Odatv davasında 375 gün sonra tahliye olan gazeteciler Nedim Şener ve Ahmet Şık, Silivri Cezaevinden ayrıldı.
Ailelerinin, yakınlarının ve büyük bir gazeteci ordusunun karşıladığı iki gazeteci açıklamalarda bulundu.
Gözaltına alınışında 'dokunan yanar' diyerek cemaati hedef alan Şık yine benzer açıklamalarda bulunurken, Nedim Şener de yine Hrant Dink cinayetine dikkat çekti ve ilk haberinin Hrant için olacağını söyledi.
Ahmet Şık ve Nedim Şener, diğer iki gazeteci Sait Çakır ve Coşkun Musluk ile birlikte, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinin tahliye kararıyla Silivriden ayrıldı.
Kamera ve objektiflerin çevrildiği iki isim Şener ve Şıktan açıklamalar geldi. Ahmet Şık, "Eksik kalmış adalet, bu ülkeye adalet, hukuk ve demokrasi getirmeyecek" dedi.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ
"Sadece benim davamda 5 tutuklu gazeteci var, Onun dışında 100 kadar gazeteci hala içeride diyen Şık, "İfade özgürlüğü meselesi bu ülkede sadece gazetecilerin sorunu değil. 600 civarında üniversite öğrencisi, KCK davasında da 6 binin üzerinde tutuklu insan var. Bunların hepsi düşünce ve ifade özgürlüğü bağlamında değerlendirilmesi gereken tutukluklar. Biz bunun mücadelesine devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
ONLAR İÇERİYE GİRDİKLERİNDE ADALET GELECEK
Şık, 'Adalet ne zaman sağlanacak?' sorusununun kendisine sorulması durumunda yanıtının şu olacağını söyledi: "Bu komployu kuran ve yürüten; polisler, savcılar ve hakimler bu cezaevine girdiği zaman. Ben burada and içiyorum. O cemaat-çete bağlantılı adamlar buraya girecek ve onlar buraya girdiğinde bu ülkeye adalet gelecek.
Çok net bir şey var. Cemaatçi olan herkesi suçlamıyorum ama bu işin sorumluları cemaat bağlantılı. Cemaatçi olup da emniyet, yargı ve bürokratik örgütlenme içinde çete gibi çalışan adamlar var. Asıl sorumlu da bunlar. Siyaseten sorumlusu ise bunlara cevaz veren, ses çıkarmayan AKP hükümetidir."
Şıkın son sözleri, "Ama herkes bilsin. Bunca baskı ve zulümden, o iktidarın korktuğu bizim de özlemini duyduğumu ve mücadelesini sürdürdüğümüz hayat çıkacak" oldu.
GİRDİĞİ GİBİ ÇIKTI
Nedim Şener de, en yakınında eşinin olduğu ortamda açıklamalarda bulundu.
"Hrant için adalet diyerek girdim, Hrant için adalet için diyerek çıkıyorum" diyen Şener, "Çünkü Hrant için adalet sağlanmadığı sürece Türkiyede adaletten, basın özgürlüğünden ve güvenlikten bahsedemeyiz. Hrantı katleden karanlık güçler bugün bizim özgürlüğümüzü tehdit ediyor. Gazeteciliği tehdit ediyorlar ama başarılı olamayacaklar" şeklinde konuştu.
Bazı kurumların Hrant Dink cinayetini karartma çabaları karşısında gazeteciliğin bu cinayeti aydınlatmak için didindiğini söyleyen Şener, "Beni önce 30 yıl hapisle yargıladılar sonra da bir komployla hapse attılar. Ama özgürlük savaşçılarının ve dünyanın sayesinde özgür kaldık. Bundan sonra bütün amacımız meslektaşımız Hrantın kanını yerde bırakmamak olacak" dedi.
GERÇEK HAPSEDİLEMEZ
Şener, 'ilk ne haberi yapacaksın?' sorusu karışısında, "Yine Hrant Dink haberi yapacağım ve sizi şaşırtacağım" derken, 'En çok neyi özledin? sorusuna da, "Kızımı okula götürmeyi" yanıtı verdi ve o sırada araya giren eşi, "Hadi çocuk bekliyor" diyerek Şeneri yine açıklama yapacağı diğer basın ordusunun olduğu bölgeye yöneltti.
Şener burada da, "Asla yalan söylemedim, her zaman gerçeğin peşinde oldum ve bunu paylaştım. Böyle de devam edecek. Sizden ricam, Hrant Dink cinayetine karışanların yagılanması için elimizden geleni yapmamızdır. Beni önce yargıladılar sonra da hapise attılar ama başarılı olamadılar. Gerçek hapsedilmez" şeklinde konuştu.
Kaynak