Sabri: iğrençti.
Necati: iğrençti.
Hasan Şaş: kötüydü
Arda: Yapabileceğini yaptı, daha ne yapsın.
Song: Takımın en iyisiydi! Arada bir topla ileri çıkışlar yaptı. Pasını verdi ve geri döndü.
Ilıc: Çok kötüydü. Topa ıska geçmeler, pas hatası yapmalar.
Hasan Kabze: Oyuna sonradan girdi, sakatlık ve maçlarda tam olarak oynayamamasına rağmen, iyiydi. Necati'ye güzel bir top indirdi. Fakat Necati'nin klasik gol kaçırmalarından birini izledik.
Ümit Karan: Etkisizdi. Uzun süredir sakat olması, maçlarda ya sonradan oyuna alınması ya da alınmaması ile birlikte maça hazır olamaması gibi etmenlerin sorumlusu Gerets'dir. Yoksa Ümit Karan çok sevdiği toplarla buluşmasına rağmen böyle etkisiz olamazdı.
Mondragon: Ona pek iş düşmedi. 1-2 kontra atakta zamanında kalesini terkederek pozisyonu önledi. Fakat ilk yarı zamansız bir çıkış ile az kalsın gol yiyecektik. Song ya da Tomas araya girip pozisyonu önlemişti.
Tomas: Pas hataları dışında geride başarılıydı.
Cihan: Sonradan oyuna alındı, pek etkisi olmadı.
Inamoto: Kötüydü. Etkisiz şutları, isabetsiz uzun pasları ile bekleneni yine veremedi.
Mehmet Topal: Oyuna sonradan girdi, birkaç top kaybı ve pas hatası yaptı. Fakat Kabze'ye attığı uzun pas Necati'nin beceriksizliği olmasa, golle sonuçlanacaktı.
Ferhat: O da takımın iyilerindendi. İyi top çıkardı. Pasları olumluydu. Zaman zaman ileri çıkışlar yaptı ve görevini tamamladıktan sonra bölgesine geri döndü.
Erik Gerets: Sahanın en kötü ismiydi. Daha takımı bile tanımayan Inamoto'yu etkisiz olacağını bildiği halde oynattı. Carrusca'yı oyuna alıp sol kanada genişlik kazandırabilirdi ama bunu yapmadı. Sabri'yi oynatması asrın hatasıydı. Hasan Kabze'yi maç başında kadroya alabilirdi. Hava toplarında daha etkili olduğu için Bordeaux takımının defansını yıpratır ve ikinci yarıda yerini Ümit Karan'a bırakırdı, Ümit'de sonradan oyuna girdiğinde neler yapabileceğini göstermiş olan bir futbolcu.
Üzüldüğüm tek nokta şu; kaleyi bulan şutumuzun olmaması. Çok net pozisyonlar bulduk fakat farklı şekilde auta gitti. Rame'ye hiçbir iş düşmedi.
Takım iyi oynasaydı, Bordeaux'u 3-4 golle uğurlardı ülkesine. Bordeaux dediğiniz takım işte bu. 9 numaralı oyuncusunun hızını kullanmak için uzun pas deneyen, kontra futbolunu seven bir takım. Başka bildikleri birşey yok.
Galatasaray bu maçı çok arayacak, demedi demeyin. En kolay lokmayı bile evinde yutamamış, belki de deplasmanda yenilecek. Liverpool ve PSV, Bordeaux'u farka dizer. Eğer Bordeaux takımı dünkü gibi oynarsa, grupdaki diğer takımlar affetmez.
Sözün özü; Dünün en kötü isimleri: (en kötüden başlayarak, soldan sağa)
Erik Gerets, Sabri, Necati, Ilıc, Ümit Karan, Hasan Şaş.