- Katılım
- 18 Nisan 2008
- Mesajlar
- 773
- Reaction score
- 39
Network İngilizce bir kelimedir ve Türkçe karşılığı Ağ demektir. Peki o zaman biz Ağ kavramını açıklayalım. Ağ kavramı, en az iki bilgisayarın birleşmesi ile oluşan veri taşıma hattı şeklinde tanımlanmaktadır. Yalnızca iki bilgisayar ile başlayan ağ kavramı, zaman içerisinde diğer cihazların da katılımıyla büyüyerek, sonunda İnternet olarak adlandırdığımız ve tüm dünyayı kapsayan geniş alan ağına dönüşmüştür. Tüm dünyayı coğrafi alan olarak kabul eden İnternet; veri alış verişini sağlamak için Göbek (Hub), Anahtar (Switch), Yönlendirici (Router) vb. cihazların da yardımına ihtiyaç duymaktadır. Ağ yönetimi, bir anlamda ağın sağlıklı çalışmasını sağlamak demektir. Günümüzde ağ ortamına ne kadar fazla ihtiyaç duyulduğu, yaygın İnternet kullanımı dolayısıyla ortadadır. Ağın izlenmesi, eğer varsa sorunların tespiti ve giderilmesi için gerekli işlemlerin yapılması, ağ yönetimi sayesinde mümkün olmaktadır. İnternet ortamında meydana gelecek küresel bir kesinti, büyük maddi kayıplara yol açmaktadır. Bu sebeple ağ yönetimi, ağ ortamında meydana gelecek hataları izlemek, hatayı oluşumundan önce belirlemek ve gidermek ile sorumludur. Ağ ortamında karşılaşılabilecek sorunlar, ağı oluşturan donanım ve/veya yazılımlarda meydana gelebilecek hatalardan oluşmaktadır. Ağ yönetimini sağlamak için, öncelikle ağı oluşturan bileşenleri tanımak ve hâkim olmak gerekmektedir. Bu bileşenlerin yapılarına göre hataları tespit etmek ve gidermek kolaylaşmaktadır Ağ Bileşenleri Bir ağı oluşturan parçalar, basit ağlar için; bilgisayar, ağ kartı, kablolu ya da kablosuz iletişim ortamı, protokoller ve işletim sistemi olarak tanımlansa da aslında ağ dağıtımı için kullanılan cihazlar da ağ yönetiminde ön plana çıkmaktadır.
Bu cihazlar;
• Tekrarlayıcılar (Repeaters),
• Göbek Cihazlar (Hubs),
• Köprüler (Bridges),
• Anahtar Cihazlar (Switches) ve
• Son ve en önemli olarak da Yönlendiricilerdir (Routers).
Ağ yönetiminde, arızalı parçanın bulunması ve onarımı kadar, ağı izleyerek hızını ve doğru veri akışını tespit etmek de önemlidir. Bu sebeple dağıtıcı cihazlar, ağın geneli hakkında bilgi veren en önemli donanımlardır. Ham veriyi alarak üzerinde işlemler yapan, bilgi olarak çıkış veren, gerektiği durumlarda ise bilgiyi depolayarak daha sonra kullanımına olanak sağlayan elektronik cihazlara bilgisayar adı verilmektedir. İkilik sayı sistemiyle çalışan bilgisayarlar, veriyi de ikilik sayı sisteminde almakta, işlemekte, çıktı olarak vermekte ve depolamaktadırlar. Bir bilgisayarın çalışması için donanımı kadar önemli bir bileşen de üzerinde koşmakta olan işletim sistemidir. İşletim sistemi, bilgisayarın donanımı ile kullanıcısı arasında arayüz oluşturmaktadır. Aynı zamanda donanımın hatasız ve verimli çalışmasını sağlayan da işletim sistemidir. İşletim sistemine sahip olmayan bir bilgisayar, elektronik bir yığından başka bir şey değildir. Yaygın olarak kullanılan işletim sistemleri, Windows, Ubuntu Linux, Pardus, MacOS X gibi çeşitlendirilebilmektedir. Bilgisayarların da kendi içlerinde çeşitleri bulunmaktadır. Süper bilgisayarlar; en güçlü ve pahalı sınıfı oluşturmaktadırlar. Temelde iki amaca yönelik olarak çalışmaktadırlar. Bunlardan;
Birincisi işlem gücü gerektiren durumlar,
İkincisi ise aynı anda çok kişiye hizmet verilmesini gerektiren durumlardır.
