Birincisi bizi 1. Dünya Savaşına sokan cahil maceraperestler; İkincisi bizi 2. bir Dünya Savaşına karıştırmaya çalışan safderun maceraperestler.
İki tarafın da ortak noktası “bilinçsizlik” ve “izansızlık” ve “basiretsizlik” karışımından peyda olan “ham maceraperestlik”.
Malumalinizdir, Osmanlı Devlet-i Aliyesi'nin son dönemlerde elinden bolca çıkarttığı toprakları geri alma hevesatı ile dopdolu olan İttihat ve Terakki güruhu, tam anlamıyla bir “yılan çukuru” olan 1. Dünya Savaşına bir kör gibi, hali fakirlik ve acizlikle perişan olmuş milletimizi, gözleri kapalı atmış ve devasa bir hezimeti yaşatmışlardı.
Onlardan bir asır sonra, İttihat ve Terakki gibi eski Osmanlı'ya, kuru kuru hayranlıklarını her platformda dillendiren Adalet ve Kalkınma Partisi üyeleri atalarının tecrübelerini tekrar yaşama hevesiyle aynı çukura girme, girerken de bütün bir milleti sokma arzusu duymakta.
“Komşularla sıfır problem” gibi nazari bir ütopya ile meydana atılanların günümüzde “problemsiz sıfır komşu” durumuna düşmelerinden sonra durumu kurtarma amacıyla böyle bir “tezkere”ye evet demelerini bir nebze anlıyoruz ama ya çevrelerinde ki basiret sahibi dediğimiz ve milletimizin hüsn-ü niyet beslediği bazı zevatlar nasıl oluyor da savaş çığırtkanlığı yapabiliyor anlamak mümkün değil.
Savaşın, çoluk çocuk, kadın, yaşlı demeden acımasızca öldürülen masumlara değinmeden bir de diğer maliyeti var ki bununla “Süper Güç” diye lakaplandırdığımız ABD'nin bile bütçesi sarsılıyor.
İşte size bir örnek:
ABD’nin Irak, Afganistan ve Pakistan’da yürüttüğü savaşın parasal maliyeti aşağıda:
PARASAL MALİYET:
Savunma Bakanlığına Kongre'den verilen savaş ödeneği: 1.3 trilyon dolar
Bakanlık bütçesine ek: 362 - 652 milyar dolar arası
Bakanlığın savaş ödeneklerinin faizi: 185 milyar dolar
Savaş gazileri ve malullerinin tıbbi bakım giderleri: 3 milyar dolar
Savaş nedeniyle yapılan dış yardımlar: 74 milyar dolar
Yurtiçi güvenlik bakanlığına ek ödenek: 401 milyar dolar
Savaş gazi ve malullerinin 2050 yılına kadar tahmini bakım ve tedavi taahhütleri: 589 - 934 milyar dolar arası
*Savaş gazileri ve asker ailelerine bugüne kadar yapılan sosyal yardımlar: 295 - 400 milyar dolar arası
İLERİYE DÖNÜK HARCAMA TALEPLERİ:
2012 savunma bakanlığı harcamaları: 118 milyar dolar
2012 dış yardım: 12 milyar dolar
2012 -2015 tahmini savaş giderleri: 168 milyar dolar
2016 - 2020 tahmini savaş giderleri: 155 milyar dolar
Tahmini toplam: 3.7 - 4.4 trilyon dolar arası
Zaten ekonomisi örümcek ağına bağlı olan bir devletin parasal maliyetin yanına eklemek zorunda olduğu ve milletimize hesap vermek durumuna düşeceği, hepsi şefkat kahramanı başka bir annenin kuzusu olan asker ölümleri var. ABD'nin ki şöyleydi:
İNSANİ MALİYET:
Savaş bölgesi itibariyle en düşük can kaybı tahmini:
Afganistan: 33,877
Irak: 151,471
Pakistan:39,127
CAN KAYBI (en düşük tahminlere göre):
ABD askerleri: 6,051
ABD müteahhitleri: 2,300
Irak güvenlik güçleri: 9,922
Afgan güvenlik güçleri: 8,756
Pakistan güvenlik güçleri: 3,520
Diğer müttefik askerleri: 1,192
Afgan siviller: 11,700
Pakistanlı siviller ve isyancılar: 35,600
Afgan isyancılar: 10,000
ABD işgali sırasında Irak ordu kayıpları: 10,000
Gazeteci ve medya çalışanları: 168
İnsani yardım kuruluşu çalışanları: 266
Toplam: 224,475 *
Böyle bir tabloya (siyasilerimizin eller,ni vicdanlarına koyarak incelediğini varsayarak) Çoluk çocuğuna ev ve araba bırakmak için çalışıp didinen insanımız nasıl bakar acaba?
