Arkadaşlar merhaba
14 Şubat için araştırma yaptığım sırada fark ettiğim bir haberi paylaşmak istedim.
Ünlü İtalyan asıllı Amerikalı mafya lideri Al Capone, rakibi için 14 Şubatta öyle bir sürpriz hazırlıyor ki... Neyse yazımı okuyacağınızı ümit ediyorum:
Ekli dosyayı görüntüle 5583
1893′te yeni kıtaya göç eden Napolili bir ailenin yoksul çocuğu olarak New York’ta doğan İtalyan asıllı Alphonso Gabriel, ya da bildiğimiz adıyla Al Capone, kartvizitinde yazanın aksine, “ikinci el mobilya satıcısı” değil Amerika’nın gelmiş geçmiş en büyük mafya lideridir.
Yoksulluk içinde büyüyen Capone, bar fedailiği yaptığı gençlik yıllarında yüzüne aldığı yaralar nedeniyle yaralı yüz (scarface) lakabı ile tanınır. Asıl yükselişini ise 1920′li yıllardaki içki yasağı sırasında yaşayacaktır. Büyük buhran yıllarında Chicago’da yasadışı içki satışına el atar. Bu kaçakçılık sayesinde büyük bir servet elde eder. Alkollü içki ihtiyacını “Speakeasies” adı verilen ruhsatsız barlarda pahalı da olsa gidermesi halk tarafından da memnuniyetle ve sempatiyle karşılanır.
Paranın ve gücün yanı sıra politik olarak da devleşen çete, Cicero’da kendi adamını başkan seçtirecek kadar işi ilerletir. Bu yasal dayanak sayesinde gücünü bir kat daha arttırır. Bu kadar para ve rantın olduğu yerde rakipler de olacaktır elbet.
Capone’nin en büyük düşmanı ise, asıl işi Kanada’dan getirdiği içkileri satmak olan George Moran. Namıyla tanıyalım Bugs Moran, Polonyalı bir göçmen ailesinin çocuğu olarak en büyük görevini bu rakip çeteyle kapışmak olarak belirler… Al Capone tarafından öldürülen eski patronu Dion O’Banion’un kendisini Bugs Bunny’ye benzetmesi nedeniyle bu lakabı aldığı söylenir. Herhalde şişman ve gamzeli olduğu için… Bu arada bir önceki patronu Hymie Weiss’ta İtalyanlar tarafından öldürülmüştür. Yaralı yüz işini şansa bırakmamaktadır. Bugs için de bir son planlar…
Çalınmış polis arabaları ve üniformaları ile mekana giden ikisi polis kılığında ikisi sivil giyimli dört kişi, 1929′un 14 Şubatında Bugs’ın çetesinden 6 kişiyi sırtları dönük olacak şekilde duvara dizerek Thompson silahlarla öldürür. Mafya kini o kadar büyüktür ki, İrlanda çetesi olarak bilinen Moran’ın bekçi köpeğini dahi sağ bırakmazlar. Asıl hedef Bugs, kapıdaki polis aracını görüp şans eseri mekandan uzaklaşır. Al Capone ise olay sırasında Florida’da olduğundan mahkemeye bile çıkmaz.
1936′da sevgililer günü katliamının baş aktörü ve uygulayıcısı olduğu söylenen Jack Mac Gurn, kafasına sıkılan iki kurşunla sokak ortasında öldürülür. Avucunda ise bir sevgililer günü kartı vardır. Bugs katliamdan sonra piyasadan çekilmiş ancak intikamını da almıştır.
1931′de ‘vergi kaçakçılığı’ ile suçlanan Capone, 11 yıl ceza alarak Alcatraz Hapishanesi’ne gönderilir. Frengiye yakalandıktan sonra iyi hali de gözetilerek 1939′da tahliye edilir. 1947 yılında son günlerini geçirdiği Florida’da hayatını kaybeder.
Son bir not daha paylaşalım. Katliamın gerçekleştiği binanın yıkımı sırasında tuğlalar halk tarafından kapışılır. Adli tıp ve balistik gibi polisiye gelişmelerin bu olaydan sonra ortaya çıktığı söylenir… İşin en ilginç tarafı Capone’nin bir mafya kurşunuyla değil eceliyle ölmesi sanırım…
14 Şubat için araştırma yaptığım sırada fark ettiğim bir haberi paylaşmak istedim.
