İyinet'e Hoşgeldiniz!

Türkiye'nin En Eski Webmaster Forum'una Hemen Kayıt Olun!

Kayıt Ol!

IPv6: Internet Protokolü sürüm 6

M.CoRLeOnE

0
İyinet Üyesi
Katılım
1 Aralık 2004
Mesajlar
550
Reaction score
0
Internet Protokolü (IP) [1], insanlığı bilgi çağına taşıyan Internet ağının temel yapı taşıdır. Internet'e bağlı herhangi iki bilgisayar arasındaki iletişim bu protokol aracılığıyla sağlanır. Bu açıdan IP'yi Internet'in ortak lisanı olarak da nitelendirebiliriz.

IP, ağ katmanlarına baktığımızda TCP ve UDP gibi taşıma katmanı protokollerinin altında, Ethernet ve ATM gibi bağ katmanı protokollerinin de üzerinde yer alır. Temel görevi, Internet'e bağlı bilgisayarların iletişim amacıyla adreslenebilmesi ve gönderilen veri paketlerinin ağ içerisinde yönlendirilmesidir.

Yeni Internet'in Doğuşu

IP bundan yaklaşık 20 yılı aşkın bir süre önce geliştirilmiş bir teknoloji. İlk amacı çok daha kısıtlı bir boyutta (askeri iletişim amaçlı) kullanım olmasına rağmen, geçtiğimiz 10 yıl zarfında bu teknoloji dünya çapında kullanıma açılmıştır. Özel sektörün bu altyapıyı bir toplu iletişim aracı olarak kullanmaya başlaması ve WWW'in gelişmesi IP'nin hızla yaygınlaşmasını sağlayan faktörler olmuştur. Ama ne yazık ki, bu popülerliğin bir yan etkisi de bu eski protokolün limitlerine ulaşması ve böylesine ağır bir yükün altından kalkamayacak duruma gelmesidir.

Günümüz Internet'i IP protokolünün 4. sürümü (IPv4) üzerine kurulmuştur. Bilgisayarların iletişim sırasında uçtan uca adreslenebilmesini sağlayan IPv4 adresleri sadece 32 bitten ibarettir. 32 bitlik adres alanı teoride 4,294,967,296 tane adres yaratabilse de, verimsiz adres atama mekanizmalarından dolayı etkin adres sayısı bu noktaya hiçbir zaman ulaşamaz. WWW'in patlarcasına gelişmesinin yanı sıra son zamanlarda kablosuz erişimin de yaygınlaşmasıyla 32 bitlik adres alanı varolan ihtiyacı karşılamakta yetersiz kalmaya başlamıştır.

Bu problem karşısında IPv4 adres havuzunun etkin kullanımı için çeşitli yöntemler geliştirildi. IPv4 adres bloklarının değişken boyutlarda olmasına izin veren CIDR (Classless Inter-Domain Routing) [2], aynı adresin farklı zamanlarda değişik bilgisayarlarca kullanımına (devre mülk) olanak tanıyan PPP (Point-to-point Protocol) [3] ve DHCP (Dynamic Host Configuration Protocol) [4] bunların başlıcalarıdır. Bu teknikler de yetersiz kalmaya başlayınca bazı kurumları kullanmadıkları büyük adres bloklarını geri vermelerine iknaya bile başvuruldu (Örnek: Stanford Üniversitesi'nin 036/8 adres bloğunu IANA'ya iadesi). Ne yazık ki sonunda anlaşıldı ki, varolan IPv4 mimarisiyle Internet'e bağlı tüm düğümlere birbirleriyle çakışmayan adres vermek mümkün değil, aynı anda aynı adresin paylaşımı kaçınılmaz. Sonunda ağ adres çeviricisi (NAT - Network Address Translator) Internet mimarisine girdi.

NAT'in amacı, üzerinde barındırdığı bir IPv4 adresini birden çok bilgisayarın Internet'e bağlanırken paylaşımına sunmaktır. Bu bilgisayarlarla Internet arasında bir geçit görevi yapan NAT [5], Internet mimarisinin en temel prensiplerinden olan uçtan uca adresleme ve paket bütünlüğünü yokeden yegane etkendir. IPv4 adres kıtlığı için ancak bir yama niteliğinde kullanılan NAT teknolojisinin Internet'e faydasından çok zararının olduğu kabul görmüş bir gerçektir. NAT üzerinden istemci-sunucu iletişiminin sadece tek yönlü işleyebilmesi, IPsec bağlantılarının sağlanamaması, ağların sınırlı ölçeklenirliği ve yönetim zorlukları başlıca problemler arasındadır.

