İnanır mısınız bilmem ama liseye başladığı yıl ile, mezun olduğunda uygulanan sistemin farklı olduğu yegane ülkeyiz! Çok uzağa değil hemen gençliğinizi, öğrencilik çağlarınızı gözünüzün önüne getirdiğinizde ne dediğimi anlayacaksınız.
Milli Eğitim Bakanlığı (Maarifimiz) 93 yılda 76 bakan (Nazır) eskitmiş, yıllardır eşi menendi olmayan AK Parti iktidarı ise sadece12 yılda 5 bakan ve onlarla birlikte 13tane de değişiklik yapmış.
Değişikliklere, pardon AK İnkılaplara küçük bir örnek vereyim:
10 yılda liseye geçiş sistemi tam dört kez değişti;
2004e kadar LGS
2005e kadar OKS
2007de SBS
2010da yeniden OKS
Ve nihayetinde 2013 yılında, bir dillere destan ve harikalar sınavı (!) olan TEOG
Belki büyük bir iddia olacak ama TEOG sınavının nasıl olduğunu ve ne zamanları yapıldığını sokaktaki vatandaşı bırakın herhangi bir okul müdürüne bile sorsanız, sanırım size doğru düzgün anlatamaz.
Hal böyleyken, Milli Eğitimden gelen çalışma haberleri değişikliklerin TEOGla da son bulmayacağını göstermekte.
Şimdi bir de Yeni Milli Eğitim Kanun Tasarısı çıktı karşımıza ki tam evlere şenlik.
Sözü fazla gevelemeden söymem gerekirse, maalesef gelenler gidenleri arattı.
Bu milletin ikâmesi adına özveriyle, canhıraş çalışan öğretmen, eğitmen ve idârecileri " M.E.B Yap Bozu" yoluyla kırıp, ailelerini parçalamak bu ülke ve bu millete karşı vefâsızlıktır, dersek az bile olur, sanırım!
Sadece emniyet, yargı, MEB'de değil hemen hemen her kurumda, hükümet yetkililerinin ağzından bir nebze bile açıklamasını duyamadığımız, tam bir kıyım var. Bunu yapanlar devleti çalışamaz hale getirdiklerini görmüyor mu?
Neyse
Ülkenin gençliğini yetiştirmesi beklenen M.E.B., fişlemenin merkezi olmuşsa eğitimin halini siz bir düşünün.
Tasarıdaki Maddelerden Seçmeler
Tasarıya göre, özel dershanelerin faaliyetlerine 1 Eylül 2015 yılına kadar izin verilecek.
Dershanelerde 6 yıl çalışan öğretmenler mülakatla bakanlığa alınabilecek.
Ayrıca lisansüstü eğitim için yurtdışına gönderilecek öğrencilere yazılı sınavın yanında sözlü sınav yapılacak.
Aday öğretmenlikten öğretmenliğe geçişlerde yazılı ve sözlü sınav getiriliyor.
Vs., vs
Fakiri, saçlarını yolacak kadar düşündüren bir maddeden de bahsetmeden geçmeyeyim
Hükümet tasarısına göre müsteşar dışındaki Milli Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatında görev yapan Talim ve Terbiye Kurulu başkanı ve kurul üyeleri, müsteşar yardımcıları, genel müdürler, Strateji Geliştirme başkanı, tüm grup başkanları ve şube müdürleri ile tüm il milli eğitim müdürleri görevden alınacak.
Şimdi gelin şuna mantıklı bir açıklama getirin ve zaten iki üç tane kalmış saçımı yolunmaktan kurtarın; Müşteşar kimdir ve neden herkesin görevi alınıyor ve yeri değiştiriliyorken o yerinde oturacak?
Bu ülkede Cumhurbaşkanlığı süresi bile beş yıla düşürülmüşken bir müşteşara verilen bu kıyağın anlamı nedir?
Sözlü mülakatla öğretmen alımı ise tam bir komedi filmi icrasından başka bir şey olmaz sanırım. Anlaşılan o ki, ilkokul eğitiminde bile sona erdiğini düşündüğümüz fişler geri gelmiş, öğretmenlere had ve hududlarını öğretmek için kullanılıyor.
Bana öyle geliyor ki, artık bir aday öğretmen KPSS sınavına girmeden evvel, adresini öğrenip AKP ilçe başkanlığına üyelik başvurusunda bulunmak zorunda olduğunu hissedecek. Öyle ya, aksi bir durum söz konusu olduğunda sözlü mülakat yapan memur kendisinden haz etmeyebilir.
İnternet Yasağı
Değinmeden edemem. Sosyal medyada ve Todays Zamanda takipçisi olduğum meslekdaşım Mahir Zeynalovun düşmüş (veya düşürülmüş) olduğu durum beni gerçekten yaraladı. Kendisine geçmiş olsun diyor, bunların da tez zamanda geçeceğini ve endişelenmemesini söylemek istiyorum. Kendisine, yanında olduğumu buradan bildirmek isterim.
Bundan sonra bir de medya özgürlüğüne vurulmuş bir darbeden bahsetmek zorunda kalacağız.
Atmış olduğu twitler yüzünden yurtdışına çıkarılmış olduğu anlaşılan arkadaşımın memleketi olan Azerbaycandan twit atmasını ve vazifesini yapmasına kim engel olabilir ki?
Azerbaycan hükümeti mi? Yok artık daha neler? Orada medya özgürlüğü var.
Nihayi sözüm globalhaber.tv/yeni
Gazeteci arkadaşımızın durumu ve yeni internet düzenlemeleri sonrası dilime çok eski bir söz takıldı:
Bundan sonra konuşursak sultanımızdan, susarsak da Allahtan korkarız.
