir, bu protokol Internet üzerinde veri yollamanın ve almanın en çok kullanılan biçimidir. FTP kullanılarak başka bir Internet sitesine "login" olunur ve buradaki dosyalara "site sorumlusu"nun hak tanıdığı kadar erişim sağlanır.
FTP: Dosya Aktarma Protokolü (File Transfer Protocol).
FTP (File Transfer Protocol): Çeşitli sistemler arasında dosya aktarımı yapılmasını sağlamak için kullanılan bir protokol.
Full-Motion Video: Gerekli sayıda imge (saniyede 30 Frame) yarattıkları için televizyonda görülenleri envüle eden video sekansları.
FQDN: Tam Tanımlanmış Alan Adı:FQDN bir sistemin tüm alan adını içeren adresine denir. Örneğin asiyan bir sistem adıdır, asiyan.cc.boun.edu.tr FQDN'dir anasistem (hostname), Alan İsmi Sistemi (Domain Name System).
Function keys: Keybord üzerindeki belirli tuşlardır ve basıldığında bilgisayara belli bir işi yapma talimatı verir. Fonksiyon tuşları, kullanılan uygulama programına bağlı olarak belirlenebilir.
Function: Özel talimatlar aracılığı ile belirlenen bilgisayar işlemidir. (Alt) Bazı GWBASIC fonksiyonlar COS, EOF, LEFTS, TAN
Galley View: Nota yazımının daha seri bir şekilde yapılması için düzenlenen sayfa.
GAME LAN: Adres: http://www.gamelan.com/Bu günlerde popüler olan Java uygulamalarından bir derleme. katigorilere göre sıralanmış.
GAMES DOMAIN: Adres: http://www.gamesdomain.com/Favori oyununuz hakkında arama yapmanıza olanak sağlayan bu sayfa oyun meraklıları için tasarlanmış.
Gamma (Düzeltme): Dijital resimlerin kaydedilmesi sırasında (256 renkten daha az içeren resimler dışında) resmin aydınlığı (ışığı) 256 basamakta kaydedilir. 255 maksimum aydınlık, 0 ise minimum aydınlığa (ışığa) karşılık gelir (siyah). Aydınlık ='dan 255'e doğru doğrusal olarak artar.Bilgisayar monitörü, renkleri, elektronlar tarafından uyarılan ve böylece aydınlanan fosforlarla gösterir. İdeal duruma karşılık fosforun aydınlatma eğilimi doğrusal değildir. Piksel değerinin monitördeki gerçek aydınlıktan sapan faktörü de hesaba katılmalıdır. Bu değere Gamma değeri denir.
Gamma: Orta tonlar. Ekranınızın Gamma ayarını, Photoshop klasöründeki Goodies'de bulunan Calibration'daki Gamma'yı Sistem Klasörü'ne atarak yapabilirsiniz. Standardı 1.8'dir. Renk sapmalarını Balance'daki RGB sürgülerle giderebilirsiniz.
Gamut: Tarayıcıların, film çıkış cihazlarının vb. kabul ettiği renk sınırlama, tanıma limiti.
GATEWAY: Gateway, teknik olarak aynı türden olmayan iki protokol'ün anlaşılmasını sağlayan donanım ya da yazılım anlamına gelir. Örneğin Compuserve'ün kendi mesaj formatı ile Internet "e-mail" formatı arasında değişimi sağlayan bir "geçiş kapısı" vardır.Ama bu terim Internet üzerinde genellikle, bir sistemden diğer bir sisteme geçiş sağlayan bir mekanizmayı anlatır.
Gateway: GeçitAynı işlevlere sahip fakat farklı yapılardaki ağlar arasında verileri aktaran cihaz ya da programlara verilen isim. mail gateway, router, protocol converter.
Gateway: İki ağ arasındaki geçit. Bu şekilde bir ağdan diğerine veri iletimi yapılır.
GCC: GCC ürün grubunda postscript laser yazıcıların yanısıra ColorFast Digital Film Kayıt cihazı ile ColorTone Dye-Sublimation renkli fotorealistik yazıcı üniteleri yer almaktadır.
GCR: Gray Component Replacement. Orta tonlardan faydalanarak Siyah'ın üretilmesini sağlayan bir teknik. GCR'de koyu bölgelerde, her renkte de tram vardır.
Ghost: Ekranda gölge, kayma, görüntünün çift görünmesi (=double image).
GIF: Grafik dosyalarını sıkıştırmak ve böylece veri aktarma zamanından tasarruf etmek amacıyla Compuserve tarafından yaratılmış birer grafik formatıdır. Web dokümanlarında sık sık kullanılır.
GIF: WWW üzerindeki görüntü dosyaları için kullanılan standart bir format. GIF dosya formatı, dosya büyüklüğünü azaltan bir sıkıştırma yöntemi kullandığı için oldukça popülerdir. Gigabyte (G veya GB): Bir milyar bayt.
Global search: Bir değişkeni referans alarak, (karakter veya komut olabilir) text içerisindeki her türlü görünümünü vererek araştırma şekli.
GNN SELECT: Adres: http://gnn.com/gnn/wic/wics/index.html INTERNET'in size sunabileceği en iyi servisler. Eğlenceden ulaşım'a her şey GNN'de var.
GOPHER: Internet üzerinde hypertext kullanmadan değişik menölerdeki materyallere ulaşmayı sağlar.
Gopher: Internet üzerindeki bilgilere hiyerarşik menöler halinde erişimi sağlayan dağıtılmış bilgi hizmetidir. Gopher kullanıcının bir kullanıcı programı (client) kullanarak tüm gopher dağıtıcılarındaki (servers) bilgilere ulaşmasını sağlar. Tüm dağıtıcılardaki bilgilerin toplamı gopher uzayı oluşturur. Kullanıcı ve dağıtıcı programları Internet üzerinde ücretsiz olarak mevcuttur. Archie, arşiv makinesi (archive site), Geniş Alan Bilgi Hizmet Birimi (Wide Area Information Servers).
Grab Utilitiy: Herhangi bir programdan bir ekran görüntüsünü kapatarak bir diğer program vasıtasıyla imgeleme veya yapım maksadıyla bir diğer file veya çıkışa nakleden küçük bir RAM- Dayanıklık programı.
GRAFİK: İletişim; kelimelere bağımlı kalmaktansa değişik şekiller, boyutlar ve renkler kullanılarak zenginleştirilmektedir. Multimedya grafik kavramının içinde tanıdığımız iki unsur bulunur. Bunlardan birincisi fotoğraf, ikincisi resimdir. Bu iki unsur multimedyaya anlaşılırlık ve görsel zevk katarlar. Yerinde kullanılan nitelikli bir grafik, yazı veya sözle verilebilecek mesajlar taşıyabilir.
Teknik Bilgi:
Çözünürlük: Grafiğin ekranda hangi büyüklükte ve ne kadar net görüneceğini belirler. Grafik ne oranda büyütülürse veya aynı büyüklükte ne kadar daha net gösterilmek istenirse diskte kaplayacağı yerde o kadar büyük olur.
Renk bilgisi: Bir grafiğin içinde bulundurduğu renk sayısını belirler. Gerekli yöntemler doğru olarak uygulanırsa genelde 256 renk yeterli olur. Grafikler binlerce veya milyonlarca renkten oluşursa diskte kapladıkları yer çok daha büyük olur.
GRAFİKLER: Daha büyük olmaları ve yavaş yüklenmelerine rağmen grafiklerin görsel çekiciliği her zaman web servislerini onları bolca kullanmaya itmiştir. Günümüzde Internet üzerinde sıkça kullanılan ve güçlü sıkıştırma algoritmalarına sahip iki grafik formatı vardır: GIF ve JPEG. Grafikler hakkında ipuçları istiyorsanız bir UseNet haber grubu olan comp.infosystems. www.authoring.images adresine bağlanabilirsiniz.
Graph Area: X veya Y yayları arasında bilinen bir grafiğin yaratıldığı alan.
Graphic Adapter: Bir bilgisayarda bütün görüntü yaratan fonksiyonları yürüten devreler.
Graphic: Objelerin kelimeler olarak değil de resim olarak görüntülenebilmesini sağlayan hardware/software özelliği. Bu işlemlerde çizgi çizebilme ve çeşitli işlemleri uygulayabilme özellikleri vardır.
Graphics Display: İş dünyasında kullanılan grafikleri görüntülemek gibi özel durumlar için dizayn edilmiş yüksek performanslı bir gösterim terminali.
Grayscale: Beyaz ve siyah arasındaki gri tonların eşitliği
Grayscale: Siyah/Beyaz dökümanları tarama modu.