Internet'in hızla büyüyen adres kıtlığı problemi ve NAT yüzünden girmiş olduğu sağlıksız gelişimin engellenmesi için, Internet protokollerinden sorumlu Internet Engineering Task Force (IETF) 1990 yıllarının başında yeni bir çalışma grubu kurdu. O zamanki adıyla IPng (Internet Protocol, next generation) Çalışma Grubu, yeni IP protokolünün geliştirilmesi görevini üstlendi. Internet mimarisinin temel prensiplerinin korunarak sağlıklı gelişiminin sağlanması ve yeni uygulamaların önünün açılabilmesi için IP protokolünün yeni bir sürümünün geliştirilmesi öngörüldü. Yaklaşık 10 yılı aşkın bir süredir endüstri, akademi, hükümetler ve çeşitli organizayonların ortak çalışması sonucu IPv6 protokolü doğmuş oldu. ("v5", IPv4'ün uzantısı olarak geliştirilen ve deneysel kullanımın ötesine geçememiş ST protokolüne [6] ayrılmış.)

IPv6'nın Teknik Özellikleri

IPv6 protokolü, IETF'in yayınlamış olduğu bir seri RFC dökümanı vasıtasıyla tanımlanmıştır. Bu RFC'lerin en temel olanlarına IETF IPv6 Çalışma Grubu sayfasından [7] ulaşılabilinir.

IPv6'yı IPv4'ten ayıran en önemli özelliği 128 bitlik genişletilmiş adres alanıdır. Bu genişlemenin sağlamış olduğu teorik adreslenebilir düğüm sayısı 340,282,366,920,938,463,463,374,607,431,768,211,45 6'dır. Böylesine geniş bir adres alanının şu an yaşadığımız adres sıkıntısını çözmenin yanında Internet uygulamalarında yeniliklere de yol açması bekleniyor. Öte yandan, IP üzerinde yapılan değişiklikler sadece bununla da kalmayıp, protokolün tam anlamıyla tekrar gözden geçirilmesi ve yenilenmesi de söz konusu olmuştur. Bunlar arasında basitleştirilmiş ve 64 bitlik işlemcilere göre düzenlenmiş paket başlığı, paket bölünmesinin sadece uç noktalarda yapılacak olması yönlendiricilerin veri trafiğini daha seri bir şekilde işleyebilmesi için yapılan değişikliklerdir. Temel IP başlığının yanı sıra ihtiyaca göre eklenebilir uzantı başlıkların tanımlanabilmesi protokolün eskenliğini arttıran bir faktör olmuştur. Güvenlik için IPsec (IP security protocol [8]) şartı da IPv6 ile gelen özellikler arasında yer alır.

128 bitten oluşan IPv6 adreslerinin ilk 64 bitlik kısmı alt ağı adreslemek için kullanılan adres blok bilgisini içerir. Adres bloğu, bir paketin varacağı son bağa kadar olan yolda yönlendirilmesini sağlar. Geriye kalan 64 bit ise bu bağa vardığında paketin son alıcısının tespitinde kullanılır. IPv6 adresleri 16lık düzende ifade edilir. 2045:ab28::6cef:85a1:331e:a66f:cdd1 örneğinde olduğu gibi 16 bitlik gruplar birbirlerinden ':' ile ayrılır. Ardarda gelen iki ':' sadece bir kereye mahsus kullanılabilir ve aralarında kalan bütün hanelerin sıfır değerini taşıdığını ifade ederler.

