İyinet'e Hoşgeldiniz!

Türkiye'nin En Eski Webmaster Forum'una Hemen Kayıt Olun!

Kayıt Ol!

Muhteşem Yüzyıl

wesc

1
İyinet Üyesi
Katılım
1 Haziran 2008
Mesajlar
2,223
Reaction score
12
Genelde beğenilmese de ben gayet beğendim. Tarih konusundaki tüm yapıtlara özel bir ilgim vardır zaten. Bu filmin oyuncu kadrosu ve sıkmayan anlatımı (en azından ilk bölümü için söylüyorum) benim hoşuma gitti. Bazı mantık hataları elbetteki var. (Sokaktaki bir esnafın "trajedi" kelimesini kullanması ya da padişahın Divan-ı Hümayun'a başkanlık etmesi; zira Fatih Sultan Mehmed döneminden sonra bu kurula veziri azam başkanlık etmiştir vs.) Fakat genel olarak beğendiğimi söyleyebilirim. Alexandre (Hürrem Sultan) rolündeki abla da çok hoş. Siz ne diyorsunuz?
 

suleymanuslu

0
İyinet Üyesi
Katılım
4 Ağustos 2010
Mesajlar
206
Reaction score
6
Sultanin s*x hayatini izledik resmen,ilk ve son izleyisimdi diziyi


sapik süluman
 

osahin

0
İyinet Üyesi
Katılım
8 Ekim 2006
Mesajlar
4,978
Reaction score
34
Konum
kalbinizden :p
Tarihi saptırmışlar resmen. Çok fazla saçmalık var dizide, tarih ile bağdaşmayan o kadar saptırma bulunuyor ki. Üzüldüm doğrusu.
 

Raqe

1
İyinet Üyesi
Katılım
4 Mayıs 2010
Mesajlar
615
Reaction score
8
Konum
İstanbul/Pendik
Filmi izlemedim ama yanlış tarih anlatıldığı söyleniyor ve padişah ın harem'e oldukça düşkün olduğu söyleniyor eğer böyle bir şey var ise eğer gerçekten yazık derim.

Osmanlı bizim ecdadımız ki onlar kendilerine zevki sefayı eğlenceyi haram kılmışlardır 100 sene dansı yasaklamışlardır.

Bunlara rağmen eğer dizide padişahın zevk sefa içinde gösterildiği doğruysa tek bir şey söylüyorum Memleket bitmiş okeye dönüyoruz.
 

wesc

1
İyinet Üyesi
Katılım
1 Haziran 2008
Mesajlar
2,223
Reaction score
12
Evet ilk bölüm için biraz fazla cinsellik ön plandaydı, neredeyse tüm filmk haremde geçti. Fakat padişahın ilk günü olduğu için, savaş filmi çekmek yerine biraz daha saray içerisindeki yaşantıyı sunmaları adına bu alana biraz daha fazla yüklenmişlerdir diye düşünüyorum. Facebook'ta falan hemen grupları açmışlar, meydanlarda buluşmalar düzenleyeceklermiş... Saçmalık bence. Daha önce sultanların haremde neler yaptıklarını bilmiyor muydu kimse yani? İlerideki bölümlerde daha geniş konulara değinirler bence.
 

TR_Atlantis

0
İyinet Üyesi
Katılım
30 Aralık 2010
Mesajlar
38
Reaction score
1
Tek kelimeyle saçma bir dizi. Gerekenlerin RTÜK tarafından yapılacağına inanıyorum.
 

Raqe

1
İyinet Üyesi
Katılım
4 Mayıs 2010
Mesajlar
615
Reaction score
8
Konum
İstanbul/Pendik
Daha önce sultanların haremde neler yaptıklarını bilmiyor muydu kimse yani? İlerideki bölümlerde daha geniş konulara değinirler bence.

Neler yapıyorlarmış anlat öğrenelim, öyle bir konuşuyorsun ki padişahlarımız her dakika harem de zevk peşinde konuşturmayın beni en hassa olduğum konudur Osmanlı.
 

KaRaKTeR

0
İyinet Üyesi
Katılım
6 Temmuz 2004
Mesajlar
1,920
Reaction score
36
izlemedim ama merak ettim şimdi 1.bölümü izleyebilirim :)
 

wesc

1
İyinet Üyesi
Katılım
1 Haziran 2008
Mesajlar
2,223
Reaction score
12
Neler yapıyorlarmış anlat öğrenelim, öyle bir konuşuyorsun ki padişahlarımız her dakika harem de zevk peşinde konuşturmayın beni en hassa olduğum konudur Osmanlı.

