İyinet'e Hoşgeldiniz!

Türkiye'nin En Eski Webmaster Forum'una Hemen Kayıt Olun!

Kayıt Ol!

Bugün Şehit Asteğmen Kubilay'ı Saygıyla Anıyoruz!

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Mywedding

1
İyinet Üyesi
Katılım
26 Eylül 2006
Mesajlar
5,893
Reaction score
96
Konum
www.odatv.com
163980_476881101625_94279566625_6389524_429649_n.jpg


Şehit Kubilay ve Menemen Olayı

Yabancıların “hasta adam” diye adlandırdıkları, şeriatın batağında çürümeye bırakılmış Osmanlı‘nın ve yine yabancıların “uyuyan dev” dedikleri Anadolu’da Türk Ulusu’nu bilmem hangi millete peşkeş çekmeye çalışan padişahların tarih olduğu 1900′lü yıllardayız.

Türklüğün bu hastalıktan kurtularak demokratik, laik ve çağdaş bir yönetimle yeniden doğduğu Türkiye Cumhuriyeti’nde, şeriatın geri getirilmesini ve halifenin yönetimindeki bir devletin yaratılmasını isteyen meczupların İzmir’in Menemen ilçesindeki isyanına tanık oluyoruz.

Bu isyan hareketi, ilk bakışta birkaç kişilik küçük bir isyan gibi görünse de, cumhuriyetin ilk yıllarında rejime karşı ilk ayaklanma olması ve Atatürk’ün bu yıllarda hayatta olması yönüyle önemlidir.
162871_476881266625_94279566625_6389525_4102751_a.jpg


Cumhuriyet‘in ilanının üzerinden 7 yıl geçmişken, bir kısmının Arap olduğu bilinen ve Manisa üzerinden gelen 6-7 kişilik bir grup, 23 Aralık 1930′da İzmir’in Menemen ilçesine gelerek önce kalabalıkların içinde “Şapka giyen kafirdir, yakında yine şeriata dönülecektir.” gibi sloganlar ve tekbirler atarak dolaşmışlardır.

Daha sonra bu yobaz sürüsü, orada kandırdıkları birkaç kişiyi de arkalarına alarak başlarında sarık, sırtlarında cübbe ile camiye girerek cemaati Derviş Mehmet adlı bunağın “Mehdi” olduğunu söyeleyerek kandırmaya çalışmışlardır.

“İşte karşınızda gördüğünüz bu adam, Mehdi’dir. Taraf-ı İlahiden geliyoruz. Şeriat istiyoruz. Askerin kılıç ve kurşunu bize işlemez. Herkes bu bayrağın altından geçecektir. Geçmeyenleri kılıçtan geçireceğiz.” gibi sözlerle hem cemaatin zihnini bulandırmış hem de onları zorla kendilerine destek vermeye zorlamışlardır.

Oradaki kişilerin bir kısmı zorla, bir kısmı da gönüllü olarak Derviş Mehmet ve saz arkadaşlarına katılmışlardır.

Esrar ile müritlerini kendine bağlayan bir bunağın etrafında toplanan bu yobazlar, ellerine geçirdikleri yeşil bayrakları sopaların ucuna takmışlardır. Camiden çıkıp ilçe merkezine dönmek ve isyana oradan devam etmek üzereyken Asteğmen Kubilay 26 askeriyle olay yerine gelmiştir.

Eski harflerin getirilmesini, fes giymeyi, şeriatın gelmesini… isteyen ve böylece apaçık Cumhuriyet’e başkaldıran bu cahilleri ikna etmek için genç Asteğmen Kubilay isyancıların yanına gitmiştir.

Giritli bir ailenin oğlu olarak vatani görevini yapmak üzere Menemen‘e gelen, vatansever bir öğretmen olan Kubilay istese, düşünce açısından kendisine düşmanlık besleyen bu meczupları orada kurşuna dizdirebilirdi. Fakat kan dökülmesini istemeyerek güzel yollarla sorunun çözülmesini sağlamak isteyen vatansever Kubilay, Derviş Mehmet’in kendisini itmesiyle kendisini yerde bulmuştur.

Yere düşen Kubilay’ın göğsüne bir el ateş edilmiş ve devlet düşmanı hainler böylece teröristliğe soyunduklarını kanıtlamışlardır. Kubilay, sürekli kan kaybettiği hâlde canını kurtarmak için caminin kapısına doğru sürünerek kaçmış; fakat kendilerini hilafet ordusunun mücahitleri olarak gören azgın yobazlar, Kubilay‘ın yaralı olmasına bile tahammül edemeyerek onu yakalayıp boğazını kör testere ile kesmiş ve Kubilay’ın başını bedeninden ayırarak bir mızrağın ucuna bağlamışlardır.

