Bugün bir çok insanın nüfus kağıdında Türk olduğu yazıyor. Ama Türk olmak için bu kağıt maalesef yeterli değil. Bir ülkenin vatandaşı olmak için o ülkeye bir şeyler feda etmek zorundasınız. O ülkeye bir şeyler katmak zorundasınız.
Hele bir de Türk olmak daha büyük bir sorumluluk istiyor. Çünkü böyle yüce bir tarihin geleceğini yaratmak ağır yükümlülükleri de beraberinde getiriyor. Bize ne anlatılırsa anlatılsın ya da dünya ne söylerse söylesin biz dünyanın diğer milletlerinden farklıyız. Belki bütün uluslar kendileri için bunu düşünüyor ama tarihe ve kalıntılara bakarsak bu gerçeğe dönüşen tek olgu.
Biz büyük bir ulusun anlamsız torunlarıyız. Anlamsız diyorum çünkü onların yaptığı iyi şeylerin hiçbirini yapmadık. Aksine yaptıkları bütün hataları inadına tekrarladık. Bu bizi tarihin başarılarını övmekten öteye götürmedi. Hep övdük, hep övdük. Hep kendimizi övdük. Yeri geldi ulusumuzu dünyalara sığdıramadık. En ufak bir başarıyı abarttıkça abarttık. Sonunda ise bir balon gibi patladık.
Ben kendimi bildim bileli Atatürk hep övülür ama hep övülür. Yaptıkları söylenir, söyledikleri tekrarlanır. Kitaplarda, gazetelerde ve bazı kaypak dudaklarda ismi büyür. Ama yaptıklarının zerresi yapılmaz. Bugün saygı duyulan insanların çoğu aslında insanların sadece kuru ağızlarında var. Yüreklerinde ise bu insanların ne düşünceleri ne de idealleri var. İşte Türk olmaktan kastım bu.
Zamanında bu toprağın bir karışı için bedenindeki bütün kanı döken insanlara rağmen bugün insanlar ağızlarındaki pis tükürüğü yere atmaya çekinmiyorlar. Duyarsız olmanın mazereti olmaz.
Biz bu ülke için ne yaptık?
Bu soruyu unutursak işte o zaman biz ne bu ülkenin evladı oluruz ne de bu ülke bizim ülkemiz olur. Eğer bu ülkeyi seviyorsak ve Türk olduğumuzu iddia ediyorsak yaşama ve toprağımıza olan borcumuzu çalışarak, inanarak, kaliteye ödün vererek, cahilliğe karşı çıkarak, inadına umut ederek, birbirimize destek olarak, evrensel düşünerek ve ilerleyerek ödemeliyiz.
Bugün balon milliyetçiliğe sığınıp da ülkesine sahip çıkanların, satılmış bedenlerle ülke sevdasından bahsedenlerin, doğumundan ölümüne anlamsız hayatında devamlı başkalarını eleştirenlerin, her şeyi bildiğini zannedip düzeltmeye cüret edenlerin, şişman ve aç bedenlerini patlatmak için sürekli çalanların, Tanrı'yı satıp parayı satın alanların, duyarsızlığı giyinip gümüş kaldırımlarda dolaşanların soyunu tüketinceye kadar biz ülkemiz için bir şey yapmış olmayacağız..
Hele bir de Türk olmak daha büyük bir sorumluluk istiyor. Çünkü böyle yüce bir tarihin geleceğini yaratmak ağır yükümlülükleri de beraberinde getiriyor. Bize ne anlatılırsa anlatılsın ya da dünya ne söylerse söylesin biz dünyanın diğer milletlerinden farklıyız. Belki bütün uluslar kendileri için bunu düşünüyor ama tarihe ve kalıntılara bakarsak bu gerçeğe dönüşen tek olgu.
Biz büyük bir ulusun anlamsız torunlarıyız. Anlamsız diyorum çünkü onların yaptığı iyi şeylerin hiçbirini yapmadık. Aksine yaptıkları bütün hataları inadına tekrarladık. Bu bizi tarihin başarılarını övmekten öteye götürmedi. Hep övdük, hep övdük. Hep kendimizi övdük. Yeri geldi ulusumuzu dünyalara sığdıramadık. En ufak bir başarıyı abarttıkça abarttık. Sonunda ise bir balon gibi patladık.
Ben kendimi bildim bileli Atatürk hep övülür ama hep övülür. Yaptıkları söylenir, söyledikleri tekrarlanır. Kitaplarda, gazetelerde ve bazı kaypak dudaklarda ismi büyür. Ama yaptıklarının zerresi yapılmaz. Bugün saygı duyulan insanların çoğu aslında insanların sadece kuru ağızlarında var. Yüreklerinde ise bu insanların ne düşünceleri ne de idealleri var. İşte Türk olmaktan kastım bu.
Zamanında bu toprağın bir karışı için bedenindeki bütün kanı döken insanlara rağmen bugün insanlar ağızlarındaki pis tükürüğü yere atmaya çekinmiyorlar. Duyarsız olmanın mazereti olmaz.
Biz bu ülke için ne yaptık?
Bu soruyu unutursak işte o zaman biz ne bu ülkenin evladı oluruz ne de bu ülke bizim ülkemiz olur. Eğer bu ülkeyi seviyorsak ve Türk olduğumuzu iddia ediyorsak yaşama ve toprağımıza olan borcumuzu çalışarak, inanarak, kaliteye ödün vererek, cahilliğe karşı çıkarak, inadına umut ederek, birbirimize destek olarak, evrensel düşünerek ve ilerleyerek ödemeliyiz.
Bugün balon milliyetçiliğe sığınıp da ülkesine sahip çıkanların, satılmış bedenlerle ülke sevdasından bahsedenlerin, doğumundan ölümüne anlamsız hayatında devamlı başkalarını eleştirenlerin, her şeyi bildiğini zannedip düzeltmeye cüret edenlerin, şişman ve aç bedenlerini patlatmak için sürekli çalanların, Tanrı'yı satıp parayı satın alanların, duyarsızlığı giyinip gümüş kaldırımlarda dolaşanların soyunu tüketinceye kadar biz ülkemiz için bir şey yapmış olmayacağız..