İyinet'e Hoşgeldiniz!

Türkiye'nin En Eski Webmaster Forum'una Hemen Kayıt Olun!

Kayıt Ol!

18 Mart Tarihte Bugün

qdin

0
İyinet Üyesi
Katılım
10 Şubat 2006
Mesajlar
1,677
Reaction score
1
Konum
Ankara
Olaylar
1799 - Napolyon, Osmanlı Devleti'nin yönetimindeki Akka kalesi önlerine geldi.
1915 - Çanakkale Savaşı'nın kara savaşı bölümü Osmanlı Devleti'nin zaferiyle sonuçlandı, deniz savaşı başladı.
1920 - Osmanlı Meclis-i Mebusanı son toplantısını yaptı.
1940 - Hitler ve Mussolini, İtalya'da buluştu. İtalya, Almanya'nın yanında savaşa girme kararı aldı.
1949 - NATO kuruldu.
1953 - Yenice ve Gönen'de meydana gelen 7.4 büyüklüğündeki depremde 265 kişi öldü.
1962 - Cezayir Bağımsızlık Savaşı: Fransa Cezayirli direnişçilerle anlaşmaya vardı.
1986 - Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Ceza İnfaz Yasası'ndaki değişiklikleri onayladı ve 50.000'e yakın hükümlünün tahliye işlemleri başlatıldı.
1990 - Alman yeniden birleşmesi: Alman Demokratik Cumhuriyeti'nin yaptığı seçimlerden sonra, Alman Demokratik Cumhuriyeti ve Almanya Federal Cumhuriyeti birleşti.
2000 - Suriye ve Türkiye'de yaşayan ve akraba olan 573 aile iki ülkenin anlaşması sonucu sınırı geçerek bayramlaştılar.

Doğumlar

1690 - Christian Goldbach, Rus matematikçi (ö. 1764)
1780 - Miloş Obrenoviç, Sırp prens (ö. 1860)
1869 - Neville Chamberlain, İngiliz politikacı (ö. 1940)
1956 - Luc Besson, Fransız film yapımcısı
1962 - Gülten Çabuk , Ablam :)
1969 - Vassily Ivanchuk, Ukraynalı satranç oyuncusu
1967 - Cevdet Çabuk Abim :)
1971 - Selçuk Çabuk Abim :)

Ölümler

1584 - IV. İvan, Rus Çarı (d. 1530)
1745 - Robert Walpole, İngiliz politikacı (d. 1676)
1936 - Elefterios Venizelos, Yunan politikacı (d. 1864)
1980 - Erich Fromm, ABD'li sosyolog (d. 1900)
1995 - Sadri Alışık, Türk sinemacı (d. 1925)
 
D

Dot Net

Misafir
tarihte bugün konusunu sadece Çanakkale Zaferine ayırmalıyız bence. Çünkü bugün bir devin uyanışı ve bir devrin kapanışı gerçekleşmiştir.
 

qdin

0
İyinet Üyesi
Katılım
10 Şubat 2006
Mesajlar
1,677
Reaction score
1
Konum
Ankara
Çanakkale Savaşı (Çanakkale Zaferi)

I. Dünya Savaşı'nda, Osmanlı Devleti'nin, Çanakkale Boğazı'nı geçmek isteyen İtilâf kuvvetleriyle yaptığı savaşlar (1915).

Bahriye Nazırı Churchill'in teklifleri ve İngiltere'nin ısrarıyla İtilâf devletlerince girişilen harekâtın amacı, Rusya ile doğrudan temasa geçmek, onlara silâh ve malzeme yardımı yapabilmekti. Bu yolla, Süveyş Kanalı ve Hint yolu üzerindeki Türk baskısı da kaldırılmış olacak; savaşa katılmak istemeyen Balkan devletleri, İtilâf devletleri yanında yer almağa zorlanacaktı.

