İyinet'e Hoşgeldiniz!

Türkiye'nin En Eski Webmaster Forum'una Hemen Kayıt Olun!

Kayıt Ol!

Hamas: Biz de Türkiye'nin Yanında Olacağız!

qmetinq

0
İyinet Üyesi
Katılım
23 Nisan 2010
Mesajlar
16
Reaction score
0
Hamas'ın önde gelen genç liderlerinden Rakab, İsrail'in tehditlerini ve Türkiye'nin bölgedeki rolünü değerlendirdi.

İsra Haber Gazze muhabiri Muaz Amur, İslami Direniş Hareketi Hamas’ın önde gelen genç liderleri arasında yer alan Han Yunus sözcüsü Hammad Rakab'la, İsrail’in Gazze’yi hedef alan tehditlerini, direnişin hazırlıklarını ve Türkiye’nin başta Filistin olmak üzere Ortadoğu’daki rolünü konuştu.

Rakab’la yaptığımız röportajı sunuyoruz:

israhaber.com: İsrail’in Hamas’ı tasfiye etmek için Gazze’ye yönelik saldırı tehditlerinin arttığına şahit oluyoruz. Bu tehditler sizce psikolojik savaşın bir parçası mı yoksa İsrail’in yakında Gazze’ye yeniden saldıracağını mı haber veriyor?

Hammad Rakab: Öncelikli olarak, bizim Filistin’deki kaderimizin, Siyonist projeye karşı İslam aleminde yürütülen savaşın başını temsil etmek olduğunun bilinmesini istiyorum.

Siyonist işgal güçlerinin tehditlerine gelince. Hamas’in Filistin topraklarının kurtarılması için kurulduğu günden bugüne kadar bu gibi tehditlerle karşılaşmadığımız ay olmadı. Siyonistlerin halkımıza karşı işlediği kanlı ve terörist saldırıları hatırlarsak, halkımıza ve haklarımıza karşı kötü niyetinin olduğunu yok sayamayız. Biz, bu tehditleri önemsemiyor değiliz. Tam aksine ciddiye alıyoruz. Ciddiye alıyor ve çok şiddetli bir savaş olan Furkan savaşına giren Hamas Hareketi, her türlü olağanüstü gelişmeye karşı tüm hazırlıkları sürdürmekte, tüm tedbirleri almaktadır. Biz, Furkan savaşından bir çok dersler çıkardık, zayıf noktalarımızı güçlendirdik.

israhaber.com: İsrail, Hamas liderlerine suikast düzenleme tehdidinde bulunuyor. Furkan savaşında da Hamas, alim Nizar Reyyan ve Said Sıyam’ı şehid verdi. Hamas Hareketi liderlerinden birisinin şehid olması Hamas’ı ne derecede etkiliyor.

Hammad Rakab: Lliderlerin şehid olmasından manen etkilensek de biliyorsunuz ki Hamas Hareketi, şahıslar üzerine bina edilmeyen örgütsel bir yapıdır. Büyük liderler, başlarında da Şeyh Ahmed Yasin, Rantisi, Mekadime, Ebu Şenab, Cemal Kerim, Salah Derveze ve son olarak de Nizar Reyyan ve Said Sıyam, sözlerine sadık kalarak şehid oldular. Hamas, Şeyh Ahmed Yasin ve Rantisi gibi iki büyük liderini şehid verdi. Fakat, bugünkü Hamas, Şeyh Yasin ve Rantisi zamanındaki Hamas’tan çok güçlüdür. Ve Hamas, Nizar Reyyan ile Said Sıyam’ın günlerinde olduğundan da çok daha güçlüdür. Düşman savaş istiyorsa şimdi yaşayan liderlerimiz de halkı ve hareketinin daha da güçlenmesi için bedel ödemeye hazırdır.

israhaber.com: İsrail’in Hamas’ı tasfiye etmek için planlar hazırladığı iddia ediliyor.

Hammad Rakab: Planlar yapmış olabilirler fakat Hamas’ı tasfiye etmek asla mümkün değildir. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Düşmanın kendisi de itiraf etti. Askeri komutanları, Hamas’ı askeri güçle tasfiye etmenin mümkün olmadığını itiraf etti. Hamas, günden güne gelişmekte, büyümekte, güçlenmektedir. Tabi düşmanın Hamas’ı tasfiye etmek, liderlerine suikast düzenlemek için de gerek içeride ve gerekse dışarıda çalıştığını biliyoruz. Bunun için de Hamas, imkanları ölçüsünde her türlü tedbirini almaktadır. Fakat tedbirleri almamız, halka karşı olan görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmemize mani değil. Bu bizim dini sorumluluğumuzdur.

israhaber.com: Gazze’deki savaştan sonra yerleşim merkezlerine fırlatılan füzelerde gözle görülür bir düşüş yaşandı. Savaştan sonra direnişin stratejisi mi değişti?