Ne anlatayım arkadaşım? Haremin ne demek olduğunu mu?

Senin diziyle ilgili şikayetin tam olarak nedir anlatır mısın bi'? Dizide haremden bahsedilmesi mi yoksa bu konudan "fazla" bahsedilmesi mi? Yani haremden hiç bahsetmeseydi, ya da padişahın zaaflarından, hatalarından, yanlışlarından bahsetmese daha mı iyi, daha mı gerçekçi olur? Açıkçası ben bu konuda biraz daha esnek düşünmeye davet ediyorum herkesi. Eğer bir padişahın yaşamı ile ilgili bir dizi yapılıyorsa, bal gibi de haremden bahsedilir. He dizinin ilk bölümündeki bu harem mevzuusunun biraz abartıya kaçıldığını da üstteki mesajımda söyledim. Yani bence de biraz fazla bahsedilmiş bu konudan. Fakat daha ilk bölümden bu kadar acımasızca eleştiri yapmanın da yanlış olduğunu düşünüyorum.
 

Raqe

1
İyinet Üyesi
Katılım
4 Mayıs 2010
Mesajlar
615
Reaction score
8
Konum
İstanbul/Pendik
Ne anlatayım arkadaşım? Haremin ne demek olduğunu mu?

Senin diziyle ilgili şikayetin tam olarak nedir anlatır mısın bi'? Dizide haremden bahsedilmesi mi yoksa bu konudan "fazla" bahsedilmesi mi? Yani haremden hiç bahsetmeseydi, ya da padişahın zaaflarından, hatalarından, yanlışlarından bahsetmese daha mı iyi, daha mı gerçekçi olur? Açıkçası ben bu konuda biraz daha esnek düşünmeye davet ediyorum herkesi. Eğer bir padişahın yaşamı ile ilgili bir dizi yapılıyorsa, bal gibi de haremden bahsedilir. He dizinin ilk bölümündeki bu harem mevzuusunun biraz abartıya kaçıldığını da üstteki mesajımda söyledim. Yani bence de biraz fazla bahsedilmiş bu konudan. Fakat daha ilk bölümden bu kadar acımasızca eleştiri yapmanın da yanlış olduğunu düşünüyorum.

benim şikayetim padişahımı haremden çıkmayan birisi olarak göstermesi+filmin senaristi yorumu (Kanuni Sultan Süleyman'ın " Şehvet Düşkünü " olduğunu söyleyen senarist Meral Okay,dizinin ilerleyen bölümlerinde daha çok tartışılacığını söylüyor ) benim derdim budur kardeşim kimse benim ecdadımada padişahımada şehvet düşkünü diyemez diyenler ilk önce kendilerine aynada bir baksın.:kızdım:
 

mathiaxbars

0
İyinet Üyesi
Katılım
24 Temmuz 2006
Mesajlar
9,530
Reaction score
122
benim şikayetim padişahımı haremden çıkmayan birisi olarak göstermesi+filmin senaristi yorumu (Kanuni Sultan Süleyman'ın " Şehvet Düşkünü " olduğunu söyleyen senarist Meral Okay,dizinin ilerleyen bölümlerinde daha çok tartışılacığını söylüyor ) benim derdim budur kardeşim kimse benim ecdadımada padişahımada şehvet düşkünü diyemez diyenler ilk önce kendilerine aynada bir baksın.:kızdım:



Padişahların kişiliklerini nerden biliyorsun da yapmaz etmez gibisinden yorum yapabiliyorsun.


Kaldıki harem onun istediğini yapar.Önemli olan kişisel hayatı da değil ülkesi için yaptıklarıdır.İnsan sonuçta istekleri veya zaafları olmaması gibi bir ihtimal yok.


Ha dizi saçmalık o ayrı :D Bi kore dizisi gibi eski çağ dizi çekilemedi , ben yapcam yapımcı olcam ilerde ama :D
 

osahin

0
İyinet Üyesi
Katılım
8 Ekim 2006
Mesajlar
4,978
Reaction score
34
Konum
kalbinizden :p
Ne anlatayım arkadaşım? Haremin ne demek olduğunu mu?

