HABER AKTÜEL - Kendisini anlatırken, “Son derece başarılı, aktif, insan ilişkileri çok düzgün bir kadın” diyen Kosova’nın albüm hazırlıklarının kalitesi Kosova’nın kalitesinde mahfuz.
Kosova’yla Ulus Parkındaki sohbetimiz, bize onun iddialarına şahit olmamızı sağladı. Ve biz bu şahit oluşu bu sütunlardan sizinle paylaşmak istedik. Başarılı ve genç işadamı İlyas Doğan ve sanat dünyasının ünlü ismi Emir Şaşmaz’ın prodüktörlüğünde hazırlanan Kosova’nın yeni albümü bir hayli iddialı şarkılarla hazırlanıyor.
Çok yakında Doğan & Şaşmaz Yapım etiketiyle müzik marketlerdeki yerini alacak albümün hazırlıkları bitme aşamasına gelmiş.
Gelin, Kosova’yı Kosova’nın ağzından dinleyelim.
***
Röportaj: Muaz Kalaycı
Redakte: Esra İşeri
***
“ÖZLEM KOSOVA, SON DERECE BAŞARILI BİR KADIN”
— Özlem Kosova kendisini nasıl tanıtır?
Daha 9 aylıkken ne olacağı belli olan bir kız çocuğuydu. 2 yaşında elinde hortumla şarkı söylemeye başladı. İlerleyen zamanlarda da okulda okul korolarında şarkı söylemeye devam etti. Daha sonra konservatuara gitti ve bitirdi. Konservatuarda okurken şarkı söylemeye de devam etti. Son derece başarılı, aktif, insan ilişkileri çok düzgün bir kadın olarak tasvir edebilirim kendimi.
ÇOK KEYİFLİ BİR İNSANIM
— Müzik tarzınızı değerlendirecek olursanız sanatınız hakkında nasıl bir yorum yaparsınız?
Müzik tarzım daha çok insanlara keyifli zamanlar geçirmeye yönelik olacak. İlk albümümde ve bundan sonraki albümlerdeki hedefimiz bu. Çünkü ben çok pozitif, çok keyifli bir insan olduğuma inanıyorum. Zaten günlük hayatta yaşadığımız çok sıkıntılarımız var. Bunlardan nasıl kurtulabiliriz? Ancak dost sohbetleriyle veya müzikle diye düşünüyorum. Sıkıntılı olduğumuz zamanlar, bir yere gittiğimizde dinlediğimiz müzikler bizi daha da sıkıntıya sokabilir… Benim müziğimde bu böyle değil. Tamamen insanların o ruh halinden kurtulup çok daha farklı, çok daha eğlenceli ve pozitif yöne yönlenmeleri bizim asıl amacımız. Bu albümlerdeki ve bundan sonraki albümlerdeki asıl amacımız işte bu. Müzik tarzında çok keyifli, pozitif eğlenceye yönelik diyebiliriz.
ŞARKI SÖYLEMESİNİ BİLMEYENLER ŞARKI SÖYLÜYOR
— Müzik dünyasında insanî ilişkilere dikkat kesildiğimizde ortaya hiç de iç açıcı bir tablo çıkmıyor. Birbirine giren sanatçılar, televizyon programlarında karşılıklı atışan şarkıcılar… Bu ilişkilerin müziğe yansımasından söz eder misiniz?
Öncelikle şundan bahsetmek istiyorum. Dikkat ederseniz dünyaya baktığınız zaman bu örnekleri çok fazla görmüyorsunuz. Çünkü bu platformda sanatın her hangi bir dalıyla uğraşan insanlar bu şekilde birbirleriyle atışmıyorlar. Çünkü atışmalarına gerek yok. Hepsi bu işin eğitimini almış. Bu işe emek vermiş, kendilerini ispat etmiş. Fakat Türkiye’de maalesef bu atışmalardan sebeplenen çok insanlar var. Çünkü bunların yerleri olmayan insanlar olduğuna inandığım için sansasyonel bir şeyler yaratılmaya çalışılıyor. Bu da müziğin kalitesini düşürüyor. Şarkı söylemeyi bilmeyen bir sürü insan şarkı söylemeye çalışıyor, kaset çıkarıyor. Bu konuda belki çok sert gelecek bu konuşma ama; Türkiye de bir çok kişi sanat alanında hak ettiği yerde değil. Emek harcamıyorlar. Tepeden inme çok insan var. Bu demek değil ki, bunların arasında tepeden inip de kendini geliştiren sanatçılar yok. Kendini yetiştirmek çok önemli. Türkiye’de daha kısa yollardan para kazanılmaya çalışılıyor. Maalesef müzik sektörü çok para kazanan bir sektör olduğu düşünüldüğü için de “bende bu ekmeğin ucundan yakalayayım” şeklinde yaklaşımlar oluyor. Müziğin kalitesi düştüğü gibi sanat da ve sanatçıya bakış da halk arasında bundan çok etkileniyor. Negatif anlamda çok etkileniyor. Sanata ve sanatçıya maalesef saygı kalmıyor.
