- Katılım
- 26 Ocak 2005
- Mesajlar
- 7,944
- Reaction score
- 249
Şimdi diyeceksiniz ki Eif SEO, SERP, SEF kavramları sana neden yetmiyor, niye bizim kafamızı karıştırıyorsun, zaten her gün yeni bir şeyler çıkıyor, bir de SMO nun ne işi var bu forumda? Ne diyeyim haksız da sayılmazsınız
Yine de 5 yıldır mevcut olan bu kavramı bir çok arkadaşımın duymadığını varsayarak bu konuyu açmaya karar verdim.
Uzun bir yazı olacak. İtiraf ediyorum. Bu nedenle fazla zamanınız yoksa, bookmarkınıza ekleyip, geniş bir zamanınızda okuyun derim ben. Araştırmalarım ve bir çok kaynaktan çeviriler sonucunda ortaya çıkmış bu yazıyı kullanmak isterseniz, iyineti kaynak göstermek zorundasınız.
2006 yılında Rohit Bhargava ilk defa SMO yani Sosyal Medya Optimizasyonu kavramını ortaya attı. SMO'nun konsepti: web sitesini sosyal ağlarda popüler yapmak ve bloglarda, forumlarda, bazı haber ağlarında sık bahsedilir hale getirmekti. Seo uzmanı Danny Sullivan'ın daha sonra yaptığı açıklamalarına göre Bhargava'nın eski Sosyal Medya Optimizasyonu yöntemi 5 ana kurala dayanıyordu:
1-Sitenize verilen linklerin sayısını arttırın.
2-Tagging (etiketleme) ve Bookmarking (imleme) olaylarına önem verin.
3-İnsanları sitenize bağlantı vermeye teşvik etmek.
4-İçeriğinizi daha fazla ulaşılabilir yapın (videolar, ebook, pdf, slaytlar vb aracılığı ile)
5-Mashup teşviki. (Mashup çok geniş bir konu, youtube'un embed kullandırması örneği gibi)
Bunlar Bhargava'nın SMO için önerdiği ilk kurallardı. Bazıları günümüzde geçerliliğini yitirdi. Bhargava kendisi de bunun farkına vardı ve geçtiğimiz yıl kendi maddelerini güncelledi ve SMO'nun yeni kurallarını yazdı. Burada:
SMO'nun Yeni Kuralları
1-Paylaşılabilen içerik yapın: Her kes her şeyi paylaşmıyor, içeriğinizde paylaşılmaya değer bir şeyler olmalı.
2-İçeriğinizi kolay paylaşılabilir yapın: Hani bazı widgetler var onları ekliyoruz, işte ondan bahsetmiş.
3-Linklerle daha sıcak ilişkide bulunun: Bunu böyle çevirdim, ama sanırım çok anlaşılır olmadı. Açıklamama izin verin, mesele ben Okan'ın linkini ekledim, bir anlamda onunla bağ kurdum, o benim bloguma uğrar, ben onun bloguna uğrarım, bir şeyler yazarım, yani sıcak bir bağ kurmuş olduk.
4-Aktif paylaşımlar yapın: Mesela sitemle ilgili bir slayt hazırladım, bunu sosyal ağda paylaştım, bu aktif bir paylaşımdır. Yada video yanıtımlar ve bunun gibi şeyler.
5-Mashup teşviki. Yine geldik bu mashupa yukarıda kısaca bahsetmiştim.
Aslında bu ana kurallların dışında Bhargava sık sık SMO konusuna değindi. Açıklamaların kısaca özeti şuydu: samimi ve dürüst olun, sıcak iletişimlerde bulunun ve ortamı gözlemleyin. "SMO - sosyal ağlardan gelen ziyaretçileri çekmeyi amaçlayan önlemlerin bütünüdür." şeklinde bir tanım yapsak sanırım doğru olur.
Tabii Rohit Bhargava SMO'nun tek adamı değildir. İlk olduğu için ondan bahsetmek istedim. Daha sonra girişimci blogcu Ben Elowitz online pazarlama stratejilerini geliştirip SMO olarak kullanılabileceğini önerdi.
