İyinet'e Hoşgeldiniz!

Türkiye'nin En Eski Webmaster Forum'una Hemen Kayıt Olun!

Kayıt Ol!

Felix Magath, Rijkaard, Galatasaray

wesc

1
İyinet Üyesi
Katılım
1 Haziran 2008
Mesajlar
2,223
Reaction score
12
mgthh1.jpg


Magath, 1995 senesinde Hamburg'un basina dönemin Hamburg baskani ve Almanyanin-Hamburg'un efsane oyuncusu Uwe Seeler tarafindan antrenör olarak atanir lakin bundan öncesi de gelecege isik tutmasi bakimindan önemlidir. Magath hali hazirda 1976-86 yillari arasinda Hamburg klubünde futbol oynamis ve biraktiktan hemen sonra Menajer olarak iki yil boyunca Hamburg klubünde görev yapmistir. Amatör takimda ve yardimci antrenör olarak 1993-95 yillari arasi calismis ve bu klubün icerisinde kendisine iyi bir isim yapmasinin sonucu olarak teknik adamliga kadar yükselmistir.. Dahasi su ki 1992 yilinda Bremen liginin takimi FC Bremenhaven klubüne oyuncu- teknik adam olarak görev yapar.. Burada ilk yilinda sampiyon olur iken klup baskaninin ekonomi danismani olarak da calisir.Bir klubün hemen hemen bütün katmanlarinda görev yaptiktan sonra klubün basina teknik adam olarak gelmesinden dolayi gözleri digerlerine göre daha farkli seyleri görebiliyor ve ona göre kendisini konumlandirabiliyor bugün.. Hamburg'un basina gectiginde klup tabelanin son sirasinda yer aliyordu, düsme tehlikesi yasamaya basliyor iken Magath gelir.. o noktadan klubü alip UEFA kupasina katilim gösterecek yükselisi saglar.

Üstelik bir yil sonra UEFA kupasinda Hamburg takimini son sekiz takimin arasina sokar. 1997 Mayisinda ise oyuncular Magath'dan sikayet etmeye baslar. Antrenmanlarin sertliginden yakinirlar ve hali hazirda düsme tehlikesini yeniden hisseden Hamburg takimi yöneticileri oyuncularina kulak verir ve teknik adami kovar.. Ilk kovulusunu da ilk basarisinida oldugu gibi Hamburg klubünde yasar Porto Riko'lu bir askerin evladi olan Felix Magath..

mgth2.jpg


Nürnberg klubü bölgesel lige kadar düsmüstü.Ekonomik krizin bir türlü asilamadigi zamanda sevgili halici baskanimiz tekrardan klubün baskani olur ve futbol konusuna inat bu alanda klubü darbogazdan kurtarir.. Bölgesel ligden klubü cikaran teknik adamina yol veren süper akilli, bir baska olan Roth takimi Magath'in eline verir. Magath, Nürnberg'i birinci Bundesligaya cikarir iken benim St.Paulim üc puan gerisinde dördüncü olarak kaliyordu ikinci Bundesligada.. Ve hemen sonrasinda pek cok anlasmazligin yani sira iki yillik anlasma yapmak istemeyen Magath ile yollarini ayirir Roth. Burada baslamistir sorunlar.. Magath biliyor ki biraz daha devam etse oyuncular kesinlikle isyan edecek ve basarili olamayacaktir lakin Nürnberg eger iki yillik anlasmayi kabul etseydi o elindeki güc ile daimi bir basariyi yakalayacakti kesinlikle.. Velhasil bir yil Nürnberg ve klubü birinci lige tasimasi yeteri kadar basaridir onun icin..