Yapısı bakımından, savunmaya elverişli olan boğaz, Türkler tarafından mayınlanmıştı. Tabyalar, toprak ve taştandı. Zırhlı veya betondan tabya yoktu; ayrıca birçok sahte mevzi yapılmıştı. Savunma düzeni, dış, orta ve iç bölgeler olmak üzere üçe ayrılmıştı. Bunların kumandası Miralay Cevdet Bey'de idi. Savaş ilânından birkaç gün sonra, 3 Kasım 1914'te İngilizler, Seddülbahir ve Kumkale tabyalarını topa tuttular. 19 Şubat 1915'te boğazın dış tabyaları tahrip edildi. Ayrıca, karaya çıkarılan askerler, tahrip işini tamamladılar. Bu harekâtta Türkler, 19 top kaybetti. Dış savunmanın düşmesi, bazı ülkelerde büyük yankılara yol açtı. Bulgaristan, çekingen bir durum aldı. İtalya, İtilâf devletlerine meyletti. Yunanlıların İstanbul'a girmelerini istemeyen Ruslar, 40 bin kişilik yardımcı bir kuvvet göndermeyi teklif etiler. Bunun üzerine İngilizler ve Fransızlar, boğazları Ruslara vermeyi vaat ettiler. Bundan sonraki büyük taarruzun, Marmara Denizi'ne geçmek amacıyla, Fransız ve İngiliz savaş gemileri tarafından, 18 Mart 1915'te yapılması planlandı. Orta savunma tabyaları, sürekli olarak bombardıman edildi. Dış hatlara komandolar çıkarıldı. Boğazdaki mayın tarama ve temizleme işi başarıyla yürütüldü. Fakat 7-8 Mart gecesi, Yüzbaşı Hakkı Bey kumandasındaki Nusret mayın gemisi, karanlık limana, sezdirmeden tekrar mayın döşedi. İtilâf kuvvetlerinin 16 harp gemisi, 18 Mart 1915'te boğaza girerek, tabyaları ateşe tuttular. Gerek mayınlar ve gerekse bataryaların atışları ile İtilâf kuvvetleri birçok gemi kaybederek geri çekildi.

18 Mart hücumu, Çanakkale'nin, karadan yardım görmedikçe geçilemeyeceğini gösterdi. Bunun üzerine, İngiliz, Fransız ve Anzaklardan (Avustralya, Yeni Zelanda ordusu) kurulan 70 000 kişilik kuvvet, 25 Nisan 1915'te Seddülbahir ve Arıburnu bölgelerinde karaya çıkarıldı. Düşman kuvvetleri, 109 harp ve 308 nakliye gemisi ve özel çıkarma araçlarıyla denizden desteklenmekteydi. Bu çıkarmaya karşı savunma görevi, 5. Orduya verildi.

İlk çıkarmalar Seddülbahir, Arıburnu ve Kumkale'ye yapıldı. Bazı yerlerde başarı kazanan düşman, kesin sonuca gidemedi. Seddülbahir ve Arıburnu'nu almayı başaramadı. Binbaşı Mahmud Bey idaresindeki Türk kuvvetleri, düşmanın içi bölgelere sızmasını engelledi. İlk çıkarma günü, 19. Tümen kumandanı Mustafa Kemal Bey (Atatürk), 17. Piyade Alayını, Conkbayırı'na vaktinde yetiştirerek, Kocaçimen tepesinin düşman eline geçmesini önledi. Düşman, 25 Nisan 1915 harekâtında, büyük kayba karşılık küçük bir köprübaşı elde edebildi, orada tutundu. Türk kuvvetleri, gecenin karanlığından faydalanarak düşmanı denize dökmek istediyse de, bu harekâtta yer alan Arap askerlerinin başarısızlığı ve çıkarttıkları gürültü, buna imkân vermedi. Öte yandan, 15 000 kişilik Anzak kuvveti de karaya çıkarılmıştı. Aynı günlerde düşman Saros Körfezi'ne, Beşike Limanı'na gösteriş çıkarmaları yaptı. Sonraki günlerde de Alçıtepe ve Arıburnu'nda Kocaçimen tepesini elde etmek için harekete geçti. Fakat, 5. Ordu kuvvetleri, büyük kayıplara rağmen, düşmanı püskürttü. Bu arada yapılan Seddülbahir, Arıburnu ve deniz savaşları çok kanlı geçti. Düşman, Seddülbahir'e 26 Nisan günü, top ateşiyle hücuma başlamıştı. 1 Mayıs gecesi ve daha sonraki günlerde, 17 000 kişilik Türk kuvveti karşı saldırıya geçti. Fakat, bunda başarı kazanılamadı ve Türkler, 16 000 kayıp verdiler. İngilizlerin kaybı, 14 000 kişiydi.

Düşmanın ikinci hücumu, 6-8 Mayıs arasında, Alçıtepe'yi ele geçirmek oldu. Birkaç kere siperlere giren Fransızlar püskürtüldü. Sadece birinci hat siperleri, düşman elinde kaldı. 26 Nisan'da ve daha sonraki günlerde denizde savaşlar oldu. Türklerin Nurulbahir adlı gemisi battı. Gülcemal vapuru yara aldı. Buna karşılık, İtilâf kuvvetlerinin Goliath zırhlısı batırıldı.

