İyinet'e Hoşgeldiniz!

Türkiye'nin En Eski Webmaster Forum'una Hemen Kayıt Olun!

Kayıt Ol!

Sağlık Blogum - Sitem Satılıyor

diyetisyencomtr

0
İyinet Üyesi
Katılım
25 Şubat 2017
Mesajlar
10
Reaction score
0
Obeziteye karşı turunçgil !

Turunçgil antioksidanları obezitenin ortaya çıkardığı kronik hastalıkları önleyebilir Portakal, limon ve misket limonlarında bulunan bir tür antioksidanların, batı tarzı yüksek yağlı diyetle beslenen farelerde obezitenin zararlı etkilerini önlemeye yardımcı olabileceği bulundu. * BariatrikLab Obezite...



http://www.diyetisyen.com.tr/obeziteye-karsi-turuncgil.html

Lenovo P1a42 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

--IYINET ; Flood Engellendi -->-> Yeni yazilan mesaj 06:42 -->-> Daha önceki mesaj 05:07 --

O desteği almazsanız kilolarınız geri gelirmorbid obezitesiolan hastalarıma obezite ile ilişkili [/IMG]Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç.Dr.Güzin M. Sevinçer[/caption]
AMELİYAT ÖNCESİ VE SONRASINDA PSİKOLOJİK DESTEK ŞART
Ameliyat öncesi psikiyatrik değerlendirme ile sorunlu psikososyal faktörlerin ve psikiyatrik durumların tespit edilmesi ve bu problemli alanların tedavisi veya düzeltilmesi hastanın cerrahiden elde edeceği faydayı arttırmaktadır.

Problemli alan tespit edildiğinde yapılacak müdahaleler; farmakolojik girişimler,[URL="http://www.diyetisyen.com.tr/tag/psiko-egitim"/] psiko-eğitimcerrahi sonrası potansiyel engelleri ele almak için psikoterapi, beslenme danışmanlığı, cerrahi sonrası yakın izlem ve obezite cerrahisi destek grubuna katılıma teşvik gibi yöntemlerden biri veya daha fazlası olabilir. Bütün bu durumlar göz önüne alındığında obezite cerrahisi hastalarında cerrahi öncesi değerlendirme, içinde ruh sağlığı çalışanının da bulunduğu bir ekip tarafından yapılması gerekmektedir.

Obezite cerrahisi ile ilgili psikolojik ve psikiyatrik durumlarla ilgili ameliyat öncesi ve sonrası dikkatli bir takip tedavi, ameliyattan elde edilecek faydayı en üst seviyeye çıkaracaktır.”
“PSİKOLOJİK PROBLEMLER OBEZİDE SEBEBİ”
Obezite ameliyatlarındaki deneyimi ve bu alandaki bilimsel çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Halil Coşkun’un kurmuş olduğu BariatrikLab Ekibi’nden Yrd. Doç. Dr. Güzin M. Sevinçer, obezitenin psikolojik problemlere yol açtığı gibi pek çok psikolojik ve psikiyatrik problemin obezite sebebi olduğunu belirtiyor.

Obez bireylerde psikiyatrik hastalıklar ve yeme bozukluklarının normal kilolu bireylere göre çok daha sık oranda görüldüğünü vurgulayan Sevinçer, obezitenin sebep olduğu sıkıntıları şöyle sıraladı:

“Kişinin sebep olduğu fiziksel kısıtlılıkla ilişkili yaşam kalitesinin düşmesi, ayrıca kilolu olmaya bağlı damgalanma ve dışlanma ile de kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönden etkilemektedir. Aynı zamanda bu kişilerde beden imajlarından memnuniyetsizlik, evliliklerinde mutsuzluk, cinsel yaşamlarında güçlük gibi psikososyal problemlere de normal kilolu bireylere göre daha sık rastlanmaktadır.” [URL="http://www.diyetisyen.com.tr"/]diyetisyen [/URL]Com.tr)



Lenovo P1a42 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

diyetisyencomtr

0
İyinet Üyesi
Katılım
25 Şubat 2017
Mesajlar
10
Reaction score
0
Arama yap

DiyetBeslenmeFitnessİlaçlarSağlıkÇocuklar İçinKadınlar İçinYazarlarımızSeri İlanlarİlan EkleFirma RehberiFirma Ekle





02 Mart 2017

Bir ameliyatla 6 hastalığa çare





Kilo vermek denildiğinde, akla sıklıkla ideal vücut ağırlığı ya da en son ulaşılmak istenen vücut ağırlığı gelir. Oysa yüzde 5-10 arası kilo kaybının bile sayılamayacak kadar çok yararı vardır.