mgth3.jpg


1995 Hamburg, 1997 Eylül Nürnberg ve 1998 Ekiminde ise onu yine "can kurtaran" teknik adam olarak Bremen ise alir. Resimde gördügünüz insanoglu Uli Hoeness'in kavga edip de barismadigi, isi tatliya baglamadigi iki isimden birisi olan Willi Lemke'dir (digeri de Daum). Hoeeness-Lemke kapismasi -ki cok saglamdir- ilerleyen zamanda yine ele alinir lakin Bremen klubü ile Magath birlesmesinin sonucu digerleriyle hemen hemen aynidir. 1,5 yil boyunca klubü son siralardan ele alip önce saglam bir cikis yakaliyor.. Akabinde basta Ailton üzerinde dönen tartisma olmak üzere oyuncularin sikayeti nedeniyle görevine son verilir.. Arkasindan gelen Thomas Schaaf belki Ailton'dan bir gol krali cikaracaktir lakin sorunlarin özünü olusturan Ailton, Bremen sonrasi gittigi her klupte -ki bu klup sayisi onlarca olacaktir- sorun cikarmaya devam edecektir. Burada Magath yine oyuncularin kurbani olacaktir.. Bremen klup yetkilileri üzerine basa basa kovulma nedeni olarak "sadece" sportif basarisizlik olmadiginin altini cizip oyuncu-teknik adam iliskilerini de gündeme getirir.. Belki sadece burada Magath'in gidisi hayirli bir ise vesile olmustur zira o gün takimin basina gelen Thomas Schaaf bugün hala bu klupte görevine devam etmektedir.. Ve fakat bir klup daha hemen hemen benzer giris-gelisme-sonuc hikayesi ile sonlanir Magath'in kariyerinde..

mgth4.jpg


Magath Bundesliga gezisine devam ediyor. 1998 ekiminde Bremende iken 99 Eylülünde ise Frankfurt'un basina gecer. Zira bilirler ki düsme tehlikesini her kim yasarsa onun kurtaricisi Magath'dir. Peki neden ? Düsme potasindaki kosullar icerisinde muhtesem basarilar yakalayan Magath, basarinin hemen sonrasinda neden oyuncular tarafindan gönderilmek isteniliyor ? idman, sikinti, sorun, otorite ve futbol disi tonla geyik söz konusu.. Burada kim hakli ya da dogru davraniyor meselesinden ziyade böyle bir gercegin farkindaligina ulasmis bir teknik adamin olmasidir..

Frankfurt takimi sondan birincidir Magath'i basa getirdiginde.. Magath Frankfurt'u kurtarir ve o sezonun sonunda Frankfurt kümede kalmayi basarir. Öyle ki ikinci devre tabelasinda Frankfurt topladigi puanlarla ilk üc takimin icerisinde yer alir ve buna ragmen son macta ancak Frankfurt kümede kalmayi basarir.. Yeni sezona ise resimde de görüldügü üzere yeni oyuncularla ve umutla baslar Felix Magath.. Sizce ne olmustur ?

2001 Ocak ayinda Magath arka arkaya alinan 6 maglubiyet sonrasi kovulmustur. Acik bir oyuncu suikasti gerceklesmistir aslinda.. Magath'in basariya götüren o siki idmanlari ve sert yapisi ancak geminin su aldigi zaman herkesin can havliyle sorun cikarmadan kabul edebilecekleri bir görevler bütünüdür. Herkesin keyfi yerinde oldugu zaman neden herkesten fazla emek ve diger bütün futbolculardan daha fazla zorluk yasasin ki futbolcular ? Cikiverirler sportif direktörlerine, iki sikayet ile islerini hallediverir.. Kimse onlari dinlemezse onlar da kendisini "maglubiyet serileri" ile dinletmesini bilirler elbet...

mgth5.jpg


Cok degil Frankfurt'dan kovulmasinn ardindan bir ay sonra.. 2001 Subat ayi. Bu sefer küme düsme potasinda yer alan klup Stuttgart.. 2001 ocak ayinda Stuttgart tabelanin son sirasinda yer alan Energie Cottbus takimi ile ayni puana(17) sahip olup sondan birincidir. Magath basa gelir ve takimi yine her zaman oldugu gibi kümede tutar, yeni sezona Magath yönetimi altinda girer Stuttgart takimi..

Sonrasi bilinen hikayeyi farkli kiliyor zira göreve geldikten bir bucuk yil sonra Magath, Menajer Rolf Rüsman'in görevini de üzerine alir. Artik takimin hem antrenörü hem de oyuncularin her seyinden sorumlu menajeri odur. Kimse onu bir yere sikayet edemez ve daha da önemlisi o kimi isterse onu takimda tutar ya da tutmaz, sözlesmesini uzatir ya da uzatmaz.. Otoritesini saglamlastirmis bir adamin basarisi da bu konumda kacinilmaz oluyor elbette..