IPv6 adresleri bağ içi (link-local) ve evrensel (global) olmak üzere iki çeşittir. Bunlara ek olarak site içi adresler de tanımlanmış olmasına rağmen, bu makalenin yazıldığı sıralarda IPv6 Çalışma Grubu bu çeşit adresleri mimariden çıkarma kararı almıştır. Bağ içi adresler sadece özel amaçlarla kullanılır ve bu adresleri taşıyan paketler yönlendiriciler tarafından asla diğer bağlara iletilmezler. IPv4'te sıkça kullanılan herkese gönderim (broadcast) adresleri, görevleri çoklu gönderim (multicast) adresleri tarafından üstlenildiği için IPv6 mimarisinde yer almaz. Herhangi birine gönderim adresleri (anycast) IPv6'nın getirmiş olduğu yenilikler arasındadır. Bu tip adreslere gönderilen paketler, bu adresi kullanan birden çok düğümden sadece birine varacak şekilde yönlendirilir. Kullanımda birden çok düğümün aynı adresi paylaşması açısından çoklu gönderim adresinlerine benzemekle birlikte, paketin sonunda sadece tek bir düğüme ulaşması açısından tekil gönderimi andırırlar.

Otomatik adres konfigurasyonu IPv6'nın getirmiş olduğu önemli yeniliklerdendir. Ağ üzerindeki adres atama görevini üstlenmiş bir DHCP ya da PPP sunucusu olmaksızın ağa bağlı düğümlerin kendilerince adres edinmelerine olanak tanır. Temelinde ağdaki yönlendiricilerin gerekli adres bloğunu anons etmeleri ve düğümlerin de bu bloğa kendilerinden 64 bitlik bir değer eklemeleriyle adres oluşturmaları yatar. Bu şekilde oluşturulan adreslerin kullanılmadan önce tekillik testinden geçirilmesi gerekir. Düğümler başkaları tarafından kullanılmadığına kanaat getirdikleri adresi kullanıma alabilir.

IP protokol başlığında ise büyük değişiklikler olmuştur. IPv4'te varolan protokol başlık büyüklüğü, kimlik bilgisi, paket parçası bilgisi, başlık sağlama toplamı kaldırılmış, IPv6 başlığına yeni olarak akış bilgisi eklenmiş. Tipik 20 bayt genişliğindeki IPv4 başlığının yerini 40 baytlık IPv6 başlığı almış. Temel IPv6 başlığına ek olarak, kendince özel amaçlara yönelik yönlendirme, paket bölmesi, şifreleme ve mobil uzantı başlıkları tanımlanmış. Zaman içerisinde ihtiyaç oldukça bunlara yenilerinin eklenmesi de mümkün kılınmış.

Yönlendirme alanında temel prensiplerde bir değişiklik olmamakla birlikte varolan RIP, OSPF, IS-IS, MP-BGP, PIM-SM, PIM-SSM gibi protokoller IPv6 adreslerini işleyebilecek şekilde güncellenmiş. Çoklu gönderim için kullanılan IGMP'nin yerini yeni geliştirilen MLD almış.

Alan adlarının kaydından sorumlu DNS, artık IPv4 adreslerin yanı sıra IPv6 adreslerini de barındıracak şekilde düzenlenmiş. IPv4 adresleri A tipi kayıtlarda saklanırken, AAAA tipi kayıtlar IPv6 adreslerine tahsis edilmiş. IPv6'yı destekleyen bir DNS sunucusu üzerinde bir alan adı aynı zamanda hem IPv4 hem de IPv6 adreslerine atanabilir.

IPv4'ün hareketlilik protokolü Mobil IPv4'e karşılık olarak Mobil IPv6 geliştirilmiş. Aralarında uygulamada öne çıkan faklılıklar olmasına rağmen bu iki protokol ana hatlarıyla birbirlerine benzerler.

Yeni Protokolün Internet'e Getirileri

Önceki bölümde bahsedilen özelliklere bakıldığında, bunların arasında en geniş etkiyi yaratacak olanın IPv6'nın geniş adresleme olanağı olduğu gözlemlenir. Bu sayede Internet'e bağlanmak isteyen her tür aracın (bilgisayar, telefon, araba, buzdolabı, vs.) her an her yerden bunu gerçekleştirmesi mümkün olacaktır. Uçtan uca bağlantıların sağlanabilmesi sayesinde IPsec'in getirmiş olduğu yüksek güvenlik seviyesine erişilebilecek ve yeni eşler arası (peer-to-peer) iletişim uygulamalarının önü açılabilecek. En önemlisi de artık NAT'lere ihtiyaç kalmayacak.