Senin diziyle ilgili şikayetin tam olarak nedir anlatır mısın bi'? Dizide haremden bahsedilmesi mi yoksa bu konudan "fazla" bahsedilmesi mi? Yani haremden hiç bahsetmeseydi, ya da padişahın zaaflarından, hatalarından, yanlışlarından bahsetmese daha mı iyi, daha mı gerçekçi olur? Açıkçası ben bu konuda biraz daha esnek düşünmeye davet ediyorum herkesi. Eğer bir padişahın yaşamı ile ilgili bir dizi yapılıyorsa, bal gibi de haremden bahsedilir. He dizinin ilk bölümündeki bu harem mevzuusunun biraz abartıya kaçıldığını da üstteki mesajımda söyledim. Yani bence de biraz fazla bahsedilmiş bu konudan. Fakat daha ilk bölümden bu kadar acımasızca eleştiri yapmanın da yanlış olduğunu düşünüyorum.

Pardon ama sizin anladığınız harem nedir? Osmanlıda harem konusu ile ilgili düzünelerce kitap yazıldı, zahmet edip okuyabilirsiniz.
 

KaRaKTeR

0
İyinet Üyesi
Katılım
6 Temmuz 2004
Mesajlar
1,920
Reaction score
36
adamlarda mutlaka biliyordur söylediğiniz kadar cinsel içerikte olayların olmadığını ama türkiyede cinsel içerikli diziler reyting yapıyor bakın fatmagüle 70 milyon insna o kadar izledi bir türlü suçunu bulamadılar maksat tabiki reyting tabiki para göreceksiniz bu dizide eğer dediğiniz gibiyse uzunca bir süre yayınlanmaya devam edecek
 

2dark

0
İyinet Üyesi
Katılım
20 Ocak 2008
Mesajlar
212
Reaction score
1
rus cariye mi geldi saraya? akşam twitter' da öyle konuşuluyordu.
 

Angelo

0
İyinet Üyesi
Katılım
13 Aralık 2004
Mesajlar
9,603
Reaction score
111
Konum
AZ
saks hayatı derken, sadece 1 kişiyle birlikte oldu, onu da öpüşme bile göstermediler. Açıkçası çok daha fazla bekliyordum o kadar tartışmayı duyduktan sonra. Cinsellik adına hiçbirşey yoktu diyebilirim. Harem diye birşeyin varlığını yok mu sayacağız, bu kadar körü körüne savunmacılığı anlamak mümkün değil. Anlatılan şeylerin hepsi gerçekleşmiş olaylar.

Muhteşem Süleyman'a bu kadar körü körüne bağlıyız tamam da, padişah yabancı uyruklu cariyesi ile evililik yapıp, öz oğlunu onun entrikaları sayesinde öldürten bir padişah. Ortalarda gezen küçük şehzade Mustafa, büyüdükten sonra Osmanlı tahtına layık tek oğlan çocuk olmasına rağmen, Kanuni tarafından öldürtülüp, yerine Hürrem Sultan'ın oğlu 2. Selim tahta çıkartılmıştır. Bu sayede de Osmanlı çökmeye başlamıştır. Yavuz Sultan Selim zamanında dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Osmanlı, bu Muhteşem padişah zamanından sonra tüm varını yoğunu Avrupa'da 2 gram toprak almaya dökmüştür.

Tarihimizi bilmeden ona körü körüne bağlı olmayı yanlış buluyorum ben. Şehzade Mustafa'nın öldürülmesini bu dizide nasıl işleyecekler bilmiyorum ya da oraya kadar sürecek mi, ama kötü bir sahne olacağı kesin.
 

Mywedding

1
İyinet Üyesi
Katılım
26 Eylül 2006
Mesajlar
5,893
Reaction score
96
Konum
www.odatv.com
oseks2.jpg


"OSMANLI'DA sevk"

Murat Bardakçı’nın, 13 yıl önce yazdığı zaman büyük ses getiren ‘Osmanlı’da sevk’ kitabı İnkıláp Kitapevi tarafından tekrar basıldı. Kitapta 15. yüzyıldan 20. yüzyıl başlarına kadar Osmanlı’da yazılmış cinsel metinlerden örnekler var.


Murat Bardakçı(50), tarih hobisi ile bilinen bir gazetecidir.

Her ne kadar ‘tarih benim sadece hobim’ dese de konu tarih olunca lafı ve yorumu kimseye bırakmaması ve kül yutmaması ile ünlüdür, biraz da huysuzluğuyla.

Bu kadarla kalsa iyi, sadece ekonomi eğitimi almasına rağmen aynı zamanda müzikolog, tanburi ve acemi bir çellocudur.


Her pazar Hürriyet Gazetesi’nde ‘Tarih tekerrürden ibarettir’ lafını doğrularcasına, pes dedirten yazılarının müptelası çoktur.