Kuranyi gibi isimsiz oyunculari piyasaya sürmesi bir yana takimi Sampiyonlar Ligine götürecek basariyi yakalamistir Stuttgart ile.. Artik Almanya ondan "can kurtaran teknik adam" olarak degil Bayern Münih'in ilgilendigi basarili antrenör olarak bahsetmeye baslamistir. Ve beklenen gerceklesir, Magath Bayern Münih antrenörüdür artik..

mgth8.jpg


Bayern Münih klubü onu alir ve Magath burada basarili olur. 2 yil boyunca üst üste Bundesliga Sampiyonu ve Almanya kupasini alir. Üstelik bunu bu sekilde iki kere üst üste alan kendisinin disinda bir teknik direktör yoktur, bir ilki de basarmistir. Ücüncü yilinda ise gönderilir ,yerine bana göre bu dünyada en iyisi diyebilecegim adam getirilir: Ottmar Hitzfeld.. Sözlesmesi haziran ayinda uzatilmasina ragmen kovulur ve ben daha cok Hoeness'in Hitzfeld aski nedeniyle gerceklestigine inanirdim hep.. Lakin sonradan Bild'e verdigi röportaj var. Orada israrla muhabir böyle kibirli bir adamin pismanliklari üzerinde durur iken iki isim cikti Hoeness'in agzindan. Heynckes ve Rehhagel. Magath sorusuna ise sunu diyordu: O uzun sürecte gönderilmek zorunda kalacaktir her zaman zira oyuncular istemiyor bir süre sonra.. Oyuncularin cogunluguna karsi yapabileceginiz cok fazla sey yok.. Biz Magathi göndermek zorundaydik ve bu yüzden pismanlik yok zira baska sansimiz yoktu..

mgth6.jpg


Magath dinlendi bir süre ve Televizyon yayinlarinda maclari yorumladi. Hamburg,Dortmund ve Hertha Berlin takimlarindan gelen teklifleri kabul etmedi. Avrupa olabilir diyordu ama oraya da gitmedi. Tam iste bu sirada cekip alinabilecek bir adamdi. Üstünel sadece bu konuda dogru bir adim atabilmis olsaydi bugün oyuncu transferi bile yapmak zorunda olmazdi zira bütün isleri kendisi ve kurmaylari yapar.. Olmadi. Magath da dinlendi bir süre, pek cok seyi kafasinda bir daha yasadi ve basarili olmasi icin gereken kosullari gözden gecirip yoluna o sekilde devam etti..

mgth7.jpg


Bayern Münih klubünü Almanyada futbolla ilgilenen futbolcu, teknik adam ,yönetici kesiminden cok az insan reddeder.. Oysa Magath sonradan edindigi ilkeler dogrultusunda Hoeness-Rummenigge ile olusturacagi üclü görev dagilimi icerisinde uzun sürecte basarili olamayacaginin farkindaydi. Wolfsburg klubündeki rahatligini anlatirken sik sik tek basina karar alabilecek olmanin güzelliginden bahseder, bir önceki dönemde herhangi bir karari almak icin kendisinin disinda iki ismin de(Hoeness-Rummenigge) onayinin gerekmesinin ne kadar zor oldugundan bahsederdi.. Ona kalsa Lincoln'ü alacakti.. Diego hedef idi, Van Der Vaart da olurdu. Yönetim ise Van Bommel'i getirdi. Büyük umutlarla transfer edilen Deisler'in de yoklugu onu Bayern klubünde basarisizliga dogru sürükler iken asli sorunun tekbasinalik oldugunun farkindaydi. Korkutugu bir bakima basina da geldi diyebiliriz.. Hoeness'e giden oyuncular onu kovdurmustu sonunda.. bu konumda olmazsa her yerde yasayacagi hemen hemen ayni seyler olacaginin cok iyi farkinda olarak Wolfsburg klubüne üc görevi birden alarak basladi. Dortmund'u ve diger klupleri de bu yüzden reddetti..