Ünlü İtalyan asıllı Amerikalı mafya lideri Al Capone, rakibi için 14 Şubatta öyle bir sürpriz hazırlıyor ki... Neyse yazımı okuyacağınızı ümit ediyorum:
Ekli dosyayı görüntüle 5583
1893′te yeni kıtaya göç eden Napolili bir ailenin yoksul çocuğu olarak New York’ta doğan İtalyan asıllı Alphonso Gabriel, ya da bildiğimiz adıyla Al Capone, kartvizitinde yazanın aksine, “ikinci el mobilya satıcısı” değil Amerika’nın gelmiş geçmiş en büyük mafya lideridir.
Yoksulluk içinde büyüyen Capone, bar fedailiği yaptığı gençlik yıllarında yüzüne aldığı yaralar nedeniyle yaralı yüz (scarface) lakabı ile tanınır. Asıl yükselişini ise 1920′li yıllardaki içki yasağı sırasında yaşayacaktır. Büyük buhran yıllarında Chicago’da yasadışı içki satışına el atar. Bu kaçakçılık sayesinde büyük bir servet elde eder. Alkollü içki ihtiyacını “Speakeasies” adı verilen ruhsatsız barlarda pahalı da olsa gidermesi halk tarafından da memnuniyetle ve sempatiyle karşılanır.
Paranın ve gücün yanı sıra politik olarak da devleşen çete, Cicero’da kendi adamını başkan seçtirecek kadar işi ilerletir. Bu yasal dayanak sayesinde gücünü bir kat daha arttırır. Bu kadar para ve rantın olduğu yerde rakipler de olacaktır elbet.
Capone’nin en büyük düşmanı ise, asıl işi Kanada’dan getirdiği içkileri satmak olan George Moran. Namıyla tanıyalım Bugs Moran, Polonyalı bir göçmen ailesinin çocuğu olarak en büyük görevini bu rakip çeteyle kapışmak olarak belirler… Al Capone tarafından öldürülen eski patronu Dion O’Banion’un kendisini Bugs Bunny’ye benzetmesi nedeniyle bu lakabı aldığı söylenir. Herhalde şişman ve gamzeli olduğu için… Bu arada bir önceki patronu Hymie Weiss’ta İtalyanlar tarafından öldürülmüştür. Yaralı yüz işini şansa bırakmamaktadır. Bugs için de bir son planlar…
Çalınmış polis arabaları ve üniformaları ile mekana giden ikisi polis kılığında ikisi sivil giyimli dört kişi, 1929′un 14 Şubatında Bugs’ın çetesinden 6 kişiyi sırtları dönük olacak şekilde duvara dizerek Thompson silahlarla öldürür. Mafya kini o kadar büyüktür ki, İrlanda çetesi olarak bilinen Moran’ın bekçi köpeğini dahi sağ bırakmazlar. Asıl hedef Bugs, kapıdaki polis aracını görüp şans eseri mekandan uzaklaşır. Al Capone ise olay sırasında Florida’da olduğundan mahkemeye bile çıkmaz.
1936′da sevgililer günü katliamının baş aktörü ve uygulayıcısı olduğu söylenen Jack Mac Gurn, kafasına sıkılan iki kurşunla sokak ortasında öldürülür. Avucunda ise bir sevgililer günü kartı vardır. Bugs katliamdan sonra piyasadan çekilmiş ancak intikamını da almıştır.
1931′de ‘vergi kaçakçılığı’ ile suçlanan Capone, 11 yıl ceza alarak Alcatraz Hapishanesi’ne gönderilir. Frengiye yakalandıktan sonra iyi hali de gözetilerek 1939′da tahliye edilir. 1947 yılında son günlerini geçirdiği Florida’da hayatını kaybeder.
Son bir not daha paylaşalım. Katliamın gerçekleştiği binanın yıkımı sırasında tuğlalar halk tarafından kapışılır. Adli tıp ve balistik gibi polisiye gelişmelerin bu olaydan sonra ortaya çıktığı söylenir… İşin en ilginç tarafı Capone’nin bir mafya kurşunuyla değil eceliyle ölmesi sanırım…