bu yazıda üstüne alınan alınsın ama, tecrübeyle sabittir bütün anlatılanlar.
piyasanın eskilerinden olarak size seo dediğimiz olayın gelişimini anlatayım öncelikle. seo çıkmadan önce bizim sektörde ppc uzmanları vardı. ppc (pay per click) bu amaçla kurulmuş çeşitli arama motoru sitelerinin bir hizmetiydi. listede sıra başı olmak için, satış oranlarını arttırmak için çeşitli kelimelere teklif veriyorduk. bunun uzmanları ve eğitimleri zamanla türedi ve bunu tüketti. ardından google bu pazarı gördü ve dediki ben reklam alayım siteme ppc mantığıyla ama arama sonuçlarım benim algoritmam üzerinden yayınlansın. işte bu adwords marketing olayını yada genel adıyla search engine marketing sektörünü doğurdu.
zamanla baktılarki bu pazarda rekabet çok reklama para dayanmıyor. bazı kişiler biz bunu organik yoldan para harcamadan listede üstlere çıkmaya çalışalım dediler. ve işte seo (search engine optimization / arama motoru optimizasyonu) sektörü böyle doğdu.
seo yapmak için ilk öncelik belli algoritmaları çözmekti. google ayrı, yahoo başka algoritma kullanıyordu. bunu çözebilmek için herkes değişik teknikler denerken google pagerank adında bir değerlendirme sistemi çıkardı. fakat bir şeyler eksikti. insanlar pagerankı seo için bir değer sandı. işte bu sahte seoyu ortaya çıkardı. bazıları edu linklere bazıları yüksek pr lı sitelere yöneldi araştırma yapmadan. ama hiçbiri düşünmedi acaba algoritma neyi istemekte diye. kimi çıktı seocuyum dedi istediğin kelime istediğin yer - blog spam yaptı.
kimi çıktı prlı dizinlere kayıt dedi. kimi ben şu sahte organizasyona üyeyim şukadar dolar verip geçersiz bir kalifikasyon aldım dedi. kimi adwords te ilk sıraya çıkmayı seo diye anlattı. gerçek ise basitti seo bir uğraş değildi, seo farklı olabilmekti.
peki kimler gerçekten seocuydu?
- size ilk sırada yer almak için belli bir zaman dilimi sunamayanlar
- paralarını ödemezseniz sizi sıranın en sonuna atacaklarını söylemeyenler
- edu backlink için ziyaretçi defterlerine, blog yorumlarına spam yapmayıp onlar tarafından keşfedilmenizi sağlayanlar
- ıvır zıvır dizinlere sitenizi eklemek yerine, dmozda yer alabilecek kaliteli içerikte site yapmanız konusunda sizi uyaranlar
- sef ( search engine friendly) sayfalar yaratmak yerine site kodunu temizlemeniz gerektiğini söyleyenler
- kopya içerikli sitelerle çalışamayacaklarını söyleyenler
- meta içeriğinin sadece ambalaj olduğunu, içeriğinizin süreklilik sağlayacak tek etken olduğunu belirtenler
- seoyu black, white yada dark olarak ayırmayanlar
- ve en önemlisi komik rakamlar uğruna forumda kendilerini tanıtmadan sadece referansların yeni müşteri getirebileceğini bilen uzmanlar gerçek seocudur.
komik rakamdan kastım $X00 gibi rakamlar değil, bu sektörde $X000 gibi rakamlarda komiktir.
piyasanın eskilerinden olarak size seo dediğimiz olayın gelişimini anlatayım öncelikle. seo çıkmadan önce bizim sektörde ppc uzmanları vardı. ppc (pay per click) bu amaçla kurulmuş çeşitli arama motoru sitelerinin bir hizmetiydi. listede sıra başı olmak için, satış oranlarını arttırmak için çeşitli kelimelere teklif veriyorduk. bunun uzmanları ve eğitimleri zamanla türedi ve bunu tüketti. ardından google bu pazarı gördü ve dediki ben reklam alayım siteme ppc mantığıyla ama arama sonuçlarım benim algoritmam üzerinden yayınlansın. işte bu adwords marketing olayını yada genel adıyla search engine marketing sektörünü doğurdu.
zamanla baktılarki bu pazarda rekabet çok reklama para dayanmıyor. bazı kişiler biz bunu organik yoldan para harcamadan listede üstlere çıkmaya çalışalım dediler. ve işte seo (search engine optimization / arama motoru optimizasyonu) sektörü böyle doğdu.
seo yapmak için ilk öncelik belli algoritmaları çözmekti. google ayrı, yahoo başka algoritma kullanıyordu. bunu çözebilmek için herkes değişik teknikler denerken google pagerank adında bir değerlendirme sistemi çıkardı. fakat bir şeyler eksikti. insanlar pagerankı seo için bir değer sandı. işte bu sahte seoyu ortaya çıkardı. bazıları edu linklere bazıları yüksek pr lı sitelere yöneldi araştırma yapmadan. ama hiçbiri düşünmedi acaba algoritma neyi istemekte diye. kimi çıktı seocuyum dedi istediğin kelime istediğin yer - blog spam yaptı.
kimi çıktı prlı dizinlere kayıt dedi. kimi ben şu sahte organizasyona üyeyim şukadar dolar verip geçersiz bir kalifikasyon aldım dedi. kimi adwords te ilk sıraya çıkmayı seo diye anlattı. gerçek ise basitti seo bir uğraş değildi, seo farklı olabilmekti.
peki kimler gerçekten seocuydu?
- size ilk sırada yer almak için belli bir zaman dilimi sunamayanlar
- paralarını ödemezseniz sizi sıranın en sonuna atacaklarını söylemeyenler
- edu backlink için ziyaretçi defterlerine, blog yorumlarına spam yapmayıp onlar tarafından keşfedilmenizi sağlayanlar
- ıvır zıvır dizinlere sitenizi eklemek yerine, dmozda yer alabilecek kaliteli içerikte site yapmanız konusunda sizi uyaranlar
- sef ( search engine friendly) sayfalar yaratmak yerine site kodunu temizlemeniz gerektiğini söyleyenler
- kopya içerikli sitelerle çalışamayacaklarını söyleyenler
- meta içeriğinin sadece ambalaj olduğunu, içeriğinizin süreklilik sağlayacak tek etken olduğunu belirtenler
- seoyu black, white yada dark olarak ayırmayanlar
- ve en önemlisi komik rakamlar uğruna forumda kendilerini tanıtmadan sadece referansların yeni müşteri getirebileceğini bilen uzmanlar gerçek seocudur.
komik rakamdan kastım $X00 gibi rakamlar değil, bu sektörde $X000 gibi rakamlarda komiktir.