İyinet'e Hoşgeldiniz!

Türkiye'nin En Eski Webmaster Forum'una Hemen Kayıt Olun!

Kayıt Ol!

Geçen Seçimler ve Silinmeyen Watergate Skandalı - Ahmet Alp HAN

ahze21

0
İyinet Üyesi
Katılım
26 Nisan 2008
Mesajlar
14
Reaction score
1
Geçen Seçimler ve Silinmeyen Watergate Skandalı
Çok şükür bir seçim daha, çok fazla zarar ve ziyana yol açmadan geçti gitti. “İyi ama, ya elektrik kesintileri, sahte seçmenler, çalınan oy pusulaları ve mühürleri, vs…” dediğinizi duyar gibiyim. Ev ödevini yapmamış ve öğretmenin karşısında bir bahane üretme telaşına düşmüş yeni yetmeler gibi “Elektrik kesilmelerinin” arkasına saklanmayalım.

Millet takdirini dilediğini yönde kullandı. Şimdi yapılması gereken “Devlet”in yıkılmaması için taşın altına elini koymaktır. globalhaber.tv

Mehmet Akif Ersoy’a yurtdışı gezilerinden birinde yanındakiler taaccüp edip sormuşlar; “siz İttihat ve Terakki” karşıtısınız ama neden onların verdiği görevi yapıyorsunuz?”
Cevap veren Mehmet Akif olunca verilen cevap müthiştir: “Yapmayayım, bırakayım da devlet mi batsın?”

Belki bize düşen de bu düşünce yapısıdır. Sevmeyebiliriz ama “Sevdiğimiz”den dolayı işimizi iyi yapmalıyız.

Neyse! Sadede gelecek olursam; seçim sonuçlarını ilk gördüğümde buz gibi bir hava saadetli hanemde konuğumuz oldu. Evet, pek de hoşlanmadım. Çünkü bazı fena iddiaların seçimle temizlenebileceği rivayet olunmaya başlamıştı.

Aklıma gelene bakın! Ne mi geldi? Amerika Birleşik Devleri 37. Başkanını, Richard Nixon’ı istifaya zorlayan olaylar zincirinin evveli vakası geldi bu labirent gibi aklıma.

Gelin, eğer siz de dilerseniz, Türkiye’mizde pek de bilinmeyen bu olayı bir hatırlayalım…

Birleşik Devler’in 37. Başkanı Richard Nixon'ın kara günleri seçilmesinin hemen peşinden başlar. Nixon, üniversitelerde oluşan savaş karşıtı hareketlerin, muhalefet partilerindeki kişilerce kurgulandığını ve bütün olayların birbiri ile bağlı olduğunu düşünerek devletin tüm gücü ile, bir şahin gibi saldırıya geçer.


Şiddetten ilk payı öğrenciler alır. Öğrencilere polis memurlarınca meydan dayağı atılır.

Ertesinde ise artık veziri haline gelmiş olan “Danışmanı” ile "Kara bir liste" hazırlar ve Nixon hükümetini eleştirenler dâhil haklarında kötü, yıkıcı, hoşlanılmayan bir ifadesini tespit ettikleri herkesi bu listeye, vatan kurtarıyoruz edasıyla eklerler.

Bu listede kimlerin olduğunu duyunca asla şaşırmayacaksınız: Yazarlar, eğitmenler, öğretim görevlileri, demokrat parti senatörleri ve senatörlerle bağlantılı şahıslar, bazı generaller, subaylar ve sol görüşlü iş adamları... Yani muhalif ve kendine şerik gördüğü herkes.


İş adamları başı çektiği bu listede herkes düşmandır. Düşmana da silahla saldırılır, o silah ise maliye müfettişleridir. İş adamlarının üzerine tüm maliye bakanlığını salar Bay Başkan.

Kişi başına 4-5 müfettiş düşecek şekilde insanları didik didik incelettirir. En ufak bir açık görüldüğü an içeriye yani hapishaneye davet edilir bu insanlar.