Murat Bardakçı’nın, 13 yıl önce yazdığı zaman büyük ses getiren ‘Osmanlı’da sevk’ kitabı İnkıláp Kitapevi tarafından tekrar basıldı. Kitapta 15. yüzyıldan 20. yüzyıl başlarına kadar Osmanlı’da yazılmış cinsel metinlerden örnekler var.

Ama bu metinlerin cinsel tahrike sebep olacağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz, bilakis kahkalarla gülüyorsunuz.

Kitapta bazılarının hoşuna gitmeyecek gerçeklerden, meselá Osmanlı’daki biseksüel ilişkilerden de bahsediliyor.

Bardakçı bunun için ‘Kitapta yazılanların hepsi bizim hikayemiz. Hiç gocunacak bir şey yok. Geçmişin iyi tarafına sahip çıkacağız, işimize gelmeyen tarafına sahip çıkmayacağız.

Öyle şey olmaz’
diyor.

Bardakçı ile kedisi Recep eşliğinde bir röportaj yaptık.

Osmanlı’da sevk kitabını yazmaya nasıl karar verdiniz?

- 1980’lerin başında Milliyet Gazetesi’nde dizi olarak çıktığında, o yılın gazetecilik ödülünü almıştım. Kitap yapmak aklıma gelmemişti. Bir gün Atilla İlhan, ‘Sen bunu kitap yapsana’ dedi. İlk kez 1992’de kitap olarak çıktı.

Piyasada artık bulunmadığından yeniden bastık. Bakıyorum, şimdi 20-25 yaşında olanlar, o zaman 10-12 yaşında çocukmuş.

Kitapta Osmanlı’nın biseksüel ilişkileri açık açık yazılmış. Bu konuda toplumumuzun hassasiyeti malum, tepki almadınız mı?

- Osmanlı ve İslam polisleri çıktı başımıza.

Bu adamlar Osmanlı’yı kafalarındaki İslam devleti şablonuna oturtmaya çalışıyorlar.

Bugün Osmanlı’yı savunanlar, İslam vasıtasıyla sahip çıkıyor, kültür olarak sahip çıkmıyor ki.

Osmanlı’da kerhane ve meyhane yönetmeliği vardı, Kanuni zamanında devlet şarap ihraç edip vergi alırdı, bunların varolduğu devlet şeriat devleti değildir.


İslam, imparatorluk İslamıydı. Ama şimdi köy İslamı hakim.

Adam şehrin göbeğine cami yapıyor, tenekeden yeşil minare dikiyor tepesine.

Köydeki binasının rengidir o. Köy İslamı, imparatorluk İslamını anlamaz.

O yüzden de işlerine gelmeyene karşı çıkar.

Ama kitapta yazılanların hepsi bizim hikayemiz. Hiç gocunacak bir şey yok. Geçmişin iyi tarafına sahip çıkacağız, işimize gelmeyen tarafına sahip çıkmayacağız. Öyle şey olmaz, hepsi bizimdir.

Osmanlı’da biseksüellik niçin yaygındı?

- Sadece Osmanlı’da değil ki, bütün dünyada öyleydi. 19. yüzyıl Fransası’nda eşcinselliğin cezası káğıt üzerinde kalmış olsa bile idamdı.

Meselá iki büyük şair, Baudelaire ve Rimbaud, beraber yaşıyorlar ihbarıyla herkesin önünde muayene edilmişlerdi.

‘Osmanlı toplumu biseksüeldi ya da Osmanlı’da her şey yaşanıyordu’ diyenler, günümüze baksın. Gen değişmez, bugün o günün devamıdır. Tek fark gizli yaşanıyor olması.

Osmanlı zamanında bu ilişkiyi yaşayanlara hafif bir gülümsemeyle bakılırdı ama kesinlikle kınama yoktu.

Gen değişmez diyorsunuz ama bazı alışkanlıklar değişmiş. Mesela kitap, ‘Cinsel ilişkinin çokluğuyla övünüp, o sırrı başkalarıyla paylaşma’ diyor. Ama şimdi öyle bir anlatılıyor, öyle bir atıyorlar ki, tutana aşkolsun!

- Memlekette tevazu teşhire döndü çünkü.

EN CÜRETKÁR METİNLERİ BİR KADI YAZDI

Kitapta bir Osmanlı Paşası, bir yandan vilayetleri yönetirken diğer yandan cinsel içerikli dizeler döktürüyor.

Şimdi bırakın bir Paşayı, gazeteci böyle bir şey yapsa kıyamet kopar.
O zamanki serbetliğin sebebi neydi?

- Toplumun hazmı vardı o zaman. Biz o hazmı, o kabullenmeyi, geniş görüşü kaybettik artık.

