İyinet'e Hoşgeldiniz!

Türkiye'nin En Eski Webmaster Forum'una Hemen Kayıt Olun!

Kayıt Ol!

Çanakkale savaşı

Caesar

0
İyinet Üyesi
Katılım
5 Haziran 2006
Mesajlar
1,894
Reaction score
7
türkiye'ye japonya'dan bir eğitim heyeti gelir.
temas ve incelemeler yapacak, neticeyi yetkililere aktaracaklar. gerektiği kadar da ikili işbirliği gerçeklestirecek. işler buraya kadar çok iyi... japon heyeti yurdumuzun bazı bölgelerinde gerekli incelemelerini yapar. sonra bakanlıkta toplanırlar. heyetin hakkımızdaki tespiti ilginçtir: "sizin çocuklarınızda milli şuur yok". bizimkiler şaşırır! "bizim çocukların damarlarındaki kan milli duygumuzun kaynağıdır." yine de fazla ses çıkarmazlar! ne de olsa misafirdir! bizimkiler sorar, "peki, sizin gençlerinizde milli şuur var mıdır? japon uzmanları anlatmaya başlar:
biz gençlerimize ilkokula başlamadan "şok testler" uygularız. mesela uçak gibi hızlı giden trenlerimize bindirir, bir tur yaptırırız. şok katlı yollardan da geçen tren, onları şöyle bir sarsar. mini mini çocuklarımız teknolojinin bu baş döndürücü neticesini görerek bir şok olurlar. sonra...
bu şoktan sonra hiroşima'ya götürürüz. bölgeyi aynen koruyoruz. bombalanmış bu bölge hakkında bilgilendirir; değil hayvan, bitkinin bile yeşermediğini gösteririz. ve deriz ki "eger sizler çalışmaz, sizden öncekileri geçmezseniz vatanınız, işte böyle düşmanlar tarafından bombalanır. hiçbir canlı yaşayamayacak biçimde size bırakıp giderler. Çalışırsanız, bindiğiniz hızlı trenleri bile geçecek yeni vasıtalar yaparsınız. gerisi sizin bileceğiniz iş. Çocuklarımız bununla ikinci bir şok daha yaşarlar. sizlere şunu hatırlatalım ki, türkiye'de birçok teknik elemanımız bulunmaktadır. bunların herhangi birine bu konuyu sorabilirsiniz."
bizimkiler şaşkınlık içinde sorarlar :
"-peki ya türkiye için tespitiniz var mi? varsa gözlemleriniz nedir?"
japonlar; "elbette var" derler. "bizimkinden çok daha önemli. bir tanesi Çanakkale savaşları'nın olduğu bölge. bu bölge gençlerinizin şok olması için yeter de artar bile. bir metre kareye altı bin merminin düştüğü savaşta, türk'ler her şeye rağmen galip çıkıyor, olamayacağı olur hale getiriyorlar. en son teknolojiye ve donanıma meydan okuyarak, inancın galip geldiğinin ispatını yapıyorlar. üstelik karşılarında tek bir düşman değil, müttefik güçler; sizin tabirinizle yetmiş iki millet var. "
evet m²'ye 6.000 mermi!...

m²'ye 6.000 mermi!...

6.000 mermi!...

not:

300 m2 lik bir tepe için 2 gece savaşıldı... m2'ye
50 ölü düşüyordu...
darülfünun'dan (İstanbul Üniversitesi) gelen 130 son sınıf öğrencisi gönüllünün hepsi şehid oldu o tepede... o sene mezun verilmedi tıbbiyeden... anlatacak çok şey var bu savaşta. oradan geçen varsa tepelere kazınmış yazıyı bilir. 'dur yolcu bilmeden basıp geçtiğin bu toprak bir devrin battığı yerdir'...

işte en iyi çanakkale savaşı anlatımı bu olsa gerek...
 

SargeT

0
Yasakli Uye
Katılım
25 Mayıs 2006
Mesajlar
1,513
Reaction score
10
Konum
misstanbul
@caesar öncelikle böyle bir konuyu benden önce açıp bu ağır yükü omuzlarımdan aldığın için teşekkür ederim. Çok güzel bir Yazı ile bu anlamlı güne giriş yapmışsın bende bir video ekleyerek devam ettirmek istiyorum. Video daki isim heredot cevded ve seslendirdiği şiir Mehmet akif ersoy un çanakkale şehitlerine adlı şiiri. Her dinlediğimde kalbim bir başka atar. bin kat daha fazlalaşır vatanıma duyduğum sevgi. Keşke şu günlerde Çanakkalede şehit düşen yüzbinlerce şehidimiz on binlerce gazimiz ve geride kalan insanımız gibi başımız dik olabilseydi ele güne muhtaç olmasaydık, imf ye ab ye abd ye bel bağlamasaydık.

