Sonsuzluğun muhteşem ruhu, muhteşem beyin Resulullah efendimiz Hazreti Muhammed s.a.v.in adı anıldığında duyan her müslümanın salavat getirmesi gerekmektedir. Nitekim Kuran-ı Kerim'de şöyle buyurulur: "Allah ve melekleri Ona salât ederler. Ey iman edenler, siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle selâm verin." (Ahzab suresi, 56) veya tam bir teslimiyetle ona teslim olun. Resule Allahın salât etmesi, rahmet etmek; meleklerin ve bizim salât etmemiz de onun için rahmet duası etmek manasına gelir. Onun rahmete erişmesi ise, ümmeti olarak bizim rahmete erişmemiz demektir. Çünkü hayatı boyunca onun bütün kaygısı ümmeti olmuştur. Bir gece sabaha kadar ümmeti için Rabbine yakardıktan sonra Allah ona Cebrail ile Biz seni ümmetin hakkında hoşnut edeceğiz ve asla üzmeyeceğiz şeklinde haber göndermiştir. İsra Suresi 79. ayette de ona Övülmüş Makam yani Mahmud Makamı adıyla şefaat makamının verileceği müjdelenmiştir ki; bu durum, bizi Allahın Resulü ile çok yakın ve sıcak bir ilişki içinde bulunmaya davet etmektedir. İşte salâvat, onunla bizim aramızda bu sıcak ilişkiyi kuran, devam ettiren ve pekiştiren en önemli yöneliştir. "Ey iman edenler, siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle selâm verin." ayetinin emri gereği olarak Ona salavat getirilmelidir. Salavatın çeşidi sayılamayacak kadar çoktur. Bunların en meşhurları da namazlarda ettehiyyatüden sonra okuduğumuz,Allahümme salli ile Sallallahü aleyhi vessellem salavatlarıdır. Bu konuda Resulullah efendimizin birçok hadisleri bulunmaktadır ki; bunlardan birkaç tanesi şöyledir:
Kabrimi bayram yerine çevirmeyin. Bana salât ve selâm edin. Çünkü nerede olsanız salât ve selâmınız bana ulaşır. Günlerinizin en üstünü Cuma günüdür. O gün bana çok salât ve selâm getirin. Çünkü sizin salât ve selâmlarınız bana sunulur. -Ey Allahın Elçisi, diye sordular. Sen ölüp de senden bir iz kalmadıktan sonra salât ve selâmlarımız sana nasıl sunulur? Resulullah efendimiz buyurdular ki: Allah, Resullerin cesetlerini çürütmeyi toprağa yasaklamıştır.
Übeyy ibni Kâb bir gün Resulullah efendimize şöyle sordu: Ey Allahın Elçisi, ben sana çok salâvat getiriyorum. Duamın ne kadarını salâvata ayırayım? Resulullah efendimiz Dilediğin kadarını buyurdu. Übeyy yine sordu: Dörtte birini ayırayım mı? Resulullah efendimiz yine Dilediğin kadarını, diye buyurdu. Ama arttırırsan senin için daha iyi olur. Yarısını? Dilediğin kadarını. Ama arttırırsan senin için daha iyi olur. Peki, duamın tamamını salâvata ayırsam? İşte o zaman Allah senin bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını da bağışlar. *Yeryüzünde Allahın seyyah melekleri vardır; ümmetimin selâmlarını bana ulaştırırlar. -Ey Allahın Elçisi, sana selâm vermeyi anlıyoruz; peki, nasıl salât edeceğiz? sorusuna karşılık ise Resulullah efendimiz; namazların teşehhüdlerinde okumakta olduğumuz Allahümme salli, Allahümme bârik dualarını öğretmişlerdir.
Kabrimi bayram yerine çevirmeyin. Bana salât ve selâm edin. Çünkü nerede olsanız salât ve selâmınız bana ulaşır. Günlerinizin en üstünü Cuma günüdür. O gün bana çok salât ve selâm getirin. Çünkü sizin salât ve selâmlarınız bana sunulur. -Ey Allahın Elçisi, diye sordular. Sen ölüp de senden bir iz kalmadıktan sonra salât ve selâmlarımız sana nasıl sunulur? Resulullah efendimiz buyurdular ki: Allah, Resullerin cesetlerini çürütmeyi toprağa yasaklamıştır.
Übeyy ibni Kâb bir gün Resulullah efendimize şöyle sordu: Ey Allahın Elçisi, ben sana çok salâvat getiriyorum. Duamın ne kadarını salâvata ayırayım? Resulullah efendimiz Dilediğin kadarını buyurdu. Übeyy yine sordu: Dörtte birini ayırayım mı? Resulullah efendimiz yine Dilediğin kadarını, diye buyurdu. Ama arttırırsan senin için daha iyi olur. Yarısını? Dilediğin kadarını. Ama arttırırsan senin için daha iyi olur. Peki, duamın tamamını salâvata ayırsam? İşte o zaman Allah senin bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını da bağışlar. *Yeryüzünde Allahın seyyah melekleri vardır; ümmetimin selâmlarını bana ulaştırırlar. -Ey Allahın Elçisi, sana selâm vermeyi anlıyoruz; peki, nasıl salât edeceğiz? sorusuna karşılık ise Resulullah efendimiz; namazların teşehhüdlerinde okumakta olduğumuz Allahümme salli, Allahümme bârik dualarını öğretmişlerdir.