İyinet'e Hoşgeldiniz!

Türkiye'nin En Eski Webmaster Forum'una Hemen Kayıt Olun!

Kayıt Ol!

Anlaşılmayan Bir Çağ Ve Görevden Almalar

ahze21

0
İyinet Üyesi
Katılım
26 Nisan 2008
Mesajlar
14
Reaction score
1
Eskilerin, "Anlaşılamayan bir çağda doğasın." sözüyle çevrelerine savurdukları, dillerde pelesenk olmuş bir beddua varmış. Kimin kuyruğuna basıp, canını yaktık da beddua aldık bilemiyorum lakin o çağın tam da ortasında olduğumuzu kesinlikle biliyorum.

"Nereden çıktı bu şimdi" demeyeceğinizi umuyorum. Zira, yazılı ve görsel medyayı az çok takip edenler fark ediyorlar ki "at izi it izinden" ayırt edilemiyor. Siyahı ak, akı ise sipsiyah olarak göstermeye çalışmak ve bu uğurda azm-ü cehd göstermek moda olmuş.

Kendimi yazmamak için ne kadar zorladığımı, inanın tahmin edemezsiniz. Lakin eğri ve doğrunun bu kadar birbirine yakın ve at başı gittiği bir dönemde susmak ve yorum yapmamak ne kadar doğru olur bilemiyorum.

Hakikat bazen olur ki ayan beyan önünüzde arz-ı endam eder. Bazense çehresini temaşa etmek isteyenlerden yüz görümlüğü almadan açmaz örtüsünü. Şimdi, o yüz görümlüğü nedir diye sual edecek olursanız, hiç tereddütsüz "araştırma ve ön yargılı yaklaşmama" derim.

Daha 17 Aralıktaki, meşhur yolsuzluk operasyonlarının artçı etkileri kesilmeden İzmir'de emniyet mensuplarınca başlatılan operasyonla bir daha sarsıldık. İhaleye fesat karıştırmaktan ve limanlarda usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla 27 kişi gözaltına alındı. Başka ülkede olsa ( Batı ülkelerinden bahsediyorum) sonuna kadar gidilsin diye medya ve iktidar el birliği yaparak emniyet ve yargıya destek verir. Fakat söz konusu ülkemiz olunca ise iş biraz değişiyor ve şu aşağıdakine benzer cümleler sarf ediliyor...

- Zamanlaması manidar...
- Başbakan Japonya'da, paralel yapı operasyonda...
- İzmir adayını bitirmek için yapılmış operasyon...
- vb...

Dünyanın, neredeyse her ülkesinde bir dava sonuçlanmadan onunla ilgili bir karara varıp kişiler hakkında, iddialarla bir eylem yapılamaz. Adalet başta olmak üzere "insaf"ta bunu gerektirir. O zaman şu önümüzdeki hazin ve bir o kadar da ürpertici tabloyu nereye koyacaksınız...

Yüzlerce deneyimli ve aktif polis farklı yerlere tayin edilip görevden el çektirilirken sadece İstanbul’da başta operasyonel şubeler olmak üzere yaklaşık 1000 polisin görev yeri değiştirildi. İzmir'de sabah operasyona giden polisler ve amirleri akşam evlerine, çoluk çocuğuyla beraber vakit geçirmeye gideceklerine yeni tayin oldukları şehirlerdeki vazifelerinin başına, ikindi ezanına müteakip gönderildiler.

Bu tasfiyelerin akıl ve iz'anla bağdaşır bir yanı yok desem bana kızar mısınız? Sabah vakti meydana gelmiş bir eylemin sonucunu hangi adalet ikindiye yetiştirebiliyor? Yıllarca süren mahkemelere nispet yapan bu sürat neden diğer davalarda mevcut değil?

Daha geçen gün ulusal bir kanalımızda Ak Partili Profösör Aktay ve sunucu Aysever arasında şu ilginç diyalog geçti:

Aktay : Fişleme yapmıyoruz.
Aysever: Bu kadar insanın değiştirilmesi neye göre karar veriliyor, peki?
Aktay : Bazı tespitler yapılmış.

Fişlemeler yoksa Sayın Aktay’ın da ifade ettiği “Bazı tespitler yapılmış.” cümlesini nasıl yorumlamamızı bekliyorlar? Bu tespitleri kim, neye göre yapıyor? Havsalam almıyor.

İşin bir de insani boyutu var ki herkes bunu es geçiyor. Yolsuzluk operasyonuna katılan polisler görevden alınacaklarını bile bile bu işe nasıl girişebiliyorlar aklım almıyor. Kendilerine şahsen hayranlık beslediğimi de eklemeden edemeyeceğim.

Bu fakir, küçücük bir şehir içi ev taşımasında kaynar suların başımdan aşağıya döküldüğünü hissederken ve evde kızılca kıyamet koptuğunu görüyorken bir emniyet amiri daha yirmi gün önce tayin olduğu bir yerden nasıl oluyor da yine başka bir yere tayin olmayı hazmedebiliyor. Ailesine bunu nasıl açıklayabiliyor? www.ahmetalphan.blogspot.com

Siz değerli okurlarımdan, bu insanların da maişet derdi ve ailevi dertlere giriftar ve en az bizim kadar sıkıntıda olduklarını anlamanızı ve ona göre yargılamanızı bekliyorum.

Ahmet Alp Han
 

Türkiye’nin ilk webmaster forum sitesi iyinet.com'da forum üyeleri tarafından yapılan tüm paylaşımlardan; Türk Ceza Kanunu’nun 20. Maddesinin, 5651 Sayılı Kanununun 4. maddesinin 2. fıkrasına göre, paylaşım yapan üyeler sorumludur.

Backlink ve Tanıtım Yazısı için iletişime geçmek için Skype Adresimiz: .cid.1580508955483fe5

Üst