Sunucu bilgisayarlar; altında farklı bilgisayarları barındıran (web çıkışı, ticari program kullanılması ya da işletim sistemi desteği vermek vb.) cihazlardır. Kişisel bilgisayarlardan daha güçlü yapıdaki bu tür bilgisayarlar hiç kapanmadan sürekli çalışma esasına göre hizmet vermektedirler. Kişisel bilgisayarlar; evlerde, okullarda kullanılan bilgisayar türüdür. Taşınabilir bilgisayarlar; son yıllarda günlük hayata giren ve neredeyse kişisel bilgisayarların yerini alma düzeyine gelen bilgisayar çeşididir. Diz üstü bilgisayarlar, tablet bilgisayarlar, akıllı cep telefonları, sayısal asistanlar bu sınıfta bulunmaktadır. Özellikle tablet bilgisayarlar ve akıllı telefonlar için taşınabilir cihazlara özel geliştirilen iOS, Android, Windows Mobile, Bada gibi farklı işletim sistemleri geliştirilmiştir. Ethernet kartı olarak da bilinen ağ kartları, kablolu ve kablosuz bağlantıya uyumlu olacak şekilde tasarlanmıştır. Günümüzde kullanılan kablolu ağ kartı, UTP kablo ucuna basılan RJ45 konnektör yardımıyla, üzerinde bağlı bulunduğu cihazın ağ ile bağlantısını sağlamaktadır. Kablosuz cihaz ise herhangi bir kablolu ortama ihtiyaç duymaksızın kablosuz ağ yayını yapan bir merkeze bağlanarak ağa dâhil olmaktadır. Bilgisayarlar için düşünülecek olursa Ethernet kartı anakart üzerinde bir genişletme yuvasına bağlı olabileceği gibi, anakart üzerinde yerleşik olarak da bulunabilmektedir. Özellikle taşınabilir bilgisayarlar üzerinde bulunan kablosuz ağ kartı, anakart üzerinde yerleşiktir. Ağ kartının tekil özelliği, fabrika çıkışında üzerinde bulunan yerleşik belleğe kodlanmış bulunan MAC adresidir. 48 bitten oluşan bu sayı, tüm ağ kartları için farklı değer almakta ve yerel alan ağ haberleşmesi bu küresel tekil sayıya bağlı olarak gerçekleşmektedir. Kablolu ve kablosuz iletişim ortamları, iki ağ kartının veri alışverişini sağlayan ortam olarak düşünülmektedir. En çok kullanılan kablolu ortamlar;
• Eşeksenli Kablo (Coaxial Cable),
• Bükümlü Çift Kablo (UTP) ve
• Fiber Optik kablodur.
Bükümlü Çift Kablo, ağ kartları ile en çok kullanılan kablo türüdür ve birçok çeşidi ile farklı hızları desteklemektedir. Her ağ bağlantısı, düzenli bir biçimde veri alışverişinde bulunmak için bazı kurallara ihtiyaç duymaktadır. Bu kurallar, protokoller olarak isimlendirilmiştir. TCP/IP modeline göre dört katman altında toplanan protokoller, uygulamanın alıcı bilgisayara ileteceği veriyi yaratmasıyla devreye girer ve sırası ile uygulama katmanı protokolleri, taşıma katmanı protokolleri, ağ katmanı protokolleri ve veri erişim katmanı protokollerinden gerekli olanlar tarafından işlenerek fiziksel ağa iletilir. Alıcı bilgisayar, ağ ortamından aldığı veriyi bu sefer tersten olmak üzere aynı katmanlardaki protokoller yardımıyla işleyerek uygulamaya teslim eder. Ağı bir araya getirmek için farklı dağıtıcı ve yönlendirici cihazlara da ihtiyaç duyulmaktadır. Tekrarlayıcılar bunlardan en basit olanıdır. İki arayüzü bulunan cihaz, bir taraftan aldığı veriyi, güçlendirerek diğer arayüzünden tekrar göndermektedir. Özellikle UTP kablo menzilinin 100 metre civarında olduğu düşünülürse daha uzun mesafelerde veri taşımak için tekrarlayıcılardan faydalanılmaktadır. Tekrarlayıcı cihazın çok arayüze sahip olanına ise Göbek Cihaz (Hub) adı verilmektedir.