SMO ve SEO arasında bir fark var mı diye soracak olursanız;
Arama motoru optimizasyonu ve sosyal medya optimizasyonu temel prensiblerini karşılaştırarak bir sonuca varabiliriz. önce sayfa içi optimizasyondan bahsedeyim:
SMO Temel Prensipleri:
1-Okunaklı ve güzel resimli içerik: Metin kolay okunaklı ise ziyaretçi ilk paragraftan sonra browseri kapatmıyor. (Kullanıcı dostu SEO isimli daha önce bu forumda paylaştığım yazı ile bağlantılıdır)
2-Biribirleri ile bağlantılı makaleler: Biz aslında SEO olarak bunu yapıyoruz. Sayfa sonuna "bu konu ile ilgili ayrıca şunları da okuyun" gibisinden bir şeyler yazıyoruz, böylece ziyaretçinin ilgisini çekip sitede/blogda daha fazla kalmasını sağlıyoruz.
3-Gereksiz öğelerin sayfada kullanılmaması: Benim de eskiden yaptığım sitelerde var, kullanıcının dikkatini çekmek için sayfalara çiçekler böcekler yerleştirmişim, aslında ziyaretçinin dikkatini içeriğe çekmek gerekir. Böcekleri kaldırıyoruz. Ayrıca kullanıcıyı bir şeylere zorlamayın. Mesela; yazıları oylama gibi.
4-Gerekli öğeleri görünür yerlere yerleştirme: Gereksizleri kaldıralım dedik. Bir de gerekliler var, nedir; RSS Abonelik, Blogun en popüler makaleleri.. gibi. Bu öğeleri görünür bir yerelere yerleştireceğiz. (biliyorum orada adsense kodlarınız var )
5-Pararlel bilgi akışı: Ana içeriğin yanısıra tavsiye edilen yazılar gibi. Ziyaretçi sayfaya geldi, ama içerik veya resimler ilgisini çekmedi, gitmeye çalışıyor, işte bu sırada yandaki tavsiye bağlantıyı görüp tıklıyor ve sitemizde daha fazla kalıyor.
6-Eklentiler ve widgetler: Yorumlar önemlidir mesela. Aynı zamanda arkadaşına öner gibi bir şeyler, bookmarking vb. eklenebilir. Ama abartmadan.
Sosyal medya ve Blog ortamlarında sitenizin iyi tanıtımı için kriterler
1-Sık güncellenen içerik: Ziyaretçileri sitenin kendisi değil sağladığı içerik çeker. Statik içerik bir süre sonra sıkıcı hale gelmeye başlar. Hep aynı, hep aynı.
2-Özgün içerik: Burada özgün rewrite olayı değil. Ziyaretçi için özgün olmak önemlidir, arama motoru için özgün olmak zaten çok kolaydır. Ayrıca copy paste içerikli bloglara bir süre sonra ziyaretçi ilgisi azalacaktır. (gelir için yapılmış kısa ömürlü siteleri bu konu haricinde tutuyorum)
3-Tematik içerik: Dobermann köpeğiniz olan jerry'den bahsediyorsanız (aslında bahsetsem mi ki bu köpekten sonunda) bütün köpek ve dobermann sahipleri blogunuzun takipçisi olabilir.
4-En az 5-7 paragraftan oluşan yazı: Çok görüyorum 100 kelimelik makaleleri. Aramalarda böyle bir siteye denk gelirsem bir daha uğramamayı tercih ediyorum. Bana göre kaliteli bir blog yazısı en az 5 paragraftan oluşmalıdır. Ve sadece bana göre değil.
5-İlgi çekici içerik, ansiklopedik bilgi değil: Yayınladığınız yazılar ansiklopedik bilgi niteliğinde olursa ziyaretçiler yorumlayamazlar, ödev vs konularına girmiyorsa sıkıcı bulabilirler, konular ilgi çekici ve ziyaretçi kitlesine yönelik olmalıdır.
6-Yazarın web ziyaretçilerine uygun yazı yazma yeteneği: Eğer yazınız güzel değilse, sık hatalar yapıyorsanız kendinizi bir az geliştirmelisiniz. Gelen ziyaretçiler gözlerini rahatsız eden sık hatalar görmek istemezler.
SMO'da da SEO'da olduğu gibi sayfa içi ve sayfa dışı optimizasyon konuları var. Sayfa dışı optimizasyon kavramı çok uzun olduğu için onu daha sonraki yazılarıma bırakıyorum. Yazdıklarımız çoğu bildiğimiz, ama uygulamadığımız şeyler. Yazımı dikkatle okuduysanız sizden artık ilgi çekici, güzel, kaliteli bloglar bekliyorum. Benim de artık kendi kişisel blogumu yazmamın zamanı gelmedi mi sizde?