GROFPWARE: Aynı bilgiler üzerinde çalışan, aynı binada, odada veya ağ üzerinde çalışan bir grup insan için tasarlanan programlara denir.
GUI (Graphical User Interface): Grafik Kullanıcı Arabirimi.
GUI: Karaktere dayalı bilgisayar ınterface'leri ve DOS için kullanıcıya kolaylık sağlayan bir alternatif. Kullanıcıya karakterlere dayalı bir kumanda klavyesinde yazmak yerine bir dizi kumanda seçeneğinden istediğini vurgulama imkanı verir.
heker: Bilgisayar hastasıBilgisayar sistemleri ve iletişim ağlarının yapısını derinlemesine anlamaktan zevk duyan kişi. Bu terim bazen yanlışlıkla cracker yerine kullanılır. Sistem kırıcı (cracker). Ham: Odyo frekans sistemlerinde bulunan gürültü, kalın sesli vızıltı.
Hardware: Bilgisayar sisteminin sahip olduğu cihazların tümü (Donanımı).
Head: Kafa, video cihazında bandı okuyan ya da kayıt yapan ve bir tambur içine gizlenmiş hareketli parça iki üç ya da dört adet olur.
HEADING (BAŞLIK): HTML dökümanlarında genellikle yazının başlığının ve genel tanımların bulunduğu bölgedir. < head > ve < /head > takıları arasına yazılır.
Hexadecimal: Taban olarak 16'yı kabul eden sayı sistemi. Bu sistemde, 0-9 arası sayılara ilave olarak A, B, C, D, E ve F harfleri sayı olarak kullanılır.
Hidden file: Normal directory araştırmasında görülemeyen dosyalar. Normal DOS komutları ile bu tür dosyalar üzerinde işlem yapılamaz.
High grade: Yüksek manyetik özelliğe sahip video bant.
Hiss: Teypte band hışırtısı.
Histem adı: Bir bilgisayara verilen isim. Tam Tanımlı Alan İsmi (Fully Qualified Domain Name).
Holl: Oyuk, boşluk.
Home Page: Bir Web hizmet biriminin kimlik ve içindekiler bilgilerini içeren başlangıç sayfası. Ana sayfa.
Horizantal Resolution: Ekran üzerinde yatay olarak bulunan pixel'lerin sayısını belirtir.
Horizontal Resolution: Ekran üzerinde yatay olarak bulunan pixelerin sayısını belirtir.
Horizontal Scan Rate: Elektron ışın scanlarının bir CRT'nin ekranındaki hızını belirtir. Horizontal Scan Rate:Elektron ışın scanlarının bir CRT'nin ekranındaki hızını belirtir.
Host: Grafik teminatını kontrol eden video sinyalini bilgisayar veya diğer kaynağı.
Host number: Sistem numarası
Host: İletişim ana sistemiKullanıcıların diğer iletişim ana sistemleriyle haberleşmesini sağlayan bilgisayar. Kişiler haberleşmeyi elektronik posta, telnet ve FTP gibi programlar vasıtasıyla yaparlar.
Hostname: Internet bağlantısı olan bir bilgisayara verilen isim.
Hot Line: Sıcak Hat.Sadece iki telefon abonesine hizmet eden özel bir hat. Bu hatta bağlı bir abone ahizesini kaldırınca diğer abonenin zili otomatik çalmaya başlar.
HOTJAVA: Sun MicroSystems tarafından tasarlanmış Mosaic-tipi web tarayıcılarına alternatif olarak tasarlanan yeni bir Java destekli web tarayıcısıdır. Özellikle "etkileşimli" web sayfaları geliştirmek isteyenler için tasarlanan bu tarayıcının yapımı henüz bitmemiştir.
Howtek: Tarayıcı ürün gruplarından ilki olan Howtek'de A4 ve A3 değişik çözünürlüklerde flatbed tarayıcılar yer almaktadır. Ayrıca 400 dpi'lık durum scanner da mevcuttur.
HP DeskJet 320: Notebook PC'ler için tasarlanan HP DeskJet 320, notebook bilgisayarın yarısı oranında ve renkli ve siyah/beyaz baskı olanağı sunuyor. 2kg'lık ağırlığı ile ev ve büro dışında rahatlıkla kullanılabiliyor.
HP LaserJet 4L (Lazer Yazıcı): Kullanımının kolay, hafif ve ekonomik oluşu ile dikkat çeken HP LaserJet 4L, dakikada 4 sayfa basma özelliğine sahip ve 300 dpi olmasına karşın, çözünürlük iyileştirme teknolojisi sayesinde çıktı kalitesi oldukça yüksek.
HP Vectra XU 5/90C: Yüksek performansı, gömme Ethernet desteği ve kolay sökülüp takılabilmesi özellikleri ile diğer Pentium işlemcili bilgisayarlar arasında dikkat çekiyor. Ayrıca, bakımı kolaylaştıran kolay sökülebilmesi özelliğiyle iyi bir tasarıma sahip.
HR (High Resolution): Yüksek çözümlü bant.
HSL: (Hue, Saturation and Lightness) En geniş renk spektrumudur. Hem RGB, hem de CMYK renk dünyasını içine alır.
HTML: Web sayfalarının düzenlediği ve Web bilgilerinin dağıtıldığı ortam için kullanılan bir kısaltma. Bir birleşik döküman formatı.
HHTP: Internet üzerinde HTML sayfalarının aktarılması için "Hyper Text Transport Protocol" isimli standart bir protokol kullanılır. Hiç şüphe yok ki World Wide Web üzerinde en çok kullanılan (ve en önemli) protokoldür.
HTR: Yüksek ısıya dayanıklı direnç.
HTTP: Servis sağlayan bilgisayardan döküman aktarmak için kullanılan bir yöntem. Kullanıcılar ve tarayıcılar için hizmet veren servis biriminin adı.
Hyperlink: Bir bilgi parçası ile diğeri arasındaki bağlantı.
HYPERMEDIA: Az kullanılan bir terimdir. metin, grafik, ses, hareketli görüntü gibi Internet üzerinde iletişimi mümkün olan her türlü medyayı ifade eder.
HYPERTEXT: HyperText, dökümanları biçimlendirmek, resim ekleme, bağlantılar yaratmak için kullanılan metotdur.
HYPERLINK: HTML sayfasında bir takı (tag) kullanılarak başka bir dosya ile oluşturulan bağlantıdır.
Hypertext: Anında etkileşimli sorgulama fonksiyonuna sahip bir metin dosyası tipini tanımlamak için kullanılır. Metin içine yerleştirilmiş kelime ve kelime gruplarının kullanıcı tarafından (fare tıklamasıyla) seçilmesiyle bağlantı kurarak, ilişkili olduğu bilgi ve multimedya malzemesinin anında görüntülenmesini sağlar.
IBM Lexmark 2381 Plus: Yüksek hızı, Win Word ve grafik uygulamalarındaki kaliteli baskı özelliği, yine dört yerleşik fontu, barkot basabilme özelliği ile 94 yılının dikkat çeken ürünleri arasına girmiştir.
IBM ThinkPad 755C: Güçlü Intel DX4 ve DX2 işlemcileri ile çifte taramalı renkli ekranlar kullanılıyor. CD Rom sürücüsü, ses kartı ve iki speaker sayesinde Multimedya olanaklarından rahatlıkla faydalanma imkanını sağlıyor.
Icon: Kullanıcını istediği fonksiyonu yerine getirebilmesi için seçtiği yazılım; işlemlerini sembolik imgeleri.
IFF: Standard dosyalama formatları.
İletim Kontrol Protokolü: Gönderilen paketlerin hedefe eksiksiz varmasını sağlayan bir protokol.
IMAGEMAP: Imagemap birçok bağlantı barındıran bir grafiktir. Bu grafik değişik yerlerine basıldığında sizi farklı URL adreslerine veya bağlantılarına götürecek biçimde bölümlerine ayrılmıştır. Böyle bir tekniği gerçekleştirmek için öncelikle ilgili GIF dosyasını yaratmalı sonra da "harita dosyasını" yaratmak için http://www.boutell.com. mapedit/ adresinden bulabileceğiniz MapEdit gibi bir program kullanmalısınız. bu tip programlar CGI dilini kullanarak görüntünün içine değişik bağlantılar yerleştirir.
IN-Band Signaling: Bant içi işaret gönderme.Normal olarak ses iletimi için kullanılan bir taşıyıcı kanal içinde bulunan bir frekans veya frekanslarda işaretleşme bilgilerinin iletilmesi.
İn-Point: Edit'in başladığı yer. Ayrıca start ponit deyimi de kullanılır.
Input Form: Bir iş yönetimi grafiği programında kullanıcının programa data vermek ve bir tablo ortaya çıkarmak amacıyla cevaplandırması gereken sorunlar gurubu.