Wolfsburg gibi tarihinde besinci dahi olamamis bir klube Sampiyonluk kazandirmak icin gerekli olan sey iyi bir teknik direktör degildir, iyi bir klup yapilanmasidir. Bundan önceki kariyerinin tamamina yakininda her türlü klup görevini yapmis Magath tecrübelerinden edindigi sonuclari tek tek buraya uyguladi. gelenegi, gecmisi ve kültürü olmamasi yeniden yapilanma asamasinda ona cok büyük avantaj saglamistir. Schalke ile yasadigi ikincilik sonrasi verdigi beyanat cok daha aciklayicidir: "Wolfsburg'u Sampiyon yapmak, Schalkeyi bu konumda ikinci yapmaktan cok daha kolaydi"

55 milyon Euro harcadi, 30'un üzerinde yeni isim takima kazandirdi. Baska türlü mümkün degildir.. Iki forvetli, on numarali dünyanin en bilindik taktigini uygulamak degil mesele yegen, bir dogru etrafinda bir grubu toplayip yürümektir ve bu ugurda cikacak olan her türlü engeli asabilecek tecrübedir.. Magath yeni bir taktik, yeni bir futbol görüsünü ortaya koymak icin degil Sampiyonluga yürüyecek bir klup yapilanmasi gerceklestirmek istedi ve bunu basardi..

Magathhh.jpg


Schalkeye gelisi Wolfsburg'a gidisinden daha görkemli , daha güclü oldu. O Yönetim kurulu üyesi. O Andreas Müller yerine gelen sportif direktör. O klubün sefi. O stadin hisselerinin bir kisminin sahibi. O baskanin yerine konusacak olan kisi. O Schalke klubünün kendisidir bugün. Zamaninda edindigi bütün tecrübeleri akitabilecegi bir kanaldir, bu yüzden Dortmund ya da x klup degil burasidir.. Schalke'yi sampiyon yapmak istiyor ve bu Galatasarayin Sampiyonlar Ligi Sampiyonu olmasi kadar mucizevi bir durumdur Almanyada. 50 yildir nice teknik adam denemis, basaramamistir.. Bugün gecmise göre durum daha zordur. 135 milyon euro klup borcu var. Stadin da borcunu eklediginizde ceyrek milyar euro borc ile buna kalkisiyor Magath.. Moritz,Schmidt,Matip gibi amatör üc oyuncu takviyesinin yaninda yine kendisine uygun 9 oyuncu transferi daha yapmistir.. Bugün diyor ki: Biz gecen sene futbol oynamadik, karsi tarafa göre konumumuzu belirleyip savastik, puan aldik.. Asil simdi basliyor her sey..

terim-rijkaard.jpg


Sizce Felix Magath'in Barcelonanin basinda basarili olabilme sansi nedir ? Bence yüzde ikidir. Belki de sonu bastan belli basarisizlik hikayesinin en güzel iki kahramani Barcelona ve Felix Magath'dir. Ne Barca yönetimi kötüdür ne de Felix Magath basarisiz bir teknik direktördür. Lakin bu gercek de degismez. Yüzeysel acidan yaklasip ayni kriterlerle degerlendirdiginiz vakit Galatasarayin basinda teknik adam olarak Rijkaard'in da basarisi sansi cok fazla yoktur. Dikkatli bir sekilde incelediginiz vakit Magath-Barcelona uyumsuzlugu ayni sekilde Rijkaard-Galatasaray uygunsuzluguna dönüsür.. Yerleri degistirelim:Magath-Galatasaray, Rijkaard-Barca. Olur bu bak.. Magath'un bu ülkedeki muadilinin de Terim oldugunu düsünürsek bu kosullarda altinda ne demek istedigimi da anlamis oluyorsunuz sanirim..

