İyinet'e Hoşgeldiniz!

Türkiye'nin En Eski Webmaster Forum'una Hemen Kayıt Olun!

Kayıt Ol!

Atatürk'ü Anma Gençlik Ve Spor Bayramı 19 Mayıs

leMAN

0
İyinet Üyesi
Katılım
9 Nisan 2008
Mesajlar
67
Reaction score
1
Herkese mutlu ve kutlu olsun..Atatürk zorlu bir yola Samsuna ayak basarak bugün başlamıştı..

19mayis2ux9.jpg


"Ben 1919 senesi Mayısı içinde Samsun'a çıktığım gün elimde maddî hiç bir kuvvet yoktu. Yalnız büyük Türk Milleti'nin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. İşte ben bu kuvvete ve bütün milletime güvenerek işe başladım."

Mustafa Kemal ATATÜRK

19 Mayıs, Türk Milleti'nin yokluklar ve imkansızlıklar içerisinde dahi tükenmeyen gücünü tüm dünyaya ispatladığı, gür sesiyle yankılar uyandırdığı gündür.

19 Mayıs, 900 yıl boyunca millî kimliğinden uzaklaştırılmaya çalışıldığı için kendi vatanında parya durumuna düşmesine ramak kalmış Türk'ün,

"BİR TÜRK DÜNYAYA BEDELDİR" diyen Ulu Önderin
"TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ" devletini kurmak üzere şahlandığı gündür.


19 Mayıs'ta Samsun'da doğan bağımsızlık güneşi, Türk Yurdu'nun semalarında dolaşan kara bulutları dağıtacak ve türlü çirkin hesapları gün ışığına çıkartarak bozacaktı.
Mustafa Kemal Paşa, 1919 yılının 19 Mayıs'ında Samsun'a çıkarken, orduları dağıtılarak toprakları bölüşülmüş hilâfet devletinin bir ferdi değil, Çanakkale'de olduğu gibi "Ben size taaruz etmeyi emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum" komutunu aldığında bir daha geri dönmemecesine ileri atılan Türk milletinin önderiydi.


Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin oluşumu, bir temel halinde 19 Mayıs'ta başlayacak, Kurtuluş Savaşımızın zorlu aşamalarıyla mutlu ve şerefli sonuca doğru gelişip gidecektir. 19 Mayıs günü Türk'ün yüreğine düşen özgürlük ateşi, Büyük Türk Gücü'ne tarihi yeniden yazdırmaya başlamıştır.

Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs günü Samsun'a ayak bastığı anda her şeyi planlamıştı. O günden sonra gelişen, olayların hiçbiri rastlantı sonucu değildir ve hiçbir şey gelişigüzel ortaya çıkmamıştır.

19 Mayıs, 23 Nisan, 30 Ağustos ve 29 Ekim bir zincirin halkalarıdır. Bu halkaların temeli 19 Mayıs'tır ve bu tarih aynı zamanda inkılâpçı bir atılımın da başlangıcıdır.

Ulu Önder Atatürk, eseri Söylev'de, Samsun'a çıktığı gün ülkemizin genel durumunu şöyle ifade ediyor:

"Samsun'a Çıktığım Gün Genel Durum ve Görünüş;

Osmanlı Devleti'nin de içinde bulunduğu topluluk,

* Birinci Dünya Savaşı'nda yenilmiş,

* Osmanlı ordusu her yandan sarılmış, elinden silâhları alınmış ve alınmaya devam edilmekte,

* Şartları ağır bir "Ateşkes Anlaşması" imzalanmış,

* Savaşın uzun yılları ulusu yorgun ve yoksul düşürmüş,

* Her yanda yabancı subaylar ve özel adamları çalışmakta,

* Yurdun dört bir yanında azınlıklar, Devletin bir an önce çökmesi için gizli-açık çaba göstermekte...

* Farkında olmadan başsız kalan ulus, karanlık ve belirsizlik içinde olup bitenleri izlemekte...

* Halife ve padişah, kurtuluşun anlamını kavrayabilecek yetenekte değil, kendi yaşamlarını kurtarmanın peşinde...

* Bu durumu görerek, karşı görüş ve düşünce belirtenlerin vay hâline! Çünkü, hemen dinsiz, yurtsuz, hain ve istenmeyen kimse oluyor...

