http://video.superonline.com/detail...totalPages_content=120&ccid=3&ssid=21&id=3539
Sanırım reklam yada film sahnesi ama değilse içler acısı bir durum, bizim 100 kişiye dalan polis olayımız en azından daha anlamlı bir tablo çiziyor
![]() |
![]() |
Los Angeles Polisleri oldukça şirin. Bir gün Los Angeles'dan San Francisco'ya doğru yola çıkılır. Yol dümdüz, basmayanı döverler, zaten çöl sıcağı. Kadran mil hesabı, 100 mille gidiyorsun. Hani kilometreye çevirsen ne olacak diyorsun. Sağda solda hız limiti 70 tabelaları var ama önüm arkam sağım solum sobe diyorsun in cin top oynuyor yolda. Bu gidişat çok uzun sürmüyor, sanırım yerin altından bir yerden çıkar nereden çıktığı belli değil, bir polis sireni selektöre katmış geliyor. Mecburen araba sağa çekilir. Düzenli vücut geliştirme yapan şöför mahallindeki angut bile polis amcanın görüntüsünü anlamsız buluyor. Kalbini kırmak istemeyeceğiniz biri, sığır pastırmasıyla beslenerek bu günlere gelmiş. Arabanın sağ tarafından yaklaşıyor güvenlik gereği, ehliyet ve ruhsat diyor, tabi İngilizce söylüyor bunu. Ruhsat ne demek diye sormayın, ses tonundan ehliyet ruhsat diyor işte belli ki. Türk pasaportu uzatılıyor kendisine. Bir süre algılamaya çalışıp, şöför mahallindeki angutu yavaşça arkaya gelmesi konusunda telkin ediyor.
Cola, kahverengi sıvı ya da ikisinin karışımı birşey içmiş olacak ki sürekli ağız dolusu kahverengi balgamlı bir sıvıyı yere tükürüyor. Bunun anlamı kendisine tabi sorulmuyor. Eliyle polis arabasının yanını işaret edip bir homurdanıyor. Bu kadar çok Amerikan filmi seyreder misin, filmlerde otobanda durdurulanlar aranıyordu. Heralde beni arayacak, onu demek istedi eliyle diyen angut, ellerini polis arabasının üstüne yapıştırıp bacaklarını açıp, halk arasında domalma pozisyonu dediğimiz pozisyona doğru eğiliyor. O an işte filmlerde yavaş çekim gösterilen anlardan, arabada yoldan otostop vesilesiyle alınmış 3 adet kolej öğrencisi kıza karşı yapılan ben Tiesto dinlerim F1 pilotuyum karizma zerrecikleri toz olup uçuverir. Polis amca arabanın arkasından tekrar görünüp bu manzarayı görünce, tabancasının kabzasını tutmak ve bağırmak suretiyle pozisyonun değiştirilmesini ister. Hani hem suçlusun hem taşak geçiyorsun anlamında bir nutuğa girerekten, 100 mil sınır aşımının tehlikeli sürüşten hapis cezası olacağını söylemeye başlıyor. Türkiye'nin Amerika'nın stratejik ortağı olduğu, Kore'de birlikte çarpıştığımız diplomasileri ile bu seferlik ceza ile affedilmesine yalvarılıyor. Anlaşma sağlandıktan sonra, abey sen nerden çıktın in misin cin misin birden ortaya çıkıverdin deniyor, ama Amerikalı arkadaşlar koldan tutup çekerek olası ikinci bir mevzuyu engelliyor.
Sonra sonra ortaya çıkıyor ki bu haysiyetini yitirmiş, servet avcısı kurum helikopter/uçak ile otobanlarda hız kontrolü yapmakta imiş. Aşağıdaki izbandut arkadaşlar da elleriyle koymuş gibi kordinatlarını alıp böyle angutları yakalıyorlarmış. Hani bu kadar kasılır mı lan ehe ehe diye arkadaş arası dalgası geçildikten sonra, eve iki hafta sonra gelen mahkeme yazısındaki $545 lık hız cezasını görünce, değil helikopter zeplin bile kaldırılır diye düşünülüyor. İşte o gündür ki bu arkadaş, gavura dökeceği doları bir şekilde çıkarmak isteyerek Adsenseli sayfalara 1 ay boyunca popup açmış, öcünü bir şekilde almıştır.