Mehmet Akif Ersoy ve İttihat ve Terakki
Enteresandır, 1.Dünya Savaşına, bütün karşı çıkmalarına rağmen girilmesini şahit olan savaş karşıtı Osmanlı muhalefeti, ellerini açıp, dua pozisyonunda haklılıkları görünsün diye yenilmemizi can-u yürekten dileme gafleti ve ihanetinde bulunmuşlar.
Bu döneme denk gelen bir olayı anlatmak isterim.
Mehmet Akif Ersoy, bir vakitler İttihat ve Terakki gurubunun hükümet olduğu dönemlerde elçilik vazifesi yapmış. Avrupadaki gezilerin birinde kendisine “Bildiğimiz kadarıyla siz İttihat ve Terakki karşıtısınız. Hal böyleyken neden elçilik yapıyorsunuz?
Muhatap Mehmet Akif olunca cevap müthiştir: “ Vazifemi yapmayayım da devlet mi batsın?”
Şu fakir nihayi olarak der ki: Ben yazmamayım, söylemeyeyim, uyarmayayım da ülkem mi batsın.
Ahmet Alp HAN
twitter: @ahze22
* Veriler ntvmsnbc.com'dan alınmıştır.
İki tarafın da ortak noktası “bilinçsizlik” ve “izansızlık” ve “basiretsizlik” karışımından peyda olan “ham maceraperestlik”.
Malumalinizdir, Osmanlı Devlet-i Aliyesi'nin son dönemlerde elinden bolca çıkarttığı toprakları geri alma hevesatı ile dopdolu olan İttihat ve Terakki güruhu, tam anlamıyla bir “yılan çukuru” olan 1. Dünya Savaşına bir kör gibi, hali fakirlik ve acizlikle perişan olmuş milletimizi, gözleri kapalı atmış ve devasa bir hezimeti yaşatmışlardı.
Onlardan bir asır sonra, İttihat ve Terakki gibi eski Osmanlı'ya, kuru kuru hayranlıklarını her platformda dillendiren Adalet ve Kalkınma Partisi üyeleri atalarının tecrübelerini tekrar yaşama hevesiyle aynı çukura girme, girerken de bütün bir milleti sokma arzusu duymakta.
“Komşularla sıfır problem” gibi nazari bir ütopya ile meydana atılanların günümüzde “problemsiz sıfır komşu” durumuna düşmelerinden sonra durumu kurtarma amacıyla böyle bir “tezkere”ye evet demelerini bir nebze anlıyoruz ama ya çevrelerinde ki basiret sahibi dediğimiz ve milletimizin hüsn-ü niyet beslediği bazı zevatlar nasıl oluyor da savaş çığırtkanlığı yapabiliyor anlamak mümkün değil.
Savaşın, çoluk çocuk, kadın, yaşlı demeden acımasızca öldürülen masumlara değinmeden bir de diğer maliyeti var ki bununla “Süper Güç” diye lakaplandırdığımız ABD'nin bile bütçesi sarsılıyor.