Input/Output: Bilgisayarlar ile haberleşme yapan cihazlar için kullanılan genel terim. Bu terim için I/O kısaltması kullanılır.
Input: Merkezi bir işlem ünitesine veya ünitesinde bilgi transferi için gerekli işlemler.
Insert Editing: Audio veya videounun önceden kaydedilmiş malzemeye sanki beraber alınmış gibi geçirildiği video edit tekniği. Hem kaynak hemde master video bandında control track'i veya zaman kodu gerektirir.
Instruction: Bilgisayara bir sonraki işlemde ne yapacağını söyleyen program adımıdır. Instruction, sık sık command (komut) ile karıştırılır.
Integer: Tam büyüklük. Bölüntüsü olmayan, doğal sayıların tamamı. Örnek olarak 60 bir integer (tamsayı)'dır. 60,5 ise değildir.
Interactive: Etkileşimli televizyon ekranda resim izlenirken bir köşede kayıt tarihi band uzunluğu program süresi vs. gibi bilglerin yeralması. (Seyircinin Aktif olarak Televizyona müdahale edebilmesi).
Interface (ara birim): Bilgisayarın bir bölümünden başka bir bilgisayara veya harici bir cihaza (printer, monitör veya modem gibi) bilgi iletişiminin kanalize edildiği yer. (ara birim)
Interlaca: Titreşimleri azaltmalk için her 'frame'in iki komple şebeke gurubuna bölündüğü, bir tarama metodu...Veya elektron ışığının her geçişinde ekranın sadece yarısının tazelendiği bir monitör tipi.
Interlaced Fields: Görüntü ekranındaki kamaşmayı en aza indirmek için testler scan gösterim sitemlerinde bulunan bir teknik.
INTERLACED GIF'LER: Normal bir GIF resmi HTML sayfası yüklenirken yukarıdan aşağıya doğru yüklenir. Eğer GIF veya JPEG formatındaki resminiz "Interlaced" özelliğine sahipse. HTML sayfanız yüklenirken kademe kademe, çözünürlüğü gittikçe artarak görülecektir. Böyle GIF dosyaları kullanıcıya, dosya daha hızlı yükleniyormuş hissi verir. (Aslında daha hızlı yüklenmez, sadece bir göz yanılmasına neden olurlar.) GIF'lerinizi bu formatta kaydetmeniz aynı zamanda kullanıcıya nasıl bir resmin yükleneceğini önceden bilme şansı verir.
Interlock: Bir cihazın yalnız önceden belirlenmiş şartlarda çalışabilmesine imkan veren güvenlik tertibatı.
Internet address: Internet adresiInternet üzerindeki bir düğümü ifade eden adres. ağ (internet), Internet, IP adresi (IP address).
Internet Aktarmalı Sohbet: Kişilerin gerçek zamanda birbiriyle konuşmalarını sağlayan dünya çapında "parti hattı" protokolü. Dünya üzerindeki IRC hizmet birimleri (IRC Servers) kendi aralarında bir ağ oluştururlar, ve IRC kullanıcı programlarının (client) bağlantı taleplerini kabul ederler.
INTERNET nedir ?: Internet, dünya üzerindeki bilgisayar ağlarının birbirleri ile bağlanması sonucu ortaya çıkmış olan,herhangi bir sınırlaması ve yöneticisi olmayan "International" bir bilgisayar ve bilgi iletişim ağıdır. Günümüzde Internet üzerinde yaklaşık olarak 5.000.000 Bilgisayar ('host'yani ana sistem olarak) fakat kişisel olarak 100 miliyonu geçmektedir.
Bu kadar büyük bir ağın başlangıcı nasıl ortaya çıktı diye düşünecek olursak, ilk olarak Amerikan ordusunun birimleri arasında iletişimi sağlamak için düşünülmüş olan ARPANET gösteriliyor.Günümüz internetine göre daha yavaş ve basit bir altyapıya sahip olan Arpanet 1969'da ilk kurulduğunda işlerin bu kadar büyüyeceği kimsenin aklına gelmemişti. Ancak Ordunun bilgisayar merkezleri arasındaki iletişimi bu kadar kolaylaştıran sistem bir sistemin uzun zaman sadece orduya bağlı çalışmayacağı anlaşılıp ihtiyaç duyulunca çok kısa sürede bu sistemin alt yapısını genişletilerek Hükümet ve Eğitim kurumları da bilgi paylaşımı için bu ağ sistemini kullanmaya başladılar.
Üzerindeki bilgi yoğunluğa veya yüke uzun süre dayanamayan Arpanet, bir süre sonra ikiye bölünmek zorunda kaldı. Bir bölümü ordu adına MİLNET işlendi diğer bölümü de Arpanet olarak bir süre devam etti. Sonra büyük firmalar ve şirketle, belli bir katkı payıları ile Arpanet'e üye olarak altyapısını geliştirerek ve şirketler çoğalarak Amerika'yı bir baştan bir başa Ağ sistemi ile donatmaya başladılar. Ve hemen hemen Amerika'nın her kesimine girmeye başlandı.
Tam bu sırada İletişim Protokolllerinde bir devrim olayı yaşandı. Ve ARPANET üzerinden TCP/IP protokolüne geçiş başlandı. Bu protokol Hem çok daha esnek bir protokol hem de bilgi paylaşımında değişik metodların bir arada kullanmasına imkan tanıyordu.UNIX Sisteminin ağlar üzerinde popülerliğinin artması ile Arpanet'in Abone sayısı bir anda beklenmeyen ilgiç sayılara ulaştı. Ve doğal olarakta, ikinci Arpanet de belli bir süre sonra şişmeye ve üzerinden yapılan bağlantıların yükünü taşımamaya başladı.
Amerikalıların TÜBİTAK'ı NSF bu şişmeye (doluluğa) karşı önlem alarak daha geniş bant kapasiteli bir global ağ sistemi olan NSFNET'i geliştirdi. Arpanet'e yapılan bağlantılar kısa sürede NSFNET üzerinden transfer edilmeye başlandı ve Arpanet bitmiş oldu. Böylece büyük Bilgisayar Firmaları kendi global ağlarını kurmaya başlayarak daha geniş bantlara sahip oldular. Kulanıcı, server ve biribirine bağlı ağ sayısı bir anda katlanan rakamlarla büyümeye başladı.
Bir ara sadece E- MAİL (Elekronik- POSTA) iletişimi FTP dosya Transferi kullanılan İnternet üzerinde uygulamalar bir anda değişik alanlara kaymaya başladı. TCP/IP protokolünün esnek olması, ortaya internet üzerinde bilgi paylaşımında bir devrim olan WWW (World Wide Web) oluşumunu çıkardı. Ve Internet bir anda Bilgisayar Gruplarından'evdeki vatandaşın kullanabileceği bir sistem olma yoluna girdi.
Basitlik anlaşılabilirlik ve kullanım kolaylığı Internet'i popülerliğini artırdıkça arttırdı ve böylece 2000'li yıllara doğru kendini hazırlamış oldu. Artık İNTERNET'e "Bilgi Otobanı" da diyoruz.Günümüzde bilgi paylaşımın en kolay, en pratik ve en hızlı yolu da İNTERNET'ten geçmektedir. İnternet üç bölümden oluşuyor. Internet Kullanıcıları, İnternet üzerinde kullanıma hazır olan sayısal bilgi ve İnternet'i oluşturan Server, ağlar, Bilgisayarlar vb. gibi altyapılar diyebiliriz. Kısaca dünyanın en ücra köşesinde ulaşmak istediğimiz bir bilgiye en kısa sürede ve en kısa yol'dan İNTERNET Sistemiyle ulaşabiliyoruz.
IP (Internet Protocol): Sistemler arasında bilgi birimleri geçişini tanımlayan Internet protokolü.
IP: 1. Internet Protocol- Internet'in temel işletme protokolüdür. 2. Internet Provider- ya da Internet Access Provider. Kendi servisleri üzerinden başka kullanıcıları Internet'e bağlayan, genellikle ticari amaçlı kuruluşlardır. IP adress Internet üzerindeki her makine sadece bir tane IP numarasına sahip olabilir. Buna karşılık kullanıcıların servis isimlerini daha rahat hatırlamaları için makinelere bir ya da daha fazla "Domain Name" atanabilir. IP adresi noktalarla bölünmüş 4 sayıdan oluşur. (Örnek: 194.762.183.106)
Internet Protocol (IP): Internet ProtokolüBir bilgisayardan diğerine veri paketi aktarma işlemiyle ilgili bir protokol. Tanımı STD 5 ve RFC 791'de bulunabilir. Yorumlar İçin Rica (Request For Comments), TCP/IP Protokol Ailesi (TCP/IP Protocol Suite).