Rijkaard genc bir teknik direktördür, teknik adam kimligi yasadigi tecrübeler sonrasi edindigidir. Hem futbolcu hem de teknik direktör olarak Hollanda milli takimi,Barcelona,Milan,Ajax gibi kluplerde görev almistir. Dolayisla burada yasadiklari ona tecrübe olarak geri dönmüstür. Bu gibi kluplerin icerisinde edindigi önemli tecrübeler bir baska yerde islevsiz olacaktir. Özellikle Hollanda ve Barcelona gibi birbirlerinden beslenen ve daha da önemlisi belirgin bir sistemin/ekolün yillardir varoldugu yerde buna göre futbolcu yetistirme konusunda uzun yillardir calisma yapilmis olmasinin avantajlarindan yararlanmis olmasi bir yana(bu fark kapanabilir cunku) Hollanda Milli Takimi ve Barcelona gibi teknik adamina teknik direktörlük disinda bir görev birakmayan yapilanmanin icerisinde tecrübe sahibi olup kimligini bulmustur. Bu hepsinden önemlidir. Galatasaray klubünde Rijkaard'in üstlendigi bu görev, daha önceki kluplerinde yapmadigidir. Barcelonada böyle bir görevi yoktur, Hollanda milli takiminda da ayni sekilde..

Skibbe'yi inceledigimiz vakit ayni sonucu bulacagiz. Leverkusen klup olarak cok iyi bir futbol organizasyonuna/yapilanmasina sahiptir. Bu yüzden Labbadia,Heynckes,Skibbe birbirlerinden farkli teknik adamlar olmasina ragmen klup olarak benzer futbolu oynayabilmislerdir. Bu da size Leverkusen klubü ile Barcelona arasindaki uyumu anlatmasi acisindan önemlidir. Her ikisi de teknik adamina kaba insaatini da bizzat kendilerinin yaptigi teknik görevleri birakarak yeni olan bu futol kariyerlerindeki en önemli tecrübeyi bu sekilde yaptirmistir. Galatasaray kismen dogru bir sekilde Skibbe'ye yöneticilik isini birakmamis ve fakat ona biraksaydi dahi bu kadar kötü olmazdi denilebilecek bir yönetim performansi göstermistir Polat ve ekibi. kariyersizliginden dogan otoritesizligin en büyük sorun oldugu yerde muhtesem akil Polat ve Ekibi onun yardimcilarini kendisinden habersiz görevden almasi, Lincoln'e kaptanlik,Arda'ya kapi gösterilmesi, oyuncularin huzursuzlugu,Meira'nin gönderilmesi diye gider ki bitmez..

Leverkusen ve Barcelona gibi kluplerde basarili olmus,tecrübe kazanmis ve bu kluplerin/yapilanmalarin disinda bir yerde ciddi bir süre gecirmemis adamlarin Galatasaray klubünde yasadigi basarisizliklarinin altinda yetersizliklerden ziyade Magath'in sürekli aradigi uygun olma kriterine takilmislardir daha cok.. Magath, teknik-taktik konularin disinda kalan görevlerin kendisinin basarisina yüzde yüz etkiyeceginin o kadar farkindadir ki Dortmund,Hamburg gibi kluplerin yerine yeni piyasaya sürülmüs ve basarisi/gelenegi/gecmisi olmayan Wolfsburg gibi klubü tercih etmistir.

Magath'in yaptigini Rijkaard yapmamistir. Her yerde basarili olabilecegini pek cok insan gibi o da düsünmüs olmasi gerekir.

Rijkaard, tarihe gececek bir basarisizliga imza attigi Sparta deneyimi ile basarili oldugu Hollanda, 14 yil sonra Sampiyonlar Ligini kazandirdigi Barcelona deneyimleri arasindaki farka göz atip kendisini basarili/basarisiz kilan etkenlerin farkinda olabilseydi muhtemelen böyle pek de saglikli bir futbol yapisina sahip olmayan klubün basina gelmezdi. Lyon gibi Leverkusen gibi takimlari tercih ederdi ve muhtemelen tarihi basarilara da imza atardi buralarda..