14 Mayıs'ta İngiliz harp komitesi, savaşa devam kararı aldı ve İngiliz kabinesinde bazı vekiller değiştirildi. 18 Mayıs'a kadar nemli çarpışma olmadı. Haziran ayında, kanlı siper muharebeleri yapıldı. 4 Haziran'da 50 000 kişilik İngiliz ve Fransız ordusu, 25 000 kişilik Türk ordusu üzerine, top ateşi desteğinde taarruza geçti. Taarruzda zırhlı araçlar da kullanıldı. Bu hücum, Çanakkale'deki en kanlı muharebe oldu. Düşman, bazı Türk siperlerine girdi. 9 Temmuz'da Seddülbahir kumandanlığına Vehip Paşa getirildi. Biraz sonra Kerevizdere savaşları başladı. Çıkarmanın başlamasından 70. güne kadar Türk ordusu, 100 000 kayıp verdi. Her şeye rağmen düşman ilerlemeyi başaramadı, yeni bir çıkarma yapmaya karar verdi. Amaç, Anafartalar platosunu ve Kocaçimen'i ele geçirmekti. Taze kuvvetler, Ağustos başında Suvla kıyılarına, baskın halinde çıkarma yaptılar. Bunun üzerine Mustafa Kemal'in emriyle 28. ve 41. alaylar, 10 Ağustos'ta hücuma hazırlandı. Kumandanın kısa bir konuşmasından sonra, süngü hücumu başladı. Düşman, siperlerinde bastırıldı. Türkler, Şahinsırt'a kadar ilerledi. Savaş sırasında, Mustafa Kemal'in göğsüne bir şarapnel parçası çarptı. Düşman, Mustafa Kemal'in yönettiği bu harekâtla, ağır kayıplar vererek püskürtüldü.

1915 yılının sonbahar ayları, kanlı fakat sonuç alınamayan çarpışmalarla geçti. Türk başkumandanlığı, 1. Orduyu Gelibolu'ya yolladı. Böylece Türk ordusu, 21 tümene çıktı. Başlangıçta üç gün içinde Çanakkale Boğazını geçeceklerini sanarak giriştikleri savaşı bir an önce sonuçlandırmak isteyen İtilâf Devletleri, yeni kuvvetler sağlamağa çalıştılarsa da sonuç alamadılar. General Charles Monroe, Çanakkale'nin boşaltılması gereğini belirten bir rapor verdi. Bunun üzerine, 5 Aralık tarihinde iki İngiliz tümeni, Selânik'e gönderildi. Kasım ayında başlayan yağmur ve kar fırtınası, siperlerde birçok askerin boğulmasına sebep oldu. Bu felâkette düşmanın kaybı da çoktu.

Limanda birçok küçük gemi battı. Neticede çıkarma sahaları, düşman tarafından boşaltıldı. Gizlice yapılan boşaltma harekâtı sonucu, Ocak 1916'da Gelibolu yarımadası tamamen bırakılmış oldu. Bu arada bazı çarpışmalar da oldu. Anafartalar ve Arıburnu çekilmesi sırasında dikkati dağıtmak için, düşman, 19 Aralık günü Seddülbahir bölgesine saldırdı. Buraya döşenmiş olan mayınlar, Türklerin düşmanı takibine imkân vermedi.

Çanakkale, I. Dünya Savaşında Türkiye'nin çarpıştığı on cepheden biriydi. Türk kara ordusu, savaş araç ve gereçleri bakımından çok zayıftı. Burada görev alan Türk deniz kuvvetleri, 1911-1912 İtalyan ve 1912-1913 Balkan savaşlarında yıpranmış durumdaydı. Savaş sırasında Türkiye, müttefiklerinden beklediği yardımı göremedi. Sadece Alman subayları, Türk subayları yanında görev aldılar. Avusturya'nın yardımı, iki bataryadan ibaret kaldı. Beklenen silah ve malzeme yardımı sağlansaydı, sonuç çok daha farklı olabilirdi.

Çanakkale savaşları, 8,5 ay sürdü. Türk ordusunun karşı koymasıyla, Çanakkale, Irak, Filistin cephelerinde bir milyona yakın İngiliz ve Fransız askeri, batıdaki ana cephelerinden uzak tutulmuş oldu. Savaşlar, iki taraf için de büyük kayıplara sebep oldu. İtilâf devletleri, Çanakkale'ye önce 70 000 kişi göndermişlerdi. Sonradan bu kuvvet 500 bin kişiye çıkarıldı. Bunun 400 000'i İngiliz, 79 000'i Fransız ordusundandı. İngilizlerin kaybı, 115 000'i ölü, yaralı, esir ve memleketine gönderilen, 90 000'i hasta olmak üzere 205 000 idi. Fransızların kaybı 47 000'di. Türklerde ise şehid, yaralı ve hasta sayısı, 252 300'ü buldu.
 

Ke[R]eM

0
İyinet Üyesi
Katılım
19 Şubat 2007
Mesajlar
650
Reaction score
0
18 Mart Tarihte Bugün

Sadece bizler için değil,Dünya Tarihi için de çok ama çok önemli bir gündür.
 