[Onay]Eif[/Onay]
Yine de 5 yıldır mevcut olan bu kavramı bir çok arkadaşımın duymadığını varsayarak bu konuyu açmaya karar verdim.
Uzun bir yazı olacak. İtiraf ediyorum. Bu nedenle fazla zamanınız yoksa, bookmarkınıza ekleyip, geniş bir zamanınızda okuyun derim ben. Araştırmalarım ve bir çok kaynaktan çeviriler sonucunda ortaya çıkmış bu yazıyı kullanmak isterseniz, iyineti kaynak göstermek zorundasınız.
2006 yılında Rohit Bhargava ilk defa SMO yani Sosyal Medya Optimizasyonu kavramını ortaya attı. SMO'nun konsepti: web sitesini sosyal ağlarda popüler yapmak ve bloglarda, forumlarda, bazı haber ağlarında sık bahsedilir hale getirmekti. Seo uzmanı Danny Sullivan'ın daha sonra yaptığı açıklamalarına göre Bhargava'nın eski Sosyal Medya Optimizasyonu yöntemi 5 ana kurala dayanıyordu:
1-Sitenize verilen linklerin sayısını arttırın.
2-Tagging (etiketleme) ve Bookmarking (imleme) olaylarına önem verin.
3-İnsanları sitenize bağlantı vermeye teşvik etmek.
4-İçeriğinizi daha fazla ulaşılabilir yapın (videolar, ebook, pdf, slaytlar vb aracılığı ile)
5-Mashup teşviki. (Mashup çok geniş bir konu, youtube'un embed kullandırması örneği gibi)
Bunlar Bhargava'nın SMO için önerdiği ilk kurallardı. Bazıları günümüzde geçerliliğini yitirdi. Bhargava kendisi de bunun farkına vardı ve geçtiğimiz yıl kendi maddelerini güncelledi ve SMO'nun yeni kurallarını yazdı. Burada:
SMO'nun Yeni Kuralları
1-Paylaşılabilen içerik yapın: Her kes her şeyi paylaşmıyor, içeriğinizde paylaşılmaya değer bir şeyler olmalı.
2-İçeriğinizi kolay paylaşılabilir yapın: Hani bazı widgetler var onları ekliyoruz, işte ondan bahsetmiş.
3-Linklerle daha sıcak ilişkide bulunun: Bunu böyle çevirdim, ama sanırım çok anlaşılır olmadı. Açıklamama izin verin, mesele ben Okan'ın linkini ekledim, bir anlamda onunla bağ kurdum, o benim bloguma uğrar, ben onun bloguna uğrarım, bir şeyler yazarım, yani sıcak bir bağ kurmuş olduk.
4-Aktif paylaşımlar yapın: Mesela sitemle ilgili bir slayt hazırladım, bunu sosyal ağda paylaştım, bu aktif bir paylaşımdır. Yada video yanıtımlar ve bunun gibi şeyler.
5-Mashup teşviki. Yine geldik bu mashupa yukarıda kısaca bahsetmiştim.
Aslında bu ana kurallların dışında Bhargava sık sık SMO konusuna değindi. Açıklamaların kısaca özeti şuydu: samimi ve dürüst olun, sıcak iletişimlerde bulunun ve ortamı gözlemleyin. "SMO - sosyal ağlardan gelen ziyaretçileri çekmeyi amaçlayan önlemlerin bütünüdür." şeklinde bir tanım yapsak sanırım doğru olur.
Tabii Rohit Bhargava SMO'nun tek adamı değildir. İlk olduğu için ondan bahsetmek istedim. Daha sonra girişimci blogcu Ben Elowitz online pazarlama stratejilerini geliştirip SMO olarak kullanılabileceğini önerdi.