Galatasaray yönünden bakarsak eger Feldkamp gibi istekleri cok belirgin ve ne oldugu ortada olan bir adami dahi yönetmekten aciz oldugunu göremeyip basarisizliklarini kabul edemeyen bir yönetim mevcut. Feldkamp dogru veya yanlis hic önemli degil, oyuncular ile kendisi arasina hicbir yöneticinin girmemesini kesinkes ister iken buna uymayip gizli toplantilar düzenlenmesi karsisinda istifa etmistir. Sonrasinda gelen Sampiyonluk ise yönetimin her türlü sacmaligini takim icerisinde kapatan ve basina karsi dahi ne yapacagini cok iyi bilen Hakan Sükür'ün futbolculugundan ziyade gizli "abilik" adi altinda para vermeye kadar uzayan sportif direktörlügünün altinda yatar. Genel bir Hakan Sükür profilinin ne oldugu önemli degil ama bir basarinin icerigi ortaya serilicekse eger kendi dogrusuna kariyeri, karizmasi,konumu ve tecrübesi nedeniyle bütün takimi toplayabilme özelligini es gecemeyiz. Sükür, son sampiyonlugun bas mimaridir ama sadeece futbolcu olarak degil.. Sükür, yönetimin yanlis hamlesini dogrulatan insan olmustur bir bakima.

Skibbe'de ise yönetim olarak hicbir zaman neyi yanlis yaptigini algilayamayacak konumda oldular. Rijkaard secimi yani kariyerli bir teknik adam getirme cabasi daha cok Skibbe'nin futbolcular nezdinde olmayan otoritesinin onun karizmasina-kariyerine baglanmasi sonucu gelismistir. Oysa hicbir zaman Skibbe'nin yardimcilarini görevden alma kepazeligini gündeme getirip "sanirim sorun bizim müdahalelerimizden kaynaklaniyor" gibi bir acilim gerceklestiremedikleri gibi bugün de teknik-taktik konusunda uzman insanlarin disinda Galatasarayin futbolunu yönetecek bir aklin gerekliligini göremeyeceklerdir. Bunu görebilselerdi eger Skibbe,Rijkaard gibi isimlerden ziyade yönetici-teknik adam tipolijisi üzerinde yogunlasir ve böyle bir ismin altinda tamamen geriye cekilip klubü bu isimlere teslim ederlerdi.. Daha da dogrusu ise futbol konusunda uzman olup klubün icerisinde sayginligi olan tecrübeleri isin basina gecirip onlarin bu isi yapmasina olanak saglanmasidir.. Ama böyle olursa Üstünel,Sezgin ve Polat isimlerini cok fazla duyamayiz ve dönüp dolasip Skibbe'nin o muhtesem röportajina gideriz..

Bugün..

..Galatasaray kendisine bir Felix Magath, bir Fatih Terim bulmak zorundadir. Klubün icerisinde futbola dair konularin disinda futbolu yönetecek bir aklin olmamasi bir yana size inatla sorunlar cikaran, isbilmez bir insan grubu var. Müdahele etmesinden korkuyorsunuz zira her yönetim müdahelesi takimi karistirmaktan öteye gecememistir. Magath portresini tekrardan gündeme getirilmesinin nedeni bunu anlatmaktir. Istediginiz kadar basarili olun, diger alanlardaki basarisizlik size yansiyacak ve sizi "basarisiz" kilacaktir.. Her kosulda basarili olan teknik adam ancak kosullari kendisine göre bicimlendirmeyi akil edendir.. Böyle bir güce ulasacak karizmada ve tecrübe olmadigi vakit sonu bastan belli mutsuzluklari yasamayi göze almak, ahmakliktir.

Galatasaray'in önünde bugün iki secenek vardir. Ya Rijkaard'in hicbir zaman halledemeyecegi sorunlari cözen/halleden Fatih Terim gibi bir adami klubün futbol akli olarak atayacaktir ya da belki de ilk defa söylüyorum ama Rijkaard'i gönderip Üstünel'in,Sezgin'in,Polat'in müdahale edemeyecegi ve daha öncesinde de bu isleri kotarmis Yönetici-Teknik Direktörü takimin basina getirmelidir. Bu tipolojinin anlasilmasi adina Örnek: Fatih Terim.. Örnek: Felix Magath.. Örnek: Mustafa Denizli.. Bunlar gelsin degil ama bu tarzda bir teknik adam..

