İyinet'e Hoşgeldiniz!

Türkiye'nin En Eski Webmaster Forum'una Hemen Kayıt Olun!

Kayıt Ol!

Bir zamanlar çocuktuk...

kuzgun

İyinet Üyesi
Onaylı Üye
Katılım
19 Temmuz 2008
Mesajlar
12,394
Reaction score
255
Şöyle bi geçmişe baktımda, dertsiz tasasız zamanlarımızı çoktan kaybettiğimizi anladım. Sınırsız yetkilerimizle istediğimiz herşeyi yaptırabilme gücümüz artık kalmadı sayın okur. Ne büyük bir acı. Bu konuda biraz ailesel, biraz iç huzur nasıl yakalanır tarzında bir kaç cümle yazacağım. Huzurlu olmak için neler gerekli dersiniz? Hadi biraz bunu işleyelim.

Çocukken sırf istediklerimiz olsun, biz kırılmayalım diye büyüklerimiz tüm fedakarlıkları yaptılar. Televizyonda dahi bizim istediğimiz çizgifilmler izlenirdi. Bizim müzklerimiz çalardı. Susam sokağı izlenirdi ailecek. Ne güzel dimi? Hatırladıkça iç huzuruma bir dengesizlik hakim oluyor. Cümlelerle anlatılacak bir şey değil aslında. Bunu yaşayanlar anlar sadece.

Şimdiki çocuklarda da bu durum mevcut ama ben eskisi gibi olduğuna inanmıyorum. Çıkarcı olmuşlar artık. Dediklerini yaparsan eğer dediklerimizi yapıyorlar. Dejenere olmuş bunlar yahu.

Aslında değinmek istediğim konu şudur sayın okur. Küçükken bize bakan büyüklerimizin ne kadar fedakar olduğunu anlamamız ve biz büyüdüğümüzde de aynı şekilde onlara bakmamız boynumuzun borcudur diye düşünüyorum. Bir dediklerini iki ettirmeden hayırlı birer evlat olmak için didinmeliyiz aslında. Hayattaki tek tutanağımızın ailemizin olduğu gerçeği yadsınamaz. Aileler toplum yapısının çekirdeğidir.

Huzurlu bir ailede huzurlu bir yaşam sürebiliriz. Bu bizim elimizde. Sağlam bir iş ve sağlam bir eş ile bu huzur bize hiçte uzak değil. Temelleri sağlam atılmış bir ailenin temelini sarcacak hiç bir şey yoktur.

Ailede yaşanan ufak sıkıntıları büyütmek sağlıklı aile yapısını son derece zedeliyor. Böyle ufak çaplı sıkıntıları düzeylice tartışmak yerine kavga ederek çözmeye çalışırsak ailenin temelleri çökmeye başlar. Ne huzur kalır ne aile. Bu basit cümlenin altında o kadar büyük bir anlam var ki, bunu sadece anlayabilenler anlar. Cehaletin de başa bela olduğunu söylememe gerek yok sanırım.

İkili ilişkilerde kesinlikle yalan söylenmemelidir. İlk günlerde beyaz yalanlar söyleyerek anlık bir huzura kavuşabilirsiniz ama bu beyaz yalanların biriktiğinde ne gibi sonuçlar doğuracağını kestirmek pekte zor değil sayın okur. Eğer karşı tarafın bu yalanlarına devam ettiğini düşünüyorsanız onu kırmadan doğru yolu göstermelisiniz. Çağımızda yalan söyleyenlere doğru yolu gösteren birilerinin olduğunu bilmemek ne kadar kötü. Kesin hükmü verip karşı tarafı alaşağı etmek bize anlık bir güç verir. Bu gücü doğru kullanabilmek için çaba göstermeliyiz.

İlişkilerde samimi olmak, kendin gibi davranmak, başkalarının hakkınızda söylediği negatif söylemleri duymazlıktan gelip hayatınıza böyle devam etmek size fayda sağlayacaktır. Başkaları ne düşünürse düşünsüz “siz” olarak seyre devam etmelisiniz. Böylelikle negatif konuşanlar, sizin hakkınızda ne konuşurlarsa konuşsunlar size etki edemeyeceği için kendi kendilerini bitireceklerdir.

Bu basit paragraflarla hayatımızı şekillendirmenizin yolunu az da olsa kendi tecrübelerime dayanarak aktardım. Ailenize, aile büyüklerinize, iş hayatınıza duyduğunuz saygı size huzur olarak geri dönecektir. Bir daha ki yazıda görüşmek üzere…
 

Türkiye’nin ilk webmaster forum sitesi iyinet.com'da forum üyeleri tarafından yapılan tüm paylaşımlardan; Türk Ceza Kanunu’nun 20. Maddesinin, 5651 Sayılı Kanununun 4. maddesinin 2. fıkrasına göre, paylaşım yapan üyeler sorumludur.

Backlink ve Tanıtım Yazısı için iletişime geçmek için Skype Adresimiz: .cid.1580508955483fe5

Üst