Memleketin birinde bir gün zengin bir adam bir un fabrikası kurmuş, fabrikasına hammadde sağlamak için dünyanın pek çok yerinden buğday alıyormuş ve yaptığı unu yine dünyanın dört bir tarafına pazarlıyormuş.
Bu durumun farkına varan bizim uyanıklar köyünün uyanıkları "madem her yerden buğday alıyorlar o halde biz de buğday yetiştirelim ve onlara satalım, böylece gelirimiz artar, refah içinde yaşarız" diye düşünmüşler.
Kolları sıvamışlar, tarlalarına buğday ekmişler. Buğday fazla bakım istemediğinden sadece ekim işi biraz zamanlarını alıyormuş, ekim yapıldıktan sonra fazla bir işi yokmuş. İlk zamanlar fabrika kilo başına çok iyi ücret verdiğinden çok iyi paralar kazanmışlar fakat bir taraftan da "acaba daha fazla nasıl kazanabiliriz" diye düşünmeye başlamışlar.
Vee buğdayların içine taş toprak karıştırmaya başlamışlar. İçine taş toprak karıştırılan buğdaydan yapılan un kalitesiz olduğundan unu satın alanlar fabrika sahibine mail atıp ", uyanıklar köyünden gelen buğdaydan yaptığın unları biz istemiyoruz" demişler. Bunun üzerine fabrika uyanıklar köyünden aldığı buğday çok kalitesiz olduğundan verdiği fiyatı iyice düşürmüş.
Köylüler internetteki bazı forumlara fabrikanın kilo başına verdiği fiyatın çok düştüğünü kazançlarının azaldığını yazmaya başlamışlar (Bu köyün köylüleri çok akıllı, çok kurnaz olduklarından interneti çok iyi biliyorlarmış, eh ne de olsa uyanıklar köyü).Kilo başına verilen ücret düştükçe köylüler eski kazançlarına tekrar kavuşabilmek için buğdayın içine daha fazla taş toprak karıştırmaya başlamışlar. Bunun üzerine de fabrika bu köyden buğday alımını tamamen durdurmuş.Uyanık köylüler de hüsran içinde eski günleri düşünüp "Ahh neydi o eski günler" diye sızlanmaya başlamışlar...
Gökten üç elma düşmüş ama bunların hiçbiri bu uyanık köylülerin başına düşmemiş........
Bu durumun farkına varan bizim uyanıklar köyünün uyanıkları "madem her yerden buğday alıyorlar o halde biz de buğday yetiştirelim ve onlara satalım, böylece gelirimiz artar, refah içinde yaşarız" diye düşünmüşler.
Kolları sıvamışlar, tarlalarına buğday ekmişler. Buğday fazla bakım istemediğinden sadece ekim işi biraz zamanlarını alıyormuş, ekim yapıldıktan sonra fazla bir işi yokmuş. İlk zamanlar fabrika kilo başına çok iyi ücret verdiğinden çok iyi paralar kazanmışlar fakat bir taraftan da "acaba daha fazla nasıl kazanabiliriz" diye düşünmeye başlamışlar.
Vee buğdayların içine taş toprak karıştırmaya başlamışlar. İçine taş toprak karıştırılan buğdaydan yapılan un kalitesiz olduğundan unu satın alanlar fabrika sahibine mail atıp ", uyanıklar köyünden gelen buğdaydan yaptığın unları biz istemiyoruz" demişler. Bunun üzerine fabrika uyanıklar köyünden aldığı buğday çok kalitesiz olduğundan verdiği fiyatı iyice düşürmüş.
Köylüler internetteki bazı forumlara fabrikanın kilo başına verdiği fiyatın çok düştüğünü kazançlarının azaldığını yazmaya başlamışlar (Bu köyün köylüleri çok akıllı, çok kurnaz olduklarından interneti çok iyi biliyorlarmış, eh ne de olsa uyanıklar köyü).Kilo başına verilen ücret düştükçe köylüler eski kazançlarına tekrar kavuşabilmek için buğdayın içine daha fazla taş toprak karıştırmaya başlamışlar. Bunun üzerine de fabrika bu köyden buğday alımını tamamen durdurmuş.Uyanık köylüler de hüsran içinde eski günleri düşünüp "Ahh neydi o eski günler" diye sızlanmaya başlamışlar...
Gökten üç elma düşmüş ama bunların hiçbiri bu uyanık köylülerin başına düşmemiş........