Göbek cihaz, bir arayüzünden aldığı veriyi, diğer tüm arayüzlerine güçlendirerek göndermekte ve bu sayede aynı anda bağlantı yapan çok sayıda cihaza verinin ulaşması sağlanmaktadır. Hem tekrarlayıcı hem de göbek cihaz TCP/IP modelinin fiziksel katmanında çalışan cihazlardır ve bağlantı katmanının görevlerini üstlenmezler. Bazı durumlarda özel bir takım tekrarlayıcı ya da göbek cihazlar, hat genişliği, çarpışma oranı vb. ağ istatistikleri için verilerin toplanmasına imkân sağlamaktadırlar. Tekrarlayıcıların birinci katmanda çalışıyor olması güvenlik açıkları, seçimli göndermenin mümkün olamaması gibi bazı sorunları beraberinde getirmektedir. İkinci katman cihazlar olan köprüler sayesinde ağ bağlantıları, ağı iki farklı bölüme ayıracak şekilde düzenlenmektedir. İki arayüze sahip köprüler, paketlerin başlığında bulunan MAC adreslerine göre seçimli olarak veri iletimine imkân sağlamaktadır. Bu sayede iletimi gerekmeyen veriler diğer arayüze geçmemekte ve ağ kaynakları verimli biçimde kullanılmaktadır. Köprülerin çok arayüzlü şekli olan anahtar cihazlar günümüzde oldukça yaygındır. Bir anlamda göbek cihazların akıllı sürümü olarak da nitelendirebileceğimiz anahtar cihazlar da ikinci katman olan bağlantı katmanında çalışmaktadır. İletilmek üzere gelen paketin MAC adresine göre seçimli iletme yapabilmesi sayesinde, diğer hatlara veri göndermeden, paketi yalnızca ilgili alıcının bulunduğu hatta yönlendirir.
TCP/IP modelinin üçüncü katmanında çalışan yönlendiricilerin asıl sorumluluğu, paket yönlendirmesi sayesinde küresel internete bağlı bilgisayarlar arasında paket değişimine olanak sağlamaktır. Binlerce ağ yolu ile cihazlar arası bağlantı sağlanmaktadır. Ağa bağlanan cihaz sayısının da artışı ile son yıllarda yönlendiriciler oldukça önemli hale gelmiştir. Kendisine gelen paketin IP adresine bakarak hangi arayüzden gönderileceğine karar vermek, yönlendiricinin görevidir. Yönlendiricilerin ağ yönetimi konusunda etkileri, diğer tüm cihazlardan fazladır. Yöneticiler, yönlendiricileri gerekli şekillerde programlayarak ağın topolojisine uygun davranmalarını, bağlı bulundukları alt ağları tanımalarını ve yönlendirme tablolarını oluşturmalarını sağlamaktadırlar.
Bu cihazlar;
• Tekrarlayıcılar (Repeaters),
• Göbek Cihazlar (Hubs),
• Köprüler (Bridges),
• Anahtar Cihazlar (Switches) ve
• Son ve en önemli olarak da Yönlendiricilerdir (Routers).
