Yazar: Fusun S.Nebil 26-07-2006
Google'un öncü servisi arama bazlı text reklamlarda en büyük sorun sahte tıklamalar. Ancak Google bu konuda inisiyatifi elde tutmaya çalışıyor ve bunu başardığı da görülüyor. Reklamverenlerinin menfaatlerini korumayı hedefleyen Google "İnternet'in en büyük pazarlama networkü" olarak adlandırılan sistemin güvenilirliğini sağlayacak yöntemler üzerinde sürekli çalışıyor.
Google "Dünyanın en büyük pazarlama networkü" olarak adlandırılan arama bazlı kelime reklam sistemini kurdu ama diğer yanda bu sistemin getirdiği sorunlarla boğuşuyor. Çünkü, sistemin boşluklarını kullanmak isteyen ve devamlı yeni bir cinlikler üreten insanlar her yerde.
Google sistemi, arama yapılan sözcüklere uygun reklamın gösterilmesi şeklinde. Önce sadece sites üzertinden servis veren bu sistem, daha sonra, Google'un arama motoru teknolojisi ile zaten devamlı taramakta olduğu sitelerin içeriğine uygun reklamların (sitenin kendisine başvurması durumunda) servis edildiği bir global sisteme dönüştü.
Google bütün dünyayı kapsayacak bu sistemi kurarken, dünyanın farklı bölgelerindeki sitelerin ziyaretçi sayısını takip edemeyeceği için başka bir para kazanma modelini kurdu. Buna göre, sisteme belli koşullar dahilinde her site, ziyaretçi sayısı ister 1 kişi olsun, ister milyon kişi olsun abone olabiliyor. Çünkü para kazanma yöntemi reklamın gösterim sayısı değil, tıklanması ile orantılı.
Sistemi düzgün işleten siteler için bir sorun yok. Ancak, aklıevveller buna bir çare bulmuş durumda. Özel olarak bu reklamlara yönelik site kuran kişiler bile mevcut. Bu kişiler, ilk dönemde reklamları elle tıklayarak sistemi aldatmaya çalıştılar. Google'un buna karşı önlemi vardı. Bu tür aldatmaca yürümedi. Ancak, daha profesyonel olanlar, reklamları, küçük yazılımlarla tıklanmaya başladılar.
Tıklamların aynı noktadan gelmesini engellemek için de son dönem daha önemli bir gelişme oldu. Önceleri virüs gönderip, insanların bilgisayarlarını çöktürmek ya da dosya silmek amaçlı olan sanal saldırılar, daha sonra şifre çalmak amaçlı gönderilen trojan'lara ya da banka hesapları bilgilerini elde etmeye yönelik phishing saldırılarına dönüşmüştü. Ama son dönemde trojanlar da gelişti ve yeni nesiller artık makinanıza, Google reklamlarını sizin haberiniz olmadan tıklatan küçük kodları taşımaya başladılar. Artık maillerle ya da bazı siteleri ziyaret ettiğinizde makinanıza bulaşan trojanlar size zarar vermiyor ama sizi kullanarak, belli işlevler yerine getiriyor. Yani yeni bir dünyadayız ve gelişmesi bitmeyen bir dünya bu.
Tabi Google da buna karşılık boş durmuyor. Zaten duramaz da çünkü bazı reklamverenler bu konuda mahkemeye gidiyor.
En son, New York Üniversitesinden Bilişim Sistemleri bölüm profesörlerinden Alexander Tuzhilin, Google'a karşı açılan 90 milyon $'lık böyle bir davaya karşı savunma hazırladı.
Google'un bu tür reklamlardan, 2001 yılından bu yana toplam 15,7 milyar $ kazandığı bildiriliyor. Bu rakamın bir kısmını da işortaklığı yaptığı sitelere dağıttı. Ancak bu miktar tam olarak bilinmiyor.
Google konuyla ilgili bir Soru/cevap (Q/A) hazırladı. Bunu size yarın sunuyor olacağız.