Herhangi birine gönderim adresleri servis keşfini kolaylaştırıcı bir araç olarak karşımıza çıkıyor. Otomatik adres konfigurasyonu ise hem ağa erişen düğümlerin hem de ağ birimlerinin üzerindeki konfigurasyon yükünü azaltıcı bir faktördür. Internet'in gelişimini hızlandıran tak-kullan (plug-and-play) tarzı uygulamaların artması bu özelliklerle mümkün olacaktır. Otomatik adreslemenin bir başka faydası da ağların ISS değiştirme işlemlerini daha kolayca yapmasına olanak tanımasıdır.
 

M.CoRLeOnE

0
İyinet Üyesi
Katılım
1 Aralık 2004
Mesajlar
550
Reaction score
0
IPv6: Internet Protokolü sürüm 6 (2)

Adres genişliğine ek olarak protokolün kendi bünyesinde sağlamış olduğu genişleme olanakları, Internet mimarisinin değişen ihtiyaçlara karşılık verecek biçimde şekillendirilmesini mümkün kılıyor. Özellikle kablosuz erişimdeki gelişmelerin Internet'in yapı taşı IP'den yeni beklentileri olacağı kesin. Şimdiden ne olacağını kestiremediğimiz bu değişikliklerle gelecekte ancak IPv6 gibi genişleme olanağına sahip olan bir protokol aracılığıyla başedilebilir. Internet'in etkisine daha yeni girmiş olduğu kablosuz ağlar için geliştirilmiş olan Mobil IPv6 performans üstünlüğü ve altyapı gereksinimlerini en alt düzeye indiren yaklaşımıyla hali hazırda Mobil IPv4'e tercih edilen protokol olma özelliğine sahiptir.

Bu özelliklerinden dolayı IPv6 Internet'in geleceği için şart bir gelişme olmakla beraber son kullanıcıların ve ağ yöneticilerinin de getirilerinden kısa vadede yararlanabileceği bir teknolojidir.IPv6'ya Geçiş

Internet'in IPv6'ya geçişi, geniş çaplı dağıtık yapısına ek olarak kullanıcı, işletici ve altyapı alanlarındaki uçsuz bucaksız çeşitliliğinden dolayı hiç de basit olmayan bir süreçtir. 1983 yılında Internet NCP'den IPv4'e bir gecede geçirilmiş olmasına karşılık, IPv4'den IPv6'ya kapsamlı bir geçişin onlarca yıl sürmesi beklenmektedir. Internet'in tümünün sadece IPv6 üzerinde çalışır hale gelmesi için ise günümüzden itibaren (2003) bir insan ömrünün dahi yeterli olmayacağı kabullenilen gerçekler arasındadır.

İki kullanıcının Internet üzerinden IPv6 protokolünü kullanarak iletişim kurabilmesi için idealde her ikisinin de IPv6 protokol yığınını barındıran birer işletim sistemi üzerinde IPv6'ya geçirilmiş bir uygulama kullanıyor olması ve bilgisayarlarının arasındakı tüm ağ birimlerinin IPv6'yı destekliyor olması gerekir.

İşletim sistemlerine baktığımızda belli başlı olanlarının son birkaç yıldır IPv6 desteğiyle geldiğini görüyoruz. Bunlara Solaris, Mac OS, Windows, Linux, AIX, FreeBSD, HP-UX, Tru64 ve Symbian'ı örnek verebiliriz. Ağ birimleri arasında da Cisco, 3Com, Juniper, Nokia, Ericsson, Hitachi, Nortel hali hazırda IPv6 protokolünü işleyebilen yönlendirici ürünleri sunmaktalar.

Paket yazılım olarak gelen temel uygulamaların birçoğu IPv6 desteğini içermekte. Sendmail, Qmail, Sun JDK, Java for Windows, BIND, SSH, Checkpoint, IPFW, netfilter, Apache, Fnord, Mozilla, lynx, Internet Explorer, FTP, Vic, RAT, SDR, IRC, telnet, ping, traceroute, snoop, netstat, Emacs bunlar arasında sayılabilir.