Ağ yönetiminde, arızalı parçanın bulunması ve onarımı kadar, ağı izleyerek hızını ve doğru veri akışını tespit etmek de önemlidir. Bu sebeple dağıtıcı cihazlar, ağın geneli hakkında bilgi veren en önemli donanımlardır. Ham veriyi alarak üzerinde işlemler yapan, bilgi olarak çıkış veren, gerektiği durumlarda ise bilgiyi depolayarak daha sonra kullanımına olanak sağlayan elektronik cihazlara bilgisayar adı verilmektedir. İkilik sayı sistemiyle çalışan bilgisayarlar, veriyi de ikilik sayı sisteminde almakta, işlemekte, çıktı olarak vermekte ve depolamaktadırlar. Bir bilgisayarın çalışması için donanımı kadar önemli bir bileşen de üzerinde koşmakta olan işletim sistemidir. İşletim sistemi, bilgisayarın donanımı ile kullanıcısı arasında arayüz oluşturmaktadır. Aynı zamanda donanımın hatasız ve verimli çalışmasını sağlayan da işletim sistemidir. İşletim sistemine sahip olmayan bir bilgisayar, elektronik bir yığından başka bir şey değildir. Yaygın olarak kullanılan işletim sistemleri, Windows, Ubuntu Linux, Pardus, MacOS X gibi çeşitlendirilebilmektedir. Bilgisayarların da kendi içlerinde çeşitleri bulunmaktadır. Süper bilgisayarlar; en güçlü ve pahalı sınıfı oluşturmaktadırlar. Temelde iki amaca yönelik olarak çalışmaktadırlar. Bunlardan;
Birincisi işlem gücü gerektiren durumlar,
İkincisi ise aynı anda çok kişiye hizmet verilmesini gerektiren durumlardır.
Sunucu bilgisayarlar; altında farklı bilgisayarları barındıran (web çıkışı, ticari program kullanılması ya da işletim sistemi desteği vermek vb.) cihazlardır. Kişisel bilgisayarlardan daha güçlü yapıdaki bu tür bilgisayarlar hiç kapanmadan sürekli çalışma esasına göre hizmet vermektedirler. Kişisel bilgisayarlar; evlerde, okullarda kullanılan bilgisayar türüdür. Taşınabilir bilgisayarlar; son yıllarda günlük hayata giren ve neredeyse kişisel bilgisayarların yerini alma düzeyine gelen bilgisayar çeşididir. Diz üstü bilgisayarlar, tablet bilgisayarlar, akıllı cep telefonları, sayısal asistanlar bu sınıfta bulunmaktadır. Özellikle tablet bilgisayarlar ve akıllı telefonlar için taşınabilir cihazlara özel geliştirilen iOS, Android, Windows Mobile, Bada gibi farklı işletim sistemleri geliştirilmiştir. Ethernet kartı olarak da bilinen ağ kartları, kablolu ve kablosuz bağlantıya uyumlu olacak şekilde tasarlanmıştır. Günümüzde kullanılan kablolu ağ kartı, UTP kablo ucuna basılan RJ45 konnektör yardımıyla, üzerinde bağlı bulunduğu cihazın ağ ile bağlantısını sağlamaktadır. Kablosuz cihaz ise herhangi bir kablolu ortama ihtiyaç duymaksızın kablosuz ağ yayını yapan bir merkeze bağlanarak ağa dâhil olmaktadır. Bilgisayarlar için düşünülecek olursa Ethernet kartı anakart üzerinde bir genişletme yuvasına bağlı olabileceği gibi, anakart üzerinde yerleşik olarak da bulunabilmektedir. Özellikle taşınabilir bilgisayarlar üzerinde bulunan kablosuz ağ kartı, anakart üzerinde yerleşiktir. Ağ kartının tekil özelliği, fabrika çıkışında üzerinde bulunan yerleşik belleğe kodlanmış bulunan MAC adresidir. 48 bitten oluşan bu sayı, tüm ağ kartları için farklı değer almakta ve yerel alan ağ haberleşmesi bu küresel tekil sayıya bağlı olarak gerçekleşmektedir. Kablolu ve kablosuz iletişim ortamları, iki ağ kartının veri alışverişini sağlayan ortam olarak düşünülmektedir. En çok kullanılan kablolu ortamlar;
• Eşeksenli Kablo (Coaxial Cable),
• Bükümlü Çift Kablo (UTP) ve
• Fiber Optik kablodur.