ismini hatırlamıyorum ama büyük ihtimalle kurtuluş adlı filmde bir sahne vardı. o sahne oynadığı zaman gözyaşlarıma hakim olamadım. mustafa kemal paşa Halkın yiyecek giyecek erzakının ve hayvanlarının % 75 ini ilgili devlet kurumlarına teslim etmeleri için bir karar alıyordu bu kararın ardından bazı kesimler tarafından büyük bir tepkiyle karşılanıyordu. iki tane devlet adamı bir odada konuuşrken ^Delimi bu adam kim malının erzakının hayvanının %75 ini verir ^ böyle bir cümle kuruyor ve cümlenin ardından odanın çaycısı elinde bir çift çorap ile içeri girip şu sözleri sarfediyor. Şu ölümlü dünyada yamalı bir çift çoraptan başka hiç birşeyim yok oda vatanıma feda olsun helali hoş olsun diyor, tam kapıdan çıkarkende çarıklarını çıkartıp alın bunlarıda alın cephedeki askerlerin benden daha çok ihtiyacı var diyor.


Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı
Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı


Bu vatan yuvarlak masalarda kalleşçe oyunlar oynanarak alınmadı ki kalleşçe oyunlar oynanarak satılmasına göz yumalım.

Ne Mutlu Türküm Diyene.​

sehit8mx.jpg

sehit29ni.jpg
 

pigeon

0
İyinet Üyesi
Katılım
22 Şubat 2005
Mesajlar
2,873
Reaction score
12
Konum
Ankara
Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i…
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın.
 

BiLHost

0
İyinet Üyesi
Katılım
24 Mayıs 2006
Mesajlar
1,773
Reaction score
0
Konum
Mersin
Sarget videoyu eklemeyi unutmuşsun galiba.Eklersen izlemek isterim.
 
K

KeMaNcI

Misafir
18 Mart Çanakkale zaferimiz kutlu olsun.. Şehitlerimizin ruhu şad olsun..
 

visitistanbul

0
İyinet Üyesi
Katılım
20 Kasım 2006
Mesajlar
3,918
Reaction score
9
Konum
Bebek
Mantık ve akılın konuştuğu üyemiz Caeser namı diğer Olgar bey :)

Teşekkürler süper bir yazı....

Bu sabah Eyüp Sultan Hzlerinden güzel bir dua ettik inşallah kabul olsun ...
 

Ke[R]eM

0
İyinet Üyesi
Katılım
19 Şubat 2007
Mesajlar
650
Reaction score
0
Ekmek Teknesi dizisinde, Heradot Cevdet karakterinin (oynayan kişi, ünlü yazar, çizer, senarist, oyuncu Hasan Kaçan'dır) seslendirdiği (ve oynadığı) Çanakkale Şehitleri'ne şiirini asla unutamam. Dizinin o bölümünde, Hasan Kaçan öyle bir güzel okumuştu ki, sanki şiiri yaşıyor gibiydi. Dün, o sahne aklımdan geçtiydi ve keşke bulabilsek dediydim. Eğer SargeT video linkini eklerse, çok minnettar olurum.

Bu konu vesilesiyle de Çanakkale'de şehit olmuş tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum.

Düzenleme: Sanırım buldum, işte linki: http://www.youtube.com/watch?v=IJkVpIekO2c
 

tiva

0
İyinet Üyesi
Katılım
20 Eylül 2003
Mesajlar
2,741
Reaction score
4
http://www.youtube.com/watch?v=WXEiPXnhLWE

"Bu memlekette kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız huzur içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar, gözyaşlarınızı siliniz. Evlâtlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler, onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim evlâtlarımız olmuşlardır."

Mustafa Kemal ATATÜRK, 1934

www.tekadamdevrimi.com


------------------------
Umarım bu başlıktaki yazılardan sonra "Türküm" demek için Türk ırkından gelmek gerekmediğini anlamayanlar tekrar durur düşünür.
 

AlemTurk

0
İyinet Üyesi
Katılım
10 Ağustos 2006
Mesajlar
0
Reaction score
1
Konum
GebZe
Çanakkale Şehitlerine
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı'
Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşında,
Avusturalya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk:
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil,
Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.

Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'â mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü te'sis-i İlahi o metin istihkâm.

Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi serhaddi;
'O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme' dedi.
Asım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
'Bu, taşındır' diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.


Mehmet Akif Ersoy
 

Türkiye’nin ilk webmaster forum sitesi iyinet.com'da forum üyeleri tarafından yapılan tüm paylaşımlardan; Türk Ceza Kanunu’nun 20. Maddesinin, 5651 Sayılı Kanununun 4. maddesinin 2. fıkrasına göre, paylaşım yapan üyeler sorumludur.

Backlink ve Tanıtım Yazısı için iletişime geçmek için Skype Adresimiz: .cid.1580508955483fe5

Üst