AlemTurk

0
İyinet Üyesi
Katılım
10 Ağustos 2006
Mesajlar
0
Reaction score
1
Konum
GebZe
Türk Silahlı Kuvvetlerinin Değerli Mensupları,

Türk vatanının ve milletinin ebedî varlığı ile devletimizin bölünmez bütünlüğü uğruna gözlerini kırpmadan canlarını feda eden aziz şehitlerimizi, 18 Mart Şehitler Günü münasebetiyle şükran ve rahmetle anıyoruz.

Ulusumuzun tarihi, her sayfası altın harflerle yazılmış destanlarla doludur. Bu destanların yazarı, Niğbolu’da, Varna’da, Kosova’da, Çaldıran’da, Mohaç’ta, Çanakkale’de, Gaziantep’de, Kahramanmaraş’ta, Şanlıurfa’da, İnönü’de, Sakarya’da, Afyon’da, “bir gül bahçesine girercesine kara toprağa girmiş” kahraman şehitlerimiz ile gazilerimizdir.

Tarihimizin şeref sayfalarından biri de bundan 92 sene önce 18 Mart’ta Çanakkale’de yazılmıştır. Çanakkale’de; teknik üstünlük yurt ve ulus sevdası karşısında bütün anlamını yitirmiş, zafer mertlikle kucaklaşmış, ölüm şehit olmakla yüceltilmiştir. Türk ulusunun ATATÜRK’e kavuştuğu muhteşem bir zaferin adı olan Çanakkale, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin “ön sözü”dür.

Çanakkale, düşmanın zannettiği gibi öylesine bir savaş ve sıradan bir ölüm yeri değildir. Çanakkale, Türk’ün bitti sanılan askerî gücünün tükenmediğini, koşullar ne kadar ağır olursa olsun, iyi yönetildiği takdirde, tüm zorlukların üstesinden gelebilecek güç ve inanca sahip bulunduğunu dünyaya kanıtlamıştır.

Değerli Silah Arkadaşlarım,

Türk Silahlı Kuvvetleri; ecdadının manevi mirasından, bıraktığı şanlı tarihten ve bağrından çıktığı yüce Türk ulusundan aldığı güç ve azimle; dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de ulusun bağımsızlığı, vatanın bölünmez bütünlüğü uğrunda her türlü fedakarlığa hazırdır.

Vatan topraklarını korumak ve savunmak için en güç koşullar altında canlarını ortaya koymaktan çekinmeyen şehitlerimiz, devletimizin varlığının, birlik ve beraberliğinin güvencesi olarak sonsuza kadar ulusumuzun gönlünde yaşamaya devam edecektir.

Her karış toprağını, kutsal kanlarıyla sulayarak, yaşadığımız coğrafyayı vatan yapan ve bize emanet eden ölümsüz kahramanlar!

Sizler, yaptığınız kahramanlıklarla Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığına, ATATÜRK ilke ve devrimlerine yönelecek her türlü tehdide karşı vereceğimiz mücadelede; sarsılmaz inancımıza ve tükenmez gücümüze ilham kaynağı oldunuz. Sizlerden aldığımız güç ve ilhamla, özgürce yaşadığımız vatan toprakları üzerinde demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni sonsuza kadar yaşatacağız.

Binlerce yıllık tarihi boyunca kendisine verilen bütün görevleri başarıyla gerçekleştiren, nice büyük zaferler kazanan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, dün olduğu gibi bugün de dünyanın sayılı güçlerinden biri olarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yönelik her türlü tehdidi ortadan kaldırarak, yüce ulusumuzun bekasının, bölgesindeki barış ve huzurun vazgeçilmez güvencesi olmaya devam edecektir.

Aziz Şehitlerimiz,

Temiz kanlarınız ile suladığınız ebedî istirahatgâhınız olan vatan topraklarında rahat uyuyunuz. Emanetinizin bekçisiyiz. Bu duygu, düşünceler ve 18 Mart Şehitler Günü vesilesiyle başta Ulu Önder ATATÜRK ve silah arkadaşları olmak üzere, gözlerini kırpmadan asil kanlarını bu topraklara akıtarak sonsuzluğa ulaşan aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anarken, tarihi boyunca ordusuna her zaman destek veren yüce Türk ulusuna şükranlarımı sunarım.


GENELKURMAY BAŞKANI ORGENERAL YAŞAR BÜYÜKANIT’IN ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ MESAJI
 

Türkiye’nin ilk webmaster forum sitesi iyinet.com'da forum üyeleri tarafından yapılan tüm paylaşımlardan; Türk Ceza Kanunu’nun 20. Maddesinin, 5651 Sayılı Kanununun 4. maddesinin 2. fıkrasına göre, paylaşım yapan üyeler sorumludur.

Backlink ve Tanıtım Yazısı için iletişime geçmek için Skype Adresimiz: .cid.1580508955483fe5

Üst