Dünya GSM sektörünün çok kazandıran pazarı kule endüstrisi, farklı piyasalarda rekor üzerine rekor kırıyor. Türkiyenin bu dev pastadan pay alması için tüm şartlar hazır.
GSM pazarında penetrasyon oranları artmaya devam ederken sektör pazarlara yeni fırsat alanlarını da beraberinde getirmeye devam ediyor. Bunların başında Kule Endüstrisi var. Bugüne kadar sadece kanser yapar mı, yapmaz mı? başlığıyla konuşulan bu kuleler, Amerikadan Asyaya, Avrupadan Hindistana önemli bir iş koluna dönüşmüş bile. Öyle ki sadece Hindistanda 2020ye kadar 130 bin yeni kulenin piyasaya çıkması bekleniyor. Asyada ise açıklanan rakamlara göre 3 milyonu aşkın kule bulunuyor. Telekom endüstrisinin en hızlı büyüyen segmentleri arasında yer alan bu pazardan Türkiyenin de hak ettiği payı alması an meselesi. Tek gereken kuleleri GSM lisansının bir parçası olmaktan çıkarmak ve bağımsız büyümeleri için kapıları açmak.
Global rakamlar, kule endüstrisinin yılda yüzde 15-20lik büyüme ivmesini sürdürdüğünü ve dünya piyasalarında rekor üzerine rekor kırarak yatırımcısının yüzünü güldürdüğünü açıkça ortaya koyuyor. Amerika, Hindistan ve Asya pazarın lideri konumunda. Bunlar başta olmak üzere her geçen gün yayılan bu trend ile birlikte kule şirketlerinin halka arzı dünya piyasalarında ciddi bir değere ulaşmış bile Bunların en büyüğü ABDde American Tower 62 milyar dolar değerinde; diğer bir ifadeyle Türkiyedeki toplam borsa değerinin sadece üçte birine eşit. Onu Crown Castle 45 milyar dolar, SBA ise 20 milyar dolarlık değerleriyle takip ediyor. 6 milyar dolarlık İspanyadaki Cellnex ve 4 milyar dolar değerindeki İtalyan Inwit şirketleri de bu konudaki en somut örnekler
Türkiyede Pazar Hızla Büyüyebilir
Yüksek temettü verimiyle dünya piyasalarında öne çıkan kuleler, öngörülebilir ve enflasyona endeksli gelirleriyle de yatırımcılar açısından cazibesini artırıyor. Aynı zamanda çoklu kiracılığa dayanan iş modeli nedeniyle yüksek nakit dönüşüm hızı elde ediyor. Tarım, turizm veya yaşam alanı olarak kullanılamayacak arsa ve araziler, bu yatırımlarla değerine değer katarken, kuleler içinde bulundukları şehirlerin ekonomilerine de olumlu yansımalar sağlıyor.
Bu avantajlardan yola çıkarak Türkiyede bu pazarın gelişimine öncülük eden şirketlerin başında Global Tower var. 2006da Turkcell iştiraki olarak kurulan ve 12 yıldır ülkemizdeki ilk ve tek bağımsız kule şirketi olarak faaliyetlerine devam eden şirket, kule varlıkları bakımından Türkiyenin en büyük, Avrupanın ise 5inci büyük kule altyapı sağlayıcısı olmayı sürdürüyor.
Şirketin Genel Müdürü Nihat Narin, ülkemizde de GSM sektörünün büyüme hızı düşünüldüğünde, yatırımcıların da bu dev pazardan pay almasının an meselesi olduğu kanısında. Sebebiyse mobil abone sayısı 78 milyon, penetrasyon oranı ise yüzde 98e ulaşan Türkiyenin, bilgi birikimiyle de GSMin en önemli ülkelerinden biri olması. Sektörde olağanüstü hızla artan data trafiğini taşımanın da tek yolu kule sayısını artırmak ancak bu bağlamda mükerrer yatırımın önlenmesi önemli diyen Narin, Dünyada pazarın nasıl büyük bir hızla büyüdüğünü gözlemliyoruz. Sırf ABDde American Towerın 62 milyar dolar değerinde olması bile bize kule endüstrisinin geleceğiyle ilgili önemli ipuçları veriyor. Yatırımcıların Türkiyeye ilgisini ve bu sektöre olan inancını görüyoruz. Mükerrer yatırımın önlenmesi ve yabancı sermaye girişinin de artmasıyla ülkemizde de sektörün çift haneli büyüme ivmesini sürdüreceğinden kuşkumuz bulunmuyor diyor.
