Bazılarımız artık yavaş yavaş televizyonun zararlı etkileri konusunda bilinçlenmeye başlasak da, tüm dünyada 26-30 Nisan tarihleri arasında, Televizyon Kapatma Haftası adı altında insanlara bu zararlar anlatılmaya çalışılsa da, TV alışkanlığı yakamızı kolay kolay bırakmıyor. Araştırmalara göre, ülkemizde her 100 aileden 98inin oturma odasında bir televizyon var.
Yetişkinler, günlerinin en az 2-3 saatini televizyon karşısında geçiriyor. Bu oran gençler ve çocuklarda daha da artıyor. Bir çocuğun günde ortalama 3 saat televizyon izlediğini düşünürsek, bu yılda 1.100 saat eder. Bu zaman dilimi, insan ömrüne göre hesaplanacak olursa, 70 yaşına ulaşmış bir kimse, ömrünün 7-10 yılını televizyon başında geçiriyor demektir.
Televizyon, 1970lerden itibaren tanıştığımız, 1990lardan sonra da gerek kanal sayısının, gerekse program çeşitlerinin artmasıyla, hayatın temel parçalarından biri haline gelmiş bir elektronik araç. Televizyonu, girdiği tüm toplumlar çok sevdi. Sadece çocuklar değil, her yaştan insan kendisine televizyonda seyredecek bir şeyler buldu. Zamanla bu seçimler vazgeçilmez bir konum kazandı.
Öyle ki anneler evlerinde kendi işleriyle meşgulken, çocukların problem çıkarmadan oyalanmaları için, televizyonu bir araç olarak kullanıyor. Üstelik çoğu anne baba, televizyonun çocukları için çok zararlı olduğunu bilse bile, çocuklarını bu alışkanlıktan uzak tutmayı başaramayıp sadece çocuğun seyrettiği programları kısıtlamaya gitmekle yetiniyor.
Oysa çocuğunuzun televizyon seyrettiği zamanlarda neler kaçırdığını ve ne gibi zararlara maruz kaldığını bilseniz, acaba bu kadar rahat davranabilir miydiniz?
Televizyonun zararlı etkilerinden en çok nasibini alanlar 0-3 yaş arası çocuklardır.
Çünkü bu yaş aralığı, çocukların psikososyal ve psikomotor becerilerinin temellerinin atıldığı dönemdir. Bu yaşlarda gelişimde meydana gelebilecek bir aksama, gelişimin ileriki evrelerinde telafisi zor zararlar verir. Bu dönemde çocuğun ebeveynlerinden sevgi ve ilgi görmeye her şeyden daha çok ihtiyacı vardır.
Böylece olumlu bir psikolojik temel geliştirmesine zemin hazırlanabilir. Çocuk televizyon gibi cansız bir uyaran karşısında sevgiden, ilgiden ve iletişim kurma imkanından yoksun bırakıldığında bu gelişme eksik ve yetersiz kalır. Ayrıca televizyon karşısında çok fazla vakit geçiren (bir saatten fazla) çocuklarda bazı psikiyatrik tabloların gelişme riski daha fazladır.
Çevreye karşı ilgisizlik, çevreyle duygusal ve sosyal iletişime geçememe, kendi etrafında dönme, sallanma, cansız nesnelerle aşırı ilgilenme, konuşma ve karar vermede zorlanma gibi bir tablo ortaya çıkabilir.
Devamı ve kaynak:http://www.projevip.com/televizyon-faydali-mi-dediler-yoksa
Yetişkinler, günlerinin en az 2-3 saatini televizyon karşısında geçiriyor. Bu oran gençler ve çocuklarda daha da artıyor. Bir çocuğun günde ortalama 3 saat televizyon izlediğini düşünürsek, bu yılda 1.100 saat eder. Bu zaman dilimi, insan ömrüne göre hesaplanacak olursa, 70 yaşına ulaşmış bir kimse, ömrünün 7-10 yılını televizyon başında geçiriyor demektir.
Televizyon, 1970lerden itibaren tanıştığımız, 1990lardan sonra da gerek kanal sayısının, gerekse program çeşitlerinin artmasıyla, hayatın temel parçalarından biri haline gelmiş bir elektronik araç. Televizyonu, girdiği tüm toplumlar çok sevdi. Sadece çocuklar değil, her yaştan insan kendisine televizyonda seyredecek bir şeyler buldu. Zamanla bu seçimler vazgeçilmez bir konum kazandı.
Öyle ki anneler evlerinde kendi işleriyle meşgulken, çocukların problem çıkarmadan oyalanmaları için, televizyonu bir araç olarak kullanıyor. Üstelik çoğu anne baba, televizyonun çocukları için çok zararlı olduğunu bilse bile, çocuklarını bu alışkanlıktan uzak tutmayı başaramayıp sadece çocuğun seyrettiği programları kısıtlamaya gitmekle yetiniyor.
Oysa çocuğunuzun televizyon seyrettiği zamanlarda neler kaçırdığını ve ne gibi zararlara maruz kaldığını bilseniz, acaba bu kadar rahat davranabilir miydiniz?
Televizyonun zararlı etkilerinden en çok nasibini alanlar 0-3 yaş arası çocuklardır.
Çünkü bu yaş aralığı, çocukların psikososyal ve psikomotor becerilerinin temellerinin atıldığı dönemdir. Bu yaşlarda gelişimde meydana gelebilecek bir aksama, gelişimin ileriki evrelerinde telafisi zor zararlar verir. Bu dönemde çocuğun ebeveynlerinden sevgi ve ilgi görmeye her şeyden daha çok ihtiyacı vardır.
Böylece olumlu bir psikolojik temel geliştirmesine zemin hazırlanabilir. Çocuk televizyon gibi cansız bir uyaran karşısında sevgiden, ilgiden ve iletişim kurma imkanından yoksun bırakıldığında bu gelişme eksik ve yetersiz kalır. Ayrıca televizyon karşısında çok fazla vakit geçiren (bir saatten fazla) çocuklarda bazı psikiyatrik tabloların gelişme riski daha fazladır.
Çevreye karşı ilgisizlik, çevreyle duygusal ve sosyal iletişime geçememe, kendi etrafında dönme, sallanma, cansız nesnelerle aşırı ilgilenme, konuşma ve karar vermede zorlanma gibi bir tablo ortaya çıkabilir.
Devamı ve kaynak:http://www.projevip.com/televizyon-faydali-mi-dediler-yoksa