İKİ SENE İÇERİSİNDE HEDEFLERİMİZE ULAŞACAĞIZ
— Özlem Kosova’nın 5 yıl sonrası için bir ütopya ortaya koyarsak Kosova kendisini 5 yıl sonra nerede görüyor?
Buna ütopya demeyelim. Bunun olacağını biliyorum. Sevgili prodüktörüm Emir Şaşmaz’la çalışmalarımız hep bu doğrultuda. 5 yıl değil bundan 1-2 sene sonra hakikaten Türkiye müzik sektöründe önemli bir noktaya geleceğiz. En fazla 2 sene sonra Türkiye’de amaçlarımıza ulaşıp insanların bizi bu projelerimizle takip etmesini sağlayacağız.
POPÇULAR BEN GELİNCE GİTSİN!
— Sanatçılar belli bir aşamadan sonra hep Avrupa’ya açılmak ve tüm dünyada popüler olmak ister. Batı’ya açılmak gibi bir hedefiniz var mı?
Çok güzel bir soru. Bizim asıl amacımız Batı’yı Türkiye’ye getirmek. Biz aynı platformu Türkiye’de oluşturmaya çalışacağız. Yapımcılarım İlyas Doğan ve Emir Şaşmaz ile beraber büyük işler başaracağız. Doğal olarak dediğim gibi Batı’yı Türkiye’ye getirmek amacımız. Çalışma stilimiz profesyoneldir, amatörlükten uzağız. Bunu albüm içinde de göreceksiniz. Albüm sonrasında da, yaptığımız çalışmalarda da göreceksiniz. Pop müziği piyasasındaki birçok arkadaş ben gelince gitsin!
Kısa… Kısa… Kısa…
İstanbul: Yaşadığım şehir.
Araba: Tutku, hız
Doğan & Şaşmaz Yapım: Yol arkadaşı
Yemek: Aç yaşıyorum.
Eğlence: Vazgeçilmezim.
Yaz: Aşk
İnternet: Hiç beceremiyorum
Kosova’yla Ulus Parkındaki sohbetimiz, bize onun iddialarına şahit olmamızı sağladı. Ve biz bu şahit oluşu bu sütunlardan sizinle paylaşmak istedik. Başarılı ve genç işadamı İlyas Doğan ve sanat dünyasının ünlü ismi Emir Şaşmaz’ın prodüktörlüğünde hazırlanan Kosova’nın yeni albümü bir hayli iddialı şarkılarla hazırlanıyor.
Çok yakında Doğan & Şaşmaz Yapım etiketiyle müzik marketlerdeki yerini alacak albümün hazırlıkları bitme aşamasına gelmiş.
Gelin, Kosova’yı Kosova’nın ağzından dinleyelim.
***
Röportaj: Muaz Kalaycı
Redakte: Esra İşeri
***
“ÖZLEM KOSOVA, SON DERECE BAŞARILI BİR KADIN”
— Özlem Kosova kendisini nasıl tanıtır?
Daha 9 aylıkken ne olacağı belli olan bir kız çocuğuydu. 2 yaşında elinde hortumla şarkı söylemeye başladı. İlerleyen zamanlarda da okulda okul korolarında şarkı söylemeye devam etti. Daha sonra konservatuara gitti ve bitirdi. Konservatuarda okurken şarkı söylemeye de devam etti. Son derece başarılı, aktif, insan ilişkileri çok düzgün bir kadın olarak tasvir edebilirim kendimi.
ÇOK KEYİFLİ BİR İNSANIM
— Müzik tarzınızı değerlendirecek olursanız sanatınız hakkında nasıl bir yorum yaparsınız?
Müzik tarzım daha çok insanlara keyifli zamanlar geçirmeye yönelik olacak. İlk albümümde ve bundan sonraki albümlerdeki hedefimiz bu. Çünkü ben çok pozitif, çok keyifli bir insan olduğuma inanıyorum. Zaten günlük hayatta yaşadığımız çok sıkıntılarımız var. Bunlardan nasıl kurtulabiliriz? Ancak dost sohbetleriyle veya müzikle diye düşünüyorum. Sıkıntılı olduğumuz zamanlar, bir yere gittiğimizde dinlediğimiz müzikler bizi daha da sıkıntıya sokabilir… Benim müziğimde bu böyle değil. Tamamen insanların o ruh halinden kurtulup çok daha farklı, çok daha eğlenceli ve pozitif yöne yönlenmeleri bizim asıl amacımız. Bu albümlerdeki ve bundan sonraki albümlerdeki asıl amacımız işte bu. Müzik tarzında çok keyifli, pozitif eğlenceye yönelik diyebiliriz.