Google'un öncü servisi arama bazlı text reklamlarda en büyük sorun sahte tıklamalar. Ancak Google bu konuda inisiyatifi elde tutmaya çalışıyor ve bunu başardığı da görülüyor. Reklamverenlerinin menfaatlerini korumayı hedefleyen Google "İnternet'in en büyük pazarlama networkü" olarak adlandırılan sistemin güvenilirliğini sağlayacak yöntemler üzerinde sürekli çalışıyor.
Google "Dünyanın en büyük pazarlama networkü" olarak adlandırılan arama bazlı kelime reklam sistemini kurdu ama diğer yanda bu sistemin getirdiği sorunlarla boğuşuyor. Çünkü, sistemin boşluklarını kullanmak isteyen ve devamlı yeni bir cinlikler üreten insanlar her yerde.
Google sistemi, arama yapılan sözcüklere uygun reklamın gösterilmesi şeklinde. Önce sadece sites üzertinden servis veren bu sistem, daha sonra, Google'un arama motoru teknolojisi ile zaten devamlı taramakta olduğu sitelerin içeriğine uygun reklamların (sitenin kendisine başvurması durumunda) servis edildiği bir global sisteme dönüştü.
Google bütün dünyayı kapsayacak bu sistemi kurarken, dünyanın farklı bölgelerindeki sitelerin ziyaretçi sayısını takip edemeyeceği için başka bir para kazanma modelini kurdu. Buna göre, sisteme belli koşullar dahilinde her site, ziyaretçi sayısı ister 1 kişi olsun, ister milyon kişi olsun abone olabiliyor. Çünkü para kazanma yöntemi reklamın gösterim sayısı değil, tıklanması ile orantılı.
Sistemi düzgün işleten siteler için bir sorun yok. Ancak, aklıevveller buna bir çare bulmuş durumda. Özel olarak bu reklamlara yönelik site kuran kişiler bile mevcut. Bu kişiler, ilk dönemde reklamları elle tıklayarak sistemi aldatmaya çalıştılar. Google'un buna karşı önlemi vardı. Bu tür aldatmaca yürümedi. Ancak, daha profesyonel olanlar, reklamları, küçük yazılımlarla tıklanmaya başladılar.
Tıklamların aynı noktadan gelmesini engellemek için de son dönem daha önemli bir gelişme oldu. Önceleri virüs gönderip, insanların bilgisayarlarını çöktürmek ya da dosya silmek amaçlı olan sanal saldırılar, daha sonra şifre çalmak amaçlı gönderilen trojan'lara ya da banka hesapları bilgilerini elde etmeye yönelik phishing saldırılarına dönüşmüştü. Ama son dönemde trojanlar da gelişti ve yeni nesiller artık makinanıza, Google reklamlarını sizin haberiniz olmadan tıklatan küçük kodları taşımaya başladılar. Artık maillerle ya da bazı siteleri ziyaret ettiğinizde makinanıza bulaşan trojanlar size zarar vermiyor ama sizi kullanarak, belli işlevler yerine getiriyor. Yani yeni bir dünyadayız ve gelişmesi bitmeyen bir dünya bu.
Tabi Google da buna karşılık boş durmuyor. Zaten duramaz da çünkü bazı reklamverenler bu konuda mahkemeye gidiyor.
En son, New York Üniversitesinden Bilişim Sistemleri bölüm profesörlerinden Alexander Tuzhilin, Google'a karşı açılan 90 milyon $'lık böyle bir davaya karşı savunma hazırladı.
Google'un bu tür reklamlardan, 2001 yılından bu yana toplam 15,7 milyar $ kazandığı bildiriliyor. Bu rakamın bir kısmını da işortaklığı yaptığı sitelere dağıttı. Ancak bu miktar tam olarak bilinmiyor.
Google konuyla ilgili bir Soru/cevap (Q/A) hazırladı. Bunu size yarın sunuyor olacağız.