Kurtuluş için üç türlü görüş ortaya atılmış:

* Birincisi, İngiltere'nin koruyuculuğunu istemek,

* İkincisi, Amerika'nın güdümünü istemek,

* Üçüncüsü, bölgesel kurtuluş yollarını bulmak.

Ben, bu kararların hiçbirinde tutarlık görmedim. Çünkü, bu kararların dayandığı bütün kanıtlar ve görüşler çürüktü, temelsizdi.

Bu durum karşısında bir tek karar verilebilirdi. O da; ulusal egemenliğe dayanan, kısıntısız, koşulsuz, bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak.

İşte daha, İstanbul'da, çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya başladığımız karar, bu karar olmuştur.

Bu kararın dayandığı temel ilke;

Türk Ulusu'nun, saygın ve onurlu bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu temel ilke ancak tam bağımsız olmakla sağlanabilir.

Yabancı bir devletin koruyuculuğunu ve bağışını istemek, insanlık niteliklerinden yoksunluğu, güçsüzlük ve beceriksizliği açığa vurmaktan başka bir şey değildir.

Oysa Türk'ün saygınlık ve onuru, yetenekleri çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir ulus, tutsak yaşamaktansa yok olsun, daha iyidir.

Öyleyse, “YA BAĞIMSIZLIK YADA ÖLÜM”
İşte, gerçek kurtuluş isteyenlerin simgesi bu olacaktı.

Nitekim, Erzurum ve Sivas kongrelerinde, Türk ulusunun yüreğinden, vicdanından doğan ve esin veren en köklü, en açık istek ve inanç belirtilmiş ve dile getirilmişti:

Kurtuluş!

Bu kurtuluş çığlığı, Türk yurdunun bütün ufuklarında yansımaktaydı.
İstanbul'un işgalinden sonra, "Olağanüstü Yetkili Bir Meclis"in Ankara'da toplanmasına karar verdik ve bu Meclis, 23 Nisan 1920'de toplanarak Kurtuluş Savaşı'nı yönetti."

ULU ÖNDER ATATÜRK'ÜN TÜRK GENÇLİĞİ'NE ARMAĞAN ETTİĞİ 19 MAYIS GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI KUTLU OLSUN!


19 Mayıs günü Samsun'a çıkan 19 kişi.
Mustafa Kemal Paşa
Albay Refet Bele
Kurmay Başkanı Albay Kazım Dirik
Kurmay Başkan Yardımcısı Yarbay Ayıcı Arif
Kurmay Binbaşı Hüsrev Gerede
Sağlık Başkanı ve yardımcısı Albay İbrahim Tali Öngören
Dr. Refik Saydam
Binbaşı Kemal Doğan
Emir Subayı Teğmen Hayati
Başyaver Cevat Abbas Gürer
Yüzbaşı Mümtaz
Kamil ERDEM
 

AlemTurk

0
İyinet Üyesi
Katılım
10 Ağustos 2006
Mesajlar
0
Reaction score
1
Konum
GebZe
BİR KURTULUŞ DESTANI
Osmanlıydı bir zaman tarihler yazan,
Dört bir yana kök salmış, kükreyen aslan.

Asırlarca yaşadı, nesil geçti aradan,
Zayıfladı kuvvetçe, dediler "hasta adam".

Asiler çıktı, Osmanlıya başkaldıranlar,
Fitneyle parçaladı hain düşmanlar.

Küçüldü topraklar savaşlarda bir yandan,
Atmak istediler Türk'ü Anadolu'dan.

Bir inançla gürledi, yüce Türk milleti,
Önder seçti kendine Mustafa Kemal'i.

Millet birlik oldu, koştu düşman üstüne,
Nice canlar verildi, Maraş, Urfa, Antep'te.

Cephelerde Mehmetçiğin Allah sedası,
Temizlendi düşmandan güney, doğu, batısı.

Ay ve yıldız dalgalandı akan kanlar üstüne,
Ve ölümsüz marşımız doğdu Mehmet Âkif'le.

Büyük harpler yaşadı bu vatan, bu topraklar,
Yine de bir nebze susmadı gök kubbede ezanlar.

Büyük Ata önder oldu, açtı Millet Meclisi,
Daha sonra kuruldu Milletin İradesi.

