15. yüzyılın sonlarında, Haçlı ordusu İspanya daki Endülüs müslümanlarının son kalesini kuşatır. Uzun süren bir kuşatma olmasına rağmen, kış aylarının da etkisiyle, kale korunabilmektedir. Durumun zorluğunu anlayan Haçlı ordusunun komutanı değişik taktikler düşünmektedir.
En sonunda 31 Mart gecesi kalenin önüne giderek bir elinde Kur an bir elinde İncil; Şu iki kitap üzerine yemin ederim ki, teslim olursanız bu akşam size bir şey yapmayacağım der. Gerekli görüşmelerden sonra canlarının kurtarılması karşılığında Müslümanlar kaleyi teslim ederler.
Ertesi sabah, yani 1 Nisan sabahı, Haçlı ordusu komutanı bütün Müslümanların öldürülmesi için emir verir.
Bunun üzerine Müslümanlar Yemin etmiştiniz, bize söz vermiştiniz... dediklerinde Haçlı ordusu komutanı Benim sözüm size dün akşam içindi, bugün için size bir sözüm yoktur diye cevap verir ve BÜTÜN MÜSLÜMANLAR ORADA ŞEHİT EDİLİR.
İşte o gün bugündür 1 Nisan Hristiyanlar arasında Hile Günü olarak kutlanmaktadır.
Maalesef halkımız arasında da yaygınlaşmış, yüzlerce, binlerce Müslümanın katliam günü olan 1 Nisan lar, bir şaka günü olarak kutlanmaktadır.
Nereden geldiğini bilelim. Bilelim de ona göre kutlayalım... (ispanya asırlar boyu müslümanların hakimiyetinde kalmıştır)
Yazması bende uyması isteyenden.
Yine kin , düşmanlık özel günleri yok etmek amacıyla çıkmış bir yazı daha.Tüm ülekerde böyle düşmanlar yetiştiriliyor.Kimse üste yazdığınızı bilmez yurt dışında.Bİlinen aşağıdaki.
Rivayete göre Fransa´da 1564´e kadar yıl 1 Nisan günü başlarmış. Fakat o yıl kral Charles IX takvimi değiştirme kararı vermiş. Ve 1 Ocak uygulamasına geçilmiş. 1 Ocak 1565 tarihinde herkes birbirine hediyeler sunmuş, mutlu yıllar dilemiş.
Fakat 1 Nisan gelip çattığında bazı cingöz muzipler, sanki yılbaşı kutlanıyormuşçasına, eskiden olduğu gibi yine hediyeler alıp vermişler. Bunu muziplik nedeniyle şaka niyetine, gülmek için yaptıklarını söylemişler. O günden itibaren, her yılın 1 Nisan günü, büyük-küçük herkes biribirine şaka yapmaya koyulmuş.
Fransa´da yılın bu döneminde, yani Nisan ayının başında, balık avı yasaktır. Zira bu dönem balıkların üreme mevsimidir. İşte böyle bir ortamda muziplik yapmayı sevenler balık avcılarını kandırmak için ırmaklara çiroz ringa balıkları atmışlar. Atarken de Nisan Balığı diye bağırmışlar.
Günümüzde tatlı sulara balık atılmıyor, ama balık şeklinde çikolatalar yeniliyor, dostlar işletiliyor, insanların arkasına kağıttan balıklar iliştirilerek gülüşmelere yol açılıyor.