Interpolation: Bilinen iki nokta arasındaki bilinmeyen üçüncü noktanın bulunması tekniği, matematiksel işlem türü.
Interpreter: Bir bilgisayar dili ile yazılmış programı okuyan, tercüme eden ve işleten program. Öte taraftan COMPILER, programı okuyup işletiminden önce tercüme eden programdır.
INTERRUPT: Bir G/4 (1/10) cihazından veya bir yonga'dan MPU'ya gönderilen ve hizmet isteyen bir işaret. Kabul edildiği zaman, kesilme işareti MPU'nun mevcut durumunu (program sayacı, dahili rejisterler vb.) korumasını sağlar ve uygun bir işlem birimine dallanması temin eder. Kesilme işareti çalıştırıldıktan ve istenen hizmet tamamlandıktan sonra korunmuş olan duruma yeniden dönülür ve çalışması kesilen programın icrasına devam edilir. Birden fazla sayıda kesilmelerin sözkonusu olması halinde ise bunların öncelik sıraları belirlenmelidir.
IP address: IP adresiInternet Protokolü tarafından tanımlanmış 32 bit'lik adres, STD 5 ve RFC 791'de tanımlanmış olup genelde noktalı gösterimde ifade edilir. Örneğin 128.45.67.255 gibi. noktalı adres (dot address), Internet adresi (internet address), Internet Protokolü (Internet Protocol), ağ adresi (network address), sistem adresi (host address).
IP Address: Bir hizmet birimine atanmış 32 bit'lik Internet protokol adresi. IP adresi bir ağ bileşeni ve bir servis birimi bileşenine sahiptir.
IRC: Internet Bağlantılı Sohbet (Internet Relay Chat)
IRC (Internet Relay Chat): Kişilerin gerçek zamanda birbiriyle konuşmasını sağlayan, dünya çapında bir sohbet hattı protokolü.
ISDN: Tümleşik dijitak şebeke hizmetleri. Dijital ses, data ve video sinyallerinin aynı devreler üzerinde taşınmasına imkan verir.
ISDN: Eşzamanlı ses, veri ve görüntü bilgisinin birkaç kanal üzerinden yüksek hızlı iletimi
IVIA: Çok yönlü video Sanayicileri Birliği.
Jaggies: Şekillerin bilgisayar grafiğindeki köşeleri. Aynı zamanda "Alasing" diye de adlandırılır.
Jamming: Bir işletim sistemini istenemeyen sinyallerle kasten bozma.
JAVA: Sun Microsystems'in yarattığı kolay kullanılır, güvenli, nesneye yönelik ve güçlü bir programlama dilidir. HTML dilinin eksiklerini kapamaya yöneliktir. Bu dil Netscape 4.0 veya Sun Microsystems'in HotJava web tarayıcısıla görüntülenebilir. Ayrıca bir derleyiciye gerek yoktur. Dil hakkında daha çok bilgi ve örnekler için http://java.sun.com adresin
Kamera: Görüntüyü elektriksel işaretlere çeviren sistem.
Kermit: Kolombiya Üniversitesi tarafından geliştirilmiş popüler bir dosya aktarma protokolü. Kermit bir çok işletim sisteminde çalıştığı ve kullanımı kolay olduğu için oldukça yaygınlaşmıştır. Kermit FTP ile aynı değildir. Dosya Aktarma Protokolü (File Transfer Protocol).
Key (Anahtar): Video imgesinde bir delik açarak (elektronik olarak) bir görütü veya bir renk eklemek suretiyle elde edilen özel bir efekt. Anahtar deliği bir video kameranın veya bir CG'nin sinyalleri ile elde edilebilir. Sonuç süper empozisyona yakın, hatta daha temiz ve parlatılır. Anahtar genellikle "title'ler (jenerik) için kullanılırlar.
Key Frame: Cel animasyonunda bir sekansın başlangıcını ya da sonunu belirten görüntü.
Keyer: Bilgisayar grafiklerinin görüntüsünü, video görüntüsünün üstüne almak için kullanılan bir cihaz. Genelde bir genlock parçasıdır.
Kilobyte (K veya Kb): 1.024 Bayt.
Kilohertz (kHz): 1000 hertz.
KİOSK: Kiosk bir PC ve dokunmatik ekrandan oluşan bir sistemdir. Kullanıcı klavye ve fare kullanmadığı gibi bilgisayar da görebileceği zarar ve estetik nedenlerden ötürü bir kutu içinde saklanır. Küçük bir yazıcı ekiyle kioskların yazılı materyal verebilen mekanizmalar şeklinde kullanılmaları da mümkündür.
Basit bir PC ve dokunmatik ekrandan oluşan bu sistemin kullanım alanlarına her geçen gün bir yenisi eklenmektedir. Firmalar kioskları satış ve pazarlama desteği, tüketici enformasyon merkezi, araştırma merkezi olarak veya reklam amaçlı kullanabilirler. Kiosklar; tüketicinin, herhangi bir faaliyete bilet alma, rezervasyon yapma hatta sipariş verme gibi isteklerine cevap veren sistemler olarak da kullanılmaktadır.
Kolay taşınabilmesi, düşük kurulma bedelleri ve kapladığı alanın küçüklüğü nedeniyle istenilen yere (alışveriş merkezi, süpermarket, tiyatro, otel vs.) konulabilir. Kioskların bu iletişim ağı aracılığıyla birbirleriyle haberleşmesi mümkün olduğu gibi, şirket bünyesinde kurulan bir merkez birim aracılığı ile istenilen aralıklarla bilginin güncelleştirilmesi de mümkündür.
Enformasyon veriminin yanısıra, kullanıcıya sordukları sorularla kiosklar birer data toplama merkezi olarakta kullanılabilir. Toplanan bilgiler yine bir ağ aracılığıyla ana merkeze aktarılabilir ve analiz programları sayesinde istenilen çerçevede raporlar alınabilir.
Knowbot: Deneme safhasında bir rehber hizmeti. beyaz sayfalar (white pages), WHOIS.
Kodlama: Gizleme işlemini yapma.
Kullanıcı-Ağ Arabirimi: (User-to-Network Interface/UNI) fiziksel bağlantı tanımları, veri transferi, tıkanıklık yönetimi ile PVC'lerin (kalıcı sanal devre) yönetimini kapsamaktadır.
Kurta: CAD/CAM kullanıcıları veya yoğun olarak grafik ağırlıklı uygulamaları kullananlar için digizer tabletler.
LAN: Yerel Alan Ağı (Local Area Network).
LAN: PC'lerin terminallerin, ara Frame'lerin ve periferal cihazların enterkonekte edip bilgi dosyaları alışverişinde kullanımlarını sağlayan bir cihaz.
LAN: Yerel bilgisayar ağı.
LCD: Sıvı kristal ekran. Kristal uygulanan elektrik akımında değişme prensibine göre çalışır. Akım görme kristal açık veya opak olabilir. Kendi kendine ışık üretmediğinden iyi aydınlatılmış bir ortamda kullanılabilir. Dizi ekranlı (Fat screen) göstergesidir.
LCD Paneli: Bir PC'den alınan metin veya grafik bilgilerini, ışık kaynağı olarak standart bir transmissif tipi projeksiyon cihazı kullanarak büyük bir ekrana veya duvara yansıtmayı yaratan bir panel. Büyük insan gruplarının bilgisayar gösterimi ve imgelerini bir karede izlemelerini sağlar.
LCD: (Liquid Crystal Display) sıvı kristal ekran. Her ekran noktası bir matriksle yöneltir. Kesişme noktalarında piksel aydınlanır.
LCD: Bilgisayara kablo ile bağlanarak aldığı görüntüyü perdeye yansıtan bir projeksiyon aletidir. Bilgisayardan gelen video sinyalini sağlıklı bir şekilde yansıtamaz. Geniş bir topluluğa yapılacak, içinde video bulunmayan basit prezantasyonlar bir LCD yardımıyla perdeye yansıtılabilir.
LD-ROM: Bilgisayardan alınan talimatların, 12 inçlik diske video ve audio trackleri olarak kayıt edilmelerini sağlayan yeni bir kompact disk.
Lexmark Winwriter Ailesi: Yılın sonuna doğru çok yeni tanıdığımız ürün ailesi; Winwriter 200, Winwrite 400, Winwriter 400 ürünlerinden oluşuyor. Yazıcının en önemli özelliği üzerinde Mikrosoft logosu bulunan ilk yazıcılar olması. "Mikrosoft at work" anlayışından yola çıkılarak hazırlanmış Windows Printing System yazılımı sayesinde, bilgisayarın yazıcının yükünü paylaşması ve basım süresini benzerlerinin yarı zamanında gerçekleştiriyor.
