Evlilikte aşk mı mantık mı? Neye göre evlenmeli insan ?
İnsanlık tarihinden bu güne belki de en çok konuşulan sıkıntılardan birisi de budur.
Bir kısım insan aşık olur ve onunla evlenmeyi hayatının en büyük işi farzeder. Bi kişi aşık olduğu kimseye kavuşamamasını ölümle bir tutar. Hatta işi biraz daha büyütürsek seninle cehennem ödüldür bana, sensiz cennet bile sürgün sayılır diyebilirler. Burada anlamamız gereken ortak nokta çok büyük bi aşk olduğu değil, aşkın patolojik bi olgu olduğudur.
Nedir patoloji ?
-Patoloji bilincin, düşüncenin en büyük karar verici olmaması durumudur. Yapılan işte seçilen tercihte mantıklı olanın seçilmemesi, duygularla hareket etmesi demektir. Tam olarak anlamı bu olmasa da konumuzla alakalı kısmı bu demektir. Yani aşk patolojik bir olgudur. Ve sadece aşık olup daha sonra evlenmek, boşanmaların yükselmesine neden olmuştur. Boşanmaları tabii ki başka konular da etkiler ama yine konumuzla alakalı olmadığından değinmeyeceğiz o durumlara.
Son zamanlarda yapılan araştırmalardan anladığımız bir durum var. Görücü usulü dediğimiz tarzda evlilikler daha uzun ömürlü oluyor. Burada sebep çok baskı altında kalınması, boşanmaya çevrenin etkisi, kötü gözle bakması denebilir. Yalnız şu konuyu da göz ardı etmemek lazım ki görücü usulü genelde mantık çerçevesi ön planda tutularak yapılmaktadır. Bu çevreye göre değişiklik gösterebilir, istisnalar olabilir , yine konumuz olmadığından onlara değinmeyeceğiz.
Evliliğin 2 faktörü vardır. 1.si mantıki yönü, 2.si ise sevgi-aşk tarafı. Evlilikler bu 2 faktör üzerine kurulur. İkisinden birini öncü kabul edip evlilik konusuna adımınızı atarsınız. Aşk faktörü öncü olursa, ki aşk patolojik idi, genelde diğer kısım olan mantıki olayların çoğunu göz ardı edeceksiniz demektir. Bu da ileride bir çok sıkıntı ile karşı karşıya kalmanız demektir. Mantık kısmı öncü olursa, evliliğin mantıki yönlerini tamamlayacak, sonra ise aşık olmanız çok kolaylaşacaktır. Aşık olmak insan yapısında öyle bir yerdedir ki bir süre aynı ortamı paylaşmanız, ortak amaçlarınızın olması, bazen yolda çarpışmanız bile aşık olmanıza sebep olabilecektir. O yüzden ya sevemezsem demeyin. Mantıki kısımları düzenlediğiniz bir ilişkide aşkın olmaması mümkün değildir.
Saygı- sevgi ikileminden de çok basit sıyrılacaksınız demektir olumlu bir ilişkide. En çok karşılaştığımız sıkıntılardan biri de şudur ki mutluluk kaynağı olarak görür eşler birbirini. Bu da sıkıntılı bir durumdur. Mutluluk kaynağı olarak gördüğünüz kişi en ufak bir mutsuzluk yaşattığında yıkıma uğrayacaksınız demektir. O yüzden mutluluğunuzu yine böyle şeylere bağlamamak gerekir. Bu konuda tavsiyem beklentiniz ne kadar az ise o kadar mutlu olacaksınız demektir. Sadece evlilikte değil her konuda. Beklenti hayal kırıklığını doğurur. Bu amaçsız olun demek değildir. Haddinden fazla değer-beklenti yüklenmesi demektir. Umarım hayatınız boyunca mutlu olursunuz.
Mutluluklar :sarıl:
[onay]samanpan[/onay]
İnsanlık tarihinden bu güne belki de en çok konuşulan sıkıntılardan birisi de budur.
Bir kısım insan aşık olur ve onunla evlenmeyi hayatının en büyük işi farzeder. Bi kişi aşık olduğu kimseye kavuşamamasını ölümle bir tutar. Hatta işi biraz daha büyütürsek seninle cehennem ödüldür bana, sensiz cennet bile sürgün sayılır diyebilirler. Burada anlamamız gereken ortak nokta çok büyük bi aşk olduğu değil, aşkın patolojik bi olgu olduğudur.
Nedir patoloji ?
-Patoloji bilincin, düşüncenin en büyük karar verici olmaması durumudur. Yapılan işte seçilen tercihte mantıklı olanın seçilmemesi, duygularla hareket etmesi demektir. Tam olarak anlamı bu olmasa da konumuzla alakalı kısmı bu demektir. Yani aşk patolojik bir olgudur. Ve sadece aşık olup daha sonra evlenmek, boşanmaların yükselmesine neden olmuştur. Boşanmaları tabii ki başka konular da etkiler ama yine konumuzla alakalı olmadığından değinmeyeceğiz o durumlara.
Son zamanlarda yapılan araştırmalardan anladığımız bir durum var. Görücü usulü dediğimiz tarzda evlilikler daha uzun ömürlü oluyor. Burada sebep çok baskı altında kalınması, boşanmaya çevrenin etkisi, kötü gözle bakması denebilir. Yalnız şu konuyu da göz ardı etmemek lazım ki görücü usulü genelde mantık çerçevesi ön planda tutularak yapılmaktadır. Bu çevreye göre değişiklik gösterebilir, istisnalar olabilir , yine konumuz olmadığından onlara değinmeyeceğiz.
Evliliğin 2 faktörü vardır. 1.si mantıki yönü, 2.si ise sevgi-aşk tarafı. Evlilikler bu 2 faktör üzerine kurulur. İkisinden birini öncü kabul edip evlilik konusuna adımınızı atarsınız. Aşk faktörü öncü olursa, ki aşk patolojik idi, genelde diğer kısım olan mantıki olayların çoğunu göz ardı edeceksiniz demektir. Bu da ileride bir çok sıkıntı ile karşı karşıya kalmanız demektir. Mantık kısmı öncü olursa, evliliğin mantıki yönlerini tamamlayacak, sonra ise aşık olmanız çok kolaylaşacaktır. Aşık olmak insan yapısında öyle bir yerdedir ki bir süre aynı ortamı paylaşmanız, ortak amaçlarınızın olması, bazen yolda çarpışmanız bile aşık olmanıza sebep olabilecektir. O yüzden ya sevemezsem demeyin. Mantıki kısımları düzenlediğiniz bir ilişkide aşkın olmaması mümkün değildir.
Saygı- sevgi ikileminden de çok basit sıyrılacaksınız demektir olumlu bir ilişkide. En çok karşılaştığımız sıkıntılardan biri de şudur ki mutluluk kaynağı olarak görür eşler birbirini. Bu da sıkıntılı bir durumdur. Mutluluk kaynağı olarak gördüğünüz kişi en ufak bir mutsuzluk yaşattığında yıkıma uğrayacaksınız demektir. O yüzden mutluluğunuzu yine böyle şeylere bağlamamak gerekir. Bu konuda tavsiyem beklentiniz ne kadar az ise o kadar mutlu olacaksınız demektir. Sadece evlilikte değil her konuda. Beklenti hayal kırıklığını doğurur. Bu amaçsız olun demek değildir. Haddinden fazla değer-beklenti yüklenmesi demektir. Umarım hayatınız boyunca mutlu olursunuz.
Mutluluklar :sarıl:
[onay]samanpan[/onay]