Hammad Rakab: Direnişin stratejisi, Filistin kurtarılana kadar asla değişmedi ve değişmeyecektir de. Size bunu net olarak söyleyebilirim. Biz, şimdi füze fırlatmıyorsak, başladığımız zaman iki şer tane fırlatacağız. Düşmanın karşısına daha güçlü ve şiddetli çıkmak için uygun zamanı bekliyoruz. Savaştan sonra direnişte ve stratejisinde hiçbir değişiklik olmadı. Tam aksine halkımızın direniş etrafındaki kenetlenmesi daha da arttı. Hamas, askeri kanadını daha da güçlendirdi. Hamas, cepheyi asla terk etmedi.

Son Han Yunus operasyonu da Hamas’ın cephede olduğunu ve gücünü kat kat artırdığını ispatladı. Diğer direniş hareketleri de savaş sırasında olduğu gibi savaş sonrasında da bir an dahi olsan direnişi bırakmadı.

Buradan ilan ediyorum bunu açıklamaktan da korkmuyorum. Direnişin gücü, savaş sırasındaki gücünden çok çok fazla arttı. Bu söylediklerim psikolojik savaşın bir parçası değil. Gazze’deki reel de direnişin gücünü artırdığını göstermektedir. İsrail de savaşa girdiği zaman, direnişin başının her zamankinden daha dik olduğunu görecektir.

Bunu daha net olarak açıklamak için şu örneği vermek istiyorum. İsrail, son savaştan önce işgale başladığı zaman şehirlerin başkentlerine kadar ilerleyebiliyordu. Fakat savaş sırasında şehirlerimize sadece 300 m. giremediler. Bir defasında şehirlerimize 500 m. girebildiler. O zaman da askerlerinden bir kısmını öldürdük. Bu da direnişin güçlendiğini göstermektedir. Direniş, İsrailli generalleri Gazze’ye girmeden önce binlerce defa düşünür hale getirdi.

israhaber.com: Don Han Yunus operasyonuyla İsrail’e mesaj verdiğinizi söyleyebilir miyiz?

Hammad Rakab: Esasında biz mesaj vermedik. Bu, Allah’ın yardımıyla direnişçilerin Han Yunus’a gerçekleştirdiği operasyondu. Fakat Siyonistlerin cephesinden bu bir mesaj olarak algılandı. O mesaj da şuydu: “Gazze’ye girmeniz kesinlikle yasaktır. Eğer girmeye kalkışırsanız, sonunuz öncekiler gibi ölüm olacaktır. Hamas asla ribatı ve cepheyi terk etmedi. İmkanları ölçüsünde askeri kanadını güçlendirmektedir.”

Herkes de bilir ki cepheyi koruyanlar, halkını düşünenler asla oturmaz, susmaz ve teslim olmaz. Biz, diğerleri gibi olsaydık, topraklarımızı Yahudilere teslim ederdik. Bugün durum eskiden çok farklı. Burada direniş var. Bu direniş, düşmanı Gazze’ye asla sokmamakta kararlıdır. Direniş, halkını ve haklarını korumakta, düşmana karşı caydırıcı güç oluşturmakta kararlıdır.

israhaber.com:Arap rejimlerinin Filistin halkının yanında durmak yerine İsrail’le olan ilişkilerini sürdürmelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hammad Rakab: Direnişin Siyonist rejimi hizaya sokacak tek seçenek ve bölge de aşılmaz bir güç haline gelmesinden sonra, Arap rejimlerinin Filistin direnişinin yanında durarak Arap ve Müslümanların izzetini yeniden kazanmasına destek olmasını istiyoruz. Çünkü şuan hükümetteki Siyonist bakanlardan birisi, sadece Gazze’yi Lübnan’ı, Suriye’yi ya da İran’ı tehdit etmedi. Mısır’ın Asuan barajını da bombalamakla tehdit etti. Bundan ötürü Arap rejimleri, Siyonist rejime karşı dikkatli olmalıdır. Siyonist rejim, Arap halklardan ve rejimlerden intikam almak istemektedir.

israhaber.com:Türkiye’nin başta Filistin olmak üzere Ortadoğu siyasetindeki değişim, Hamas cephesinden nasıl görülüyor? Bundan sonraki süreçte Türkiye’den beklentileriniz ne olacaktır?

Hammad Rakab: Biz diyoruz ki, Türkiye onurlu, saygın ve mükemmel bir lidere sahip Müslüman bir ülke. Türkiye halkı, Arap ve İslam dünyasına karşı dini ve milli bir hassasiyet taşıyor. Tüm ümmetin yaşadığı baskı dönemini Türkiye halkı da yaşadı. Ancak şimdi çok net görebiliyoruz ki, Türkiye halkı yükselmeye, öncü rolünü almaya, sorumluluğunu fark etmeye başladı. Sorumluluğunu sadece fark etmekle kalmadı; somut adımlar attı, mazlumun yardımına koştu, Arap ve Müslüman kardeşlerine destek oldu.