Ancak, kullanıcıların ya da şirketlerin kendi uygulamaları arasında Socket API'lerini kullananlar varsa bunların IPv6 desteğine kavuşması için yapılması gereken düzenlemeler olacaktır. Socket API'sinin gethostbyname(), gethostbyaddr(), inet_ntoa() ve inet_addr() gibi fonksiyonları IPv4 adres yapısına göre düzenlenmiştir. Bu uygulamaların IPv6 Socket API'sine [9] taşınması gerekir. Bu yeni API ile gelen getaddrinfo(), getnameinfo(), inet_ntop() ve inet_pton() fonksiyonları hem IPv4 hem de IPv6 adresler üzerinde işlem yapabilirler. Bu yeni API, ileride yeni bir IP sürümü çıksa dahi uygulamaların kaynak kodunu bir kez daha değiştirmeyi gerektirmeyecek şekilde tasarlanmıştır. İyi tasarlanmış genel amaçlı bir uygulamanın IPv6'yı destekler hale gelmesi için yaklaşık 10 satırlık bir kod değişikliği yeterli olacaktır [10].

Her ne kadar kullandığınız uygulamayı ve üzerinde calıştığı işletim sistemini IPv6'ya geçirmiş olsanız da bu sizin Internet'te istediğiniz bir bilgisayarla direk IPv6 iletişim kurabileceğiniz anlamına gelmez. Internet'in bir anda IPv6'laştırılamayacağını ve IPv4 ile IPv6 protokollerinin uyuşmazlığını göz önüne alırsak aşılması gereken problemler ön plana çıkar. Örneğin, iletişimin diğer ucundaki bilgisayar sadece IPv4 destekliyor olabileceği gibi aradaki ağlardan bazıları IPv6'yı desteklemiyor da olabilir. Bu şekilde IPv4 ile IPv6'yı içiçe taşıyacak Internet'in sağlıklı bir geçiş dönemi yaşaması için bazı çözümler üretilmiş.

Bu çözümlerden ilki, çifte yığın (dual-stack) adı verilen bir düğümün aynı anda hem IPv4 hem de IPv6'yı desteklemesi tekniğidir. Oldukça yaygın olarak kullanılan bu teknikte bir düğüm karşısındaki uç noktasına bağlı olarak bu iki protokolden gerekenini kullanabilir. Uç noktalar birbirlerinin yeteneklerini DNS sunucularından öğrendikleri IP adres çeşidine göre tespit ederler. Bu yüzden DNS'teki adreslerle bir bilgisayarın IP yığını arasında kesin bir uyum olması şarttır. İletişim için her iki protokolün de müsait olması durumunda tercih IPv6'dan yana olacaktır.

Her iki uç IPv6 kullanmakta karar kılsalar da, veri paketlerinin yolu üzerinde geçmesi gereken bazı ağlar henüz IPv6'yı desteklemiyor olabilirler. Bunun en güzel örneği, bir şirketin iki farklı ofisinin IPv6'ya geçmiş olmasına rağmen ofisleri birbirine bağlayan ISS'nın henüz bu desteği vermiyor oluşudur. Bu durumda yapılması gereken IPv6 ağlar arasında bir IPv4 tüneli kurulması ve IPv6 paketlerinin IPv4 ağından bu tünel sayesinde geçişinin sağlanmasıdır. Bunun için sabit [11] ve dinamik [12] tünellerin kullanımı mümkündür.

Eğer iletişim kuracak iki uç arasında ortak bir protokol bulunamıyorsa (biri sadece IPv4, diğeri de sadece IPv6 kullanıyorsa) protokol çevrimi tekniklerine başvurmak gerekir. IPv4 ağ ile IPv6 ağ arasında yerleştirilecek bir geçit sunucu sayesinde paket bazında (NAT-PT [13]) ya da bağlantı bazında (SOCKS Gateway [14], IPv4-IPv6 Transport Relay Translator [15]) bir çeviri söz konusu olur. Yalnız, uçtan uca bağlantı prensibini ihlal eden bu tekniklere mecbur kalınmadıkça başvurulmaması tavsiye olunur. IPsec güvenliğinin de bu şartlar altında çalışması mümkün değildir.

