Bugün iş planı yazmaya çalışan bir arkadaşa da yardım ederken ülkemizden insan manzaraları ve yanlış stratejiler üzerinde de durduk. Beyin fırtınası sırasında ortaya çıkan bazı felaket senaryolarını düşününce en az birisini blogumda ortaya koymak istedim. Belki birilerinin işine yarar. Bazı adımların aralarına kendimce parantezler açıp DOĞRU diye ifadeler koydum. Bazılarına da YORUMSUZ diye ifade koydum. Bariz yanlış olan şeyleri ise ifade etme gereği duymadım.
Atılgan genç girişimci kişimiz, gazetede okuduğu haberlerden bilişim sektörünün son derece karlı bir sektör olduğunu öğrenir ve bu alanda çalışmaya karar verir. Aslında bilişim teknolojileri konusundaki bilgisi acar bir bilgisayar kullanıcısı olmakla sınırlıdır. En çok satan sayısal kameraları bilir mesela. Ancak teknik işlere de girebileceğini düşünür.
* ilk iş olarak iyi bir muhasebeci bulur (DOĞRU) ve onunla güzel bir şirket adı düşünür. Örnek olarak iyi tanınan bir firmanın adını alır. Takip eden sözcükler farklı gittiği için Ticaret Sicil Memurluğu fazla itiraz etmez. Tabelasında ve kartvizitinde kullanacağı ilk sözcük aynı olsa ne olur (YORUMSUZ) değil mi?
* Arkasından şirketini kuracağı güzel bir ofis aramaya başlar. Şehrin çok nitelikli bir yerinde bir ofis bulur. Ofisin kirası cebindeki parayı iki ayda tüketecektir ama olsun hemen tutar (YORUMSUZ). Şirketi bu ofiste açar.
* İlk bir iki hafta içinde tabela, kartvizitler ile uğraşır. Çok havalı bir web sitesi yapar. Adını duyduğu bazı şirketlerin web sitelerinde gördüğü ifadeleri aynen kopyalar (YORUMSUZ). Aslında o sitelerde yazan ve kendi sitesine koyduğu bazı ifadelerin ne demek olduğunu fazla bilmiyordur ama olsun müşteri çekeceğinden emindir.
* Sonra hasbelkader gelen ilk müşteri ile muhatap olurken görür ki, müşteri vereceği hizmeti veren kişilerin Bilgisayar Mühendisi olmasını istemektedir. Ancak kendisinin bırakın Bilgisayar Mühendisliği, teknik bir eğitimi dahi yoktur. Bu durumda hemen kendisine bazı sıfatlar uydurmak zorunda kalır. Sermaye sahibi yatırımcı olmak ve Bilgisayar Mühendisi istihdam etmek olanağı yoktur çünkü sermayesini ofis kirası ile yemiş bitirmiştir.
* Kendisine iş gelmeyince, bari ihalelere gireyim der. Bu sefer de iş bitirme belgesi sorunu ortaya çıkar. İş bitirme belgesi istenmeyen işler çok küçük işlerdir ve genelde çok da karlı gözükmemektedir. Ama iş bitirme belgesi edinebilmek adına bu işlerden bir kaç tane alır (YORUMSUZ).
* İlk alınan işlerde teknik sorunlar çıkar. Sorunları hızlıca gidermek adına danışmanlar bulur (YORUMSUZ). Ancak bulduğu danışmanların bilgi düzeylerini ölçemediği için bir konuda iyi olan danışmanı başka konuda kullanma hatasına düşer. Bu da işlerin maliyetini yükseltir durur. Zaten pek karlı olmayan işlerden zarar eder.
* Bir miktar yatırım yapmak gerekli anlaşılan diyerek bankadan kredi çeker. Tabii şirketinin mizanındaki finansal değerler çok iyi olmadığı için sınırlı miktarda ve yüksek faizli kredi alabilir (YORUMSUZ).
* Elindeki kredinin bir miktarını daha harcayarak iş bitirme belgesini alır. Ancak bu arada çalıştırdığı kişiler ve danışmanlar ile anlaşamaz ve kavga eder. Elemanları da gidince şirketinde yine kendisi kalır.
* Eleman nasıl olsa bulunur, çok nitelikli olmayan elemanları danışmanlarla destekleyerek maliyerleri optimize edebiliyoruz diye düşünür ve tabelaya yatırım yapmaya karar verir. Gider parası neyse verir ve uluslar arası bir şirketin ürünlerini satma hakkını alır (YORUMSUZ). Bu hakka sahip yerli firma sayısı bini geçeli çok olmuştur ama önemsemez. Bu arada tabela, kart vizit, web sitesi, broşür, ne varsa baştan yapılır ki uluslar arası firmanın logosu kendi logosundan çok gözüksün.
* Şİrketin ilk yılı dolmaya yakın, kayda değmeyen bir iki ihale almış ve ite kaka teslim etmiş, zararda, bankaya kredi taksiti ödeyen ancak tabelasında altın rengi bir yabancı firma logosu kendi logosunun iki katı büyüklüğünde bir şirketi olan atılgan girişimcimizin telefonu çalar. Adını aldığı firmanın avukatı firmasının adını değiştirmesi konusunda kibarca bir öneri getirmektedir. Muhasebecisine danışır ve şirket adını değiştirmek için gereken işlemlerin de masraf çıkartacağını öğrenerek oflamaya başlar.
Bizim arkadaş iş planı yapmanın önemini zaten biliyordu. Bu ve benzeri senaryolar üzerinden geçince, bilişim sektörüne özel başka bir çok şeyi de görmesi gerektiğini anladı ve dersini çalışmak üzere evine döndü. Umarım bu girdi sayesinde girşimci hamuruna sahip genç arkadaşlardan ders çıkaran başkaları da olur.