Light Source Shading: Bilgisayar grafiklerinde, bir 3-d nesnesinin üstüne vuran bir ya da daha fazla ışığın efektleri.
Line Chart: Birbirine bağlanan data noktalarından oluşur.
Line Drawing: Bir nesnenin imgesini yüzeylerin çizgilerine girerek göstermek.
Line Drawing, 2-D: Düz bir imge üstünde çizim yapılmasından oluşan gösterim metodu. (bir yapının zemin planı veya çift yaylı bir grafik gibi) Derinlik öngörülmemektedir.
Line Drawing, 3-D: Üç boyutlu bir nesnenin iki boyutlu bir görüntü düzeyinde projeksiyonunu açıklar. Gerçek bir nesnenin bir lensten geçerek bir kameranın düz camına projeksiyonuna benzeyen, perspektif projeksiyon teknikleri uygulanmaktadır.
Line trafo: Hat trnasformatoru.
Lineer: Doğrusal, çizgisel.
LINK (BAĞLANTI): HTML bağlantıları döküman içinde sizi başka bir konuma, aynı serviste başka bir dosyaya veya bambaşka bir servise yollayabilir. Not: Bağlantılar genellikle mavi ve altı çizili metinden oluşur.
Link: CD'den teybe kayıtta kalan boş sürenin değerlendirilmesine imkan veren özellik.
Link: Bir haberleşme kanalı veya devresini diğer kanal ya da devrelere bağlamada kullanılan sistemdir. Otomatik anahtarlamalı merkez kontrol sisteminin iki anahtarı arasındaki geçişi sağlayan sistemdir. Bağlantı.
Link: Yayınlanacak işareti asıl vericiye gönderen küçük güçlü yüksek frekanslı verici.
List-Serv: E-posta listelerindeki dosyaların otomatik olarak dağıtımı ve yönetimi için kullanılan ücretsiz yazılım programıdır. Çok değişik konularda mektuplaşmak için listeler vardır. Bazı listeler "açık", bazıları ise "kapalı"dır. Açık listenin anlamı, herhangi bir kişi, listedeki herkese bir mesaj gönderebilir. Kapalı listelerde ise belirli kişiler birbirleriyle mesajlaşabilir.
LISTSERV: Çok kullanılan bir e-mail programıdır. Kullanıcılara posta listelerine abone olma, katkıda bulunma ve çıkma şansı verir.
Listserv: Bitnet/EARN iletişim ağı için tasarlanmış bir otomatik posta listelerine dağıtım sistemi. Avrupa Akademik ve Araştırma Kurumları Arası Bilgisayar Ağı (European Acadamic Research Network), posta listesi (mailing list).
Loop: Track üzerine yazılmış icranın kopya ile bellek kullanılmadan tekrar track üzerinde geri dönmesini sağlar.
Loop: Devamlı olarak bir dizi bilgisayar instructionu (talimatı)'nı tekrarlayan ve bu işlemi belli bir sonuç elde edilene veya önceden belirlenen bir şart gerçekleşene kadar sürdüren program bölümü.
Lotus Notes: Lotus Notes, rakiplerinin olanca ataklarına rağmen, bu kadar çok değişik platformda, bu denli ayrık çalışma tarzlarına sahip kişiler arasında çalışma sırasında görüşme ve fikir alışverişi sağlama adına şimdilik daha gelişen program.
LYCOS: Altavista tarafından zirvedeki yeri tehdit edilen Lycos, popüler web tarama ilk servislerinden biridir. Lycos "backlinking (bkz. backlinking)", Java animasyon desteği, 8 milyon URL adresi ve her ay eklenen 700.000 yeni adres ile çok güçlü bir veritabanı oluşturmaktadır. Siteye http://www.lycos.com adresinden ulaşabilirsiniz.
LYCOS: Adres: http://a2z.lycos.com/Bu karşılaştırmalı katalog, INTERNET üzerinde ne ararsanız saniyeler içinde karşınıza getirir. Text, grafik, ses, video... Lycos, PC Magazine magazin tarafından ilk 11 Web servisi arasına girmeye hak kazanmıştır.
MAC: Renk, aydınlık, ses ve eşzamanlama işaretlerinin sıkıştırılarak bir satır boyunca ayrı ayrı zamanlarda gönderildiği yeni TV yayın sistemi.
Machine language: Makine dili.
Mailing List: Elektronik mektuplaşma listesi. Aynı ilgi alanındaki kişilerin bilgisayar ağı üzerinden mektuplaştıkları ortak tartışma listesi servisleri.
Mainframe (Ana Frame): Ölçüleri ve kapasitesi itibarı ile büyük bir bilgisayar.
MAJORDOMO: En çok kullanılan listeleme ve e-mail programıdır. Kullanıcılara posta listelerine abone olma, katkıda bulunma ve çıkma şansı verir.
MAP: Web tasarımında kullanılan, yüklenen grafiğin belirli bölgelerine basıldığında değişik bağlantıları çağırmak için kullanılan sistemdir.
Map Chart (Harita): Belirli bir coğrafi bölgenin yerlerini gösteren bir grafik.
Markers Window: Performer programının en kullanışlı pencerelerinden biri de Markers Windowdur. Burada parça üzerinde sık dönüş yapılacak ya da defalarca dinlenip karşılaştırma yapılacaksa, üzeri belli ölçüde ya da yerlere etiket konulup listelenir. Liste yanında bulunan sürgülü işaret, önüne getirildiği yerden çalmaya devam eder.
MARKUP LANGUAGE: Internet üzerinde dökümanlara biçim kazandırmak üzere hazırlanmış mark-up karakterlerini deşifre eden dile denir. Bilgisayara okunan dosyanın ekranda nasıl biçim alması gerektiğini anlatır? HTML Web sayfaları hazırlamak için geliştirilmiş bir mark-up dildir.
Mass memory: Yığın bellek.
Mass Storage: Büyük kapasiteli (megabayt, gigabayt) ikinci depolama sistemleri. Tipik büyük depolama cihazları ise kayıt bantları ve manyetik disklerdir.
MASTER KEYBOARD: Bilgisayar tabanlı sequencer programlarında step ya da realtime olarak müzikal icraların girilmesi için kullanılan klavyeli ve MIDI OUT portu olan enstürman.
Master: Bir kayıt işlemindeki esas kopya. (ana kayıt)
Matrox MGA VLB/4: 4MB belleğe sahip ve bu bellek miktarı ile mümkün olan yüksek çözünürlük ve renk sayılarındaki ekran modlarını titreşimsiz ekran tazelemesinde destekliyor. Auto CAD sürücüsünün sağladığı özel pencerede geçek-zamanda pan ve zoom yapmanız mümkün kılan görüntü kartı.
MBS: Karşılıklı radyo yayın sistemi.
MCGA: Çok renkli grafik adaptörü.
MDS: (Microprocesor Devellopment System): Mikro İşlem Birimi, mikro işlem birimi sistemleri için program geliştirme ve donanım arızalarını bulma işlemlerini sağlayan donanım ve yazılımı araçları ile donatılmış bir mikrobilgisayar.
Media: Bilgi saklama ve dağıtma ortamı (video kaset, disket, optik disk, vb.). İnsanlığın iletişimde bulunduğu her ortam.
Megabyte (MB): Bir milyon bayt.
Megahertz (MHz): Bir saniyede milyonlarca saykıl.
Memo: Bakınız. (Memory-Hafıza)
Memory scan: Tunerlerde hafıza taraması, önceden seçilip hafızaya alınmış istasyonların bir buçuk saniye süreyle dinlenmesine imkan veren sistem.
Memory Window: Kullanılmakta olan ve kalan belleği gösterir.
Memory: Bilgisayarda, bilginin depo edildiği, kopyalandığı ve yeniden kullanıldığı yüksek erişim hızına sahip bölüm. (RAM-ROM vb.)
Menu (Menü): Programlanmış bir seçenekler listesi. Genelde ekranda görüntülenir. Kullanıcı bilgisayarın yapmasını istediği işlemleri bu listeden seçebilir.
MENUCOLOR: Çıkacak menünün renklerini saptamak için kullanılır.
MENUITEM: Menüde kullanılacak seçenekleri belirtmek için kullanılır.
Message format: Bildiri biçimi. Bir bildirinin başlık, adres, metin, metin sonu işareti ve hata bulma bit'lerinin nasıl yerleştirileceğini tanımlayan kurallar.
Metaballs/Blobs: "Damla formu". Bu çizimler sabit bir büyüklüğe sahip değildir, zira dinamik olarak kendilerini değiştirirler. Tek tek elemanlar bu sırada birbirlerini karşılıklı olarak etkilerler. Bloblar organik-yuvarlak formlar için çok uygundur.