Bükümlü Çift Kablo, ağ kartları ile en çok kullanılan kablo türüdür ve birçok çeşidi ile farklı hızları desteklemektedir. Her ağ bağlantısı, düzenli bir biçimde veri alışverişinde bulunmak için bazı kurallara ihtiyaç duymaktadır. Bu kurallar, protokoller olarak isimlendirilmiştir. TCP/IP modeline göre dört katman altında toplanan protokoller, uygulamanın alıcı bilgisayara ileteceği veriyi yaratmasıyla devreye girer ve sırası ile uygulama katmanı protokolleri, taşıma katmanı protokolleri, ağ katmanı protokolleri ve veri erişim katmanı protokollerinden gerekli olanlar tarafından işlenerek fiziksel ağa iletilir. Alıcı bilgisayar, ağ ortamından aldığı veriyi bu sefer tersten olmak üzere aynı katmanlardaki protokoller yardımıyla işleyerek uygulamaya teslim eder. Ağı bir araya getirmek için farklı dağıtıcı ve yönlendirici cihazlara da ihtiyaç duyulmaktadır. Tekrarlayıcılar bunlardan en basit olanıdır. İki arayüzü bulunan cihaz, bir taraftan aldığı veriyi, güçlendirerek diğer arayüzünden tekrar göndermektedir. Özellikle UTP kablo menzilinin 100 metre civarında olduğu düşünülürse daha uzun mesafelerde veri taşımak için tekrarlayıcılardan faydalanılmaktadır. Tekrarlayıcı cihazın çok arayüze sahip olanına ise Göbek Cihaz (Hub) adı verilmektedir.
Göbek cihaz, bir arayüzünden aldığı veriyi, diğer tüm arayüzlerine güçlendirerek göndermekte ve bu sayede aynı anda bağlantı yapan çok sayıda cihaza verinin ulaşması sağlanmaktadır. Hem tekrarlayıcı hem de göbek cihaz TCP/IP modelinin fiziksel katmanında çalışan cihazlardır ve bağlantı katmanının görevlerini üstlenmezler. Bazı durumlarda özel bir takım tekrarlayıcı ya da göbek cihazlar, hat genişliği, çarpışma oranı vb. ağ istatistikleri için verilerin toplanmasına imkân sağlamaktadırlar. Tekrarlayıcıların birinci katmanda çalışıyor olması güvenlik açıkları, seçimli göndermenin mümkün olamaması gibi bazı sorunları beraberinde getirmektedir. İkinci katman cihazlar olan köprüler sayesinde ağ bağlantıları, ağı iki farklı bölüme ayıracak şekilde düzenlenmektedir. İki arayüze sahip köprüler, paketlerin başlığında bulunan MAC adreslerine göre seçimli olarak veri iletimine imkân sağlamaktadır. Bu sayede iletimi gerekmeyen veriler diğer arayüze geçmemekte ve ağ kaynakları verimli biçimde kullanılmaktadır. Köprülerin çok arayüzlü şekli olan anahtar cihazlar günümüzde oldukça yaygındır. Bir anlamda göbek cihazların akıllı sürümü olarak da nitelendirebileceğimiz anahtar cihazlar da ikinci katman olan bağlantı katmanında çalışmaktadır. İletilmek üzere gelen paketin MAC adresine göre seçimli iletme yapabilmesi sayesinde, diğer hatlara veri göndermeden, paketi yalnızca ilgili alıcının bulunduğu hatta yönlendirir.
TCP/IP modelinin üçüncü katmanında çalışan yönlendiricilerin asıl sorumluluğu, paket yönlendirmesi sayesinde küresel internete bağlı bilgisayarlar arasında paket değişimine olanak sağlamaktır. Binlerce ağ yolu ile cihazlar arası bağlantı sağlanmaktadır. Ağa bağlanan cihaz sayısının da artışı ile son yıllarda yönlendiriciler oldukça önemli hale gelmiştir. Kendisine gelen paketin IP adresine bakarak hangi arayüzden gönderileceğine karar vermek, yönlendiricinin görevidir. Yönlendiricilerin ağ yönetimi konusunda etkileri, diğer tüm cihazlardan fazladır. Yöneticiler, yönlendiricileri gerekli şekillerde programlayarak ağın topolojisine uygun davranmalarını, bağlı bulundukları alt ağları tanımalarını ve yönlendirme tablolarını oluşturmalarını sağlamaktadırlar.