Lahm cikip etik olmayan ve takimin icerisini karistiracak o aciklamayi yaptigi zaman herkesin gözü Uli Hoeness'e cevrilmisti, ona ragmen bu aciklamayi yapabiliyordu cunku. O olmasa kim bilir hangi aciklamalar olacakti ? Özil,Pizzaro ya da Almeida kimi davranislar sergiledigi vakit herkesin gözü Allofs'a kayar.. Bir macin ilk yarisinin sonunda Özil'in forma degistirmesi sonucu dir dir konusan ve futbolcuya ayari veren Allofs'tur. Schaaf'i ilgilendirmez. Sözlesmesi mi yenileniyor ya da bir daha bu takimda oynamayacak midir ? Onun görevi degildir. Barrios kizkardesinden dolayi sorunlar yasarsa Zorc hemen yanindadir.. Klopp ilgilenmez.. Lakin..

Batuhan sacmalarsa Denizli cevabini verir. Arda Turan "ben ikinci kaptan olmam" derse Terim haddini bildirir. Ronaldo, Nani-Anderson ile alem yaparsa yanlarindaki fahiseye de hissettirdikleri gibi Ferguson'dan korkar.. Rakitic yanlis yaparsa Magath'dan alir cevabini ve daha da önemlisi o korkuyu hisseder.

Oysa misal Arda Turan yeri ve zamani geldiginde Haldun Üstünel'e "Sen isine bak" diyebiliyor.

Iki farkli teknik direktör vardir ve sorunlar futbola dair ve futbol disi olarak ayrilir. Her ikisini kotaracak teknik adam ya da Sportif direktör-Teknik direktör birlesimi sarttir. Sadece birisini alip sportif direktörlügü de elinize-yüzünüze bulastirirsaniz durumunuz Galatasaray olur..

Thomas Schaaf, bu yil Bundesliganin ücüncüsü oldu.. Hic kimse Bremen klubünde Schaaf icin neden sampiyon olmadi diye bir isyana kalkismaz. Klaus Allofs devre arasinda Mesut Özil'e baski kurdu ve sözlesme konusunda genc bir futbolcuyu ikilemde birakarak oynayamaz duruma getirdi. Ikinci devreye seri yenilgilerle baslayan Bremen, sözlesme sorununu halleden Özil ile beraber Leverkusen'in 16 puan gerisinden gelip rakibini gecip Sampiyonlar Ligi vizesi aldi. Gördügünüz üzere kafasi karisik futbolcuya istediginiz taktigi-idmani verin, verim alamazsiniz. Bu denli önemli olan idarecilik meslegi Galatasaray klubünde yerlerde sürünüyor ve onca basarisizlik sonrasi Rijkaard'in kariyerine ve niteligine kadar gelen tartisma bir kez olsun Polat yönetiminin bu kusuruna gelmiyor.. Oysa sadece Arda Turan'a üc ay icerisinde iki birbirlerine zit yaklasimi sergileyen anlayis kendi kendisini tasfiye etmistir ama kimse farkina varamamistir. Meira-Nonda göndermeleri de ayni sekilde hatalar zincirinin önemli parcalaridir..

Sevgili Aslanlarim.. Ultralar dahil. Sarkiyi-türküyü yanlis yere cigiriyorsunuz, bunun farkinda olun artik.! Ve bugün amacim daha önceden de üzerinde durdugum sorunu isaret etmek degil bu sorunlu ortamda "basari" icin dogru hamle nedir, onu bulmaktir. Rijkaard bu kosullar altinda basarili olamaz ve Terim'in gelmesi en mantikli hamledir lakin ben Sampiyon Terimli Galatasaraydan ziyade Rijkaard'in basinda oldugu dördüncü olmus Galatasarayi tercih ederim ama bizler taraftariz nihayetinde..

Kaynak: Borges
 

Türkiye’nin ilk webmaster forum sitesi iyinet.com'da forum üyeleri tarafından yapılan tüm paylaşımlardan; Türk Ceza Kanunu’nun 20. Maddesinin, 5651 Sayılı Kanununun 4. maddesinin 2. fıkrasına göre, paylaşım yapan üyeler sorumludur.

Backlink ve Tanıtım Yazısı için iletişime geçmek için Skype Adresimiz: .cid.1580508955483fe5

Üst