Fakir tarafını şimdiden söylüyor . Allahtan korkarım.
Ahmet Alp HAN
Milli Eğitim Bakanlığı (Maarifimiz) 93 yılda 76 bakan (Nazır) eskitmiş, yıllardır eşi menendi olmayan AK Parti iktidarı ise sadece12 yılda 5 bakan ve onlarla birlikte 13tane de değişiklik yapmış.
Değişikliklere, pardon AK İnkılaplara küçük bir örnek vereyim:
10 yılda liseye geçiş sistemi tam dört kez değişti;
2004e kadar LGS
2005e kadar OKS
2007de SBS
2010da yeniden OKS
Ve nihayetinde 2013 yılında, bir dillere destan ve harikalar sınavı (!) olan TEOG
Belki büyük bir iddia olacak ama TEOG sınavının nasıl olduğunu ve ne zamanları yapıldığını sokaktaki vatandaşı bırakın herhangi bir okul müdürüne bile sorsanız, sanırım size doğru düzgün anlatamaz.
Hal böyleyken, Milli Eğitimden gelen çalışma haberleri değişikliklerin TEOGla da son bulmayacağını göstermekte.
Şimdi bir de Yeni Milli Eğitim Kanun Tasarısı çıktı karşımıza ki tam evlere şenlik.
Sözü fazla gevelemeden söymem gerekirse, maalesef gelenler gidenleri arattı.
Bu milletin ikâmesi adına özveriyle, canhıraş çalışan öğretmen, eğitmen ve idârecileri " M.E.B Yap Bozu" yoluyla kırıp, ailelerini parçalamak bu ülke ve bu millete karşı vefâsızlıktır, dersek az bile olur, sanırım!
Sadece emniyet, yargı, MEB'de değil hemen hemen her kurumda, hükümet yetkililerinin ağzından bir nebze bile açıklamasını duyamadığımız, tam bir kıyım var. Bunu yapanlar devleti çalışamaz hale getirdiklerini görmüyor mu?
Neyse
Ülkenin gençliğini yetiştirmesi beklenen M.E.B., fişlemenin merkezi olmuşsa eğitimin halini siz bir düşünün.
Tasarıdaki Maddelerden Seçmeler
Tasarıya göre, özel dershanelerin faaliyetlerine 1 Eylül 2015 yılına kadar izin verilecek.
Dershanelerde 6 yıl çalışan öğretmenler mülakatla bakanlığa alınabilecek.
Ayrıca lisansüstü eğitim için yurtdışına gönderilecek öğrencilere yazılı sınavın yanında sözlü sınav yapılacak.
Aday öğretmenlikten öğretmenliğe geçişlerde yazılı ve sözlü sınav getiriliyor.
Vs., vs
Fakiri, saçlarını yolacak kadar düşündüren bir maddeden de bahsetmeden geçmeyeyim
Hükümet tasarısına göre müsteşar dışındaki Milli Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatında görev yapan Talim ve Terbiye Kurulu başkanı ve kurul üyeleri, müsteşar yardımcıları, genel müdürler, Strateji Geliştirme başkanı, tüm grup başkanları ve şube müdürleri ile tüm il milli eğitim müdürleri görevden alınacak.
Şimdi gelin şuna mantıklı bir açıklama getirin ve zaten iki üç tane kalmış saçımı yolunmaktan kurtarın; Müşteşar kimdir ve neden herkesin görevi alınıyor ve yeri değiştiriliyorken o yerinde oturacak?
Bu ülkede Cumhurbaşkanlığı süresi bile beş yıla düşürülmüşken bir müşteşara verilen bu kıyağın anlamı nedir?
Sözlü mülakatla öğretmen alımı ise tam bir komedi filmi icrasından başka bir şey olmaz sanırım. Anlaşılan o ki, ilkokul eğitiminde bile sona erdiğini düşündüğümüz fişler geri gelmiş, öğretmenlere had ve hududlarını öğretmek için kullanılıyor.
Bana öyle geliyor ki, artık bir aday öğretmen KPSS sınavına girmeden evvel, adresini öğrenip AKP ilçe başkanlığına üyelik başvurusunda bulunmak zorunda olduğunu hissedecek. Öyle ya, aksi bir durum söz konusu olduğunda sözlü mülakat yapan memur kendisinden haz etmeyebilir.
İnternet Yasağı
Değinmeden edemem. Sosyal medyada ve Todays Zamanda takipçisi olduğum meslekdaşım Mahir Zeynalovun düşmüş (veya düşürülmüş) olduğu durum beni gerçekten yaraladı. Kendisine geçmiş olsun diyor, bunların da tez zamanda geçeceğini ve endişelenmemesini söylemek istiyorum. Kendisine, yanında olduğumu buradan bildirmek isterim.
Bundan sonra bir de medya özgürlüğüne vurulmuş bir darbeden bahsetmek zorunda kalacağız.
Atmış olduğu twitler yüzünden yurtdışına çıkarılmış olduğu anlaşılan arkadaşımın memleketi olan Azerbaycandan twit atmasını ve vazifesini yapmasına kim engel olabilir ki?
Azerbaycan hükümeti mi? Yok artık daha neler? Orada medya özgürlüğü var.
Nihayi sözüm globalhaber.tv/yeni
Gazeteci arkadaşımızın durumu ve yeni internet düzenlemeleri sonrası dilime çok eski bir söz takıldı:
Bundan sonra konuşursak sultanımızdan, susarsak da Allahtan korkarız.
Fakir tarafını şimdiden söylüyor . Allahtan korkarım.
Ahmet Alp HAN