- Katılım
- 19 Temmuz 2008
- Mesajlar
- 12,395
- Reaction score
- 255
Bira ile ilgili blogta yazdığım bir konu
Biranın neye iyi geldiğini, bira sağlıklı mıdır, bira zararlı mıdır gibi gün ışığına çıkmamış bilgileri yazacağım. Bunu neden yapıyorum bilmiyorum. En son geçen sene bira içmiştim ama etkisi hala 2013′te de devam ediyor. Neyse, lafı fazla uzatmadan konuya gireyim.
Konuya Benjamin Franklin’in içki ile ilgili söylediği bir cümle ile giriş yapmak istiyorum.
“Bira Tanrı’nın bizi sevdiğini ve mutlu olmamızı istediğinin kanıtı.”
İşte başlıyoruz. İlk olarak bira neden içilir konusuna değineyim. Bira; kederli anların vazgeçilmez dostudur. O bir babadır. O bir anadır. Etrafında kimse yoksa bile seni kendinle konuşturan kutsal bir varlıktır. Aynı zamanda yine etrafında kimse yoksa bile başkalarıyla konuşma yetisini sana verir. Bira; halk arasında ne kadar amele içkisi olarak lanse edilse de en mutlu anların, en hoppidi hoppidi anların vazgeçilmez içkisidir. Yazılan bazı bira geyikleri var. Bunlardan en sevdiğim “Nefes alma efes al” dır. Ne kadar anlamlı dimi sayın okur? Birayı adabınla içersen, içebileceğinden fazla içersen seni maymun eder. Bira aynı zamanda “iç işe” sisteminin yaratıcısıdır.
Konuma biranın faydaları ile devam etmek istiyorum. Biranın en bilindik sağlıksal yönü böbrek taşını düşürdüğüdür. Bunu tüm bira içenler bilir. Bazı araştırmalara göre bira içmenin kalp krizini önlediğine dair deneyler yapılmış. Deneyler %50 oranında başarı göstermiş. Olabilir. Bişey diyemeyiz. Bir bakıma haklılar. Alkol kana karıştığı için bir temizleme aracı görevini üstlenmişte olabilir. Damar tıkanıklığını da önlüyor. Bir biranın içinde, protein, B vitamini, fosfor, magnezyum, demir, selenyum, niyasin ve B2 vitamini bulunuyormuş.. Bakın şu tatlı şeye
Kimbilir daha ne özellikler vardır sağlık konusunda
Şimdi gelelim biranın zararlarına. Yukarıda biranın her nekadar sağşlıklı taraflarını anlatmış olsamda, elbette biranın zararları da bulunuyor. Aşırı bira tüketiminde birey sağlıklı düşünemediği için dengesiz hareketlerde bulunabilir. Gece meyhaneden çıktığında sallana sallana giderken evin yolunu unutabilir. Ne bileyim, cadede karşıya geçerken araba çarpabilir gibisinden örneklendirmeler yapabilirim. Alkolün en çok etkilediği organımız karaciğer. Zararlı toksinleri vücudumuzdan atan organ olarak tanımlayabiliriz. “Bira göbeği” olarak literatürümüze girmiş bir deyim var. Birada aşırı kalori olduğu için obezite olma riskiniz var. Bilirsiniz ki obez olmak diyabet ve kalp hastalıklarına süslü birer davetiyedir.
Çok bira içmeyin. Hergün için ama dozunda bırakın. Çok içmenin tek faydası tekel büfesinin kasasına daha fazla para girmesiyle orantılıdır. Bir davette ya da gece kulübünde sırf ortama ayak uyduracağım diye kasmanızın bir anlamı yok. Garsonu geri çevirebilirsiniz. Ne kadar içebilirim sorusunu kendinize sormanız gerekmektedir. Ayrıca bir şişe (330 ml) bira vücuda bir saatte yayılacağı için, biranızı yavaş yavaş içmenizde fayda görüyorum.
Bira aç karnına çok güzel giden bir içki ama bu çok sağlıksız. Bira içmeden önce bol yemek yerseniz biranın midenize giden oranını düşürmüş olursunuz. Su gibi bira içmenin mide hastalıklarına yol açtığını bilmeyeniniz yoktur umarım. Yine de çok fazla içtiğinizi düşünüyorsanız arada bir alkolsüz içki ya da su için. Bilirsiniz ki alkol vücudu susuz bırakıyor. Bunu yaparsanız eğer baş dönmesi mide bulantısı gibi faktörleri elemine etmiş olursunuz. Daha keyifli bir ortamda rahatınıza bakabilirsiniz.
