Neyse sonunda oldu...
Çantada keklik denen -ki hiç de öyle değilmiş-Bosna-Hersek'i devirip, Avrupa arenasında salınmaya hak kazandık...
Ama öyle bir 90 dakika yaşadıkki ömürden ömür gitti...
O stres dolu dakikalara hiç girmeyeceğim...
Kalan ömrüm yetmez bir daha anmaya...
Benim aklım bazı noktalara takıldı kaldı...
Cahilliğime verin lütfen ama bunları bilmek istiyorum...
1-Neden maç Ali Sami Yen stadında oynandı?
2-Tezahürat yapmayan bunca insan bir araya nasıl toplandı?
İlkinden başlayalım;
Çok önemli bir maça çıkacaksan ne yaparsın...
Seyirci baskısı olsun diye kapasitesi en yüksek stadı seçersin değil mi... Yanlışsam düzeltin lütfen...
-Peki öyleyse neden kapasitesi Ali Sami Yen'in kat be kat fazlası olan İnönü ya da Şükrü Saraçoğlu stadı seçilmedi?
-"Çimleri iyi" bahanesine inanmıyorum...
Çünkü maç sırasında çok önemli pozisyonlarda Nihat'ın 2, Hamit'in 1 şutu sırf çimlerin yamukluğundan sekip auta gitti...
Demek ki çim hikayeymiş...
Aklıma gelen şu;
-Ali Sami Yen seçildi çünkü, Haluk Ulusoy ne İnönü'de ne de Şükrü Saraçoğlu'nda rahat ederdi...
HAYDİ BAĞIRIN AMA AYIP OLUYOR
İkinciye gelelim, seyirciye...
Maç izlerken tezahürat yapmaktan anlamayan ne kadar taraftar varsa bulup, buluşturup bu maça getirmişler... Böylesine "uğultudan" başka ses vermeyen taraftar bulmak büyük meziyet doğrusu... Hayır herşeyden geçtim... İnsan bu maçta sırf stresten çığlık çığlığa bağırırdı... Ama maşallah tribünler inatçı mı inatçıydı...
Garibanın biri maç boyu stat hopörlöründen poposunu yırttı durdu... Ama takan kim... Buyrun son 20 dakika içinde statta yapılan anonslar... (Anonslar bire bir aynıdır, canlı yayından not edilmiştir, sadece altındaki yanıtlar hayalidir...);
Dakika 70: "Hadi bağırın arkadaşlar, son 20 dakika... Lütfen!!! Hadi susmayın. Yalnız bırakmayın takımımızı..."
-Tribünlerde tık yok...
Dakika 71: "Avrupa Şampiyonasına çok az kaldı... Hadi durmayalım!"
-Git işine kardeş...
Dakika 73: "Türkiye, Türkiye... Hadi!!!"
-Ver gazı, yersek!
Dakika 75: "Hadi Milli Takımımızı destekleyelim. Lütfen! Lütfen!"
-Mümkün değil kardeş, bağırmam...
Dakika 77: "Kırmızı-beyaz en büyük Türkiye... Bütün stat söylüyoruz, susmak yok arkadaşlar... Arkadaşlar lütfen!!!"
-Ne bağırıp duruyor bu adam ya...
Dakika 78: "Kırmızı, beyaz en büyük... Hadi arkadaşlar..."
-Arkadaşlar diyor kız Aysel, sen tanıyon mu bunu...
-Bizi getiren sponsor firmadan olmasın...
Dakika 81: "Milli Takım oley... Milli takım oley... Milli Takım oleeyyyy... Hadi arkadaşlar lütfen!"
-Yok kardeşim oley-moley... Burası İspanya mı?
Dakika 82: "Arkadaşlar bırakın izlemeyi lütfen! Hadi başlayın... Milli Takım oleeeyyy.... Oooo... Oooo... Milli Takım oley"
-Demiyorum işte kardeş, inadım inat...
Dakika 85: "Arkadaşlar!!! Arkadaşlar!!! Son 5 dakika, Milli Takım için hadi..."
-Banane! Banane!, Beni al, onu alma. Ne şarkıydı değil mi Necati...
Dakika 86: "Böyle olmuyor ama lütfen!!! Haydi dağ başını duman almış... Hadi hep beraber... Dağ başını duman almış arkadaşlar!!!"
-Off ya dağın başını duman almışsa almış ne yapalım... Her tarafı sel götürüyor, bu dumandan söz ediyor hala...
Dakika 87: "Son 2 dakika...Susmayalım arkadaşlar! Hadi bütün stat ayağa... Bütün bayraklar havaya..."
-Ayaklarıma kara sular inmiş, kollarım donmuş, kalkamam valla!!!
Dakika 89: "Hadi arkadaşlar bütün stat... Oleyyy..."
-Off ya taktı adam... Bize biletleri veren sporsor şirkete kesinlikle şikayet edeceğim bunu...
Dakika 90: "Hadi arkadaşlar lütfeen!!!"
-Git işine kardeşim, yeter be... Nerden arkadaşız anlamadım...
Dakika 91: "Oley oley... Şampiyon Türkiye... Sonuna geldik arkadaşlar hadi... "
-Amma kafa ütüledi bu adam, bir maç izletmedi ağız tadıyla...
Dakika 93: "Susmayın arkadaşlar bitiyor..."
-Komik şey ya... Sanki bağırmışız gibi susmayın diyor...