Özellikle obeziteyle ilişkili ek hastalıklarda ciddi düzelmeler görülüyor. Ülkemizde son zamanlarda giderek artan obezite ameliyatları sonucu obeziteyle ilgili birçok sağlık probleminde ciddi oranda iyileşmeler görülüyor.

BariatrikLab Obezite ve Metabolik Cerrahi Ekibinden Prof. Dr. Halil Coşkun ile birlikte başarılı ameliyatlara imza atan Yrd. Doç. Dr. Erkan Yardımcı, obezite ameliyatları sonrasında ortadan kalkan sağlık sorunları hakkında şu bilgileri verdi:
KALBİ KORUR, FELCİ ENGELLER

“LDL kolesterol denen “kötü” kolesterolümüzü düşürmek için iyi ilaçlara sahip olmamıza rağmen, doktorlar da hastalar da HDL kolesterol olarak bilinen “iyi” kolesterolü birkaç puan bile arttırmanın ne denli zor olduğunu bilirler.
Yüzde 5-10’luk bir kilo kaybı HDL kolesterolde 5 puanlık bir artışla sonuçlanabilir. HDL deki bu 5 puanlık artış bireysel kalp rahatsızlık riskini azaltabilir. Erkeklerde 40 mg/dl’den ve kadınlarda 50 mg/dl’den daha fazla olan HDL kolesterol kalp rahatsızlıklarına karşı koruyucudur.
Kanda yüksek miktarları zararlı olan yağ benzeri parçacıklar da bulunur. Kanda trigliserid denen bu parçacıkların artmasıyla kalp krizi ve felç riski yükselmektedir. 200 mg/dl’nin üzerindeki herhangi bir değer yüksek olarak adlandırılırken, normal seviye 150 mg/dl altında olmalıdır. Vücut ağırlığının yüzde 5-10’unu kaybetmek bile ortalama 40 mg/dl trigliserid düşüşü sağlar ki bu önemli bir düşüştür. Obezite ameliyatları sonrası bu seviye egzersiz, düşük miktarda şeker, karbonhidrat ve yağ içeren diyet ve alkol alımının azaltılmasıyla daha da geliştirebilir.
HİPERTANSİYONDA İLACA VEDA

Hipertansiyon problemlerinin yüzde 25-30’u aşırı vücut ağırlığından kaynaklanmaktadır. Vücut ağırlığı artışı, hemodinamik bozukluklara ve kan basıncında artış ile sonuçlanan diğer değişikliklere sebep olur.
Obezite ameliyatları sonrası erken dönemde vücut ağırlığındaki yüzde 5-10’luk kayıp ile kan basıncı, hem sistolik hem de diastolik, ortalama 5 mmHg azalır. İlerleyen dönemlerde ulaşılan ideal kilo ile tansiyon ilaç kullanımı azalmakta ve hatta birçok hasta ilaçsız normal tansiyon değerlerine ulaşmaktadır.
DİYABETE CERRAHİ ŞİFA

Obezite ile beraber Tip2 diyabet hastalığı sıklıkla görülmektedir. Günümüzde sıklıkla uygulanan tüp mide ve mide bypass ameliyatları sonrası yüzde 60-90 oranında Tip2 diyabet hastalığında iyileşme olmaktadır. Mide bypass ameliyatının özellikle Tip2 diyabet tedavisinde daha etkili olduğu bilinmesine karşın son dönemde Clevland Clinic tarafından yayınlanan çalışmada her iki ameliyatın da Tip2 diyabet tedavisi üzerindeki uzun dönem olumlu etkileri arasında anlamlı bir fark olmadığı belirtilmiştir.
İNSÜLİN SEVİYESİNİ DÜŞÜRÜR