İnsanın kanını donduran bu vahşeti yapanların sözde müslüman geçindikleri hâlde kutsal öğretmenlik mesleğini omuzlamış zavallı ve gencecik bir Türk evladını canice katletmeleri Cumhuriyet karşıtlarının ne kadar aşağılık emellerinin olduğunu ortaya koymuştur.

Bu olayın haberi Atatürk‘e gittiği anda, Ulu Önder kendinden geçmiş ve “Menemen’i haritadan silin!” diye emir verecek kadar sinirlenmiştir.

Tarihe “Menemen Olayı” olarak geçecek olan bu isyan sonucunda zavallı Kubilay şehitlik makamına erişerek Cumhuriyet’in ve devrimlerin şehidi olmuştur.

Olayın hemen sonrasında Menemen ve Manisa bölgesinde sıkıyönetim ilan edilmiş ve kurulan Divan-ı Harp’te Derviş Mehmet de dahil olmak üzere, olayla ilgisi olan ve isyancılara destek veren herkes aleme ibret olsun diye Kubilay’ın şehit edildiği yerde asılmıştır.

Yine aynı yere, kısa bir zaman içinde Kubilay’ın şehitliğini anlatan “İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz.” yazılı bir heykel dikilmiştir.

M. Kemal Atatürk, bu olayın Cumhuriyet tarihi açısından önemini anlamıştır. Bugün bile benzer çıkışların Türk topraklarında yankı bulacağını o zamandan kestirmiştir.

Ve Şeyh Esat gibi esrarkeşlere o yörenin insanlarının destek vermelerini, yapılan olaylara alkış tutmalarını veya en azından bir tepki göstermemelerini şiddetle eleştirmiştir. 27 Aralık’ta Fevzi Paşa’ya yazmış olduğu mektupta Atatürk’ün bu serzenişi, şöyle dile getirilmiştir:

“Menemen’de yakınlarda meydana gelen gericilik girişimi sırasında Yedek Subay Kubilay Bey’in görevini yaparken öldürülmüş olmasından dolayı Cumhuriyet ordusuna başsağlığı dilerim. Kubilay Bey’in şehit edilmesinde gericilerin gösterdiği vahşilik karşısında Menemen’deki halktan bazılarının alkışla onaylamaları, bütün cumhuriyetçi ve vatanseverler için utanılacak bir olaydır.

Vatanı savunmak için yetiştirilen, içteki her politika ve ayrılığın dışında ve üstünde saygın bir konumda bulunan Türk subayının, gericiler karşısındaki yüksek görevinin yurttaşlar tarafından yalnız saygıyla karşılandığına kuşku yoktur.

Menemen’de halktan bazılarının hataları bütün millette acıya sebep olmuştur. Saldırının acılığını tatmış bir kesime genç ve kahraman Yedek Subayın uğradığı saldırıyı, milletin bizzat Cumhuriyet’e karşı bir öldürme girişimi olarak kabul ettiği ve cüretkârlarla, destekçileri, ona göre takip edeceği kesindir.

Hepimizin dikkati bu sorundaki görevlerimizin gereklerini duyarlılıkla ve gerektiği biçimde yerine getirmeğe yöneliktir.

Büyük ordunun kahraman genç subayı ve Cumhuriyetin idealist öğretmenler topluluğunun değerli üyesi Kubilay’ın temiz kanı ile Cumhuriyet, hayatını tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır.“


Bugün hâlâ devam eden bir düşünce ile Cumhuriyet’e karşı olanların yaptığı vahşet de, bu yaratıkların sözde cihatları, şerî emelleri kadar aşağılıktır. Bu olay, Cumhuriyet tarihinin belki de en önemli olaylarından biridir; çünkü yeni rejime karşı ilk ciddi ayaklanma olma özelliği taşımaktadır.

Bugün birilerinin şeriatı savunmaları, Cumhuriyet karşıtı olduğunu alenen söylemeleri, eski harfleri kullanma sevdalısı olmaları, Kuran’ı kendi dünyevi amaçlarına alet etmeleri ve tıpkı Osmanlı çağındaki gibi Arap kılığına bürünme istekleri de Derviş Mehmet zihniyetinin aynısıdır.

Cumhuriyetin ve Atatürk devrimlerinin bekçisi olan Türk gençleri için Şehit Kubilay bir timsaldir. Topraklarımızı, namusumuzu, milliyetimizi ve bağımsızlığımızı taçlandıran, şereflendiren Cumhuriyet’in korunması için canla başla feda edilme kararlılığının adıdır Kubilay.