Mükerrer Yatırımı Önleyince Maliyetler Düşüyor; Verim Artıyor
Ülkemizde henüz halka açılmış bir kule şirketi bulunmasa da, pazarın büyümesi ve yatırımların artmasına kesin gözüyle bakılıyor. Yetkililer, bunun için operatörlere ait kulelerin GSM lisansının bir parçası olmaktan çıkarılması gerektiği konusunda hemfikir.
İşin yatırım boyutu bir yana; operatörlerin verimliliği açısından da kulelerin avantajlar sunduğunu ekleyelim. Ortak kule kullanımı ve mobil operatörler arasında yapılan altyapı yatırımları paylaşımı, önemli ölçüde kaynak tasarrufu sağlıyor. Kule altyapı yatırımlarının sadece bu alanda hizmet veren bir şirket tarafından gerçekleştirilmesi, operatörlerin servis ve kapsama kalitesini artırırken, operatörlerin işletme giderleri ve sermaye yatırımı harcamalarını da azaltmayı hedefliyor. Öyle ki; Türkiyede bugün 3 mobil operatörün yıllık ortalama kule yatırımı 65-70 milyon TL seviyelerinde. Oysa kule yapım şirketlerinin bu görevi üstlenmesiyle rakam 25-30 milyon TL seviyesine inebiliyor. Böylece mobil operatörler bu tasarruflarını başka yatırımlara yönlendirebiliyor. Bu ortak kullanımların, Ar-Ge, yeni teknolojiler, servis ve inovasyon kapsamında da mobil operatörlere eşsiz fırsatlar sunacağı ortada.
GSM pazarında penetrasyon oranları artmaya devam ederken sektör pazarlara yeni fırsat alanlarını da beraberinde getirmeye devam ediyor. Bunların başında Kule Endüstrisi var. Bugüne kadar sadece kanser yapar mı, yapmaz mı? başlığıyla konuşulan bu kuleler, Amerikadan Asyaya, Avrupadan Hindistana önemli bir iş koluna dönüşmüş bile. Öyle ki sadece Hindistanda 2020ye kadar 130 bin yeni kulenin piyasaya çıkması bekleniyor. Asyada ise açıklanan rakamlara göre 3 milyonu aşkın kule bulunuyor. Telekom endüstrisinin en hızlı büyüyen segmentleri arasında yer alan bu pazardan Türkiyenin de hak ettiği payı alması an meselesi. Tek gereken kuleleri GSM lisansının bir parçası olmaktan çıkarmak ve bağımsız büyümeleri için kapıları açmak.
Global rakamlar, kule endüstrisinin yılda yüzde 15-20lik büyüme ivmesini sürdürdüğünü ve dünya piyasalarında rekor üzerine rekor kırarak yatırımcısının yüzünü güldürdüğünü açıkça ortaya koyuyor. Amerika, Hindistan ve Asya pazarın lideri konumunda. Bunlar başta olmak üzere her geçen gün yayılan bu trend ile birlikte kule şirketlerinin halka arzı dünya piyasalarında ciddi bir değere ulaşmış bile Bunların en büyüğü ABDde American Tower 62 milyar dolar değerinde; diğer bir ifadeyle Türkiyedeki toplam borsa değerinin sadece üçte birine eşit. Onu Crown Castle 45 milyar dolar, SBA ise 20 milyar dolarlık değerleriyle takip ediyor. 6 milyar dolarlık İspanyadaki Cellnex ve 4 milyar dolar değerindeki İtalyan Inwit şirketleri de bu konudaki en somut örnekler
Türkiyede Pazar Hızla Büyüyebilir
Yüksek temettü verimiyle dünya piyasalarında öne çıkan kuleler, öngörülebilir ve enflasyona endeksli gelirleriyle de yatırımcılar açısından cazibesini artırıyor. Aynı zamanda çoklu kiracılığa dayanan iş modeli nedeniyle yüksek nakit dönüşüm hızı elde ediyor. Tarım, turizm veya yaşam alanı olarak kullanılamayacak arsa ve araziler, bu yatırımlarla değerine değer katarken, kuleler içinde bulundukları şehirlerin ekonomilerine de olumlu yansımalar sağlıyor.
