Biraz önce tam ollarak anlamını anımsayamadığım bir kelime geldi aklıma "kafçilik" googlede biraz arama yaptıktan sonra beni çocukluğuma götüren çok güzel yazılar buldum.
Ekşi sözlük "Misket oyunu terimleri"
Diğer çocukça şeyler:
Çivi saplama : yere çizgilerden oluşan garip bir şekil çizilirdi. Gerisini hatırmalıyorum : )
Taso
Gazoz kapağı
Bilyalı : Şuan bir spor araban olması gibi birşeydi bizim orda. Demircilerden bilya bulucaksın 2 çift. Daha sonra ön takım için sağlam bir takoz. Altına direksiyon ve bilya düzeneği gelecek. Birde eğimli bir yol buldunuzmu değmeyin keyfinize : ))
İlginç yorumlar :
Son olarak akılıma gelen bir şey var. Bizim oralarda genelde çocukların birbirlerine şaka amacıyla atmak için kullandkları garip bir bitki vardı. Yeşil, yassı ve tüylü bir erik şeklinde. Uzun ince ve yeşil saplı. Yerinden dikkatle kopartılıp (heran patlayıp su ve çekirdekten oluşan bir salgı bırakabilir dışarı) hedef olarak görülen kişinin üzerine atılırdı. Bazen çok olgunlaşmışları kopartılma sırasında harekete geçip. Ağızlarda bir süre hissedilebilecek iğrenç tatlar bırakırlardı (göz, burun ,kulak gibi çeşitli uzuvlara da kaçtığına sık sık rastlanılmıştır). Bu bitkiye o zaman kavunlu birşey diyorduk tam adını çıkartamadım.
Ekşi sözlük "Misket oyunu terimleri"
her cagda biraz degisen bazen de kusaktan kusaga suregelen ve beyinlere naksolunmus terimlerdir. "mandik bana kadar " en beylik olanlarindan biridir.
misket oynarken çocuklarca kullanılan fakat buyuklerin kesinlikle anlayamıyacağı kelime ve kelime öbekleridir. bunun dikmece, tumba, baş, başaltı, tumbaya son, kepmek, kepilmek, cukka gibi nice ornekleri vardır.
atış yapana "el germek yok" denirdi, serbest vuruşu daha ileri bi noktadan kullanmak gibi birşey yani.
"tavuk .ötü"
kabul gören atış şeklini (baş parmak ve işaret parmağı kombinasyonu) beceremeyen bireylerin ürettiği,
daha az teknik gerektiren bir atış şekli için kullanılan terim.
ne kadar yaygın bir terimdi veya biz mi biraz edepsizdik bilemiyorum.
çar çöp hepsi bana yani; kuyu oynunu oynarken misketinizin gideceği yönde bir engel varsa -bu çöp olur ,taş olur- onları temizleme anlamına geliyor.
"dopçik" normalden büyük ve demir misketlere verilen isimdi.dopge de denirdi.
kaptan (karenin koselerine acilan 4 delik ve karenin merkezine acilan 5. delikle oynanan amacin tum delikleri ele gecirmek oldugu oyun)
Baya stratejik bir oyundu
cin(küçücük misket, vurulmamak için)
amerikan(2 sayılır, renkli)
kafes(çoook sayılır, ender bulunur.)
parçası benden(kırılan misketin istediğin parçasını seçme hakkı verir, söyleyen hangisinin sayılacağını seçer)
son, sonbir vs. (açılacakların sırasını belirler)
benden, karşı, dağ, deniz (başın ne taraf olacağını belirler)
kafa kondik (bombeli direk kafasından vurmak)
balyoz: normalin iki kati buyuklugunde olan misketler. genelde alis-veris icin kullanilirdi. cunku kucuk ellere parmaklara buyuk gelirdi. simdi adini hatirlamadigim "duvara en yakin misketi atma" oyunu icin iyiydi ama.
