Daha dün gibi hatırlıyorum. Coğrafya öğretmenim, ellerini havada daire çizercesine çevirerek şöyle derdi; "Dünya kutuplardan basık ekvatordan şişiktir." Her ne kadar o el hareketine, o zamanlar kıs kıs gülsek de, işitsel zekamız kadar görsel zekamıza da olayı sunması, şu yaşa gelene dek dünyanın "geoit" (geoid) şeklini hatırlıyor olmamı sağladı.
Gelelim bu şeklin oluşma sebebine. Dünya gaz ve toz bulutu iken yani ""Büyük Patlama"dan hemen sonra yeni oluşturulurken, kendi ekseni etrafında dönüşü nedeniyle kutuplar çukurlaşmıştır. Katılaştığında da bu durum değişmemiştir.
Şimdi, eski lise öğrencisi reflekslerinizle, "Off, yine mi coğrafya, yaa!" diyerek, siz yazıyı okumayı terk etmeden bunları neden tutup da şimdi anlattığıma geleyim.
Edindiğimiz bilgilerden, dünya döndükçe kutuplardan basık hale geliyor, çıkarımını yaptıktan sonra şu soruyu bir kendimize soralım; kutuplardan basık olma neden sadece dünya veya diğer gezegenler için olduğunu söyleyebiliyoruz da mevz-u yasakpara Türkiye ve üzerinde yaşayan insanlar olunca "kutuplardan sivrilmiş" olmayı müşahede etmek zorunda kalıyoruz?
Doksan yaşında genç bir cumhuriyet olan ülkemizin biricik, çilekeş vatandaşları, (Yurt dışı veya yurt içi menşeli) herhangi bir sorunla karşı karşıya geldiğinde hemen, fizik kanunlarına aykırı olarak sivri kutuplar haline geliyor.
Biri artı, biriyse eksi olan iki zıt mıknatıs kutbunu birbirine yaklaştırsanız, bu ayrılığa maddi, gözle görülür bir terslik ortaya koyup birbirlerini kucaklarlar. Bilinmez mi ki, belki en güzel yanımız farklılıklarımız. Bir düşünsenize iki farklı ve birbirine rakip takımın yerine aynı takımdan yirmi iki kişinin sahaya çıktığını! Ne zevki olur? Heyecanı ve adrenalini stat dışında aramak zorunda kalırsınız.
sevkenli yıllara ucundan yetişmiş biri olarak "sağcı solcu" kavgasında darbecilerden ve kasalarını dolduranlardan başka milletin her ferdinin kaybetmiş olduğunu, akl-ı selim sahibi her insan gibi söyleyebilirim. Altmışları ve diğer darbe girişimlerini de okudu veya yaşadıysanız bir hatırlayın. Kutuplaşmanın, o kan donduran havasından başka, ne faydası olmuş?
Bu günlerde, başını bir "sergerdan medya"nın çektiği kutuplaştırma çabalarını hayret ve ibretle izliyorum. İzlemek ve elime kalem alıp yazmaktan başka bir şey, maalesef, gelmediği için de üzülüyor, kahroluyorum. "Yine mi" diyorum; "Yine mi bu ülkeye ve bu millete bedel ödettirilecek?"
Her kutup diğer kutbun hatalarını, pazar yerindeki iç çamaşır sergisi gibi, araştırıp, bulup ulu orta yerde, namahreme sergiliyor. İnsan nasıl olur da yapar bu gibi bir iğrençliği? Namahreme nasıl salar kendisine emanet edilmiş dostunu?
Ortalık toz bulutundan geçilmezken bir hasar tespit yapılamayacağı gibi zararı verdiğiniz kişiyi de çoğu zaman göremezsiniz. Dost düşman vurursunuz o hengamede. Vurulan dostlar olacaktır yüreği parçalanan size karşı, elinizde tek kalan
Çocuklara özeniyorum bu günlerde. "Birlikte yaşama oyunu"nu ne güzel oynuyorlar. Belki arada kavga da ediyorlar ama oyun sonuna kadar sulh edip nihayete erdirmeyi başarabiliyorlar. Haydi bir duayla noktalayalım o zaman; Alllah (cc) bize de, birlikte yaşama oyununu, hiç olmazsa çocuklar kadar iyi oynama basireti nasip etsin inşallah.
