İyinet'e Hoşgeldiniz!

Türkiye'nin En Eski Webmaster Forum'una Hemen Kayıt Olun!

Kayıt Ol!

EVİNE GİDEMEYEN GAZETECİLER - Ahmet Alp HAN

ahze21

0
İyinet Üyesi
Katılım
26 Nisan 2008
Mesajlar
14
Reaction score
1
Çok değil, kısa bir süre önce şimdilerin geçici Başbakanı, dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, o zamanlar akredite uygulamaya başlamadıkları ve sorularına verecek cevap bulamayınca davetleri ve izinlerini kaldırdıkları Zaman Gazetesi muhabiri Servet Yanatma’nın basın özgürlüğü ile ilgili sorusuna, gayet yüksek perdeden, yüzyıllardır batının ve özgür dünyanın bilemedikleri ve sadece Türkiye'de uygulanan bir özgürlük modeli çizmişti: “Soru soran gazeteci rahatlıkla evine gidebiliyorsa basın özgürdür.” şeklinde cevap vermişti.

Görünen köy kılavuz istemez, meğer ta o zamanlar kendilerinin ve parçası oldukları partinin demokrasi ve özgürlük anlayışının sınırlarını açık yüreklilikle ifade etmişler de biz bilemedik.

Mesele bir gazetecinin sorusunu veya yazısını yazdıktan sorduktan sonra evine sağ-salim dönüp dönememesinde saklıymış.

Yahudilerden bahsederken Kur'an, Allah tarafından konulmuş olan kuralları beğenmediklerinden değiştirerek veya tamamen kaldırarak yerlerine başkalarını ikame ettiklerini fakat işlerine gelmeyince yine onlara da uymadıklarından sözeder.

Davutoğlu'nun Zaman Gazetesi muhabirine vermiş olduğu cevabı ve dün akşam gazetesinden çıkıp evine gitmeye çalışan Ahmet Hakan'ın, Kanal D'nin haberine göre ikisinin AKP üyesi olduğu iddia edilen dört izbandut gibi adam tarafından dövülüp, burnunun ve kemiklerinin kırılması olayını Yahudilerin haliyle düşününce bir çok benzerlik buldum ne hikmetse.

Öyle ya, işinden çıkıp evine dönmeye çalışan bir gazeteci evine rahatlıkla dönemedi.

Döndürmediler!

Başbakan Davutoğlu’nun ortaya koyduğu basın özgürlüğü beyannamesi (!) ile değerlendirecek olsak şunları nasıl açıklayacağız. Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı gazetesinden alındı ve bir hafta evine dönemedi. Samanyolu Grubu Başkanı Hidayet Karaca 13 Aralık’ta evinden ayrıldı ve hâlâ evine geri dönemedi. Mahir Zeynalov geçen yıl 4 Şubat’ta sabah evimden işe gitmek üzere çıktı ve maalesef diğerleri gibi bir daha evine dönemedi. Dün bu gazeteciler gibi “evine dönemeyen gazeteciler” oldu, bugün de “evine geri dönemeyen” gazeteciler var!

Peki kimler mi engel oldu evlerine dönmelerine?

Kimler mi? Siz de benim gibi bunun cevabını biliyorsunuz...

Ahmet Hakan'a, Can Dündar'a Hidayet Karaca'ya, Mehmet Baransu'ya ve onlarca gazeteciye hatta Aydın Doğan'a konuşmalarından ve kamuoyunu bilgilendirmek için yazdıkları yazılar ve haberleştirdikleri kanunsuzluklar için husumet besleyip halkı bilinçli olarak kutuplaştıran ve hatta manipüle ettikleri cahil ve marjinal guruplardan devşirdikleri adamları üzerlerine doğru kışkırtan siyasilerdir suçlu.

Şu söylemlere bir göz gezdirince siyasilerin tamamen suçsuz olduğuna kanaat getirir misiniz?

- AKP İstanbul Milletvekili Mehmet Metiner Aydın Doğan için "Haddini bilecek Aydın Doğan. Onun tırnaklarını da dişlerini de sökmesini biliriz.

- Hürriyet'e saldırıyı organize eden AKP İstanbul Milletvekili Boynukalın, Ahmet Hakan'ı dövmekle tehdit etti! Ak Parti yönetiminin cezalandırmak yerine Düzenlediği Olağan Kongre’de Divan üyesi yaparak adeta ödüllendirdiği Abdurrahim Boynukalın’ın bıçkın mafya babası ağzıyla yaptığı o konuşma: “Bunlar dayak yememişler hiç. Bizim hatamız bunlara zamanında dayak atmamak oldu!”

- AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner, Dumanlı için, "Kendisi zavallı haysiyet celladı biri. Terbiyesizce küstahça cumhurbaşkanını tehdit ediyor. Cumhurbaşkanı'na parmak sallamayı bıraksın, sonu Zekeriya Öz gibi olacak"

- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Cumhuriyet Gazetesi’ni ve Can Dündar’ı ‘Bu casusluk faaliyetinin içine o gazete de girmiştir. Haberi yapan bedelini ağır ödeyecek’ diyerek açıkça tehdit etti. Yine ayrıca kendisiyle ilgili bir kapak yaptığı için polis baskınına uğrayan Nokta Dergisi'ni "bedelini ödeyecekler" diye tehdit etti.

- Vs, Vs...



Bir ülkede gazeteciler hukukla değil de dayak ve diş ve tırnak sökülmesi korkusuyla karşı karşıya kalıyorsa bunun adı nedir? Ben cevap vereyim: DESPOTİZM, DİKTATÖRLÜK!



Nihayi Kelam:

Bu yazı için nihayi kelamın en güzelini Gazeteci ve Yazar Hasan Cemal sarfetmiş, Yazdığı bir yazısından dolayı mahkemeye çıkan Cemal, Adliye çıkışında şu kelamı sarfetti, “Sonunda daima demokrasiden yana olanlar, demokrasiyi sevenler kazanır. Sonunda daima özgürlüğü savunanlar kazanır. Bu dünya despotlara kalmaz, çünkü demokrasiyi, insan haklarını, mesleklerini savunanlar kazanır”.



Ahmet Alp HAN
GlobalHaber TV
Twitter: @AhmetAlpHANN
 

Türkiye’nin ilk webmaster forum sitesi iyinet.com'da forum üyeleri tarafından yapılan tüm paylaşımlardan; Türk Ceza Kanunu’nun 20. Maddesinin, 5651 Sayılı Kanununun 4. maddesinin 2. fıkrasına göre, paylaşım yapan üyeler sorumludur.

Backlink ve Tanıtım Yazısı için iletişime geçmek için Skype Adresimiz: .cid.1580508955483fe5

<-->sekito <-->sekito
Üst