Görüldüğü üzere IPv6'ya geçiş teknikleri oldukça çeşitlidir. Ağların yapısına bağlı olarak bunların ne şekilde kullanılacağı ağ yöneticilerinin dikkatle karar vermesi gereken bir husustur. Bir ağın IPv6'ya geçişinde izlenecek adımlar şu şekilde sıralanabilir: a) ISS'dan edinilen IPv6 adres bloğunun alt ağlara bölüştürülmesi, b) DNS sunucusunun IPv6'ya geçirilmesi, c) Seçilen bir alt ağın yönlendiricilerinin IPv6'yı destekler hale getirilmesi, d) Bu yönlendiriciler ile komşusu olmayan diğer IPv6 yönlendiriciler arasında tüneller kurulması, e) Bu alt ağdaki bilgisayarların IPv6'yı destekler hale getirilmesi, f) IPv6'ya geçirilmemiş alt ağ kaldığı sürece (c) adımın tekrarı. Bu süreç içerisinde, komşu yönlendiriciler IPv6'yı destekler hale geldikçe aralarındaki tüneller ortadan kaldırılabilir. IPv6 servisi sağlayan ISS bulunamaması durumunda IPv6 Internet bağlantısı 6bone [16] deneysel ağı üzerinden tünellerle yapılabilir.

Dünya'daki Durum

Bu makalenin yazıldığı 2003'ün sonları itibariyle IPv6 adres bloğu dağılımında %42'lik oranıyla Avrupa lider, %34 ile Asya-Pasifik bölgesi takipte ve %19'la Kuzey Amerika geriden gelmektedir [17].

IPv6 uygulamalarının geliştirilmesinde ve Internet'in IPv6'ya geçişinde ise Asya-Pasifik ülkeleri açık farkla önde gitmekteler. Japonya, Kore, Tayvan ve Çin gibi ülkelerde hükümetlerin vergi indirimlerine varan teşvikler sağlaması ve yer yer geçişi zorunlu kılması ile IPv6 en yüksek ivmeye ulaşmıştır. Bu ülkelerde çekilen adres sıkıntısı ve teknoloji alanında Amerika'nın tahtını sarsma isteği önemli etkenler arasındadır. NTT ve IIJ gibi ISS'ların IPv6 servisine başlaması, Canon, Sony, Matsushita gibi devlerin tüketici ürünlerini IPv6'yla donatmaları göze çarpan gelişmeler arasındadır.

Avrupa ise IPv6 geçişinde ikinci sırada yer almaktadır. Asya-Pasifik ülkeleriyle benzer motivasyonlara sahip bu bölgede Avrupa Topluluğu'nun ar-ge etkileri ön planda yer alır [18]. Günümüzde IPv6 Avrupa'nın teknolojik gelişiminde önemli bir etken olarak görülmekte ve her platformda desteklenmekte. Avrupa IPv6'ya olan inancını, 3. nesil hücresel ağlar mimarisi 3GPP ile bu protokolü zorunlu koşarak göstermiştir. Halen Avrupa'da resmi ve deneme amaçlı servis veren birçok ISS mevcuttur.

Amerika ise IPv6 altyapı ürün geliştirmede ne kadar önde olsa da bu protokolün uygulamaya geçirilmesinde rakiplerine göre geride kalmıştır. Adres kıtlığının ağır basmadığı bu coğrafyada 2003 yazına kadar yavaş ilerleyen IPv6 geçişi, Amerikan Savunma Bakanlığı'nın almış olduğu stratejik kararla bir anda ivme kazanmıştır. 2008 yılı itibariyle tüm ağlarının sadece IPv6 üzerinde çalışmasını öngören bakanlığın bu projeye 30 milyar dolar ayırması bu teknolojinin Amerika'da da önünü açmıştır. Bu projenin çapı ve zamanlaması açısından en belirleyici unsurlar, bakanlığın Internet'in IPv6'ya geçişini kaçınılmaz olarak görmesi ve yönetimlerindeki dünyanın en büyük ağının yenilenmesinin çok zaman alacak oluşudur.

Bu yeni teknolojinin dünya çapında yaygınlaşması misyonunu IPv6 Forum [19] üstlenmiştir. Aralarında üç Türk şirketin de bulunduğu 160'ı aşkın üyeli forum, düzenlediği konferanslar, sağladığı stratejik ortaklıklar ve endüstriyel yol göstericilikle amacına her geçen gün biraz daha yaklaşmaktadır.