İçeriye alınanlardan öyle örnekler vardır ki şaşarsınız, mesela John Lenon. Bilenler bilir, kendisi milyonlarca hayranı olan, bir devre imzasını atmış “Beatles” gurubunun solistidir. Halkın büyük tepkisi karşısında içeriden salınmak zorunda kalınır.


Bu sırada Nixon, "National Guards" (Milli Muhafızlar) adlı polis ekibini üniversitelere yerleştirir ve en ufak bir gösteriyi anında bastırır.

Bu enteresan ve alışılmadık tedbirler bir vakte kadar götürür Nixon’ı ta ki "Kent Üniversitesi"nde akşam saatlerinde bir kaç sınıfın topluca dağılması sırasında polis'in gereksiz telaşı neticesinde ateş açması ve ardından dört öğrencinin ölmesi ile sonuçlanana kadar.

Son olaylar zaten gergin olan ipleri iyice gerer ve koparır.


İçeri girenle çıkan hadde hesaba gelmez oluyor. Kimin niçin girdiği tam belli bile olmaz


Nihayetinde durum zirveye ulaşıyor. George Mcgovern'in “Watergate” kompleksi'ndeki otel kısmında bulunan odasına, düzmece bir soygun için üç Kübalı giriyor. Otel güvenliği tarafından çok geçmeden fark ediliyor ve çağırılan polis tarafından yakalanıyorlar.

Savunmalarında ve hükümet tarafının ilk demeçlerinde soygun için girdikleri söylense de didik didik edilen odada dinleme cihazları bulunuyor.

Bu zamana kadar sarf edilen yalanlara doyan Birleşik Devletler halkı bu sefer yemiyor.

Aslına bakarsanız bu olayın bu denli halka yayılması ve hükümetin yalanlarının da ortaya çıkması konusunda “Washington Post” gazetesinin iki “delişmen” araştırmacı yazarının katkısı unutulmamalıdır.

Zaman geçtikçe içeri girip çıkan insanların temiz oldukları adalet tarafından tescil ediliyor.

Nixon’a ne mi oluyor?

Koskoca, dev gibi ABD’nin 37. Başkanı Nixon kafasında kurduğu garip bağlar ve paralel yapı safsatalarının etkisinden çıkamayıp, saçma sapan bir olayın peşinde senelerini tüketmesiyle nihayetinde daha fazla dayanamayarak istifa etmek zorunda kalıyor.

Ne diyelim. Çok uzak olmayan bir tarihten, ders çıkarıp çıkaramayacağımızı siz okuyucularımıza bırakmak istediğim bir hikâye…

Biz çıkalım kerevetine……

Ahmet Alp HAN
 

erkolay

0
İyinet Üyesi
Katılım
3 Kasım 2012
Mesajlar
781
Reaction score
1
Konum
İzmir
Devlet, demokrasi, insanın insanı yönetmesi, temsil etmesi gibi olgular, kurumlar yerinde durdukça seçilenin kim olduğunun pek de bir önemi kalmıyor.

Bu forum yeri değil, bu nedenle kısa kesiyorum.
 

mmnet

0
İyinet Üyesi
Katılım
6 Mart 2012
Mesajlar
114
Reaction score
0
Benimde yazacak çok şeyim varda hocam içimden söyledim derin nefes aldım geçti gitti yapacak bir şey yok.
 

Türkiye’nin ilk webmaster forum sitesi iyinet.com'da forum üyeleri tarafından yapılan tüm paylaşımlardan; Türk Ceza Kanunu’nun 20. Maddesinin, 5651 Sayılı Kanununun 4. maddesinin 2. fıkrasına göre, paylaşım yapan üyeler sorumludur.

Backlink ve Tanıtım Yazısı için iletişime geçmek için Skype Adresimiz: .cid.1580508955483fe5

Üst