Tüm bunlardan hareketle, ümmetin itibarını ve bölgedeki saygınlığını yeniden kazanmasını sağlayacak kararlar alan genç Türkiye, yeni bir medeniyet döneminin eşiğinde dersek, mübalağa yapmış olmayız. Eylemleri ve kararları sebebiyle yakın gelecekte tüm dünyanın dikkatleri Türkiye’nin üzerinde olacaktır. Yaptıklarıyla Türkiye, bölgede aşılamaz bir güç haline geldi.

Arap rejimleri, Türk hükümeti ve halkının bu dönemde sergilediği örnek modeli takip etmeli. Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve bütün Türk kardeşlerimizin sergiledikleri göğüs kabartan onurlu duruş, Batıyı Türkiye’nin gönlünü alıp iyi geçinme gayretleri içine girmeye sevk etti. Özellikle de Arap dünyası, Filistin meselesiyle ilgili dış siyasette üstlendiği rol, Kıbrıs, Ermenistan, İran, Irak hatta Müslüman Uygurlarla ilgili tavrı Türkiye’nin artık uluslar arası toplumda ağırlığını koymuş, günden güne yükselmesi, parlaması beklenilen bir devlet haline geldiğini göstermektedir.

Türkiye bu konuma güneşin balçıkla sıvanmayacağını, ümmetin geçirmekte olduğu zaaf döneminden dolayı ilkelerden vazgeçilmeyeceğini alenen ifade ederek gelmiştir.

Türkiye’nin insaflı, ilkeli bir rol üstlendiğini, zalime zalim mazluma mazlum diyerek işleri yoluna koymaya çalıştığını görüyoruz. Batıdaki Yahudi lobisinin Filistinlileri karalamak için söylenti, iftira ve yalanlar yaymaya çalıştığını biliyoruz. Buna karşı Avrupa Parlamentosunda, Fransa’da gördüğümüz Arap ve Müslüman azınlıklar, özgür ruhlu Avrupalılar, Almanya’da Filistin halkıyla dayanışma için büyük yürüyüşler ve gösteriler düzenleyen insanlarla birlikte Türkiye, gerçek Filistin’i dünyaya anlatabilir. Çünkü dünyaya haklı olduğumuzu anlatmak istiyoruz. Filistinliler olarak hakkımızı almak bize düşer. Ancak bu taraflar en azından Filistin’de olanlara tanık olmalı, zulme karşı konum belirleyip tarihi sorumluluklarının farkında olmalılar.

israhaber.com: İHH’nın öncülüğünde Mayıs ayında düzenlenecek gemi filosuna ilişkin değerlendirmelerinizi almak istiyoruz. Türkiye’deki insanların, Gazze’ye yardım ulaştırmak için sürdürdükleri çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hammad Rakab: Kardeşlerine ulaşmak için uzak diyarlardan yola çıkıp, denizleri aşan kardeşlerimize duygularımızı ifade etmekten aciziz. Türk halkı ile Arap halkı arasında artık kopması mümkün olmayan bir bağ kurulmuştur.

Bu, sınırların ve barikatların ayrı düşürdüğü kardeşlerin buluşması olacaktır. Kelimelere ve gözyaşlarına sığmayacak bir dost buluşmasına şahit olacağız. Arap ve Müslüman vicdanının, Türk vicdanının Filistin’i unutmadığını, Türk halkının milli gücü ve çeşitli imkanlarıyla Filistin halkının ve davasının yanında olduğunu bu organizasyonla bize gösteren kardeşlerimize teşekkür ediyoruz.

Biz de içinde yaşadığımız şartlara ve tüm imkansızlıklara rağmen Arap ve İslam ümmeti haklarını geri alıncaya, Arap İslam dünyasıyla seyahat ve ticaret hürriyetine kavuşmuş, bağımsız, özgür Filistin devleti ve Türkiye arasında deniz seferleri başlayana kadar Allah’ın izniyle Türk halkının yanında olacağız. Allah her şeye kadirdir.

israhaber.com
 

ruhsen

0
İyinet Üyesi
Katılım
24 Nisan 2010
Mesajlar
8
Reaction score
0
inşallah filistinliler ve israilliler yakin zamanda barişillar.
 

Türkiye’nin ilk webmaster forum sitesi iyinet.com'da forum üyeleri tarafından yapılan tüm paylaşımlardan; Türk Ceza Kanunu’nun 20. Maddesinin, 5651 Sayılı Kanununun 4. maddesinin 2. fıkrasına göre, paylaşım yapan üyeler sorumludur.

Backlink ve Tanıtım Yazısı için iletişime geçmek için Skype Adresimiz: .cid.1580508955483fe5

seo ajansı , sosyal medya yönetimi
Üst