SMO ve SEO arasında bir fark var mı diye soracak olursanız;
Arama motoru optimizasyonu ve sosyal medya optimizasyonu temel prensiblerini karşılaştırarak bir sonuca varabiliriz. önce sayfa içi optimizasyondan bahsedeyim:
SMO Temel Prensipleri:
1-Okunaklı ve güzel resimli içerik: Metin kolay okunaklı ise ziyaretçi ilk paragraftan sonra browseri kapatmıyor. (Kullanıcı dostu SEO isimli daha önce bu forumda paylaştığım yazı ile bağlantılıdır)
2-Biribirleri ile bağlantılı makaleler: Biz aslında SEO olarak bunu yapıyoruz. Sayfa sonuna "bu konu ile ilgili ayrıca şunları da okuyun" gibisinden bir şeyler yazıyoruz, böylece ziyaretçinin ilgisini çekip sitede/blogda daha fazla kalmasını sağlıyoruz.
3-Gereksiz öğelerin sayfada kullanılmaması: Benim de eskiden yaptığım sitelerde var, kullanıcının dikkatini çekmek için sayfalara çiçekler böcekler yerleştirmişim, aslında ziyaretçinin dikkatini içeriğe çekmek gerekir. Böcekleri kaldırıyoruz. Ayrıca kullanıcıyı bir şeylere zorlamayın. Mesela; yazıları oylama gibi.
4-Gerekli öğeleri görünür yerlere yerleştirme: Gereksizleri kaldıralım dedik. Bir de gerekliler var, nedir; RSS Abonelik, Blogun en popüler makaleleri.. gibi. Bu öğeleri görünür bir yerelere yerleştireceğiz. (biliyorum orada adsense kodlarınız var )
5-Pararlel bilgi akışı: Ana içeriğin yanısıra tavsiye edilen yazılar gibi. Ziyaretçi sayfaya geldi, ama içerik veya resimler ilgisini çekmedi, gitmeye çalışıyor, işte bu sırada yandaki tavsiye bağlantıyı görüp tıklıyor ve sitemizde daha fazla kalıyor.
6-Eklentiler ve widgetler: Yorumlar önemlidir mesela. Aynı zamanda arkadaşına öner gibi bir şeyler, bookmarking vb. eklenebilir. Ama abartmadan.
Sosyal medya ve Blog ortamlarında sitenizin iyi tanıtımı için kriterler
1-Sık güncellenen içerik: Ziyaretçileri sitenin kendisi değil sağladığı içerik çeker. Statik içerik bir süre sonra sıkıcı hale gelmeye başlar. Hep aynı, hep aynı.
2-Özgün içerik: Burada özgün rewrite olayı değil. Ziyaretçi için özgün olmak önemlidir, arama motoru için özgün olmak zaten çok kolaydır. Ayrıca copy paste içerikli bloglara bir süre sonra ziyaretçi ilgisi azalacaktır. (gelir için yapılmış kısa ömürlü siteleri bu konu haricinde tutuyorum)
3-Tematik içerik: Dobermann köpeğiniz olan jerry'den bahsediyorsanız (aslında bahsetsem mi ki bu köpekten sonunda) bütün köpek ve dobermann sahipleri blogunuzun takipçisi olabilir.
4-En az 5-7 paragraftan oluşan yazı: Çok görüyorum 100 kelimelik makaleleri. Aramalarda böyle bir siteye denk gelirsem bir daha uğramamayı tercih ediyorum. Bana göre kaliteli bir blog yazısı en az 5 paragraftan oluşmalıdır. Ve sadece bana göre değil.
5-İlgi çekici içerik, ansiklopedik bilgi değil: Yayınladığınız yazılar ansiklopedik bilgi niteliğinde olursa ziyaretçiler yorumlayamazlar, ödev vs konularına girmiyorsa sıkıcı bulabilirler, konular ilgi çekici ve ziyaretçi kitlesine yönelik olmalıdır.
6-Yazarın web ziyaretçilerine uygun yazı yazma yeteneği: Eğer yazınız güzel değilse, sık hatalar yapıyorsanız kendinizi bir az geliştirmelisiniz. Gelen ziyaretçiler gözlerini rahatsız eden sık hatalar görmek istemezler.
SMO'da da SEO'da olduğu gibi sayfa içi ve sayfa dışı optimizasyon konuları var. Sayfa dışı optimizasyon kavramı çok uzun olduğu için onu daha sonraki yazılarıma bırakıyorum. Yazdıklarımız çoğu bildiğimiz, ama uygulamadığımız şeyler. Yazımı dikkatle okuduysanız sizden artık ilgi çekici, güzel, kaliteli bloglar bekliyorum. Benim de artık kendi kişisel blogumu yazmamın zamanı gelmedi mi sizde?
[Onay]Eif[/Onay]