Ahmet Alp Han - GlobalHaber.tv yazarı
Gelelim bu şeklin oluşma sebebine. Dünya gaz ve toz bulutu iken yani ""Büyük Patlama"dan hemen sonra yeni oluşturulurken, kendi ekseni etrafında dönüşü nedeniyle kutuplar çukurlaşmıştır. Katılaştığında da bu durum değişmemiştir.
Şimdi, eski lise öğrencisi reflekslerinizle, "Off, yine mi coğrafya, yaa!" diyerek, siz yazıyı okumayı terk etmeden bunları neden tutup da şimdi anlattığıma geleyim.
Edindiğimiz bilgilerden, dünya döndükçe kutuplardan basık hale geliyor, çıkarımını yaptıktan sonra şu soruyu bir kendimize soralım; kutuplardan basık olma neden sadece dünya veya diğer gezegenler için olduğunu söyleyebiliyoruz da mevz-u yasakpara Türkiye ve üzerinde yaşayan insanlar olunca "kutuplardan sivrilmiş" olmayı müşahede etmek zorunda kalıyoruz?
Doksan yaşında genç bir cumhuriyet olan ülkemizin biricik, çilekeş vatandaşları, (Yurt dışı veya yurt içi menşeli) herhangi bir sorunla karşı karşıya geldiğinde hemen, fizik kanunlarına aykırı olarak sivri kutuplar haline geliyor.
Biri artı, biriyse eksi olan iki zıt mıknatıs kutbunu birbirine yaklaştırsanız, bu ayrılığa maddi, gözle görülür bir terslik ortaya koyup birbirlerini kucaklarlar. Bilinmez mi ki, belki en güzel yanımız farklılıklarımız. Bir düşünsenize iki farklı ve birbirine rakip takımın yerine aynı takımdan yirmi iki kişinin sahaya çıktığını! Ne zevki olur? Heyecanı ve adrenalini stat dışında aramak zorunda kalırsınız.
sevkenli yıllara ucundan yetişmiş biri olarak "sağcı solcu" kavgasında darbecilerden ve kasalarını dolduranlardan başka milletin her ferdinin kaybetmiş olduğunu, akl-ı selim sahibi her insan gibi söyleyebilirim. Altmışları ve diğer darbe girişimlerini de okudu veya yaşadıysanız bir hatırlayın. Kutuplaşmanın, o kan donduran havasından başka, ne faydası olmuş?
Bu günlerde, başını bir "sergerdan medya"nın çektiği kutuplaştırma çabalarını hayret ve ibretle izliyorum. İzlemek ve elime kalem alıp yazmaktan başka bir şey, maalesef, gelmediği için de üzülüyor, kahroluyorum. "Yine mi" diyorum; "Yine mi bu ülkeye ve bu millete bedel ödettirilecek?"
Her kutup diğer kutbun hatalarını, pazar yerindeki iç çamaşır sergisi gibi, araştırıp, bulup ulu orta yerde, namahreme sergiliyor. İnsan nasıl olur da yapar bu gibi bir iğrençliği? Namahreme nasıl salar kendisine emanet edilmiş dostunu?
Ortalık toz bulutundan geçilmezken bir hasar tespit yapılamayacağı gibi zararı verdiğiniz kişiyi de çoğu zaman göremezsiniz. Dost düşman vurursunuz o hengamede. Vurulan dostlar olacaktır yüreği parçalanan size karşı, elinizde tek kalan
Çocuklara özeniyorum bu günlerde. "Birlikte yaşama oyunu"nu ne güzel oynuyorlar. Belki arada kavga da ediyorlar ama oyun sonuna kadar sulh edip nihayete erdirmeyi başarabiliyorlar. Haydi bir duayla noktalayalım o zaman; Alllah (cc) bize de, birlikte yaşama oyununu, hiç olmazsa çocuklar kadar iyi oynama basireti nasip etsin inşallah.
Ahmet Alp Han - GlobalHaber.tv yazarı