İyinet'e Hoşgeldiniz!

Türkiye'nin En Eski Webmaster Forum'una Hemen Kayıt Olun!

Kayıt Ol!

Böbrek Yetmezliği Hakkında

MéDicLiFé

0
İyinet Üyesi
Katılım
13 Kasım 2007
Mesajlar
802
Reaction score
0
Konum
Acil Servis
Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cengiz Utaş, böbreklerdeki hastalıkların genellikle sinsi geliştiğini ve çok önemli belirti vermediklerini, bu nedenle yıllarca böbrek hastası olduğunu bilmeden yaşayan hastalar bulunduğunu söyledi.

Aynı zamanda Türk Nefroloji Derneği ve Avrupa Nefroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi olan Prof. Dr. Cengiz Utaş, “Türkiye’de, eğer tedavi edilmezse yaşaması mümkün olmayan böbrek hastası sayısı 38 bin” dedi.

Türk Nefroloji Derneği tarafından düzenlenen birlikte düzenlenen, 24. Ulusal Nefroloji, Hipertansiyon, Diyaliz ve Transplantasyon Kongresi ile 17. Ulusal Böbrek Hastalıkları, Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi ve 9. Uluslararası Geriatrik Nefroloji ve Üroloji Konferansı, Antalya’nın Kemer ilçesinde devam ediyor. Organizasyona, aralarında dahiliye uzmanları, hemşireler, nefrologlar, yabancı katılımcılar ve pratisyen hekimlerin bulunduğu yaklaşık 2 bin 400 sağlık çalışanı katıldı.

Türk Nefroloji Derneği ve Avrupa Nefroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cengiz Utaş, böbrek hastalıklarındaki gelişmeler, diyaliz tedavileri, hipertansiyon ve böbrek nakli konularının ele alındığı organizasyonun başarılı geçtiğini ifade etti.

Türkiye’deki hastaların giderek bilinçlendiğini belirten Prof. Dr. Utaş, hastaların önceden, hastalık aşaması böbrek yetmezliğine geldiğinde öldüklerini, çünkü önceleri böbreğin yerine geçecek tedavileri uygulamanın çok zor olduğunu ifade etti.

“HASTA SAYISI 2010’DA İKİ KATINA ÇIKACAK”


Böbrek tedavisinin eskiden çok masraflı olduğunu, hastaların diyaliz ünitelerinde yer bulamadıklarını anlatan Utaş, şu anda Türkiye’de 700 civarında diyaliz merkezi bulunduğunu, bazı hastaların evlerinde kendi kendilerine tedavi uygulayabildiklerini, hastaların bilinç düzeyinin de giderek arttığını söyledi. Buna rağmen, böbrek hastası sayısının giderek arttığına değinen Prof. Dr. Utaş, şu bilgileri verdi:

“Milyon kişi başına düşen hasta sayısı Türkiye’de 2006 yılının sonunda 525’lere ulaştı. 2010 yılında bugünkü hasta sayısının iki misline ulaşılacağı tahmin ediliyor. Dolayısıyla, koruyucu sağlık daha da ön plana çıkıyor. Çünkü bu hastaların hepsi, hem sosyal hem klinik hem de ekonomik yönden sorunlar yaşıyorlar. Devlet bu tedavilerin önemli bir kısmını üstlendiği için bu paraların çoğu toplumun cebinden çıkıyor. Bu nedenle öncelikle koruyucu tedaviye yönelmemiz gerek. Uzun yıllar şeker hastalığı ve tansiyon kontrol altında tutulursa, böbrek hastalığı geçirme riski en aza iner.”

“SİNSİ BİR HASTALIK”

Ülkeler geliştikçe insan ömrünün uzadığını, bu nedenle de yaşlılıkta böbrek hastalığı gelişme riskinin arttığını kaydeden Prof. Dr. Utaş, en önemli risk faktörleri ise özellikle 40 yaşın üstündeki insanlarda hipertansiyon ve şeker hastalığı olduğunun altını çizdi. Prof. Dr. Utaş, şöyle devam etti:

“Türkiye’de eğer tedavi edilmezse yaşaması mümkün olmayan böbrek hastası sayısı 38 bin. 4 bin civarında da böbrek nakli yapılmış ve yaşayan hastamız var. Böbrek yetmezliği aşamasına gelmiş yaklaşık 40 bin hasta var. Ama daha önemlisi, bu aşamaya gelmesi muhtemel olan çok sayıda hasta var. Bunun en büyük nedeni ise böbrek hastalığının özelliği. Kalbimizi hissedebiliyoruz, atışını duyuyoruz, teklediğini, ağrıdığını anlayabiliyoruz. Birçok organımızın farkındayız, ama böbreklerimizin farkında değiliz. Çünkü böbreklerdeki hastalıklar genellikle sinsi gelişir, çok önemli belirti vermezler. O nedenle yıllarca böbrek hastası olduğunu bilmeden yaşayan hastalarımız olur. Ve yaşayamayacak duruma gelince doktora giderler. Tansiyon için de aynı durum geçerli. Tansiyon hiç ölçtürülmezse, insanlar tansiyonlarının farkında olmazlar.

Burada, insanların kontrole gitmesi çok önemlidir. Her insan, özellikle de 40 yaşından sonra senede bir kez idrar tahlili yaptırmalıdır. Basit bir idrar tahlili ile birçok gizlenmiş hastalık ortaya çıkabilir.”

YILDA BİR KEZ İDRAR TAHLİLİ

Çoğu böbrek hastasında hastalık ilerleyinceye kadar hiç bir belirti görülmediğine de işaret eden Prof. Dr. Cengiz Utaş, ancak idrarın renginde bir değişiklik varsa, idrar bulanıksa, hasta normalden çok veya az idrara çıkıyorsa, gece uykudan uyanıp idrara çıkıyorsa mutlaka hekime başvurması gerektiğini belirtti.

Halsizlik, yorgunluk, bacaklarda başlayan şişlik, göz kapaklarının altında şişlik, iştahsızlığın da böbrek hastalığının belirtileri arasında olduğunu anlatan Prof. Dr. Utaş, “Günlük en az 1,5 litre su tüketilmelidir. Mümkün olduğu kadar tuzlu yiyeceklerden kaçınmak gerekir. Bir insan, sıfır tuzla bile yaşayabilir. Fast-food tarzı beslenme, çok ciddi anlamda tuz içeriyor. Obeziteye yol açıyor. Bu da böbreği etkileyebiliyor ve birçok hastalığa yol açabiliyor” dedi.
 

MéDicLiFé

0
İyinet Üyesi
Katılım
13 Kasım 2007
Mesajlar
802
Reaction score
0
Konum
Acil Servis
Korunma Yolları

Böbrek hastalıklarından korunmanın yolları

Dr. Jan Klod Kayuka, binlerce kişiyi etkileyen böbrek hastalıklarından korunma yöntemlerini anlattı: "Böbrek hastalığı son derece sinsi şekilde ortaya çıkıp insanın tüm hayatını etkileyebiliyor" Dr. Jan Klod Kayuka, yazı dizimizin beşinci bölümünde binlerce kişiyi etkileyen böbrek hastalıklarından korunma yöntemlerini anlattı: "Böbrek hastalığı son derece sinsi şekilde ortaya çıkıp insanın tüm hayatını etkileyebiliyor".