METACHARACTER: HTML dosyası içinde özel bir durumu gerçekleştirmek için kullanılan karakterlerdir. Bu karakterler parantez "()", ve "&", diyez "#" ve noktalı virgüldür ";".
METACRAWLER: Adres: http://metacrawler.cs.washington.edu:8080/Coğrafik bölgelere ayırarak tarama yapan, tarama sırasında ne kadar beklemek istediğinizi belirttiğiniz bir tarama sayfası.
MHz (Megahertz): MHz. Megahertz. 1 Milyon Hz.
Mic (Mik): Çeşitli mikrofonlardan veya diğer audio kaynaklarından alınan sesleri mono veya stereo olarak kayıt etmek için kullanılan cihaz.
Mic level: Mikrofona gelen sesin seviyesi.
Micro Code: Mikro Kod.Merkez işlem veya kontrol birimindeki PROM veya RAM yongaları (chip) üzerinde bulunan çeviri dili tipinde bir sabit program. Bu program CPU komutunun (veya kontrol birimi fonksiyonunun) alt elemanları olan bir dizi yordamlardan oluşur. Örneğin, bir bilgisayar komutunun kodu kontrol birimi tarafından o şekilde çözülür ki her komut, kendini uygulayacak olan mikro kodun başlangıç yerini tayin eder. Böylece bir CPU komutunu, bu komutların kullanıcı programındaki bir işlemi uyguladığı biçimde yerine getirmek için bir dizi mikro kod komutları kullanılır. Bir mikrokod komutu CPU'da 64 bit genişliğinde bir yer işgal eder.
Micro processor: Mikro işlemci.Microcomputer: Mikro bilgisayar.
Microphone: Mikrofon, ses enerjisini elektrik enerjisine çevirin araç. Ses dalgalarının havada oluşturduğu basınç değişikliklerine uyabilen esnek bir diyafram içerir. Bu diyafram ya doğrudan basınçla ya da basınç değişikliği ile çalışır. Mikrofonlar, yapılarına göre, karbonlu (kömürlü), Kristal (seramik), elektrodinamik, band ve kondansatörlü olabilirler. Karakteristliklerine göre ise şu şekilde sıralanırlar: Yönsüz mikrofonlar (omnidirectional), tek yönlü mikrofonlar (unidirectional), çift yönlü mikrofonlar (bidirectional), Frekans dizilere (freguency response) 20Hz-20KHz ve empedansları 150 ohm civarında olur. Kutup düzenleri (polor pattern), tek yönlü (unidirectional-cardioid) ve çok yönlü (omnidirectional) olabilirler.
WORD: Gerçekten yılın en dikkat çeken yazılımların başında gelen Word 6.0, kullanım kolaylığı ve profesyonel kullanıcılara sunduğu işlevsel özellikleriyle de oldukça beğeni kazandı. Bununla birlikte kısa zamanda çok sayıda kullanıcıya ulaştı. Günümüzde yerini Word 7.0'ye bırakmıştır.
Microwave: Mikrodalga. Frekansı 500MHz'den yüksek olan dalgalar.
Midi: (Musical Instruments Digital Interface) elektronik müzik enstrümanlarının birbirleri arasında bilgi gönderebilmeleri amacı ile geliştirilmiş bir ara birim.
MIDI Configuration Window: Bu bölüm de, birlikte kullanılan MIDI'li enstürmanların kanal, port ve ses listelerinin girildiği tanımlama bölümüdür. Gerekirse SYSEX formatında bilgiler girilebilir.
MIDI IN: Gelen MIDI mesajlarını almak içindir. MIDI KANALLARI:Midi alışverişi bağımsız 16 kanaldan oluşur. Kanaldan maksat bilgilerin gönderilebileceği ve alınabileceği elektriksel yollardır. Ve bu 16 kanal 16 tane bilgi yolunun birbirinin trafiğini engellemeden aynı anda çalışmasını sağlar. Gönderilen veya alınan bilgiler meyanında, mikro işlemcisine göre, 1000 kanala kadar çıkar.
MIDI MODLARI: OMNI-POLY-MONOMULTİ olarak bugün için dört tanedir. OMNI MODE kısaca bir synthesizercının bir kaç aletle birden aynı melodiyi çalmasıdır. Aslında bir aleti çalıyordur da sanki birkaç alet aynı melodiyi çalıyor gibi olur. "UNISON çalış "POLY MODE, Birkaç müzik aletiyle değişik melodiler çalmasını sağlar bu da Stüdyo kayıtlarında kolaylık yaratır.MONO MODE, Bu mode da MULTI-TIMBRAL (aynı anda birkaç sesi çıkarabilmek) bir müzik aletinin her sesine ayrı bir midi kanalı verir ki bu mode bugün kullanılmıyor. MULTI MODE, En önemli özelliği Multi-Tımbral çalışmasında tek bir kanal hizmeti verir ayrı ayrı MIDI Kanalları gerekmez. Bu en iyi bağlantı MODE'u dur.
MIDI Monitor Window: MIDI portlarından giren ve çıkan bilgileri gösterir. Bu da programa işaretin girdiğini ya da çıktığını kullanıcıya belirterek herhangi bir arıza halinde ya da seslerin duyulmaması durumunda standart Hata bilgisayarda mı? Ses modülünde mi? sorusunu yanıtlamaya yardımcı olur.Bunlar Performer'ın ana kontrol menüleridir. Diğer menüler de EDIT menüleri olarak geçer. Bunlar Audio, Score, Step, Grid, List Edit menüleridir. Bu editörlerin biri ya da birkaçı, diğer sequencer programlarında da mevcut olmasına karşın, Performer'ın kendi pencere düzeni ve olanakları bir hayli farklıdır. Cubase yazımızda bu editör şekillerine değindiğimiz için bir kere daha anlatmak istemiyoruz. Bunun yerine programın, diğer sequencer programlarından ayrılmasını sağlayan profesyonel bölümlerinden sözedeceğiz. Örneğin Performer üzerinde accelerendo ve ritardando yapmak çok konforlu. Tempo ve zaman ölçülerinin not edildiği "Conductor Track" her zaman track ve window üzerinde yatay olarak görülmekte. Change menüsü üzerindeki "change tempo" penceresi üzerinde ölçü sınırları, başlangıç ve bitiş metronom değerleri verilip arada alacağı değerleri ve hızlanma şeklini bilgisayara hesaplatmak olasıdır.
MIDI OUT: Giden MIDI mesajlarını vermek içindir.
Midi Patch-Bay: Arada başka bir Midi arabirimi de almak koşuluyla Midi'li enstürmanları sequencer ya da bilgisayara giriş çıkış olarak bağlayan cihaz.
Midi Processor: Midi işaretleri üzerindeki her türlü bilgiye ayrı ayrı erişebilen, değiştirebilen, midi kanallarını arttırabilen kendi mikro işlemcisine sahip ünite.
MIDI THR: Birkaç aletin birbirine bağlanması için gerekli komut.
MIME: (Multipurpose Internet Mail Extensions) Internet üzerinde postalara grafik, sıkıştırılmış dosya gibi dökümanların iliştirilmesini sağlayan standarda verilen addır. MIME sayesinde bir postaya eklenen metin tabanlı olmayan (örneğin sıkıştırılmış bir dosya) bir dosya, ilişkisi bulunan program vasıtasıyla görüntülenir.
MIME: Çok Amaçlı Internet Posta Uzantıları (Multipurpose Internet Mail Extensions).
MiroCRYSTAL 32S: Titreşimsiz modda yüksek ekran tazeleme frekansları ve 4 MB VRAM belleğe sahip MicroCRYSTAL 32S'in 1024x768 çözünürlüğüne 16M renk görüntüleyebilmesi dikkatinizi çekecektir.
Mirror (Ayna): Bir işlemin yansıtılması için ortaya çıkarılması efekti. Orijinal (özgün) imgenin baştan aşağı çizimi.
Mixer: Ses karıştırıcı cihaz. Genelde 4 kanallı olur. Birinci ve ikinci kanallar mikrofon, mono cihazlar gibi tek sesli (mono) girişlerde üçüncü ve dördüncü kanallar da stereo girişlerde kullanılır. Bu kanallara da pikaplar, deck'ler ve CD cihazları bağlanır. Üçüncü ve dördüncü kanallar arasında çift pikap kullanılarak "fade in" ve "fade out" ile bir parçadan diğerine yumuşak geçişler yapılabilir (Bilgisayarla da 1000 kanala kadar çıkarılabilir).
Mixing: Karıştırma.
MMS: Teypte önceden belirlenen şarkılar arasında istenen parçayı arayıp bulabilen bilgisayarlı seçici sistem.