İşte size bir örnek:
ABD’nin Irak, Afganistan ve Pakistan’da yürüttüğü savaşın parasal maliyeti aşağıda:
PARASAL MALİYET:
Savunma Bakanlığına Kongre'den verilen savaş ödeneği: 1.3 trilyon dolar
Bakanlık bütçesine ek: 362 - 652 milyar dolar arası
Bakanlığın savaş ödeneklerinin faizi: 185 milyar dolar
Savaş gazileri ve malullerinin tıbbi bakım giderleri: 3 milyar dolar
Savaş nedeniyle yapılan dış yardımlar: 74 milyar dolar
Yurtiçi güvenlik bakanlığına ek ödenek: 401 milyar dolar
Savaş gazi ve malullerinin 2050 yılına kadar tahmini bakım ve tedavi taahhütleri: 589 - 934 milyar dolar arası
*Savaş gazileri ve asker ailelerine bugüne kadar yapılan sosyal yardımlar: 295 - 400 milyar dolar arası
İLERİYE DÖNÜK HARCAMA TALEPLERİ:
2012 savunma bakanlığı harcamaları: 118 milyar dolar
2012 dış yardım: 12 milyar dolar
2012 -2015 tahmini savaş giderleri: 168 milyar dolar
2016 - 2020 tahmini savaş giderleri: 155 milyar dolar
Tahmini toplam: 3.7 - 4.4 trilyon dolar arası
Zaten ekonomisi örümcek ağına bağlı olan bir devletin parasal maliyetin yanına eklemek zorunda olduğu ve milletimize hesap vermek durumuna düşeceği, hepsi şefkat kahramanı başka bir annenin kuzusu olan asker ölümleri var. ABD'nin ki şöyleydi:
İNSANİ MALİYET:
Savaş bölgesi itibariyle en düşük can kaybı tahmini:
Afganistan: 33,877
Irak: 151,471
Pakistan:39,127
CAN KAYBI (en düşük tahminlere göre):
ABD askerleri: 6,051
ABD müteahhitleri: 2,300
Irak güvenlik güçleri: 9,922
Afgan güvenlik güçleri: 8,756
Pakistan güvenlik güçleri: 3,520
Diğer müttefik askerleri: 1,192
Afgan siviller: 11,700
Pakistanlı siviller ve isyancılar: 35,600
Afgan isyancılar: 10,000
ABD işgali sırasında Irak ordu kayıpları: 10,000
Gazeteci ve medya çalışanları: 168
İnsani yardım kuruluşu çalışanları: 266
Toplam: 224,475 *
Böyle bir tabloya (siyasilerimizin eller,ni vicdanlarına koyarak incelediğini varsayarak) Çoluk çocuğuna ev ve araba bırakmak için çalışıp didinen insanımız nasıl bakar acaba?
Mehmet Akif Ersoy ve İttihat ve Terakki
Enteresandır, 1.Dünya Savaşına, bütün karşı çıkmalarına rağmen girilmesini şahit olan savaş karşıtı Osmanlı muhalefeti, ellerini açıp, dua pozisyonunda haklılıkları görünsün diye yenilmemizi can-u yürekten dileme gafleti ve ihanetinde bulunmuşlar.
Bu döneme denk gelen bir olayı anlatmak isterim.
Mehmet Akif Ersoy, bir vakitler İttihat ve Terakki gurubunun hükümet olduğu dönemlerde elçilik vazifesi yapmış. Avrupadaki gezilerin birinde kendisine “Bildiğimiz kadarıyla siz İttihat ve Terakki karşıtısınız. Hal böyleyken neden elçilik yapıyorsunuz?
Muhatap Mehmet Akif olunca cevap müthiştir: “ Vazifemi yapmayayım da devlet mi batsın?”
Şu fakir nihayi olarak der ki: Ben yazmamayım, söylemeyeyim, uyarmayayım da ülkem mi batsın.
Ahmet Alp HAN
twitter: @ahze22
* Veriler ntvmsnbc.com'dan alınmıştır.