2014 yılının Ekim ayında, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Türkiye'nin çeşitli illerinde yaşanan şiddet olaylarına bağlı olarak, "Şiddet bir çözüm yöntemi değildir. Şiddet misliyle karşılık bulur. Derhal bu akıl dışı tutuma son verilmelidir" demişti. Şiddeti "akıl dışı" olarak nitelendirmiş ama takip eden cümlelerinde ise "misliyle karşılık bulur" sözüyle kendisiyle çelişmişti.
Tv kanallarının birinde az önce Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok; "İletişim kanalları açık bıraktık ancak içeriden silah sesleri gelmesi üzerine operasyon başlattık." diye ekledi. Bakan Efka Ala gibi devletin şiddetli ve öfkeli dilini kullanmaktan imtina etti kameraların önünde.
Amcam, hep yatıştırıcı role bürünmemi salık vermişti. "Güçlü, zayıfı ezen değil öfkelendiği anda öfkesini zehir içer gibi yudum yudum içine atandır" derdi.
Eskiden sokaklarımız saygıdeğer amcalarımız ve "aksakal" dedelerimiz vardı; küçük insanların çatışmalarını, kavgalarını hisseder ve hemen el koyar, yatıştırırlardı.
Güçlü kompleksli olmaz. sahip olduğu kudreti ulu orta yerde göstermek istemez. Çünkü herkes gibi kendisi de sahip olduğunun farkındadır.
Zayıf ise her ortamda güçlü görünmeye çalışır. Öyle görünmeye çalışır çünkü ezilmeye tahammülü yoktur.
Güçlü bir ülke olamadık vesselam. Kompleksiz... hiç olamadık.
Berkin Elvan'ın katili kimdi? Polis o kapsülü atmadan önce ne düşünmüştü? O zaman ki hükumet yetkililerinin bir sorumluluğu yok muydu? Gezi olayları en başından yatıştırılamaz mıydı?
Bu sorular daha çok beynimizi kemirecek belli ki.
Fakat ne Berkin Elvan'ın, ne de şehit savcımız Mehmet Selim Kiraz'ın hayatlarını kaybetmesine değmiyor hiç bir kompleksimiz.
Çok ama çok üzgünüz. Öğretmen, polis, hakim, savcı, belediye çalışanı, sade vatandaş; hepimiz... Milletimizin başı sağ olsun.
Not: Operasyon sonrasında Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın bir açıklaması oldu. Dikkatle dinledim. Ama iki teröristin ölü ele geçirildiği ve bir savcımızın şehit olduğu operasyon için kime, neden teşekkür edilir anlayamadım.
Ahmet Alp HAN
global haber
Twitter: @ahze22
Tv kanallarının birinde az önce Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok; "İletişim kanalları açık bıraktık ancak içeriden silah sesleri gelmesi üzerine operasyon başlattık." diye ekledi. Bakan Efka Ala gibi devletin şiddetli ve öfkeli dilini kullanmaktan imtina etti kameraların önünde.
Amcam, hep yatıştırıcı role bürünmemi salık vermişti. "Güçlü, zayıfı ezen değil öfkelendiği anda öfkesini zehir içer gibi yudum yudum içine atandır" derdi.
Eskiden sokaklarımız saygıdeğer amcalarımız ve "aksakal" dedelerimiz vardı; küçük insanların çatışmalarını, kavgalarını hisseder ve hemen el koyar, yatıştırırlardı.
Güçlü kompleksli olmaz. sahip olduğu kudreti ulu orta yerde göstermek istemez. Çünkü herkes gibi kendisi de sahip olduğunun farkındadır.
Zayıf ise her ortamda güçlü görünmeye çalışır. Öyle görünmeye çalışır çünkü ezilmeye tahammülü yoktur.
Güçlü bir ülke olamadık vesselam. Kompleksiz... hiç olamadık.
Berkin Elvan'ın katili kimdi? Polis o kapsülü atmadan önce ne düşünmüştü? O zaman ki hükumet yetkililerinin bir sorumluluğu yok muydu? Gezi olayları en başından yatıştırılamaz mıydı?
Bu sorular daha çok beynimizi kemirecek belli ki.
Fakat ne Berkin Elvan'ın, ne de şehit savcımız Mehmet Selim Kiraz'ın hayatlarını kaybetmesine değmiyor hiç bir kompleksimiz.
Çok ama çok üzgünüz. Öğretmen, polis, hakim, savcı, belediye çalışanı, sade vatandaş; hepimiz... Milletimizin başı sağ olsun.
Not: Operasyon sonrasında Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın bir açıklaması oldu. Dikkatle dinledim. Ama iki teröristin ölü ele geçirildiği ve bir savcımızın şehit olduğu operasyon için kime, neden teşekkür edilir anlayamadım.
Ahmet Alp HAN
global haber
Twitter: @ahze22