Semiyun.com olarak bugün Beyoğlu Koç Üniversitesi'nde yapılan blogcular konferansındaydık ve size bu konu hakkında yazdığımız yazıyı sunuyorum.
Kaynak: http://www.semiyun.com/2011/06/blogcular-beyoglunda-bulustu/
Sosyal medyada arkadaşım, ortağım Muhammedin okuduğu bir yazı ile blogcuların toplanacağını duyduk. Semiyun olarak konferansta bulunmayı ve bilgi paylaşımından yararlanmayı düşündük. Yeri bulmak bir hayli uzun sürdü ama sonunda Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezini keşfettik. Konferans salonuna girdiğimde ilk önce bir şaşkınlık oldu, sebebi ise on dakika kalmasına rağmen konferansa katılım oldukça azdı. Gerçi hoş başladıktan sonra bile iki üç kişi ya geldi ya gelmedi. 22 Ağustosun yaklaştığı bu zamanda bir sosyal medya bir blog konferansına katılımın bu kadar az olması üzüntü vericiydi.
İçerik olarak blogların oluşumundan etki alanına, hedef aldığı kitlelerden blogların gündemdeki durumuna kadar birçok konu hakkında tartışıldı, yorumlar yapıldı. İnteraktif bir konferans oldu. Hem konuşmacılar hem de dinleyiciler arasında aktif bir konuşma havası vardı.
Konferansta yer alanlar,
Beş kişilik bir konuşmacı ekibi, dördü blogcuydu. Kendilerine ait blogları üzerinden konuşmalar yaptılar. İçlerinde ciddi olanı da vardı, mizahi bir dille konuşanı da. Ama örnek verilen blog projeleri tamamen özgün ve orijinal projelerdi. Toplumun kuytu köşesinde kalmışlarını gün yüzüne çıkarmak için oluşturulmuş ve hayata geçirilmiş bloglar yer alıyordu. Bir tez üzerine kurulmuş ve sonrasında kendini geliştirmiş bir başka blog projesi de vardı ki oldukça başarılıydı.
Konuşma bir süre sonra 22 Ağustosa geldi. Bunu neticesinde bazı web siteleri tartışıldı. Bazı sözlük yazarlarının anlayışında fikir ayrılığına düştüğünü, düşünmekten ziyade bunu engelleyen bir tabu oluştuğunu dile getirdiler. 22 Ağustos internet yasağının çok büyütülmemesi yani fikirlerimizin karartılmaması buna rağmen de sessiz kalınmamasını tartıştık. Sesimizi nasıl duyurabiliriz, blogcular olarak neler yapmalıyız, sansürün asıl amacı ve bu tarzdaki soruların cevabını aradık. Sorular eşliğinde tartışılan bu konu hakkında hem hukuki haklarımızı duyarsız kalmamak adına kullanmamız gerektiğini bilmeli hem de sosyal medya üzerinden kampanyalar yürütmeliyiz. Ancak sansürde garip bir olay var.
En çok hit alan bloglar kategori olarak yemek, moda, teknoloji blogları imiş. Medyada ön planda olmayan bu konular tabii olarak sosyal medyada yerini almaktadır. Ancak siyasi, spor, kültür sanat tarzında olan bloglar güncel hayatta camiaları büyük olduğundan etki alanları daralıyor.
Blogların yazarı olan kişiler bloglarının tutması yazılarının daha büyük kitlelere ulaşmasını sağlamak için sosyal medya ile yakından alakalı olmalıdır. Twitter, facebook ve özellikle friendfeed bu konuda başı çeken sosyal medya markaları. Twitter her ne kadar ülkemizde büyük bir kitleye ulaşmasa da bilinçli kullanıldığı ve ilgilenildiği takdirde hak ettiği değeri bulacaktır. Karşılığını da verimli bir şekilde alacaksınız.
Yazarın Notu ( Yani benim notum .d ):
Kampanyaları yürütmek ve bu projeleri duyurmak istiyorsak - sansür için - güçlü ve hiti yüksek siteleri kullanmalıyız. Dinleyicilerden biri 150200 tekil hitten bahsederken, bizim 12.000 + hite sahip Semiyun konusu açıldığı gibi kapatıldı. Sebebi ise reklâmlar. Tamam belki abartı olabilir ama olaya empati ile yaklaşırsak biz Semiyun olarak iki öğrenciyiz. Reklâm koymasak bu siteyi biraz zor ayakta tutarız.
Kaynak: http://www.semiyun.com/2011/06/blogcular-beyoglunda-bulustu/