MODE: Müzik setinin mono ve stereo konumu. Varsa bunlara "quadrophonic" (dörtlü ses) ve yankı (reverberation) konumları da eklenebilir.Modem (MODülator-DEModülator):Telefon hatları gibi analog iletim hatları üzerinden iletilen sayısal verileri alan arabirim donanımı. Bilgisayarın telefon hatları vasıtasıyla başka bilgisayarlarla iletişimde bulunmasını sağlayan cihaz. Bilgilerin sese dönüştürülmesi işlemini ve tersini yapar.
Modem: Modilatör - Demodülatörun kısa yazılışı. Bilgisayardan gelen sinyalleri analog sinyal haline dönüştürerek telefon hattı üzerinden nakledilebilmesini mümkün kılar veya bu yolla gelen sinyalleri bilgisayarın kullanabileceği hale dönüştürür.
Monitor (Monitör): Video dilinde, video girdileri olan bir televizyon. Bir bilgisayar monitörü ise, genelde bileşik algılama yerine RGB kabul eder.
Monitör: Geniş bir topluluğa hitap etmeyecek prezantasyonları kendi toplantı odanızdaki bir bilgisayarın monitöründen yapabilirsiniz. Özel prezantasyonlar bu yolla çok daha ayrıntılı ve etkileyici bir şekilde gerçekleştirilebilir. Yapılan tasarım bilgisayara yükleneceğinden prezantasyon defalarca masrafsız bir şekilde gerçekleştirilebilir.
Mono: Tek.
Monoaural: Tek ses.
Monocroma: Siyah/beyaz, renksiz.
Montage (Montaj): Editing.
Morphing/Morfen: (Kesintisiz Dönüşüm): Bilgisayar animasyonunda Morphing (metamorfozdan geliyor, dönüştürmek demek), iki obje arasındaki akıcı ve dikişsiz geçiş olarak tanımlanır. Burada 2D ve 3D objeler birbirlerinden ayırdedilmelidir.2D metamorfozlar iki resmi dönüştürürler, 3-D varyasyonu ise bir animasyondaki iki üç boyutlu (3D) objeyi dönüştürür. Terminatör 2'deki efektlerin 2D ve 3D dönüşümleridir. Çoğu 3-D program sadece aynı nokta ve üçgen sayısına sahip objeleri dönüştürebiliyor.
MOSAIC: NCSA tarafından tasarlanan Machintosh, Windows ve Unix ortamlarının tümünde birden çalışabilen ilk Web tarayıcısıdır.
Mosaic screen display: Görüntünün ekranda mozaik biçimi gösterilmesi. Video kameralarda "fade out/in" işlevi mozaik görüntü ile de yapılabilir.
Motion Blur: Hareket keskinliği video kamera sahibi olan ve bir video kaydın tek tek resimlerini inceleyen biri, hızlı hareket eden objelerin (eller, ayaklar, oyundaki top) silinmiş olduğunu görecektir. İnsan algılamasına uygun olan bu efekt (göz de hızlı hareketleri sadece silinmiş olarak algılıyor) iyi animasyon programları tarafından simüle edilebiliyor. Sonuç animasyonda gerçek gibi görünen hareketler oluyor.
Motion JPEG/MPEG: Motion JPEG hareketli resimler için geliştirilmiş videolar için bir JPEG sıkıştırma metodudur (Windows için Video tarafından kullanılır)Bu sadece JPEG formatıyla ilgili bir kompozisyonu olduğu için, başka bir uzmanlar grubu Motion Picture Expert Group (MPEG), başka bir metod buldu, bu metod ek olarak film sahneleri sıkıştırabiliyordu. MPEG1'den MPEG4'e kadar birçok basamak vardır, bunlar da değişik görev ve hedeflere sahiptir.
Motion Morf: Hareketteki dönüşüm. Normal olarak dönüşüm için bir başlangıç ve bitiş resmi kullanılır; ama uygun bir yazılımla mesela yürüyen bir insanı, yürüyen bir maymuna dönüştürmek mümkündür.
Motorbot: Alçak frekanslı gürültü.
Move: Track'lerin sıralamada yerlerini değiştirir (taşıma modu).
MPEG: Hareketli görüntüleri 200:1 oranına kadar sıkıştırmaya yarayan oldukça etkili bir grafik formatıdır. Format sadece bir sonraki karedeki değişen pixelleri gözlemlediğinden sıkıştırma oranı durağan görüntülerde daha da artmaktadır. Motion Picture Experts Group tarafından geliştirilen format PC'lerde oldukça çok kullanılmaktadır.
MPEG: Hareketli görüntüleri sıkıştırmada kullanılan standart bir yöntem.
MS-DOS: Microsoft disk işletim sistemi
MSSS: Çok yönlü ses sistemi, çift hoparlör bağlantı terminalleri.
MTBF: Bir cihazın bozulmadan önceki ortalama kullanılma süresi.
MUD: Çok Kullanıcılı Oyun (Multi-User Dungeon).
MUD: Çok Kullanıcılı Ortam. Internet üzerindeki çok kullanıcılı macera oyunları ve simülasyonlara verilen isim.
Multi - İmage: Programlanmış bir gösterim esnasında bir veya daha fazla slayt projeksiyonu kullanılan bir slayt gösterisi.
Multi Disc program: Tek disk alabilen CD player'larda çoklu disk programı yapma. Diskleri teker teker takıp çıkararak istenen şarkılardan bir konbinasyon yapılabilir.
Multi standard: Videonun PAL/SECAM/NTSC standartlarını bünyesinde bulundurma özelliği.
Multi strobe: Aşamalı görüntü. Ekran dokuz eşit bölgeye ayrılır. Merkezdeki orijinal görüntü sesli olarak izlenebilir. Bu görüntülerin 0.1-1.0 saniye aralıklarla birbirini izleyen 8 aşaması, dondurulmuş resimler halinde merkezdeki görünütüyü çevreler.
Multi-Screen: Çeşitli imge alanlarına imgelerin projeksiyonu işlemi.
Multi-Tasking: Aynı zamanda birden fazla iş yapabilen bir operasyon sistemi.
Multi-User Dungeon (MUD): Çok Kullanıcılı OyunInternet üzerindeki macera, rol yapma oyunları ve simülasyonlara verilen isim. Bu oyunlar oynayanlar tarafından "metin tabanlı sanal gerçeklik" olarak nitelenmektedir. Oyunlarda hayali savaşlar, tuzaklar, büyüler vardır. Oyuncular gerçek zamanda oynarlar ve oyundaki "dünyayı" değiştirebilir. Çoğu MUD telnet protokolüyle çalışır. Telnet.
Multiprotocol Interconnect: Frame Relay üzerinden başka protokollerin taşınması için düzenlemeleri kapsamaktadır.
MIME: Çok Amaçlı Internet Posta UzantılarıInternet e-postasının grafik, ses, fax gibi metin olmayan bilgileri de gönde-rebilen genişletilmiş hali.
Multiscan Monitor: Bir çok frekansta tarama yapma yeteneği olan, aynı zamanda kullanıcıya çeşitli grafik adaptörleri imkân sağlayan bir monitör.
MULTITIMRAL: Birden fazla enstürman sesini aynı anda farklı MIDI kanallarından gelen mesajlarla değerlendiren enstürman.
NCSA: Mosaic web tarayıcısının yaratıldığı akademik bir kuruluş olan national Center for Supercomputer Applications'un kısaltılmışıdır.
NCSA: Ağ görgü kuralları, NETwork (ağ) ve etlQUETTE (görgü kuralı) kelimelerinin birleştirilmesiyle türetilen bu kelimeyle, bir ağ üzerinde uyulması gereken davranış kuralları ifade edilmektedir.
NEC Multisync 5FGe: Sonsuz sayıda renk gösterebilen, maksimum çözünürlüğü 1024x768 Non-Interlaced ve bant genişliği 80 MHz olan MultiSync 5FGe düşük enerji maliyeti ile de dikkat çeken bir Monitör çeşidi.
NERD WORLD: Adres: http://www.nerdworld.com/Gerçekten bulmak istediğiniz Web sayfalarına ya da haber gruplarına kolayca ulaşın. Kendi-Indexinizi-Yaratın özelliğine bir göz atın.Netiquette:Ağ görgü kuralı Network (ağ) ve etiquette (görgü kuralı) kelimelerinin birleştirilmesiyle türetilen bu kelime ağ üzerinde davranılması gereken biçimi ifade etmektedir.