Bu avantajlardan yola çıkarak Türkiyede bu pazarın gelişimine öncülük eden şirketlerin başında Global Tower var. 2006da Turkcell iştiraki olarak kurulan ve 12 yıldır ülkemizdeki ilk ve tek bağımsız kule şirketi olarak faaliyetlerine devam eden şirket, kule varlıkları bakımından Türkiyenin en büyük, Avrupanın ise 5inci büyük kule altyapı sağlayıcısı olmayı sürdürüyor.
Şirketin Genel Müdürü Nihat Narin, ülkemizde de GSM sektörünün büyüme hızı düşünüldüğünde, yatırımcıların da bu dev pazardan pay almasının an meselesi olduğu kanısında. Sebebiyse mobil abone sayısı 78 milyon, penetrasyon oranı ise yüzde 98e ulaşan Türkiyenin, bilgi birikimiyle de GSMin en önemli ülkelerinden biri olması. Sektörde olağanüstü hızla artan data trafiğini taşımanın da tek yolu kule sayısını artırmak ancak bu bağlamda mükerrer yatırımın önlenmesi önemli diyen Narin, Dünyada pazarın nasıl büyük bir hızla büyüdüğünü gözlemliyoruz. Sırf ABDde American Towerın 62 milyar dolar değerinde olması bile bize kule endüstrisinin geleceğiyle ilgili önemli ipuçları veriyor. Yatırımcıların Türkiyeye ilgisini ve bu sektöre olan inancını görüyoruz. Mükerrer yatırımın önlenmesi ve yabancı sermaye girişinin de artmasıyla ülkemizde de sektörün çift haneli büyüme ivmesini sürdüreceğinden kuşkumuz bulunmuyor diyor.
Mükerrer Yatırımı Önleyince Maliyetler Düşüyor; Verim Artıyor
Ülkemizde henüz halka açılmış bir kule şirketi bulunmasa da, pazarın büyümesi ve yatırımların artmasına kesin gözüyle bakılıyor. Yetkililer, bunun için operatörlere ait kulelerin GSM lisansının bir parçası olmaktan çıkarılması gerektiği konusunda hemfikir.
İşin yatırım boyutu bir yana; operatörlerin verimliliği açısından da kulelerin avantajlar sunduğunu ekleyelim. Ortak kule kullanımı ve mobil operatörler arasında yapılan altyapı yatırımları paylaşımı, önemli ölçüde kaynak tasarrufu sağlıyor. Kule altyapı yatırımlarının sadece bu alanda hizmet veren bir şirket tarafından gerçekleştirilmesi, operatörlerin servis ve kapsama kalitesini artırırken, operatörlerin işletme giderleri ve sermaye yatırımı harcamalarını da azaltmayı hedefliyor. Öyle ki; Türkiyede bugün 3 mobil operatörün yıllık ortalama kule yatırımı 65-70 milyon TL seviyelerinde. Oysa kule yapım şirketlerinin bu görevi üstlenmesiyle rakam 25-30 milyon TL seviyesine inebiliyor. Böylece mobil operatörler bu tasarruflarını başka yatırımlara yönlendirebiliyor. Bu ortak kullanımların, Ar-Ge, yeni teknolojiler, servis ve inovasyon kapsamında da mobil operatörlere eşsiz fırsatlar sunacağı ortada.