Eskiden Yeniçeri ocağında Yeniçerilere pilav ile beraber hoşaf da verilirdi. Ekseriya hoşaf pişirilen kazan temizlenmez ve hoşaf daha önce pişen yemeğin yağı ile bulaşırmış. Tabii bunun neticesi olarak hoşafın üstünde bir takım yağ tabakaları bulunurmuş. Yeniçeriler bu yağlı hoşafa senelerce alışıp gitmişler; artık hoşafın yağlı olması onlarca en tabii bir hal gibi olmuş.
Bir gün Yeniçerilerin mutfak işlerine bakan subay değişmiş. Bu subay yağlı kazan ile hoşaf pişirildiğini görünce aşçılara çıkışmış, itirazlarına rağmen şiddetle bunu menetmiş. Aşçılar bu şiddetli emir karşısında yelkenleri indirerek temiz kazanda hoşaf pişirmeye başlamışlar. Tabii hoşafın üstünde de yağ tabakları görünmez olmuş. Yeniçeriler bu yağsız hoşafı görüp şaşırıp sorunca, işi bilenler, aşçıların yelkenleri indirmesini telmihen:
- Artık hoşafın yağı kesildi, demişler.
Bir gün Yeniçerilerin mutfak işlerine bakan subay değişmiş. Bu subay yağlı kazan ile hoşaf pişirildiğini görünce aşçılara çıkışmış, itirazlarına rağmen şiddetle bunu menetmiş. Aşçılar bu şiddetli emir karşısında yelkenleri indirerek temiz kazanda hoşaf pişirmeye başlamışlar. Tabii hoşafın üstünde de yağ tabakları görünmez olmuş. Yeniçeriler bu yağsız hoşafı görüp şaşırıp sorunca, işi bilenler, aşçıların yelkenleri indirmesini telmihen:
- Artık hoşafın yağı kesildi, demişler.