Yaratıcı öğretmeni öldüren sistem

marasli-baskan

Onaylı Üye
Katılım
4 Ocak 2019
Mesajlar
98
Reaction score
32
Konum
Erzincan
Daha yedi yaşlarında babamın çiftliğinde traktörle çift sürüyordum ve , traktör makine ve ekipmanlarına merakım daha o yaşlarda başlamıştı .

Öğretmen Okuluyla birlikte Çınarlı Meslek Lisesinin Radyo-Elektronik bölümünün gece eğitimini bitirdim .

Öğretmen okulunda öğrenciyken müdürümüz Tevfik Elmas'ın teşvikiyle , tarihte ilk defa Radyo-Elektronik kolunu kurdum .

19 yaşımda bir dağ köyüne tayin olduğumda , bilgilerimi hayata geçirmeye can atıyordum .

O yıllarda Grundig marka transistorlu radyolar dokuz yüz , öğretmen maaşı da dört yüz elli liraydı .

Yani bir transistorlu radyo iki öğretmen maaşına , bu günkü değeriyle altı bin liraya satılıyor, milletimiz düpedüz soyuluyordu .

izmir Çankaya Caddesinde elektronik hurdacıları vardı .

Atılmış radyo kondansatörleri radyonun kalbidir , gerisi kolay ! Hurdacıdan aldığım parçalarla bir radyo otuz liraya mal oluyordu .

Öğretmenlik yaptığım dağ köyünün elinden marangozluk da gelen muhtarı irfan , muhtarlık binasında bana yer verip bir de çalışma masası yaptı .

işe koyulup radyo elemanlarını monte ettim .

En sona hoparlörü kalınca , muhtara > dedim.

Değdirdiği gibi oyun havaları patladı ! Ankara radyosu çalıyordu !

Muhtar radyoyu kapıp sevinçle dışarı fırladı > diye bağırarak köy meydanındaki kahveye koştu . Köylü merakla kahveye doluştu .

> diyorlardı .

Onlar dedikçe > diye uyarsam da , onlar inatla > diyorlardı .

Önce muhtara , sonra da köylülerime radyo yapmaya başladım.
Muhtar radyolara kutu yapıyor , hoparlör çıkışının deliklerini açıyordu . Kutunun yan tarafındaki kondansatör düğmesinden arama yapılıyor , skala olmasa da istasyonlar pekala bulunuyordu .

Kimseden para da almıyordum ama , onlar da çeşit ikramla memnuniyetleri gösteriyordu .

Radyoya kavuşmaktan herkes çok mutluydu .

Bir gün , bizim Uzun Memet radyosunu ağaca asmış tarlada çalışırken , devriyeye çıkan jandarma başçavuşu görüp yakalamasın mı :

- Nedir ülen bu ?
- Radyo başefendi .

- Böyle radyo mu olur ülen ?
- Öğretmenimiz icat etti .
- Neee , kaçak radyo yapmış , tut onbaşı , zabıt tut !

Zaptı tutmuşlar .

O yıllarda öğretmenlerin milletvekili gibi dokunulmazlığı vardı . Jandarma ya da polis karakoluna çağıramazlar , milli eğitim müdürü ifade alır , gerektiğinde savcılığa sevk ederdi .

Milli Eğitim müdürümüz Ahmet bey , öğretmenimiz bana bir uğrasın diyecek kadar kibardı .
Yanına varınca beni alıp kaymakama çıkardı ve > dedi ve kaymakam da suçumu yüzüme tebliğ etti .

Radyoların yıllık vergisi vardı ve vergi kaçakçılığı nedeniyle radyo başına para cezası kesiliyordu . izinsiz radyo imal etmek de casusluk gibi bir şeydi , yani sonu hapis cezası .

Savcılığa sevk etmemek için , önce takdir edip , sonra bir sürgün cezası ile işi kapatarak , Ödemiş Bozdağlardaki Kızılkeçili köyüne sürgün ettiler ! Soruşturma kapanmış ama yurdumun geri kalmışlığının yaraları kapanmamıştı .

Bahar aylarında Bozdağlar'a geldim , İsviçre gibi bir yer !
Bozdağların tepesinde son köy Karakeçili, buradan öteye sürülecek yer yok !

Köyü gezerken , içinde alabalıkların oynaştığı dere boyunda terk edilmiş üç su değirmeni gördüm . Elektriklisi çıkınca , bunların pabucu dama atılmış ! Birinin suyu var , kapağı kapatınca tribünden çıkan su insana çarpsa parçalar ! Yazık boşa akıyor !

O yıllarda hiç bir köyde elektrik yok .
Hafta sonunu dar ettim . İzmir Sanayi Bölgesinde Manisalı Ahmet Tütüncüoğlunu buldum . Derdimi anlatınca yardımcı olup , jeneratör için gerekli parçaları bulmamı sağladı : alternatör , voltaj aralığı sağlayan kolektör ve kondüktör , jeneratörün miline monte edilecek kayış ve tribün kanatlarını kaynak yapacağım değirmen çarkı .

Ahmet bey , o iyi yürekli insan , hepsini köyüme kadar kendi cipi ile getirdi . Bir kaç günde montajı tamamladım . Köy kahvesine , okuluma , camiye ve köy meydanına kılavuz aydınlatma için kablolar çektim . Açılış için akşam karanlığını seçtim .

Köylü merakla toplanmış bakarken, suyun kapağını açınca , ortalık gündüz gibi aydınlık oldu . Suyun gücü neredeyse on beş köyü aydınlatacak elektriği üretebilirdi . Köylü sevinçten çığlık atıyordu .
> diye hepsine tembih ettim .

O gece devreyi hiç kapatmadım , nasıl olsa bedavaydı !
Sabaha kadar efeler zeybek oynadı , kimi duayla , kimileri rakı içerek karanlıktan kurtuluşu kutladı .

iki gün sonra basıldık .Tüm ilçe jandarması köyü basmıştı .
- Emir aldık , sökün bunları yoksa fena olur !
Söktük .

Kasabaya indim ve > diyerek istifamı verdim
Oradan denizlere açıldım .Önce telsiz ve güverte vardiya zabitliği , ardından süper tanker süvariliği .

Yıllar sonra memlekete döndüğümde gördüm ki ; değişen bir şey yoktu , sığırlar yine aynı yerde otluyorlardı.
 

Türkiye’nin ilk webmaster forum sitesi iyinet.com'da forum üyeleri tarafından yapılan tüm paylaşımlardan; Türk Ceza Kanunu’nun 20. Maddesinin, 5651 Sayılı Kanununun 4. maddesinin 2. fıkrasına göre, paylaşım yapan üyeler sorumludur.

Backlink ve Tanıtım Yazısı için iletişime geçmek için Skype Adresimiz: .cid.1580508955483fe5

Elektronik Sigara Cicisex Porno
Üst