Milli devletle, imparatorluğu karıştırmayın. İmparatorluğun şartları bambaşkadır. İmparatorluklar, her zaman geniş görüşlü olmak zorundadır.

Modern devlet de öyle olmak zorundadır ama biz daha geçiş dönemindeyiz.

Kitabın bir bölümü bahnamelere (cinsel içerikli kitap) ayrılmış.
Bahnamelerin sayısı belli mi?


- O zaman el yazması olarak vardı, sayıları belli değil. Bahnameler ilk dönem cinsel hijyen kitapları olarak yazılmıştır. İkinci dönemde pozisyon kitabı haline gelmiştir.

CEVDET PAŞA: UTANCIMIZDAN OĞLANLARIMIZI SAKLADIK

Osmanlı’da muzır kavramı ne zaman yerleşmiş?

- Devlet işine geldiğinde serbest bırakır, işine gelmediğinde sansürler. Ama Tanzimat sonrası Avrupa kanunlarının etkisiyle ‘Aman Batı’ya ayıp olmasın’ diye sansür var.

Tarihçi Cevdet Paşa, ‘Tanzimata kadar delikanlılarımızla gül gibi geçinip gidiyorduk. Tanzimatta kadın modası başladı.

Utancımızdan oğlanlarımızı evlerimizde saklamaya başladık’ demiştir.

Kitabı yazarken en cüretkár bulduğunuz metinler neydi?

- Dafiu’l-Gumum ve Rafiu’l-Humûm’ (Gamları Defeden ve Kaygıları Kaldıran Kitap) en realist, açık metinlerdir.
Yazan da bir kadıdır.

O metinlerden çok az şey nakledebildim. Hepsini en açık şekilde yazmış. Bu metinlerden edebiyat fakülteleri kaçıyor, utanıyor. Kamasutra’yı incelerler ama Evlileri İrşad Kitabı’ndaki cinsel ilişki dualarını yahut delikanlı baldırına gazel yazan Fazıl-ı Enderuni’yi incelemezler. Yahu bu senin kültürün al tez yap! Yok, kaçıyorlar.

Osmanlı’nın sevk kültürü, Hintlilerin Kamasutra’sından, Arapların Kokulu Bahçesi’nden daha mı aşağıdadır?

- Bahnameler ticari kitaplardır. Diğerleri bir edebiyat türüdür, sanattır. Biz de biraz da İran etkisi vardır. Pozisyon kitabı olarak diğerlerinden daha aşağıdadır ama, şiirde açıklık olarak çok daha üstündür.

HANEDAN’DAN BELGE RİCA EDİYORUM SAĞOLSUNLAR LÜTFEDİYORLAR

Herkes sizin Osmanlı ile ilgili bu kadar belgeyi nereden bulduğunuzu merak ediyor. Kaç yaşından beri belge topluyorsunuz?

- İlk gençlik yıllarımdan beri ilgilendiğim konularla ilgili belge topluyorum. Sadece çalışacağım konuyu toplarım, yoksa koleksiyon yapmam, eskicilikten nefret ederim.

Peki Osmanlı Hanedanı’nın mensupları niçin sadece size belge veriyor o zaman? Niçin üniversite ya da tarih kurumlarına vermiyorlar?

- Ailenin hepsi bana belge vermiyor ki, bazıları veriyor. Aile bütün evrakı bana veriyor diye bir şey de yok. Yazdığım bazı konularda ricada bulunuyorum, konuların doğru bir şekilde çıkması için sağolsunlar lütfediyorlar.

Dışarıda önemli bir devlet adamı öldüğü vakit bütün evrakı olduğu gibi alınır, enstitüye, üniversiteye verilir.

Bizde o adet yok.

Çünkü Osmanlı devlet adamının cumhuriyetle problemi olmuştur.

Cumhuriyetin devlet adamının bile cumhuriyet ile problemi olmuştur.

Bu yüzden bizde belge imha edilmiyor ama belge saklanıyor.

Ben toprağa gömülü evrak aldığımı biliyorum.

Son zamanlarda yaptığınız yayınlar arasında en çok konuşalanı Talat Paşa’nın evrakı oldu. Bu sadece bir yazı dizisi olarak mı kalacak?

- Talat Paşa’nın evrakını kitap olarak çıkaracağım.
İsmi, ‘Talat Paşa 1915 Olayları ve İttihad Terakki Belgeleri’. İttihad Terakki’inin aşk mektuplarından tutun, siyasi yazışmalara kadar özel yazışmalarını yayınlayacağım.