ŞARKI SÖYLEMESİNİ BİLMEYENLER ŞARKI SÖYLÜYOR
— Müzik dünyasında insanî ilişkilere dikkat kesildiğimizde ortaya hiç de iç açıcı bir tablo çıkmıyor. Birbirine giren sanatçılar, televizyon programlarında karşılıklı atışan şarkıcılar… Bu ilişkilerin müziğe yansımasından söz eder misiniz?
Öncelikle şundan bahsetmek istiyorum. Dikkat ederseniz dünyaya baktığınız zaman bu örnekleri çok fazla görmüyorsunuz. Çünkü bu platformda sanatın her hangi bir dalıyla uğraşan insanlar bu şekilde birbirleriyle atışmıyorlar. Çünkü atışmalarına gerek yok. Hepsi bu işin eğitimini almış. Bu işe emek vermiş, kendilerini ispat etmiş. Fakat Türkiye’de maalesef bu atışmalardan sebeplenen çok insanlar var. Çünkü bunların yerleri olmayan insanlar olduğuna inandığım için sansasyonel bir şeyler yaratılmaya çalışılıyor. Bu da müziğin kalitesini düşürüyor. Şarkı söylemeyi bilmeyen bir sürü insan şarkı söylemeye çalışıyor, kaset çıkarıyor. Bu konuda belki çok sert gelecek bu konuşma ama; Türkiye de bir çok kişi sanat alanında hak ettiği yerde değil. Emek harcamıyorlar. Tepeden inme çok insan var. Bu demek değil ki, bunların arasında tepeden inip de kendini geliştiren sanatçılar yok. Kendini yetiştirmek çok önemli. Türkiye’de daha kısa yollardan para kazanılmaya çalışılıyor. Maalesef müzik sektörü çok para kazanan bir sektör olduğu düşünüldüğü için de “bende bu ekmeğin ucundan yakalayayım” şeklinde yaklaşımlar oluyor. Müziğin kalitesi düştüğü gibi sanat da ve sanatçıya bakış da halk arasında bundan çok etkileniyor. Negatif anlamda çok etkileniyor. Sanata ve sanatçıya maalesef saygı kalmıyor.
İKİ SENE İÇERİSİNDE HEDEFLERİMİZE ULAŞACAĞIZ
— Özlem Kosova’nın 5 yıl sonrası için bir ütopya ortaya koyarsak Kosova kendisini 5 yıl sonra nerede görüyor?
Buna ütopya demeyelim. Bunun olacağını biliyorum. Sevgili prodüktörüm Emir Şaşmaz’la çalışmalarımız hep bu doğrultuda. 5 yıl değil bundan 1-2 sene sonra hakikaten Türkiye müzik sektöründe önemli bir noktaya geleceğiz. En fazla 2 sene sonra Türkiye’de amaçlarımıza ulaşıp insanların bizi bu projelerimizle takip etmesini sağlayacağız.
POPÇULAR BEN GELİNCE GİTSİN!
— Sanatçılar belli bir aşamadan sonra hep Avrupa’ya açılmak ve tüm dünyada popüler olmak ister. Batı’ya açılmak gibi bir hedefiniz var mı?
Çok güzel bir soru. Bizim asıl amacımız Batı’yı Türkiye’ye getirmek. Biz aynı platformu Türkiye’de oluşturmaya çalışacağız. Yapımcılarım İlyas Doğan ve Emir Şaşmaz ile beraber büyük işler başaracağız. Doğal olarak dediğim gibi Batı’yı Türkiye’ye getirmek amacımız. Çalışma stilimiz profesyoneldir, amatörlükten uzağız. Bunu albüm içinde de göreceksiniz. Albüm sonrasında da, yaptığımız çalışmalarda da göreceksiniz. Pop müziği piyasasındaki birçok arkadaş ben gelince gitsin!
Kısa… Kısa… Kısa…
İstanbul: Yaşadığım şehir.
Araba: Tutku, hız
Doğan & Şaşmaz Yapım: Yol arkadaşı
Yemek: Aç yaşıyorum.
Eğlence: Vazgeçilmezim.
Yaz: Aşk
İnternet: Hiç beceremiyorum