Kaynak : http://www.internethaber.com/author_article_detail.php?id=6361
Çantada keklik denen -ki hiç de öyle değilmiş-Bosna-Hersek'i devirip, Avrupa arenasında salınmaya hak kazandık...
Ama öyle bir 90 dakika yaşadıkki ömürden ömür gitti...
O stres dolu dakikalara hiç girmeyeceğim...
Kalan ömrüm yetmez bir daha anmaya...
Benim aklım bazı noktalara takıldı kaldı...
Cahilliğime verin lütfen ama bunları bilmek istiyorum...
1-Neden maç Ali Sami Yen stadında oynandı?
2-Tezahürat yapmayan bunca insan bir araya nasıl toplandı?
İlkinden başlayalım;
Çok önemli bir maça çıkacaksan ne yaparsın...
Seyirci baskısı olsun diye kapasitesi en yüksek stadı seçersin değil mi... Yanlışsam düzeltin lütfen...
-Peki öyleyse neden kapasitesi Ali Sami Yen'in kat be kat fazlası olan İnönü ya da Şükrü Saraçoğlu stadı seçilmedi?
-"Çimleri iyi" bahanesine inanmıyorum...
Çünkü maç sırasında çok önemli pozisyonlarda Nihat'ın 2, Hamit'in 1 şutu sırf çimlerin yamukluğundan sekip auta gitti...
Demek ki çim hikayeymiş...
Aklıma gelen şu;
-Ali Sami Yen seçildi çünkü, Haluk Ulusoy ne İnönü'de ne de Şükrü Saraçoğlu'nda rahat ederdi...
HAYDİ BAĞIRIN AMA AYIP OLUYOR
İkinciye gelelim, seyirciye...
Maç izlerken tezahürat yapmaktan anlamayan ne kadar taraftar varsa bulup, buluşturup bu maça getirmişler... Böylesine "uğultudan" başka ses vermeyen taraftar bulmak büyük meziyet doğrusu... Hayır herşeyden geçtim... İnsan bu maçta sırf stresten çığlık çığlığa bağırırdı... Ama maşallah tribünler inatçı mı inatçıydı...
Garibanın biri maç boyu stat hopörlöründen poposunu yırttı durdu... Ama takan kim... Buyrun son 20 dakika içinde statta yapılan anonslar... (Anonslar bire bir aynıdır, canlı yayından not edilmiştir, sadece altındaki yanıtlar hayalidir...);
Dakika 70: "Hadi bağırın arkadaşlar, son 20 dakika... Lütfen!!! Hadi susmayın. Yalnız bırakmayın takımımızı..."
-Tribünlerde tık yok...
Dakika 71: "Avrupa Şampiyonasına çok az kaldı... Hadi durmayalım!"
-Git işine kardeş...
Dakika 73: "Türkiye, Türkiye... Hadi!!!"
-Ver gazı, yersek!
Dakika 75: "Hadi Milli Takımımızı destekleyelim. Lütfen! Lütfen!"
-Mümkün değil kardeş, bağırmam...
Dakika 77: "Kırmızı-beyaz en büyük Türkiye... Bütün stat söylüyoruz, susmak yok arkadaşlar... Arkadaşlar lütfen!!!"
-Ne bağırıp duruyor bu adam ya...
Dakika 78: "Kırmızı, beyaz en büyük... Hadi arkadaşlar..."
-Arkadaşlar diyor kız Aysel, sen tanıyon mu bunu...
-Bizi getiren sponsor firmadan olmasın...
Dakika 81: "Milli Takım oley... Milli takım oley... Milli Takım oleeyyyy... Hadi arkadaşlar lütfen!"
-Yok kardeşim oley-moley... Burası İspanya mı?
Dakika 82: "Arkadaşlar bırakın izlemeyi lütfen! Hadi başlayın... Milli Takım oleeeyyy.... Oooo... Oooo... Milli Takım oley"
-Demiyorum işte kardeş, inadım inat...
Dakika 85: "Arkadaşlar!!! Arkadaşlar!!! Son 5 dakika, Milli Takım için hadi..."
-Banane! Banane!, Beni al, onu alma. Ne şarkıydı değil mi Necati...
Dakika 86: "Böyle olmuyor ama lütfen!!! Haydi dağ başını duman almış... Hadi hep beraber... Dağ başını duman almış arkadaşlar!!!"
-Off ya dağın başını duman almışsa almış ne yapalım... Her tarafı sel götürüyor, bu dumandan söz ediyor hala...
Dakika 87: "Son 2 dakika...Susmayalım arkadaşlar! Hadi bütün stat ayağa... Bütün bayraklar havaya..."
-Ayaklarıma kara sular inmiş, kollarım donmuş, kalkamam valla!!!
Dakika 89: "Hadi arkadaşlar bütün stat... Oleyyy..."
-Off ya taktı adam... Bize biletleri veren sporsor şirkete kesinlikle şikayet edeceğim bunu...
Dakika 90: "Hadi arkadaşlar lütfeen!!!"
-Git işine kardeşim, yeter be... Nerden arkadaşız anlamadım...
Dakika 91: "Oley oley... Şampiyon Türkiye... Sonuna geldik arkadaşlar hadi... "
-Amma kafa ütüledi bu adam, bir maç izletmedi ağız tadıyla...
Dakika 93: "Susmayın arkadaşlar bitiyor..."
-Komik şey ya... Sanki bağırmışız gibi susmayın diyor...
Kaynak : http://www.internethaber.com/author_article_detail.php?id=6361