Halil Hoca ve İlber Hoca iyi tarihçilerdir yenilerden de Erhan Afyoncu var

Osmanlıca’yı kimsenin bilmemesinden şikayet ediyorsunuz.

- Osmanlıca’yı bildiğini zanneden entellektüel geçinen solcu kesim, önce Yunan Roma kültürüne merak sardı, sonra halk kültürü modasına...

Duvarlarına çorap, tırmık, don falan astılar. Onları kesmedi, şimdi de Osmanlı kültürüne merak sardılar.

Osmanlıca bildiğini zannediyorlar, bir şey bilmiyorlar. Osmanlı, konuşurken bizim konuştuğumuz gibi konuşuyordu ama resmi yazışmalarda başka yazıyordu.
Osmanlıcayı bütün olarak bilenlerin sayısı çok az.

Siz Osmanlıca’yı nasıl öğrendiniz?

- Küçüklüğümden beri etrafımda hep eski Türkçe yazılırdı. Osmanlı kültür çevresinin içinde büyüdüm.

Sizce şu anda en iyi tarihçiler kimlerdir?

- Halil Hoca (İnalcık) ve İlber Hoca (Ortaylı) çok iyi hocalardır.

Tarih mukayeseli bir bilimdir. Doğu’yu da, Batı’yı da bilecek. Bugün bizde iki tür tarihçi var.

Biri İstanbul Üniversitesi’nin klasik ekolüdür. Bunlar Osmanlıca’yı okurlar ama geniş düşünemez, yorumlarına giremezler.

Bir de Boğaziçi ekolü vardır.
Bunlar Osmanlıca bilmezler, Batı kaynaklarını alır onu yorumlamaya kalkarlar.
Mukayeseli tarih bilen azdır.

Ama şimdi gençlerden çıkıyor, meselá Erhan Afyoncu bunlardan biridir.

SALTANAT KURAN KADINLAR BIKTIRMIŞLARDI

Osmanlı’da i... olan padişah yoktur.

Haremde yetişiyor, i... olur mu hiç?

Biseksüel eğilimleri olduysa, bunun sebebi de kadınları sevmemelerinden ya da korktukları değil, kadınlardan bıkmış olmaları.

Osmanlı’da kadınlar saltanatı vardı, padişahlar kadınların isteklerinden bıkıp usanıyordu.

Ayrıca eşcinsel ilişki deyince erkeğin erkekle ilişkisi akla geliyor sadece.

Kadınlarda da eşcinsel ilişki vardı.

Erkekler hakkında yazılıp çizilenler daha fazla olduğu için en çok onları biliyoruz.

Tek fark, kadınların dünyası daha kapalı, yazılı metin sayısı çok.

Şermin SARIBAŞ - HÜRRİYET
http://www.google.com.tr/search?sourceid=chrome&ie=UTF-8&q=osmanl%C4%B1da+sevk
 

osahin

0
İyinet Üyesi
Katılım
8 Ekim 2006
Mesajlar
4,978
Reaction score
34
Konum
kalbinizden :p
Angelo; konu körü körüne bağlı olmak değil birkere. Harem konusu öyle düşünüldüğü gibi zevk sefa alanı değildi birkere Osmanlıda.
Harem padişahın yaşam alanı, olarak başlamış daha sonrasında yine konuştuğumuz Kanuni döneminde daha da resmileşerek eğitim vs. gibi konularda da söz sahibi olan bir kurum halini almıştır. Siz orayı fahişe yetişen bir yermi sandınız?
Bunun dışında, Osmanlıda padişahlık, devlet yönetimi gibi konularda araştırmalar yaparsanız Kanuni'nin neden oğlunu öldürdüğünü "zeka" gerektirmeden anlayabilirsiniz.
Bu kadar büyük iftiraları atanları Allah ifitraları ile akıllandırır, iftiralarından kopamaz o iftiralar çoluğundan çocuğundan ayrılmaz.
 

mathiaxbars

0
İyinet Üyesi
Katılım
24 Temmuz 2006
Mesajlar
9,530
Reaction score
122
Ben bilmiyorum niye öldürmüş ? (cidden bilmiyorum)
 

osahin

0
İyinet Üyesi
Katılım
8 Ekim 2006
Mesajlar
4,978
Reaction score
34
Konum
kalbinizden :p
Fatih kanunnamesi

‘‘ Ve her kimseye evlâdımdan saltanat müyesser ola,karındaşların Nizâm-ı Âlem için katl etmek münasiptir.Ekser ûlema dahi tecviz etmiştir.Anınla amil olalar.’’
Bu maddeyle padişahın emirlerine yapılan her türlü itaatsizlik umumi rahatı ve Nizâm-ı Âlemi etkileyecek her türlü hareketi ve bağy (isyan) ve buna sebep olanları da cezalandırmayı amaçlamıştır.Kardeşlerin katli Nizâm-ı Âlem için uygun , isyan eden kardeşlere karşı tutumu da tamamen şer’i dır.Ancak beşikteki bir bebeğin boğdurulması şer’i değildir.