Diğer çocukça şeyler:
Çivi saplama : yere çizgilerden oluşan garip bir şekil çizilirdi. Gerisini hatırmalıyorum : )
Taso
Gazoz kapağı
Bilyalı : Şuan bir spor araban olması gibi birşeydi bizim orda. Demircilerden bilya bulucaksın 2 çift. Daha sonra ön takım için sağlam bir takoz. Altına direksiyon ve bilya düzeneği gelecek. Birde eğimli bir yol buldunuzmu değmeyin keyfinize : ))
İlginç yorumlar :
kutu kutu pense oyunu en anlam veremediğim oyundur.saklambaç evet,yakan top belki,ama kutu kutu pense berbat soundtracki,anlamsız el ele tutuşup arkaya dönme hareketiyle öyle amaçsız,öyle saçma gelmiştir ki bana.kim bulmuş,neden icat etmiş bu oyunu ve nasıl yıllarca ömrünü sürdürmüş bu oyun merak ediyorum.
"Ay ay yay koko combo ay ay yay" diye şarkı vardı çocukluğumu bitiren şarkıdır.Bi de "biribiribapbapbarapbom bapbapbarapbom" diye bi şey çıktı.Bütün yazı silip süpürmüştü.Micheal Jackson'ın insanların yüzlerinin değişip durduğu klibi de çocukluğumun unutulmazları arasındadır.
türkü türkü türkiyem","anadoludan görünüm" adlı trt yapımlarını nedense hâlâ hatırlarım.
çocukluğumda bir türlü başaramadığım şeylerden biri ise bilye (meşe,misket) oynamaktır.herkesin ondan bundan yuttuğu bilyeleri vardı ben ise bakkaldan alırdım.Hep kaybettiğimden sokakta oynamaktan kaçıp evde halının üstünde oynamaya başlamıştım.Kendi kendime bi "kafçilik" yapıp alıştırma yapardım;ama sokaktaki başarı grafiğim hiç yükselmemişti.arkadaşlarımın söylediğine göre de "tavuk götü" tarzındaki atışımla bir yere varamazmışım.Daha sonra çivi,gazoz kapağı gibi sokak oyunlarında şansımı denesem de bunlara nispeten taso oynamakta biraz iyiydim.
köyde, odada dedem varken formula 1 seyrediyordum.dedem kanalı değiştirmemi istemişti.dede bu formula 1,tüm dünya seyrediyo ,çok heyecanlı,arabalar var gücüyle yarışıyorlar diye kanalı çevirmemek için kıvırmıştım.dedemin yorumu boşa mazot yakıyo ibneler olmuştu.o günden sonra hayata daha basit bakmayı öğrendim ve kanalı değiştirmiştim.
yıllar önce üniversitede matematik bölümünü kazandığımda yaşlı bir akrabamız sormuştu.
- eee şimdi büyük okullar da mı okucan?
ben:evet nine.istanbul'da matematik.
-afferin oğluma.söyle bakalım şu karşıda ne yazıyo?
benşok olmuş bir şekilde) kent kasabı.
demiştim ve dengem alt üst olmuştu.yıllar yılı oku,ninem beni bir ilkokul öğrencisini sınar gibi sınayıp takvimde yazılanları sorsun.o zaman çok tuhafıma gitmişti;ama sonra her şeyin normal olduğunu gördüm.nineme matematik kazandım haberini vermem üzerine gel şu türevi çöz bakalım demesi daha bir şok edici olurdu heralde.
Son olarak akılıma gelen bir şey var. Bizim oralarda genelde çocukların birbirlerine şaka amacıyla atmak için kullandkları garip bir bitki vardı. Yeşil, yassı ve tüylü bir erik şeklinde. Uzun ince ve yeşil saplı. Yerinden dikkatle kopartılıp (heran patlayıp su ve çekirdekten oluşan bir salgı bırakabilir dışarı) hedef olarak görülen kişinin üzerine atılırdı. Bazen çok olgunlaşmışları kopartılma sırasında harekete geçip. Ağızlarda bir süre hissedilebilecek iğrenç tatlar bırakırlardı (göz, burun ,kulak gibi çeşitli uzuvlara da kaçtığına sık sık rastlanılmıştır). Bu bitkiye o zaman kavunlu birşey diyorduk tam adını çıkartamadım.