Bodrumdaydı sanırım olay kahramanları. Bi gün delikanlının biri elinde halısıyla camiye yakın halı dükkanlarından birine giriyor. "Abi, şu halı şurda kalabilir mi, bi namaz kılıp gelecem" diye soruyor, adam da tabi ki falan dedikten sonra delikanlı çıkıyor. Sonra içeri turist giriyor, tüm halıları inceliyor, arıyor, tarıyor, istediğini bi türlü bulamıyor. Derken bulamadım edasıyla çıkarken, delikanlının bıraktığı halıya gözü kesiliyor. Dükkan sahibine bu halıya almak istediğini, çok beğendiğini, onu almazsa başka bi' şey almadan çıkacağını söylüyor. Dükkan sahibi emanete hıyanet etmemek adına kabul etmiyor. Sonra turist kesenin ağzını bi hayli açıyor, 5 bin, 10 bin, 15 bin derken 20 bin dolar diyor. Dükkan sahibinin aklı karışıyor haliyle.. Sonra turiste gerçek sahibiyle helalleştikten sonra bunun olabileceğini söyleyip, turistin kaldığı otelin adresini, numarasını alıyor. Turist de sevimli bi şekilde dükkandan ayrılıyor.
Delikanlı namazını bitirip içeriye giriyor. Dükkan sahibi, çocuktan halıyı satmasını istiyor. Çocuk aile yadigarı diyip satamacağını söylüyor. Dükkan sahibi de açıyor kesenin ağzını. 2 bin, 3 bin, 5 bin derken 10 bin dolar diyor ve çocuğu zorla ikna ediyor. Ve peşin 10 bin doları çocuğa veriyor. 15 dk sonra da dükkan sahibi turistin verdiği oteli arıyor, tarıyor ama öyle bi otel yok! Otelin ne adı var, ne adresi var, ne de telefonu..
Bu oyunu iki Türk yapıyor. Kız turist rolünü çok iyi oynuyor, delikanlı da kendine ait rolü. Nasıl, senaryo kusursuz değil mi? Çok zekiyiz aslında.. Bi de faydalı işlere yorsak beynimizi. Şimdi bağırarak söylemek istiyorum: Ne mutlu Türküm diyene!
Delikanlı namazını bitirip içeriye giriyor. Dükkan sahibi, çocuktan halıyı satmasını istiyor. Çocuk aile yadigarı diyip satamacağını söylüyor. Dükkan sahibi de açıyor kesenin ağzını. 2 bin, 3 bin, 5 bin derken 10 bin dolar diyor ve çocuğu zorla ikna ediyor. Ve peşin 10 bin doları çocuğa veriyor. 15 dk sonra da dükkan sahibi turistin verdiği oteli arıyor, tarıyor ama öyle bi otel yok! Otelin ne adı var, ne adresi var, ne de telefonu..
Bu oyunu iki Türk yapıyor. Kız turist rolünü çok iyi oynuyor, delikanlı da kendine ait rolü. Nasıl, senaryo kusursuz değil mi? Çok zekiyiz aslında.. Bi de faydalı işlere yorsak beynimizi. Şimdi bağırarak söylemek istiyorum: Ne mutlu Türküm diyene!