Türk’ün yüreğinde bulunması gereken Cumhuriyet sevgisini bir kat daha arttıran, uğruna verdiğimiz savaşta bize güç veren şanlı bir askerdir Kubilay. Gençliğin mimarı olacak öğretmenlere kutlu bir örnek olan Kubilay, dava adamı olmanın ötesinde adam gibi adamdır.

Kurtuluş Savaşı’na genç yaşta yardım etmek, cepheye koşmak isteyen Kubilay’a arkadaşları “Ne işe yararız ki?” diye sorduklarında “Hiçbir işe yaramasam, elime bayrağı alır, cenge giden askerlerin önüne geçer, onlara en güzel vatan marşları okurum.” diyebilecek kadar milliyetçi, vatansever bir Türk evladıdır…


Olayın üzerinden 80 yıl geçtiği hâlde, Kubilay’ın başının vücudundan ayrıldığı andaki sızısını hissedebilene ne mutlu. Gözün arkada kalmasın şehidim. TÜRK evlatları, emanet ettiğin bayrağı şerefle taşıyacaklardır.

Bu topraklardan Cumhuriyet’i kaldırma emelleriyle yaşayanları görüp de kemiklerin sızlamasın. Varlığını bu yola feda edecek nice Kubilay’lar, içtiğin şehadete ortak olmak için arkasına bakmayacaktır.

http://www.facebook.com/note.php?note_id=475946026043&id=94279566625
 

osahin

0
İyinet Üyesi
Katılım
8 Ekim 2006
Mesajlar
4,978
Reaction score
34
Konum
kalbinizden :p
Şu Osmanlı düşmanlığı ne olacak bilmiyorum, laf arasında Osmanlı bilmem hangi millete Türk ulusunu peşkeş çekti demeye getirirken yabancı ulusların kuklaları ile aynı dili konuşup Türk milletini salak yerine koymak ne oluyor bilemiyorum.

Laf arasında "Şeriatı batak" olarak gösterip "Şehit, şehadet" kelimelerini kullanabilmek ne tür bir cehalettir bilemiyorum. Podyumlara oynamak desem öyle bir beceri yok, düşmanlık desem bu gençlik bizim acıyorum doğrusu.

Osmanlı neden bu kadar büyük bir devletti, nedenleri soramayan bir cehaletin eserleri sanırım. Onlarca millet, onlarca devlet neden Osmanlı ile yaşamak istedi düşünemeyen bir cehalet sanırım.

Bugün aynı ağız kokusunu duyduğum emperyalist devletler ile buradaki yazıdan da duyduğum ağız kokusu aynı türden kokuyor, ama bizim gençlerimiz şunu akıl edemiyor. 500 yıl boyunca o ağız kokusu ile aynı dilden konuşsaydı Osmanlı bugün avrupada, arap yarım adasında ve dünyanın birçok yerinde "Osmanlıca" dan başka dil konuşulmaz Türkten başka millet olmazdı. Ama bunları düşünemeyecek cehaletteki okumadan yoksun, bilgiden uzak yabancı sevdalısı sözde "çok bildiğini" sanan cahil gençlerimize ne denir bilemiyorum. O kadar sinir bozucuki. Bu kadar olur.

Kubilay'ı saygı ile anıyoruz, bu farklı birşey hatta siz yapamıyorsunuzdur klavye başında yazıp "keh keh" çekiyorsunuzdur ama ben ve benim gibiler vatan için can veren herkese dualar ederiz, onların hatrına herşeyimizi veririz. Ama bizim değerlerimiz üstünden yine bizim değerlerimize saldırmayın. Bu pis kokuları yaymayın.

A pardon, siz daha önce bu tür yazıları okumayıp sadece "forward" etme alışkanlığına kapılanlardınız değilmi?

Pardon pardon, o halde yazdıklarımıda okumayın.
 

CaLViN

0
İyinet Üyesi
Katılım
25 Kasım 2004
Mesajlar
7,485
Reaction score
63
Konum
Antalya
Ben bugün dahi bu devletin şeriat ile yönetilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Şeriat dendiği zaman iran yönetimini akıllara getiren cahillerden sakınırım,korkarım.

Bu memlekette yaşayan ve ezan sesinden rahatsız olanlara acırım.

Konuyu da bir güzel kapatırım. :kızdım:
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Türkiye’nin ilk webmaster forum sitesi iyinet.com'da forum üyeleri tarafından yapılan tüm paylaşımlardan; Türk Ceza Kanunu’nun 20. Maddesinin, 5651 Sayılı Kanununun 4. maddesinin 2. fıkrasına göre, paylaşım yapan üyeler sorumludur.

Backlink ve Tanıtım Yazısı için iletişime geçmek için Skype Adresimiz: .cid.1580508955483fe5

Üst