Not: Yazi Bora Güngören tarafindan kaleme alinmistir. Hosuma gittigi icin paylasmak istedim.
Atılgan genç girişimci kişimiz, gazetede okuduğu haberlerden bilişim sektörünün son derece karlı bir sektör olduğunu öğrenir ve bu alanda çalışmaya karar verir. Aslında bilişim teknolojileri konusundaki bilgisi acar bir bilgisayar kullanıcısı olmakla sınırlıdır. En çok satan sayısal kameraları bilir mesela. Ancak teknik işlere de girebileceğini düşünür.
* ilk iş olarak iyi bir muhasebeci bulur (DOĞRU) ve onunla güzel bir şirket adı düşünür. Örnek olarak iyi tanınan bir firmanın adını alır. Takip eden sözcükler farklı gittiği için Ticaret Sicil Memurluğu fazla itiraz etmez. Tabelasında ve kartvizitinde kullanacağı ilk sözcük aynı olsa ne olur (YORUMSUZ) değil mi?
* Arkasından şirketini kuracağı güzel bir ofis aramaya başlar. Şehrin çok nitelikli bir yerinde bir ofis bulur. Ofisin kirası cebindeki parayı iki ayda tüketecektir ama olsun hemen tutar (YORUMSUZ). Şirketi bu ofiste açar.
* İlk bir iki hafta içinde tabela, kartvizitler ile uğraşır. Çok havalı bir web sitesi yapar. Adını duyduğu bazı şirketlerin web sitelerinde gördüğü ifadeleri aynen kopyalar (YORUMSUZ). Aslında o sitelerde yazan ve kendi sitesine koyduğu bazı ifadelerin ne demek olduğunu fazla bilmiyordur ama olsun müşteri çekeceğinden emindir.
* Sonra hasbelkader gelen ilk müşteri ile muhatap olurken görür ki, müşteri vereceği hizmeti veren kişilerin Bilgisayar Mühendisi olmasını istemektedir. Ancak kendisinin bırakın Bilgisayar Mühendisliği, teknik bir eğitimi dahi yoktur. Bu durumda hemen kendisine bazı sıfatlar uydurmak zorunda kalır. Sermaye sahibi yatırımcı olmak ve Bilgisayar Mühendisi istihdam etmek olanağı yoktur çünkü sermayesini ofis kirası ile yemiş bitirmiştir.
* Kendisine iş gelmeyince, bari ihalelere gireyim der. Bu sefer de iş bitirme belgesi sorunu ortaya çıkar. İş bitirme belgesi istenmeyen işler çok küçük işlerdir ve genelde çok da karlı gözükmemektedir. Ama iş bitirme belgesi edinebilmek adına bu işlerden bir kaç tane alır (YORUMSUZ).
* İlk alınan işlerde teknik sorunlar çıkar. Sorunları hızlıca gidermek adına danışmanlar bulur (YORUMSUZ). Ancak bulduğu danışmanların bilgi düzeylerini ölçemediği için bir konuda iyi olan danışmanı başka konuda kullanma hatasına düşer. Bu da işlerin maliyetini yükseltir durur. Zaten pek karlı olmayan işlerden zarar eder.
* Bir miktar yatırım yapmak gerekli anlaşılan diyerek bankadan kredi çeker. Tabii şirketinin mizanındaki finansal değerler çok iyi olmadığı için sınırlı miktarda ve yüksek faizli kredi alabilir (YORUMSUZ).
* Elindeki kredinin bir miktarını daha harcayarak iş bitirme belgesini alır. Ancak bu arada çalıştırdığı kişiler ve danışmanlar ile anlaşamaz ve kavga eder. Elemanları da gidince şirketinde yine kendisi kalır.
* Eleman nasıl olsa bulunur, çok nitelikli olmayan elemanları danışmanlarla destekleyerek maliyerleri optimize edebiliyoruz diye düşünür ve tabelaya yatırım yapmaya karar verir. Gider parası neyse verir ve uluslar arası bir şirketin ürünlerini satma hakkını alır (YORUMSUZ). Bu hakka sahip yerli firma sayısı bini geçeli çok olmuştur ama önemsemez. Bu arada tabela, kart vizit, web sitesi, broşür, ne varsa baştan yapılır ki uluslar arası firmanın logosu kendi logosundan çok gözüksün.
* Şİrketin ilk yılı dolmaya yakın, kayda değmeyen bir iki ihale almış ve ite kaka teslim etmiş, zararda, bankaya kredi taksiti ödeyen ancak tabelasında altın rengi bir yabancı firma logosu kendi logosunun iki katı büyüklüğünde bir şirketi olan atılgan girişimcimizin telefonu çalar. Adını aldığı firmanın avukatı firmasının adını değiştirmesi konusunda kibarca bir öneri getirmektedir. Muhasebecisine danışır ve şirket adını değiştirmek için gereken işlemlerin de masraf çıkartacağını öğrenerek oflamaya başlar.
Bizim arkadaş iş planı yapmanın önemini zaten biliyordu. Bu ve benzeri senaryolar üzerinden geçince, bilişim sektörüne özel başka bir çok şeyi de görmesi gerektiğini anladı ve dersini çalışmak üzere evine döndü. Umarım bu girdi sayesinde girşimci hamuruna sahip genç arkadaşlardan ders çıkaran başkaları da olur.
Not: Yazi Bora Güngören tarafindan kaleme alinmistir. Hosuma gittigi icin paylasmak istedim.