Abdülkadir Özcan’ın görüşüyse ; ‘‘ Osmanlı Devletini tehdit eden en büyük tehlike,yabancılara sığınan şehzade veya diğer hanedan mensuplarının tahtın mirasçısı olduklarını iddia etmeleri ve başta Bizans ve İran olmak üzere düşman ülkelerin de bu fırsattan yararlanmak arzusunda olmalarıdır.Osmanlı sultanları ve bilhassa Hz. Muhammed’in senasına mazhar olan Fatih Sultan Mehmed ,ülkenin parçalanıp bunun kimlere yarayacağının ve İ’lây-ı Kelimetullâh hizmetinin nasıl sekteye uğrayacağının çok iyi farkında idiler.İşte onlar böyle bir duruma fırsat vermemek için Şeyhülislâm’dan aldıkları fetvalarla kardeşlerini bile feda etmişlerdir.Bazen şer’i esasın tatbikinde,araya giren jurnalcilerin ve fesatçıların tesiriyle hata etmiş olabilirler.Ancak kendilerine İslâm dinini dünyanın her tarafına yaymayı gaye edinen İ’lây-ı Kelimetullâh’ın en büyük temsilcisi kabul edilmişlerdir. ’’

Fatih’in ‘‘ Bu hanedanın maksad-ı a’lâsı , İ’lây-ı Kelimetullahdır.’’ sözü her şeyi anlatmaktadır.
‘‘ Netice olarak Kardeş Katli meselesini keyfi iradeyi hakim kılmak şeklinde değil , Nizâm-ı Âlemi devam ettirmek için şer’i hükümlerin tatbiki tarzında değerlendirmek icap eder.Vatana ihanet suçunun her hukuk nizâmında idamla cezalandırıldığını da unutmamak gerekir. ’’

Ali Himmet Berki’nin kardeş katlini kötüye yorumlayanlara karşı bu meseleyi tamamen ortadan kaldırarak şekilde o da kanunnameyi ortadan kaldırmıştır.Yani böyle bir kanunun tamamının uydurma olduğu görüşüdür.Netice olarak eldeki belgeler Fatih Kanûnnâmesi’nin varolduğunu göstermektedir.Osmanlı Devleti teşkilatı temellerinde siyaset-i şer’iye kitaplarının izi vardır.

‘‘ Eski Türk kavimlerinde ve Selçuklularda ,ağır bir suç işleyen hanedan üyelerinin katli caiz görülmüştür.Fakat bunu kanunlaştıran ve koyan, II.Mehmed Fatih’dır.O da bunun bir âdet-i kadime olduğunu söylemektedir.’’Bunu açıklayan iki unsur vardır bunlardan biri,XV.y.y.’da Osmanlıyı korkutan bir şey yoktur iç huzur için nizâm-ı âlem için çalışılmalıdır,ikincisi ise zarar-ı âmdan zarar-ı hâss yeğdir.Yani şahsa verilen zarar topluma verilen zarardan iyidir.İşte bu düşünceyle bu âdet konmuştur.
‘‘ Kardeş katline dair madde,bu bakımdan incelenmeğe değer .Daha I.Bayezid Kosova Halk Meydanı’nda (1389) kardeşi Ya’kub’u idam ettiği zaman ,bir iç harbi önlemek için vezirlerin reyiyle bunu yaptı.Sonra onun oğulları arasındaki iç savaş Murad’ı veliaht yaptığı zaman iki küçük oğlunu ölümden kurtarmak için tedbirler almıştı II.Murad kendisine karşı ayaklanan ve Bizans ve Karamanoğlu ile birleşen kardeşi Mustafa’yı yakalayıp idam etti.Dukas bu münasebetle Osmanlılarda kardeş katlinin bir adet olduğunu işaret eder.Fatih tahta çıkar çıkmaz kendisinden önce tahta çıkmış atalarının yaptığı gibi,küçük kardeşi Ahmed’i ortadan kaldırdı.O bu eski teamülü kanunnamesinde ‘ Karındaşların nizâm-ı âlem için katl etmek münasiptir ekser ulema dahi tecviz etmiştir.’ Formülüyle ifade eder.’’ ‘‘ İslam cemaatini anarşiden kurtarma kaygısıyla ulemanın caiz gördüğünü belirtmesi önemlidir.Yoksa bunu mutlak bir kural olarak koymadı.’’