Bu arada her teknoloji için olduğu gibi, IPv6'in de gerekliliğine inanmayanlara her coğrayfa ve sektörde rastlamak mümkün. Internet için NAT'ın yeterli olduğu ve IPv6'nın getirileri yanında maliyetinin çok yüksek olduğu bu kesim tarafından ileri sürülen hususlar arasındadır.

Geçiş Hazırlıkları

Internet'le uzaktan yakından alakası olan yazılım ve donanım geliştiricilerin, ISS'ların, ve ağ yöneticilerinin bu teknolojiye yaklaşımında göz önünde tutması gereken husus IPv6'nın er ya da geç kendilerini etkileyecek olmasıdır. Bu yüzden gerekli hazırlıkların erkenden yapılmasında yarar vardır.

 

M.CoRLeOnE

0
İyinet Üyesi
Katılım
1 Aralık 2004
Mesajlar
550
Reaction score
0
İlk yapılması gereken, bu teknolojinin konferanslar, eğitim materyelleri ve yayınlanmış teknik dökümanlar aracılığıyla öğrenilmesidir. Daha sonra ağ yöneticilerinin varolan ağlarını IPv6'ya geçiş değerlendirmesine tutmaları gerekir. Ağdaki işletim sistemlerinin, yönlendiricilerin, uygulamaların IPv6 durumları tespit edilmeli. Bunların bazıları hali hazırda IPv6 desteği içeriyor olabilir. Yeni alımlarda da bu kritere dikkat etmekte fayda var. Geliştirilen uygulamaların daha şimdiden IPv6'ya uyumlu olarak düzenlenmesi, ağ birimleri hazır olur olmaz uygulamaların da otomatik olarak IPv6 kullanabilmesini sağlar. Bunun yanı sıra IPv6 pilot ağların kurulması ve denemeler yapılması kontrollü geçişin şartlarındandır.

Bu hazırlıklar IPv6 geçişinin olabildiğince rahat yapılması için gerekenlerdir. Esas tavsiye edilen ise bunun ötesine geçilip IPv6 teknolojisinin yeni iş sahaları açması açısından değerlendirilmesidir.

Sonuç

Sürekli yenilenen ve gelişen Internet mimarisi köklü değişiklikler içeren bir sürece girmiştir. Bundan yıllar önce Internet'i inşa eden ekibin bu ağın günümüzde gelmiş olduğu boyutu tahmin edemediği gibi, yeni Internet'in ileride varacağı noktayı da şimdiden kestirmek çok güç. Bu süreç içerisinde, ağların IPv6'yı kontrollü ve ivedi bir şekilde uygulamaya alması Internet'in sağlıklı gelişimi için kritik bir önem taşımaktadır.
Kaynakça



[9] Gilligan, R., Thomson, S., Bound, J., McCann, J., Stevens, W., "Basic Socket Interface Extensions for IPv6", RFC 3493, Şubat 2003.

[10] http://www.ipv6forum.org.uk/navbar/links/v6porting.htm

[11] Gilligan, R., Nordmark, E., "Transition Mechanisms for IPv6 Hosts and Routers", RFC 2893, Ağustos 2000.

[12] Carpenter, B., Moore, K., "Connection of IPv6 Domains via IPv4 Clouds", RFC 3056, Şubat 2001.

[13] Tsirtsis, G., Srisuresh, P., "Network Address Translation - Protocol Translation (NAT-PT)", RFC 2766, Şubat 2000.

[14] Kitamura, H., "A SOCKS-based IPv6/IPv4 Gateway Mechanism", RFC 3089, Nisan 2001.

[15] Hagino, J., Yamamoto, K., "An IPv6-to-IPv4 Transport Relay Translator", RFC 3142, Haziran 2001.

[16] http://www.6bone.net/

[17] http://www.caida.org/analysis/geopo...ountry/ipv6.xml

[18] http://www.ist-ipv6.org/

[19] http://www.ipv6forum.com/
 

Türkiye’nin ilk webmaster forum sitesi iyinet.com'da forum üyeleri tarafından yapılan tüm paylaşımlardan; Türk Ceza Kanunu’nun 20. Maddesinin, 5651 Sayılı Kanununun 4. maddesinin 2. fıkrasına göre, paylaşım yapan üyeler sorumludur.

Backlink ve Tanıtım Yazısı için iletişime geçmek için Skype Adresimiz: .cid.1580508955483fe5

Üst