Binlerce şehidiyle aldı, Türk milleti vatanı,
Tarihe şerefiyle yazıldı, bu "Kurtuluş Destanı".

Bu "Kurtuluş Destanı"dır kuşak boyu sürecek,
İlelebet, yok etmeye kimsenin gücü yetmeyecek

Erdoğan GÜNEŞ
Saltukova İlköğretim Okulu Öğretmeni
Çaycuma / ZONGULDAK
 

pembekedi

0
İyinet Üyesi
Katılım
3 Şubat 2005
Mesajlar
1,607
Reaction score
1
Konum
Neverland
19mayis7xl.gif


aah ah Atam sen merak etme yine de bir kaç genç kaldık senin izinden giden. anlattıklarını anlayan ve hala ilkelerinin peşinden giden..

tüm gençlere bugün oturup televizyon izlemelerini öneririm. bugünle ilgili hazırlanan programlar da her ne kadar giderek azalsa da denk gelebildiğiniz kadarıyla seyredin bari.

Atatürk'ün yaptıklarına ve ruhuna saygı duyan, bugün hala bizleri ve ülkeyi ayakta tutabilmiş bir kaç şeyin farkında olan, O'nun izinden gidebilen ve O'nun uğrunda savaş verdiği her fikre layık olan tüm gençlerin bayramını kutlarım.
 

leMAN

0
İyinet Üyesi
Katılım
9 Nisan 2008
Mesajlar
67
Reaction score
1
AlemTurk Pembekedi hassasiyetinize teşekkürler
 

erhangulsum

0
İyinet Üyesi
Katılım
9 Mayıs 2008
Mesajlar
0
Reaction score
0
Konum
Zwolle, NL
hassasiyetiniz icin tesekkurler, yorum yazmakta biraz geciktim sanirim ama yurtdisinda saat daha 23:00 :)

Atamizin izinden cikmayalim, her zaman milletce yapilan fedakarliklari hatirlayalim...
 

Mywedding

1
İyinet Üyesi
Katılım
26 Eylül 2006
Mesajlar
5,893
Reaction score
96
Konum
www.odatv.com
p.php


19 Mayıs


- Yav bırak Mustafa abi yaa, sen mi kurtarıcan memleketi Allah aşkına!

- Ama işgal zırhlıları...

- Boşver şimdi sen işgal zırhlılarını filan... Gün gelir, memleketin malını mülkünü tapusuyla İngiliz’e satar bunlar.

- Yok canım!

- Yeminle söylüyorum, İngiliz vatandaşı bakan bile getirip koyarlarsa şaşma.

- Ama ahval ve şerait...

- Güzel abim yaranamazsın...

Bak şimdi binicez bu dandik gemiye, taaa Samsun’a gidicez, savaş, boğuş, kendimizi paralayacağız, diyelim becerdik, devrim mevrim, anlata anlata dilinde tüy bitecek, sonra sen kahırdan ölücen, önce biraz ağlıycaklar, sonra gene "Son Osmanlı Padişahı" diye pankart açacaklar, mezarında dönücen.

- Saltanat kalsın diyosun yani...

- Alışmadık kıçta don durmaz abi, egemenlik megemenlik vereceğine, iki çuval kömür ver, daha iyi... Aha buraya yazıyorum, açlıktan nefesleri kokarken padişahlarına saltanat uçakları alırlar, bu gemiyi de jilet yaparlar, söylemedi deme.

- Efkárlandım be...

- Yakma o cigarayı gözünü seveyim, yarın öbür gün belgesel yaparlar, keş gibi gösterirler seni haberin olsun.

- Hal çaresi nedir peki?

- Al padişahın kızını, yırtalım.

- Millet ne olacak?

- Onlar da ulemaya sorsun artık ne olacaklarını, bize ne, kendi düşen ağlamaz.

- Laik olmasınlar mı, birey olmasınlar mı, kendi lisanları olmasın mı, şıhlara şeyhlere mi bırakalım kaderlerini?

- Bak ne güzel söylüyorsun, kader der geçerler, takalım takkemizi bakalım dalgamıza, iş çıkarma başımıza...

- İyi de, yazık olmaz mı?