NETSCAPE: Netscape firmasının bir ürünü olan Netscape Navigator NCSA tarafından geliştirien Mosaic'in temeleri üzerine kurulmuştur. Şu günlerde 32 Bit sürümündeki Java eklemesiyle ve her sürümünde gelen yeniliklerle en çok aranan Web tarayıcısı durumuna gelmiştir. Mosiac'in asıl yaratıcısı olan Mark Andreessen NCSA firması tarafından kiralanarak Netscape'i yarattı. Firma ismini Netscape Communications Co. olarak değiştirip halka açıldı ve her biri milyarder oldu. Firma aynı zamanda Web sunucusu olmak isteyenler için de yazılım pazarlıyor. NCSA'ya bağlanıp Netscape'in son sürümünü edinmek için http://home.netscape.com/ adresine bağlanın.
NIC: Ağ Danışma MerkeziAğ danışma merkezi (NIC) ağ kullanıcılarına bilgi, yardım ve diğer hizmetleri sunan yerdir.
NNTP: Ağ Haberleri Aktarma ProtokolüAğ Haberlerinin dağıtılması, incelenmesi, elde edilmesi, postalanması işlemleri için oluşturulmuş protokole verilen isim. Tanımı RFC 977'de bulunabilir (Usenet).
Network: Bilgisayar ağı. Birçok bilgisayarın çeşitli yöntemlerle birbirine bağlanarak bazı bilgileri paylaşabilmelerini sağlar.NewgenA3 ve A4 ebatlarında baskı yapan postscript multiplatform yazıcılar.
NIC.DDN.MIL: Savunma Bakanlığı İletişim Ağı (DDN) Ağ Bilgi Merkezi'nin (NIC) alan ismi. Savunma Bakanlığı Bilgisayar Ağı için Ağ Danışma Merkezi, Alan İsmi Sistemi, Ağ Danışma Merkezi.
NNTP: Ağ Haberleri Aktarma Protokolü (Network News Transfer Protocol).
Node: Bilgisayar ağına bağlı ve adresi verilerek erişilebilen cihazlara verilen isim. Düğüm.
Node: DüğümBir örgünün topolojik tanımında düğüm (halkaların) bir bağlantı noktasıdır. sözcük veri örgüleri kapsamında özellikle paket hat değiştirmede bir hat değiştirme merkezi olarak da kullanılagelmiştir.
Noise (Parazit): Audio sitemlerinde bir elektirk karışıklığı ya da istenmeyen bir ses. Videoda elektrik enerjisinin "random spruts" veya karşılığı denir. Çok parazit snow (karlanma) da denilmektedir.
NOISE REDUCTION: Stüdyoda mevcut dip gürültüyü bastıran ya da kaybetmeye çalışan cihaz.Noise reduction: Bandın ses kanalındaki parazitleri gideren sistem.
Noise Temperature: Gürültü Sıcaklığı. Bir sistemde işarete eklenen gürültünün miktarını göstermek üzere kullanılan eşdeğer sıcaklık. Gürültü sıcaklığı ne kadar az ise eklenen gürültü o kadar azdır.
Noise: Gürültü. Rasgele değişen bozucu işaretler. Gürültü seste hışırtı halinde, resimde ise karlanma olarak ortaya çıkar.
NoNoise: Sonic Solitions adlı firmanın Apple Macintosh bilgisayarlarında çalışan digital audio sisteminin önemli fonksiyonlarından biridir. Müzikal yapı altındaki her türlü gürültü (Noise) parazit ve çıtırdıyı filtreleyen özel sistem.
Novell Netware 3.12: Novell NetWare, hem küçük hem de orta boy iletişim ağları için mükemmel bir çözüm sunmaya devam ediyor. Yine, dosya ve yazıcı paylaşımı, hız, güvenlik ve çoğu işletim sistemi için iletişim.
NR (Noise Redictor): Düşük seviyeli yüksek frekans sinyalindeki parazitleri otomatik olarak azaltan sistem (=Dolby)
NRC: İnorganik maddelerden yapılan ve pikabı istenmeyen vibrasyonlara, akusik beslemelere karşı koruyan devre.
NTSC: ABD'nin kullanıldığı renkli yayın standardı. 525 satır ve 60 Hz frekans kullanır. Renkli yayını ilk deneyen ülke ABD olmuştur. Bunun sonucu olarak ABD'ye özgü bir renk sistemi ortaya çıkmıştır. Japonya, Kanada ve Meksika'da bu sistemi kullanır.
OCR: (Optik karekter tanıma)Yazılı veya basılı karakterlerin makina tarafından ve foto-elektrik transuderlerden gelen girdilere dayanarak tanıması. Bu tür programlara örnek vermek gerekirse RECOGNITA firmasının GO-CR, Caere firmasının Omni Page programları gösterilebilir.
OEM: Az da olsa, yeniden dizayn edilmiş teçhizatı satan bir üretici. Her alıcı bu teçhizata kendi adını koyarak, kendi markası gibi satar.
On-Screen Silde: Direkt olarak bilgisayar terminalinden projeksiyonu yapılan bir grafik imgesi.
On: Kapalı devre.(Anahtar olarak), ışık olarak açık.
Online Editing: Master bandın orijinal yapımdan monte edildiği on edit safhası. Opcode: İşlem kodu.
Open Look (Açık Bakış): Çok hedefli ve çok açılım sağlayan bir grafik 'interface'i.
OPEN TEXT INDEX: Adres: http://www.opentext.com/omw/f-omw.html.Open Text Index, firmanın eline geçen Web sayfalarındaki tüm kelimeleri (21 Milyar civarında) taramanıza olanak sunuyor. Firma en büyük arşivlerden birine sahip olduğu ileri sürüyor. Sadece aramaya nasıl başlayacağınıza (Uzunluğa ve konuya göre de olabilir) karar verin. Gerisi kolay...
Operand: Bir işleme katılan data çeşidi veya büyüklük, çokluk anlamına kullanılır. Operand genellikle bir instructionun adres bölümü için kullanılır. Fakat bir sonuç veya parametre, işletilecek bir sonraki instruction için adres veya isim göstergesi olabilir.
Operasyonel: İşlemsel.
Operate: Çalıştırma tuşu (=on)
Operating System: Bir bilgisayarın yeteneklerini yöneten bir yazılım. İşlem tablosu, dosyalama ve hafıza yönetimi ve kumanda yorumu gibi fonksiyonları vardır.
Operator: Bir işlemi gösteren semboldür ve kendisi, işlemin nesnesidir, yapılan işlemi gösterir. Örneğin (+), toplama; (-), çıkarma operatörüdür.
OCR: OCR (Optik karekter tanıma)Yazılı veya basılı karakterlerin makina tarafından ve foto-elektrik transuderlerden gelen girdilere dayanarak tanıması. Bu tür programlara örnek vermek gerekirse RECOGNITA firmasının GO-CR, Caere firmasının Omni Page programları gösterilebilir.
Optical Disc: Laser ışını kullanarak dijital bilgi kaydeden ve tekrar üreten bir video disk kopylama cihazı. (Bkz. CD-ROM;DVI).
Optik Hafıza Devrimi: Muazzam miktarda bilgi, optik disklere, bir başka deyişle müzikseverlerin yakından tanıdığı kompakt disklere (CD) sığdırılabilmektedir. Ciltler dolusu ansiklopedik bilgi (örneğin Britannica, Comptons vb.) küçük bir diskte yalnızca yazılı bilgi olarak değil, video, animasyon, grafik ve ses unsurlarıyla işlenmekte, yerleştirilmektedir.
Optıbase: JGEB sıkıştırma ve hızlandırma kartları.
OS/2 Warp 3: Warp 3, yeni eklenen fonksiyonları ve beraber çalışma özelliğinde performansıyla da dikkat çeken ve home pazarına sunulan ürün oldu. Nesne yönelimli ve kritik uygulamalardaki başarısıyla, bu pazardaki şansının oldukça yüksek olacağı gerçek bir işletim sistemi.
OS/2: Windows için bir ağabey ve Mikrosoft firmasının UNIX sistemine bir cevabı. 'Jirtuel'hafızalı bir çok hedefli operasyon sistemi. 'Network (şebeke)'çalıştırmak
OSD (On Screen display): Televizyon veya video ile ilgili komutların ekranda belirmesi. Ses, ışık, kontrast ve ışık ayarları bir grafik halinde ekranda gösterilebilir.
OSF/MOTIF: Geniş bir bilgisayar çerçevesi içinde standartlar sağlayan bir grafik kullanıcı 'interface'. X Windows sistemi ile uyuşan herhangi bir platforma taşınabilir.
OTR: Tek tuşla kayıt yapan sistem.Out-Point: Bir edit işleminin sona ermesi. 'End Point'(son nokta) olarak da adlandırılır.
Output: Bilgisayar sonucu veya işlenmiş data.
Overload: Aşırı yüklenme.