Bu konu, biranın ne kadar güzel birşey olduğunu, hergün içilmesi gerektiğini savunan bir konu değildir. Biranın düzenli ve her zaman tüketilmemesi gerektiği bilincine varmanız dileklerimle…
Biranın neye iyi geldiğini, bira sağlıklı mıdır, bira zararlı mıdır gibi gün ışığına çıkmamış bilgileri yazacağım. Bunu neden yapıyorum bilmiyorum. En son geçen sene bira içmiştim ama etkisi hala 2013′te de devam ediyor. Neyse, lafı fazla uzatmadan konuya gireyim.
Konuya Benjamin Franklin’in içki ile ilgili söylediği bir cümle ile giriş yapmak istiyorum.
“Bira Tanrı’nın bizi sevdiğini ve mutlu olmamızı istediğinin kanıtı.”
İşte başlıyoruz. İlk olarak bira neden içilir konusuna değineyim. Bira; kederli anların vazgeçilmez dostudur. O bir babadır. O bir anadır. Etrafında kimse yoksa bile seni kendinle konuşturan kutsal bir varlıktır. Aynı zamanda yine etrafında kimse yoksa bile başkalarıyla konuşma yetisini sana verir. Bira; halk arasında ne kadar amele içkisi olarak lanse edilse de en mutlu anların, en hoppidi hoppidi anların vazgeçilmez içkisidir. Yazılan bazı bira geyikleri var. Bunlardan en sevdiğim “Nefes alma efes al” dır. Ne kadar anlamlı dimi sayın okur? Birayı adabınla içersen, içebileceğinden fazla içersen seni maymun eder. Bira aynı zamanda “iç işe” sisteminin yaratıcısıdır.
Konuma biranın faydaları ile devam etmek istiyorum. Biranın en bilindik sağlıksal yönü böbrek taşını düşürdüğüdür. Bunu tüm bira içenler bilir. Bazı araştırmalara göre bira içmenin kalp krizini önlediğine dair deneyler yapılmış. Deneyler %50 oranında başarı göstermiş. Olabilir. Bişey diyemeyiz. Bir bakıma haklılar. Alkol kana karıştığı için bir temizleme aracı görevini üstlenmişte olabilir. Damar tıkanıklığını da önlüyor. Bir biranın içinde, protein, B vitamini, fosfor, magnezyum, demir, selenyum, niyasin ve B2 vitamini bulunuyormuş.. Bakın şu tatlı şeye
Kimbilir daha ne özellikler vardır sağlık konusunda Şimdi gelelim biranın zararlarına. Yukarıda biranın her nekadar sağşlıklı taraflarını anlatmış olsamda, elbette biranın zararları da bulunuyor. Aşırı bira tüketiminde birey sağlıklı düşünemediği için dengesiz hareketlerde bulunabilir. Gece meyhaneden çıktığında sallana sallana giderken evin yolunu unutabilir. Ne bileyim, cadede karşıya geçerken araba çarpabilir gibisinden örneklendirmeler yapabilirim. Alkolün en çok etkilediği organımız karaciğer. Zararlı toksinleri vücudumuzdan atan organ olarak tanımlayabiliriz. “Bira göbeği” olarak literatürümüze girmiş bir deyim var. Birada aşırı kalori olduğu için obezite olma riskiniz var. Bilirsiniz ki obez olmak diyabet ve kalp hastalıklarına süslü birer davetiyedir.
Çok bira içmeyin. Hergün için ama dozunda bırakın. Çok içmenin tek faydası tekel büfesinin kasasına daha fazla para girmesiyle orantılıdır. Bir davette ya da gece kulübünde sırf ortama ayak uyduracağım diye kasmanızın bir anlamı yok. Garsonu geri çevirebilirsiniz. Ne kadar içebilirim sorusunu kendinize sormanız gerekmektedir. Ayrıca bir şişe (330 ml) bira vücuda bir saatte yayılacağı için, biranızı yavaş yavaş içmenizde fayda görüyorum.
Bira aç karnına çok güzel giden bir içki ama bu çok sağlıksız. Bira içmeden önce bol yemek yerseniz biranın midenize giden oranını düşürmüş olursunuz. Su gibi bira içmenin mide hastalıklarına yol açtığını bilmeyeniniz yoktur umarım. Yine de çok fazla içtiğinizi düşünüyorsanız arada bir alkolsüz içki ya da su için. Bilirsiniz ki alkol vücudu susuz bırakıyor. Bunu yaparsanız eğer baş dönmesi mide bulantısı gibi faktörleri elemine etmiş olursunuz. Daha keyifli bir ortamda rahatınıza bakabilirsiniz.
Bu konu, biranın ne kadar güzel birşey olduğunu, hergün içilmesi gerektiğini savunan bir konu değildir. Biranın düzenli ve her zaman tüketilmemesi gerektiği bilincine varmanız dileklerimle…