Fatih katletme kanûnunu koyarken âlemin nizâmı ve devletin kutsiyeti gayesini düşünmüş ve Osmanlılara ait bir zarureti veya örfü kanunlaştırmıştır.Kanûnun başında ‘Bu kanunname atam ve dedem kanunudur ve benim dahi kanunumdur .Evlâd-ı kiramın neslen ba’de neslin bununla âmil olalar.’ derken bir şey söylemediğini bu hükümlerin olduğunu belirtmiştir.Çelebi Sultan Mehmed’in sözünde ‘ Osmanlı padişahları başlangıçtan beri tecrübeyi kendilerine rehber etmişlerdir.Düşmanlar fırsat beklemektedir .Nitekim malûmu alileridir ki pederinizin vak’asında ( yani Timur’un Anadolu’yu istilası) kafirler fırsat buldu.Selanik ve başka yerler Müslümanlardan çıktı.’çoğu şey anlatılmaktadır.

Busbecq’nun şu sözü düşmanların fırsat beklediğini açık bir şekilde anlatmaktadır ; ‘‘ Müslümanlar Osmanlı hanedanı sayesinde ayakta duruyorlar.Bu sebeple hanedan yıkılırsa din ve devlet de mahvolur.’’
‘‘ II. Mehmed bu kanunu koyarken de hakimiyetin bölünmezliğinin teminini ve devleti ileride düzme tehlikelerden kurtarmayı düşünüyordu.yorumu da yapılmaktadır.Fatih’le yazılı hukuk kuralı haline gelen bu usul Osmanlı devletini zaruretler gereğince bunu benimsemişler ve bu zaruretler ortadan kalkınca terk etmekte sakınca görmemişlerdir.Bu yüzden meseleyi kana susama iktidar hırsı gibi subjektif ölçülerle değil daha objektif yollarla incelemek gerekmektedir bilgisini veren Hammer’e kendi yorumu ile bunun bir saltanat meselesi olduğunu , ‘ Ne İslam ne de Türk geleneğinde olmadığı halde , hanedan üyelerinin katlleri Osmanlı devletinde neden yerleşmiştir?Meseleyi egemenlik anlayışı,saltanatın intikali usulü yönünden incelemek gerekir. ’ ifadesi Milli hakimiyetin kurulması yolunda çekilen çileleri ortaya koymaktadır.

Ahmet Mumcu’nun Osmanlı Devletinde Siyâseten Katl adlı eserinde ‘ Burada söz konusu edilen hanedan üyelerinin hükümdar olmak için veya hükümdar olduktan sonra uyguladıkları siyaseten katl dır.Tebaaya uyguladıkları zaten bu siyâset anlayışının bir sonucudur ki.konumuzun dışındadır,insanın yaşama hakkı vardır.Bu doğuştan gelen haktır.Hükümdar verdiği ölüm cezasının hukuka uygunluğunu araştırmış mıdır?hanedan üyelerinin hakimiyet ve saltanat için hükümdar tarafından katledilmesi dışında hükümdar olmadan hakimiyet ve saltanat için birbirini katletmesi de siyaset anlayışı içine sokulmuştur.’’ demektedir.

‘‘Osmanlı İmparatorluğu’nda boyun eğilmesi gereken hukuk dört yönlüydü: Şeriat – Kanunlar ya da sultanın yazılı fermanları – Adet yani yerleşik töre – Örf yani hükmeden sultanın iradesi.Şeriat,sultanın üzerinde olan bir güçtü ve sultan tarafından değiştirilemezdi.Şeriat,Osmanlı ulusunun benimsediği İslâm hukukunun tümünü içeren oluşumdu.’’

Kardeş katli kanununun devletin daim kalabilmesi ve bir cihan devleti haline gelmesinde rolü vardır.Bu kanun bazı durumlarda belki yanlış uygulanmış olabilir ama nizâm-ı âlem için yapılmıştır ve şahsa verilen zarar topluma verilen zarardan yeğdir düşüncesiyle uygulanmıştır.
 

Türkiye’nin ilk webmaster forum sitesi iyinet.com'da forum üyeleri tarafından yapılan tüm paylaşımlardan; Türk Ceza Kanunu’nun 20. Maddesinin, 5651 Sayılı Kanununun 4. maddesinin 2. fıkrasına göre, paylaşım yapan üyeler sorumludur.

Üst