Obezite ile birlikte görülen bir diğer durum insülin direnci adı verilen bir fenomendir. Bu bozuklukta, pankreas insülin denen hormonun normal miktarından daha fazla işlem gerçekleştirir. İnsülin kan şekeri seviyesini normal seviyede tutmakla görevlidir. Bu durumda, dokular onun etkilerine karşı dirençli olduğundan insülinin yüksek seviyesine ihtiyaç duyulur. Bir kişi insülin direncine sahip olduğunda, kandaki yüksek miktarlı insülin, özellikle bel bölgesindeki yağ dokularında artışa, anormal kolesterole, ve bazen kadınlarda erkek tipi saç uzaması ve kısırlığa neden olan hormon seviyelerinde değişime neden olur.
Etkili kilo kaybı önemli derecede insülin seviyesini düşürür ve böylece bu durumun tersine çevrilmesine yardım eder.
SOLUNUM CİHAZINDAN KURTARIR

Obstrüktif uyku apne sendromu (OUAS), aşırı kilodan etkilenen hastalarda yaygın olarak görülen bir uyku bozukluğudur ki, uyku sırasında soluğun kesilmesi veya hava almak için horlama olarak bilinir. Uyku esnasında solunumun tıkanması veya durmasından kaynaklanır ve yetersiz oksijen alımı ile sonuçlanır. Bu da gün boyunca yorgunluk ve uyku haline neden olur. OUAS ayrıca hipertansiyon gibi bazı hastalıkların tedaviye karşı daha az cevap vermesinden sorumludur.
Uyku apnesi önemli olduğunda, kandaki oksijen seviyesi uyku boyunca çok düşük seviyededir ve CPAP adı verilen solunum cihazının kullanımı gereklidir. Ameliyatlardan hemen sonra başlayan kilo kaybıyla uyku apnesinin düzeldiği ve bazen apnenin çok şiddetli olmadığı durumlarda o kişinin CPAP solunum cihazından ayrılabileceği gösterilmiştir. Bu bazıları için büyük bir gelişmedir. CPAP kullanımı hayat kurtarıcı olmakla birlikte sıklıkla kullanımının oldukça zor ve sıkıntı verici olduğu kullanan hastalar tarafından belirtilmektedir.
İLTİHAPLANMA MADDELERİNİN SEVİYESİ DÜŞER

İnsan vücudundaki hücrelere aşırı kilonun etkilerini inceleyen çalışmalarda, yağ hücrelerinin ve özellikle de karın yağ hücrelerinin, kan damarlarında iltihaplanmaya neden olan çok sayıda madde ürettiği bulundu. Bu iltihaplanma daha sonra felç ve kalp krizine dönebilen plaklara ve pıhtılara neden olabilmektedir. Kilo kaybının yüzde 10 seviyesini aştığı durumlarda kan dolaşımındaki iltihaplanma maddelerinin seviyesi önemli derecede düşer ve böylece damarlarda meydana gelebilecek hasar riski azalır.”

Not: Bu yazıdaki bilgiler genel bilgi vermek amacı ile hazırlanmış olup bir doktordan alınan bilgilerin yerine kullanılamaz.
© Buradaki bilgilerin herhangi bölümü veya tamamı diyetisyen’nin müsaadesi olmadan kullanılamaz veya çoğaltılamaz.





[URL="http://www.diyetisyen.com.tr"/] Diyetisyen [/URL]
, [URL="http://www.asyapatent.com.tr"/] Patent Başvurusu [/URL]
 

Türkiye’nin ilk webmaster forum sitesi iyinet.com'da forum üyeleri tarafından yapılan tüm paylaşımlardan; Türk Ceza Kanunu’nun 20. Maddesinin, 5651 Sayılı Kanununun 4. maddesinin 2. fıkrasına göre, paylaşım yapan üyeler sorumludur.

Üst