Böbrek hastaları arasına aniden katılanların sayısı, her geçen gün artıyor. Tansiyonda üst üste hafif yükselme, ardından son dönemde idrara fazla çıkma gibi basit belirtiler, böbrek yetmezliği gibi son derece ciddi bir hastalığın ilk sinyalleri olarak kabul ediliyor. Böbrek hastalığının tedavisi sürerken hayatı da yeniden programlamak gerekiyor. Böbrek yetmezliği, Türkiye'deki en önemli sağlık sorunların biri. Türk Nefroloji Derneği'nin yayınlarına göre şu anda böbrek yetmezliği olan hastaların sayısı 19 bini geçiyor. Vücudun su ve elektrolit dengesini sağlayan böbrekler, günlük alınan su ve beraberinde alınan minerallerin ve tuzların vücutta sabit miktarda kalmasını temin ediyor. Bunun sonucunda fazla biriken atık maddeler ise idrarla atılıyor. Dr. Jan Klod Kayuka, böbreklerin yol açtığı en büyük sorunlardan birinin yetmezlik olduğunun altını çiziyor. Birden bire ortaya çıkan bu hastalık daha sonra düzelmesi mümkün olmayan bir sorun olarak insan sağlığını etkiliyor. Akut böbrek yetmezlikleri ise daha çok kanamalar, enfeksiyon hastalıkları bazen de toksit maddelere maruz kalma sonucu ortaya çıkıyor. Bunun yanı sıra şeker hastalığı, nefrit, taşlı böbrek hastalıkları ve yüksek tansiyon da böbrek yetmezliğine neden olabiliyor. Kronik böbrek yetmezliğinin son derece sinsi bir hastalık olduğunu anlatan Dr. Jan Kod Kayuka, "Çoğu zaman hastalar bize ulaştığında hastalık ileri döneme varmış oluyor. Biz de hemen hastaya acil durumlarda diyaliz vermek durumunda kalıyoruz. Hastalar tesadüfen bu hastalıklarını öğreniyorlar. En önemli belirti; idrar yapma şeklindeki değişiktir. Özellikle geceleri birden fazla idrar yapma ihtiyacının olması veya aşırı miktarda su içme isteği gibi durumlar ilk belirtiler olabilir" diyor.

YAŞAM TARZINIZI DEĞİŞTİRİN
Böbrek yetmezliği belirli bir süreci aştıktan sonra diyalizin şart olduğunun altını çizen Dr. Kayuka, "Sadece diyaliz değil tabii ki transplantasyon, yani böbrek nakli de gerekebiliyor. Bu süreci uzatmak için diyet ve ilaçların büyük önemi bulunuyor" diyor. Diyette kişinin alacağı tuz ile protein miktarının büyük önem taşıdığını vurgulayan Dr. Jan Klod Kayuka, hastaların yaşam tarzlarını değiştirmesi gerektiğini söylüyor. Bunların başında sigarayı bırakmak geliyor. Sigaranın böbrek fonksiyonları üzerinde olumsuz etkisi, tıp dünyası tarafından artık kanıtlanmış durumda. "Sigara içilmesi, kronik böbrek hastalarında böbrek yetersizliği gelişmesini hızlandırır. Ayrıca, bu hastalardaki en sık ölüm nedeni olan kardiyovasküler hastalıkların oluşma riskini artırır. Bu nedenle sigaranın bırakılması konusunda hekimlere büyük sorumluluk düşmektedir" diyor.


Bol bol su içmeyi ihmal etmeyin
* Her gün 2 litreden fazla sıvı tüketilmeli. İdrar üretimi ise, 2 litre civarında olmalıdır. Maden suyu, kaynak suyu ve tesisat çeşme sularını, ot çaylarını tercih edin. Alkol, kola, aşırı tatlı içecekler ve aşırı sütten kaçının. Kahve ve uyarıcı maddeler bu amaçla içilemez.

* Spor yapanların daha fazla sıvı alması gerekir. Özellikle spor, terleme ve güneş banyoları yoluyla kaybedilen sıvının, yeterli miktarda sıvı alınması yoluyla dengelenmesine dikkat edin.

* Geceleri tuvalete çıktıktan sonra bir şey içmeyi unutmayın.

* Beslenmenizde çeşitli vitaminler yönünden zengin bir mönü kullanın. Süt ve süt ürünleri gibi kalsiyum içeren ürünleri abartmadan yiyin. Ispanak, pancar gibi sebzeleri azaltın.

* Bol bol dans edin. Düzenli vücut hareketleri ile yeni böbrek taşı oluşumundan vücudunuzu koruyun.

* Soğuk algınlığına dikkat! Ayaklarınızı ve böbrek bölgenizi sıcak tutun. İdrar yaparken yanma, sık idrar, kasık ağrısı, bel ağrısı, ateş, titreme, üşüme olursa derhal üroloğa görünün.
 

Türkiye’nin ilk webmaster forum sitesi iyinet.com'da forum üyeleri tarafından yapılan tüm paylaşımlardan; Türk Ceza Kanunu’nun 20. Maddesinin, 5651 Sayılı Kanununun 4. maddesinin 2. fıkrasına göre, paylaşım yapan üyeler sorumludur.

Üst