- Asıl bu yaptığını yaparsan yazık olur...
Bazıları sana inanacak, etkilenecek, senin fikirlerini yaşatmaya kalkacak, hayatları kayacak, evleri basılacak, içeri tıkılacaklar, kimine saçını örtmediği için fahişe diyecekler, kimine milletin malını Arap’a satmayın dediği için komünist diyecekler, kimine Ne Mutlu Türküm Diyene dediği için faşist diyecekler, darbeci diyecekler...
Yorma ahaliyi, kula kulluk edelim, rahat edelim.

- Yok arkadaş, ben bi deniycem.

- E sen bilirsin.

Yılmaz Özdil
 

kuzgun

İyinet Üyesi
Onaylı Üye
Katılım
19 Temmuz 2008
Mesajlar
12,395
Reaction score
254
:alkış::alkış::alkış:
+rep


p.php


19 Mayıs


- Yav bırak Mustafa abi yaa, sen mi kurtarıcan memleketi Allah aşkına!

- Ama işgal zırhlıları...

- Boşver şimdi sen işgal zırhlılarını filan... Gün gelir, memleketin malını mülkünü tapusuyla İngiliz’e satar bunlar.

- Yok canım!

- Yeminle söylüyorum, İngiliz vatandaşı bakan bile getirip koyarlarsa şaşma.

- Ama ahval ve şerait...

- Güzel abim yaranamazsın...

Bak şimdi binicez bu dandik gemiye, taaa Samsun’a gidicez, savaş, boğuş, kendimizi paralayacağız, diyelim becerdik, devrim mevrim, anlata anlata dilinde tüy bitecek, sonra sen kahırdan ölücen, önce biraz ağlıycaklar, sonra gene "Son Osmanlı Padişahı" diye pankart açacaklar, mezarında dönücen.

- Saltanat kalsın diyosun yani...

- Alışmadık kıçta don durmaz abi, egemenlik megemenlik vereceğine, iki çuval kömür ver, daha iyi... Aha buraya yazıyorum, açlıktan nefesleri kokarken padişahlarına saltanat uçakları alırlar, bu gemiyi de jilet yaparlar, söylemedi deme.

- Efkárlandım be...

- Yakma o cigarayı gözünü seveyim, yarın öbür gün belgesel yaparlar, keş gibi gösterirler seni haberin olsun.

- Hal çaresi nedir peki?

- Al padişahın kızını, yırtalım.

- Millet ne olacak?

- Onlar da ulemaya sorsun artık ne olacaklarını, bize ne, kendi düşen ağlamaz.

- Laik olmasınlar mı, birey olmasınlar mı, kendi lisanları olmasın mı, şıhlara şeyhlere mi bırakalım kaderlerini?

- Bak ne güzel söylüyorsun, kader der geçerler, takalım takkemizi bakalım dalgamıza, iş çıkarma başımıza...

- İyi de, yazık olmaz mı?

- Asıl bu yaptığını yaparsan yazık olur...
Bazıları sana inanacak, etkilenecek, senin fikirlerini yaşatmaya kalkacak, hayatları kayacak, evleri basılacak, içeri tıkılacaklar, kimine saçını örtmediği için fahişe diyecekler, kimine milletin malını Arap’a satmayın dediği için komünist diyecekler, kimine Ne Mutlu Türküm Diyene dediği için faşist diyecekler, darbeci diyecekler...
Yorma ahaliyi, kula kulluk edelim, rahat edelim.

- Yok arkadaş, ben bi deniycem.

- E sen bilirsin.

Yılmaz Özdil
 

tbab

0
İyinet Üyesi
Katılım
2 Şubat 2011
Mesajlar
264
Reaction score
3
Konum
Ankara
Çok güzel yazı gerçekten Yılmaz Özdil döktürüyor her yazısında :)
 

Türkiye’nin ilk webmaster forum sitesi iyinet.com'da forum üyeleri tarafından yapılan tüm paylaşımlardan; Türk Ceza Kanunu’nun 20. Maddesinin, 5651 Sayılı Kanununun 4. maddesinin 2. fıkrasına göre, paylaşım yapan üyeler sorumludur.

Backlink ve Tanıtım Yazısı için iletişime geçmek için Skype Adresimiz: .cid.1580508955483fe5

Üst